@deren_yazar
|
-2 ay sonra-
Aylardır yaptığımız gibi gün boyu antremanlar yapıp eve gelmiştik, koltukta uzanırken yeni duş almış bir halde Emre yanıma geldi karşıda ki koltuğa attı kendini "Çağrı baya kuvvetli ha, bebe kum torbasını patlattı ya şok geçirdim." Dedi, güldüm. Antremanda olanların kritikini yapacak gücü nereden buluyordu anlamıyordum. "Aynen ya çok güçlü maşallah." Dedim. Güldü tam bir şey diyecekti kapı çaldı, "Haydi yine iyisin ben bakarım." Dedi ve gitti. Manyak falan ama seviyorum bunu ya.
Içeri panik bir şekilde Selçuk girdi sonrada Batur ve Güney. "Ne oldu lan?" Dedim aynı panikle, Selçuk derin bir nefes aldı "komutanım ben Asel'e evlenme teklifi edeceğim bugün." Dedi, anlamaz bir şekilde başımı yana eğdim "Benim ne yapmamı istiyorsun peki?" Dedim. Dümdüz baktı "Abi ben bir mekan ayarladım orada teklif edeceğim sizde gelseniz yani herkes orada olsa ben teklif etsem." Dedi. Benden önce Emre lafa girdi "Geliriz gelmesine de sen zaten teklif etmiştin oda kabul etmişti ne oldu o iş." Dedi.
Batur ve Güney gülerek Selçuk'a baktı. Selçuk bıkkın bir tonla "Biz ufak ayrılıp barıştık. O iptal olmuş." Dedi, kendimi tutamamdım güldüm. "Zor iş." Dedim, bana baktı, "Sizi de görecez Ulaş bey." Dedi. Toparlandım "Bengi zorlamaz beni ya." Dedim, Güney keyifle güldü "Zolar mı lan?" Dedim, başıyla onayladı. Hayda ben hiç böyle düşünmemiştim. Neyse konuya dön Ulaş.
"Tamam akşam geliriz. Şimdi izninle dinlenmek istiyorum." Dedim. Hepsi bana baktı "Ne bakıyonuz lan." Dedim. Batur net bir sesle "Hepimiz tümümüz burada hazırlanacağız tim erkekleri olarak." Dedi. Bende aynı netlikle cevapladım "Niye sizin eviniz yok mu?" Dedim. Batur biraz sabır çekti sonra "yav arkadaş senin evin büyük o yüzden burada hazırlanacağız." Dedi, yerimden kalktım "Ne yapıyorsanız yapın ben sevgilimin yanına gidiyorum." Dedim.
Odadan çıkacakken Güney kolumdan tuttu “Esem kızlarla birlikte hazırlanıyor.” Dedi, durdum istemsizce gülümsedim, ne güzeldir şimdi o öyle saçlarını yine minik minik dalgalandırır kesin. Hoş ne yapsa yakışıyor ona. “Yav komutanım Esem dedi göklere daldın yav otur şuraya.” Dedi Selçuk dala geçen bir havayla “Sus lan kırık bel.” Dedim aynı tonla. Herkes güldü. Yerime oturdum, diğerleri de geldi. Bildiğin hazırlanmaya başladılar saçlarına fön çeken mi dersin, tırnaklarını kesip süslenen mi dersin.
Hepsi kızlar için hazırlanıyorlardı, bazıları belli etmese de Bengi’nin kankalarndan hoşlanıyordu hepsi. Hele Emre o gıcık Karan’a resmen düşmüştü bazen sırf onunla konuşmak için aralık ayının ortasında balkonda saatlerce duruyordu, öyle böyle her şey düzne girmeye başlamıştı. Arda ve Burçak artık aynı evde yaşıyorlardı mesela. Çiçek ve doruk çatırmadan da olsa flört etmeye başlamışlardı bile. Ara sıra Arzu ile Alp’i de konuşurken görüyordum ama onların sevgili olması imkansız gibi bir şeydi. Arzu dünya’nın en ciddi insanlarından biriydi Alp ise en gevşek.
“Esem komutanımı mı düşünüyorsunuz yoksa timde ki herkesin aşka düşmüş olmasını mı?” yanımdan gelen ses ile irkildim Rüzgar’dı, “Aşk bütün timi aldı ha.” Dedim. Başıyla onayladı “Aldı galiba.” Dedi. Meraklı gözlerle ona baktığımı fark etmiş olacak ki “Yok komutanım, ben sevgilimle mutluyum. Ben Bade ile huzurluyum.” Dedi. Ah be olum, yine dayanmış iyi delirmemiş. “Rüzgar, sende bir ailen olmasını hak ediyorsun, yeniden aşık olmayı hak ediyorsun.” Dedim. Güldü “Oda yaşamayı hak ediyordu, onun gülüşü son olamayacak kadar güzeldi. Komutanım ben mutluyum gerçekten.” Dedi.
