Yeni Üyelik
15.
Bölüm

14. Bölüm

@deren_yazar

Sabah beş gibi alarm ile uyandım kıyafetlerimi giyerken telefonuma gelen mesajı okudum. "Yüzbaşı Kara saat 5.28 de harekat merkezinde olunuz. Gizliliğinize önem gösteriniz." Mesajı sildim. Telefonumu kapattım. Sinyali olmayan tuşlu telefonu yanım aldım. Çantama birkaç parçane olur olmaz diyd kıyafet koyup evden çıktım.

Arabaya doğru ilerler "Karam." Sesiyle arkama döndüm, "Uğur gitmem lazım." Dedim. Başıyla onayladı "Karargâha değil mi?" Başımla onayladım arabinin yan kolutuğuna ilerledi, "Bende oraya gidiyorum." Dedi.

Arabayı çalıştırdım. "Saat kaçta orada olman lazım." Dedim. Sakin bir tavırla "yirmi sekizde sen." Dedi. Bende manasǰnda başımı salladım. Karargâha gelince hemen Harekat merkezine ilerledik. Içeri girdik. Albaya selam verdik bize baktı.

"Oturun çocuklar." Dedi ikimizde oturduk. Önümüzde ki dosyaları okumaya başladık. Bir terör grubu hakkında bilgiler her alıyordum ve biri kadın biri erkek iki insan hakkında bir sürü detayın olduğu bir metin okur okumaz albaya döndük.

"Yüzbaşı kara lena'nın yerine geçmeni istiyorum. Yüzbaşı Turan sende Cebra'nın yerine geçeceksin. Aralarına sızıp bilgilerini öğreneceksiniz" Ikimizde onayladık.

"Komutanım. Burda yazana göre ben Teo'nun kayıp kızıyım yani Leon'un kız kardeşiyim nasıl saklanacağım ondan." Dedim, Albay gülümseme ile ekrandanfotoğraf açtı. Fotoğraftaki kız ile birebir aynıydım sadece onun sağ kaşında bir bıçak izi vardı, benimse sol kaşımda. Yani kısacası efsaneviydim. Saçlarımın küt olması gerekiyordu.

Saçımı hızlıca topladım elime çakımı kalıp hızlıca kestim. Albay gülümsedi "Deli kurtlarım benim. Hazırlanın yarım saat sonra çıkış yapacaksınız. Dosyalarınızı ezberleyin. Kışlaya kıyafetleriniz bırakıldı." Dedi. Ikimizde onayladık ce hızlıca kışlaya ilerledik.

Ulaş ta bende ezber yapmakla meşguldük. Kışlaya girince hızlıca kıyafetleri giyindik. Kızın tarz iyimiş dars diyah bir pantolon siyah bir atlet üzerine beyaz bir gömlek giydim. Atletin içinde ise sıkı bir korse. Giyindim saçlarımın kesimini hafif düzeltip dışarı çıktım. Ulaş bol kıyafefler giymişti.

Anlatılana göre benim sağ kolum ve sevgilimdi bu adam. Yani Ulaş karşısına geçtim "Nasıl olmuşum." Dedim memnuniyetsiz bir ifade ile baktı. "Üniformalı tercih ederim." Dedi. Başımla onayladım, bende beni üniformali sevmiştim.

Oturduk dosyaları takip ederken. Içeri timin geri kalanı geldi. Sakince yanımıza oturdular. Emre sakince önümdeki dosyayı aldı.

"Kaç yıldır Cebra ile berabersin?" Dedi, "dört yıl sekiz ay on yedi gün." Başıyla onayladı. "Son on yıldır neredeydin?" Dedi, hızlıca düşündüm "Şam' da ve Türkiye de bulundum." Yine onayladı. "Takma adın ne?" Dedi. Düşünmeme bile gerek kalmadı "ajkan" yaklaşık olarak yirmi soru daha sordu.

Sakince hepsini cevapladım. Bana baktı "Gayet iyisin ama tiki unutma tamam mı?" Dedi, evet o çok önemliydi. Konuşurken ara sıra kelime tekrarlamam gerekiyordu. "Tamamdır, ben halledeceğim." Dedim. Komutan içeri girince, bizde ayağa kalktık. Beraber helikoptere doğdu ilerledim. Helikoptere bindik.

Helikopterde Ulaş'ın yanına geçip başımı onun omzuna koydum. "Ee Cebra bey aşık mıyız?" Dedim. Anlımdan öptü. "Aşığız her evrende her yerde aşığız." Tebessümle karşılık verdim. "Ulaş?" Dedim. Söylemem gerekenler vardı.