Ne desem bilemedim. Ne zaman bir aşk konusu dönse gözleri dolu dolu olup bütün olgunluğu ile gülen bir adam ne denir ki, ne denebilir ki. Çaktırmasa da her yerde Bade ile alakalı şeyleri vardı. Karargahtaki dolapta içte sağ üst köşede birlikte fotoğrafları vardı, telefonun arkasındaki küçük karlıkta onun resmi vardı, en garibi silahında ve çakısına Bade’nin adını kazımış olmasıydı.
Aramızda ki suskunluğu Selçuk bozdu “Yarım saat sonra çıkacağız acaba sizde hazırlansanız mı?” dedi, ikimiz de başımızla onayladık, hızlıca ayağa kalktım odama girdim dolaptan siyah takımı mı çıkardım hızlıca giydim siyahta bir gömlek giydim. Aynanın karşısına geçtim “Yine yakıyorsun Turan.” Saçlarımı düzeltip odadan çıktım. Salona girdim herkes giyinmişti, Pars ayağa kalktı “Kor, kızları al.” Dedi, herkes ciddi bir tavırla “Emredersiniz komutanım.” Dedi. Birlikte evden çıktık yukarı çıktık. Kapının önüne geldik “Kapıyı kim çalıyor.” Dedi Ege, paşamın sevgilisi de orada olduğundan heyecanlıydı. Güney aramızdan geçerek kapıya yöneldi birkaç kere tıklattı, kapı aralandı kızlar sırayla dışarı çıktılar. Önden Begüm çıktı, hemen Pars’ın koluna girdi, önden yöneldiler. Ardından Elif çıktı onlarda Güney’le köşeye geçtiler. Sude ve Asel ikilisi çıktı Batur ve Selçuk’la kenara çekildiler. Karan ve Arzu çıktı, Emre şaşırtmadı ama Alp’İn adım atması hepimizi şaşırdı. En sona biz kaldık derken Rüya ve Bengi çıktılar.
Kırmızı dar saten bir elbise, saçlarını hafif dalgalandırmıştı, ellerinde beyaz eldivenler giymişti. O makyajı yok mu o makyajı siyah makyajı o gözlerini ortaya çıkaran makyajı, o kırmızı ruju dudaklarını o kadar güzel gösteriyordu ki. Ama ne olursa olsun en çok makyaj ile kapatmadığı yarasını seviyorum.
Bengi’nin elinden tutum kenara çektim, Çağrı kibarca elini Rüya’ya uzattı. Rüyada tutu. Albay Türk’ün kızı abov. Allahım sen koru ya rabbim. En sonda Balım çıktı, ikisi de utuna utana yan yana geldiler. Hep birlikte aşağı inecekken Bengi durdu “Alfa!” diye seslendi. Alfa merdivenden koşarak indi. Kocaman olmuştu simsiyah bir canavara dönüşmüştü. Ne yapalım karam seviyorsa bizde seveceğiz.