"Söyle Bengim." Yutkundum "Bir gün şehit düş." Devam edecekken sert bir sesle "Sus." Ellerini dudaklarımdan çektim "Şehit düşeceğim o zaman sakın askerliği bırakma ya da hayattan kopma askerlikte hayatta sana çok yakışıyor." Dedim. Başını eğdi. "Bir gün şehit düşersen binadan iki tane şehit tabutu kalkar." Dedi, gözlerimde ki öfkeyi okuyabiliyordu ama umursamıyordu.

"Ben şehit olursam hayatına devam edebilir misin?" Dedi, başımı kaldırdım "Katilini bulana kadar senin ruhunla yaşarım. Katilini öldürünce senin uğruna ölduğun vatan için yaşarım." Dedim, sonra gözlerimi gözlerine diktim. "Hem sende benden sonra benim katilimi öldürmek için yaşarsın biliyorum." Dedim.

Duraksadi düşündü "Onu yapacak kadar gücüm kalmazdı, Bengi bana neler düşündürüyorsun. Nolur sus." Dedi sesi titrediğinden sustum. Biliyordum hissedebiliyordum, Ulaş bir gün benim mezarıma gelecekti. Ikimizde sustuk bana kolunu attı bende ona sarıldım.

Bir on dakika kadar sonra bir anda saçımdan öptü, kendi içinde konuşuyordu ama duyabildim "Allahım sen koru ya rabbim." Dedi saçlarımdan tekrar öptü. "Yok yok sen gösterme ya rabbim." Dedi. Duymamazlıktan geldim. Helikopter yere konduğu anda ikimizde indik. Indiği yerin hemen yanında bahsedilen plaklı siyah jip vardı. Ulaş söför koltuğuna geçti.

Koltuğun üzerinde telsiz vardı hızlıca aldım. Leon yazıyordu hemen aradım. Biraz çaldı sonrada açıldı.

"Lean, nerdesin?"

"Yoldayım. Ne ne oldu?"

"Tamamdır. Bir şey olmadı ben sana koordinatları yollayacağım orada yapacaksın bundan sonra." Dedi ve kapattı.

Ulaş bana baktı, "konuşurken kızın video yaptığı gibi hafif başını sola attırarak konuş" dedi. Dediğini yapmayı denedim. Baktı "Aynen böyle." Dediği konuma çok varmadan vardık. Kız tutuklanmıştı, kişisel eşylarının çoğu bizdeydi yani bendeydi. Adamda tutuklanmıştı. Onunda eşyları Ulaştaydı.

Kıyafetlerimi düzeltip arabadan indim. Kapıda bekleyen adamlar beni görünca başını öne eğdi, kapıya doğru ilerledim. "Lean kart." Dedi, çaktım kafayı, diğeri direk açtı kapıyı. Evin içerisine girdik.

Etrafa bakındım, sade ve şık organize edilmişti. Garip bir şekilde terörist evi gibi değildi. Koltuğa oturdum. Ulaş'ta yanıma oturdu. Ben oturur oturmaz kadın yanımıza gelip şarap doldurmaya başladı.

Bardağı elime aldım. Kokusuna bakar gibi yaptım "mantar kokuyor kokuyor bu siz beni zehirleyecek misiniz?" Diye bağırdım. Iceri hemen adamlar girdi. "Bir sorun mu var Lean?" Başımı hayır manasında salladım ve elimle gidin işareti yaptım. Kadın hemen bardakları ve şarabi alıp gitti.

Ulaş etrafa bakındı "Akşam benim odama gel." Dedi, anlaşılan bir şey bulmuştu dinlenme ihtimalimize karşı " tamam gelirim Cebra." Dedim. Bir on dakika kadar sonra kapı aralandı. Leon içeri girdi. Ayağa kalktım yanına doğru ilerledim. Bir anda karnıma bıçak sapladı, ama korseden geçmedi.

Ne yapıyorsun manasında baktım. "Gerçekten sen olduğuna emin olmak çok güzel bir his kardeşim." Dedi ve sarıldı. O anda anladım kız hiç korseyi çıkarmadığı için kontrol etmişti. O sarılınce bende tek elimle ona sarıldım.

Koltuklara doğru ilerlerken Ulaş'ın yanına gidip onada sarıldı. Masaya baktı "şarap niye içmedin?" Dedi, "Mantar ko kokuyordu." Başıyla onayladı. Koltukta oturmaya başladık. Ulaş'a gözlerini dikti. "Ne kadardır görüşmüyorduk biz." Dedi, Ulaş'a çeviridm gözlerimi Ulaş Leon'a bakışlarıyla kitlendi.

"Bilmem sen ne çabuk unuttun." Dedi, Leon kahkaha attı "İşte her zaman böyle bir manyaktı bu. Test edilmeye gelemezdi." Dedi. Ulaş yeni gelen şarabı kaldırıp güldüm Leon ve bende aynı hareketi yaptık.

Bir saat kadar orada öylece oturduk. Leon bana döndü "Annemle konuştun mu?" dedi, annesiyle alakalı hiçbir yazmıyordu ki ne desem bilemedim. "Sen konuştun tun mu?" dedim Başını evet manasında salladı "Halen onunla konuşmacak mısın?" dedi. Başımı anlamadım manasında salladım. Yavaş adımlarla yanıma geldi. "Lean biliyorsun senin ölmeni istemedi sadece kendini korumak istedi." dedi. Gözlerimi Ulaş'a çevirdim.Ulaş direk lafa girdim "Bizi buraya keyfine çağırdın galiba."dedi. Leon başını sakince kaldırdı "İşte istediğim soru." dedi. İkimizde başımızı ona çevirdik.

"Bir tim var, onlar ölsün istiyorum. Bana onu getireceksiniz. plan basit. Burada ki türk köylerinden birine bombalı saldırı olacak. Lean o iş sende genelde burada ki köylere onlar ilgileniyor. Buraya gelecekler ve bizde onları öldüreceğiz. Bana bakın onları öldürürkne videom olacak. Albay o Albaya o videoyu atacağım. Ağlarken göreceğim ben onu." dedi, ikimizde sakince başımı kaldırdık. "Ne is istersen onu yapalım ki kim bu tim." dedim. Şaraptan sağlam bir yudum aldı. "Albay Türk o ve onun adamları. bütün işime taş koydular. O Albay ölmekten beter olacak." dedi.

Bahsettiği timde galiba bizdik. Sakinliğimi korumaya çalıştım. Tam soru soracakken yukardan Teo indi. "Lean gelmiş neden haberim yok." dedi anda rola girdim. "Bu bu adam burada ve se sen beni burayamı çağırıyorsun a abi." dedim, Ulaş hızlıca önüme geçti bende belimde ki silahı alıp Teo'ya çektim. Arada sıkmayı başarırsam şanslıyım. Leon elimde ki silahı almaya çalıştı. "a abi lü letfen çık." dedim. "Lean." diye bağırdığı anda silahımı indirdim. Allahım sen bana sabır ver ben her iki durumdada bu adam sıkamıyorum. Awwww.

Leon hızlıca arkaya döndü "Baba odana çık. Hemen!" dedi. Teo yukarı çıkmak yerine aşağı indi. Tekrar silahımı kaldırdım. Ulaş elimde ki silahı aldı, "Tou'yu götür buradan." dedi. Leon'a dönüp. Leon başıyla onaylayıp Teo'nun kolundan tutup yukarı çıkarmaya çalıştı. Sakinliğimi korumam gerekmediği için kendimi süreklü ona doğru atılmak için kullandım. Ulaş onlar tamamen yukarı çıkar çıkmaz, Beni öptü "Sakin olmaya çalışıyormuş gibi yap o geldiğinde şaraptan yudumlar alıp tikin artmış bir biçimde konuşacaksın." dedi.

Başımla onayladım. Masada ki şarabı aldım, etrafında yürümeye başladım. Ulaş ise koltukta yayvanca oturup benii izlemeye başladı. "Lean, söz veriyorum yollayacağım ben onu." dedi, Başımı hayır manasında salladım "O ö ö ölecek. O be beni ö öldürmeye ça çalıştı." dedim, "Öldürmek derken. Bana sadece atıştığınızı söyledi." güldüm. Kızın ifadesinde ki cümlenin aynısı kurdum "Bo boğazıma bı bıçak dayadı. Be beni asmakla tah tahdit etti." dedim. Gözleri kocaman oldu, Belinden silahı çıkardı. Bana çevirdi. Elimle Ulaş'a dur yaptım. Silaha doğru birkaç adım attım.

"Be beni ö öldürebilecek mi misin?" dedim, silahı anlıma dayadı "Yaptı mı?" dedi. Başımla onayladı. Hızlıca silahı indirdi "Teo." diye bağırdı. Yanıma geldi boynuma sarıldı "Otur sadece otur." dedi, başımla onayladım ve Ulaş'ın yanına oturdum. Teon'nun kafası merdivenlerde ilk göründüğü anda üç el ateş etti. Merdivenlerden yuvarlandı, yere yapıştı. "Aaaaaa." diye kaldım baya baya öldürdü. Ciddili öldürdü. Allahım çok rahatladım acyip rahatladım. Şuan erik dalı çalsa aralıksız kırk dakika oynardım. Ulaş rolünü bozmadan hemen yerinden kalktı.

"Ne yapıyorsun. Teo'yu öldürmek ne? Biz Lean Teo'yu öldürmesin diye çabalamadık mı şimdi nereden çıktı bu." dedi. Ciddi ciddi kızmış gibi davranıyordu işte benim sevgilim. "Leon elinde ki silahı yere attı "O adam benim kardeşimi öldürmeye kalkışmış. Ben kardeşime baskın attılar diye koca bir taburu yaktım. Babamımı öldüremeyeceğim." dedi. Leon'un elinde ki silahı aldı kıyafeti ile temizledi ve gidip silahı alıp Teo'nun eline koydu silahı. "Kendine sıktı. Alkollüydü kendine sıktı." dedi. Bu şerefsizler zaten biz öldürmesek ya uğuşturucudan yada alkolden geberip gidiyorlardı.

İçeri adamlar girdiği anda yerimden kalktım "A a alın şu a adamı şu şuradan." dedim. Adamlar Teo ya ve silahabaktılar "Kendine üç el sıkmaz kim sıktı." dedi, belimde silahı çıkardım adama sıktım. Leon'dan "İşte benim kardeşim." sesi gelirken. Ulaş'tan "İşte benim sevgilim." sesi geldi. Hayatımda hiç bu kadar rahatsız hissetmemiştim. O adamın benimle gurur duyması. kafam çok karışıltı.Derin bir nefes aldım. "Be benim o odam ne nerede?" dedim. Leon yukarıyı gösterdi, "Sağ dört. Beraber kalırsınız." dedi. İkimde başımızla onayladık. yavaş adımlarla merdivenden çıktık.

Odaya girer girmez hemen ulaş sinyal araştırma aleti ile her yeri aradı. Her yer temizdi. Herhangi bir kaydedici var mı diye onlarında seslerini ölçen bir aletle odayı kontrol etti. Kameralara karşılık olarak ışık saçtırdı herhangi bir yansıma yada bir bozulma olmadı. "Temiz." dedi, başımla onayladım. etrafı dinlemeye başladım. Etrafta adam yoktu. Telsizi çalıştırmazdık dışarda sinyal makineleri vardı ama haber uçurmamız şarttı. Ulaş bütün rahatlığı ile "Ben dışarı çıkayım. Telsizden haber uçurayım. Sen burada kalabilir misin tek." dedi. Başımla onayladım. Hızlıca dışarı çıktı. Bende koltuğa oturdum tam karşımda duran kadın resmine baktım.

Renkler ve şekiller çok güzeldi ama kafam karışıktı.Burası görev olduğu için böyle davranmam gerekiyordu ama burası beni çok gereksiz hissettiriyordu. Kapı pat diye açıldı. O tarafa çevirdim, Leon karşımda duruyordu.İçeri girdi. yanda ki şaraptan hem kendine hem bana doldurdu. Bu arada ne yapsam bilemeden durdum. Uzattığı şarabı alıp derin bir yudum aldım. "Orada bir asker var onu istiyorum. Onu öldürmeyeceğim. Onun için farklı planlarım var." dedi, "Na nasıl ya yani?" dedim. Ay kekelemekten dilim boynumu attırtmaktan boynum ağrıdı. Leon kendini geriye attırdı. "Anlatacağım sana sonra. Sen şu Cebra ile olan ilişkinde ciddi misin? Değilsen ben bunu yollayacağım buradan." dedi. Başımı ik yana salladım.

"O o be beni ba babamdan bi bile korudu. O o gi gitmeyecek." dedim. Başıyla onayladı. "Ben gidiyorum. Ufak bir işim var." dedi. Nasıl yani ne işi varki bunun işi bize tuzak kurmaktır. "Ne ne işi?" dedim. Başını yerden kaldırıp, bana baktı "Sana ne ki bundan?" dedi, gözlerimi yere çevirdim. "Se seni ka kay kaybetmemek i için dedim." dediğim gibi güldü. "Sorun yok. Küçük bir iş odandan çıkma." dedi. Başımla onayladım. Dışarı çıktı. Kafası karışıktı. Etrafa bakındım, Yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Esem düşün, düşün nasıl onların ne konuştuğunu nasıl dinlersin düşün." dedim.

Kafanı topla ne yapabilirsin düşün düşün. abi ya tabi geldi aklıma. Hemen dışarı çıktım.

Loading...
0%