Lokantaya gelir gelmez hızlıca arabadan indim, Bengi’nin kapısını açtım, yaklaştı “Sağ olun, beyefendi.” Dedi, güldüm bende ona yaklaştım “Siz sağ olun hanımefendi.” Dedim. Gözlerinin içi güldü, birlikte içeri ilerleken yanıma yaklaştı "kızlar evlilik teklifini bilmiyor." Dedi, o nereden biliyordu diyecekken Selçuk ve Güney'in bir numaralı dostu olduğu aklıma geldi, başımı hafif eğerek onayladım. İceri girdik salonun tam ortasında büyük bir masa vardı, hepimiz oturduk, bir şeyler içerken Asel "Yani eski kor timini kutlamak için fazla büyük bir organizasyon olmadımı sizcede." Dedi, istemsizce herkes güldü. "Yok be Türk kızı." Dedi Selçuk gülen bir ifade ile. Birkaç dakika sonra Selçuk Güney'e işaret çaktı, bütün timin telefonuna Güneyden mesaj geldi "Ayağa kalkın." Yazıyordu, hızlıca ayağa kalktım. Bütün tim ayakta duruyorduk, neden böyle duruyorduk hiçbir fikrim yok ama duruyorduk. Selçuk Asel'in önünde eğildi "Türk kızı bu adamların küçük yengesi, benim hayat arkadaşım olur musun?" Dedi. Asel yerinden kalktı, normalde Selçuk’un ayağa kalkması gerekirken Asel yere eğildi, sarıldı, yana düştüler, Asel Selçuk’un üzerinde duruyordu "Seni çok seviyorum lan." Dedi ve dudağınadan öptü. Bütün tim alkışladık. Kızlar ise kahkalar ve destek oldular. Birkaç dakika yerde birbirleri ile bakıştıktan sonra ayağa kalktılar hepimiz yanlarına ilerledik sarılıp tebrik etmek için Selçuk'a sarıldım "Tebrik ederim kardeşim." Dedim, "Sağ ol abi." Dedi, Asel'e sarıldım "Tebrikler kız." Dedim güldü "Eyvallah abi." Dedi, ikimizde güldük. Yerlerimize oturduk, gelen yemekleri yerken Asel surekli olarak Elif'i dürtüyordu. Bengi’nin yanağına doğru eğildim, Elif'le Asel'i işaret ettim "Ne oluyor?" Dedim. Gülümsedi "Süpriz." Dedi, tamam manasında başımı salladım. Elif sudan bir yudum aldı, galiba artık söyleyecekti, Güney karısında ki heyecandan dolayı fazlasıyla heyecanlı görünüyordu, artık ne söylecekse söylese de rahatlasak. "Herkesten iki dakikasıni rica edeceğim, size bir haberim var." Dedi Elif. Rüzgar rahat bir tonla "Fark ettik yenge." Dedi. Gülümseyerek onayladım. Elif çantasından küçük bir kutu çıkarıp Güney'in önüne koydu, bu gün Güney'in doğum günü değildi, evlilik yıl dönümleri değildi. Neydi ki bu. Güney kutuyu eline aldı açtı, gözleri doldu bi anda Elif'e döndü, Elif kahkaha atarak "bir çocuğumuz olacak." Dedi. Herkes şok olmuştu, Esem'e baktım, göz yaşlarını peçete ile siliyordu. Kızlar çok duygusal görunüyordu. Bizim dağ öküzlerine baktım hepsi birbirini tebrik ediyordu, Emre bana döndü "Tebrikler ikinci amcalığımız için." Dedi uzattığı eli sıktım "Bende seni tebrik ederim kardeşim." Dedim. Güney önce Elif'e sarıldı sonra elini Elif'in karnına koydu, "kızım, babasının asenası hoşgeldin aramıza." Dedi, Elif gülerek "Kızım?" Dedi, Güney gözlerini Elif'e çevirdi "Kızımız olacak bence, senin gibi güzel hoş bir kızımız olacak. Benim gibide asker olacak." Dedi. Ulan deli kurt daha doğmamış çocuğa meslek seçiyor. Amcacım kusuruma bakma askeri bir aileye geliyorsun. Ama deli babana rağmen mutlu bir hayatın olacak sözüm olsun. He amcasının gülü aslanı, seni çok seven bir ailen olacak. Güney Elif'in yanından ayrılıp yanımıza doğru geldi, bütün tim sarıldık, "Baba oluyorum." Dedi, güldüm "Duydum az önce." Dedim, önce güldü sonra birkaç damla yaş süzüldu gözlerinden sarıldım "Aslanım be, baba oluyorsun ha." Dedim, onaylarcasına salladı başını. Benle sarıldıktan sonra Bengi’nin yanına ilerledi. Bengi hemen sarıldı, "Tebrikler." Dedi, Güney yüzünde kocaman bir gülüşle "Sende hala oluyorsun." Dedi, Bengi kocaman bir gülümseme ile karşılık verdi. Emre bir anda bağırdı "Şarkı açsamda oynasak ne güzel olur değil mi?" Dedi. Hepimiz onayladık. Yine ve yine bahçe duvarından açtım açtı, güzel güzel oynamaya başladık. Esem eğilip Alfa'nın yanına oturdu bizi oradan izledi ara sırada "Döktürüyorsun Turan." Diye bağırdı sadece hemen yanına Balım'ı oturmuştu, diğer yanına ise Elif'i Üçü dışında herkes oynuyordu. Gece yarısına kadar oynadık, yedik içtik. Gece iki gibi binaya girdik. Tam eve girecekken "Iyi geceler Uğur." Diye bir ses duydum. Döndüm Bengi'ye baktım "Iyi geceler sevgilim." Dedim bana baktı gülümsedi ve merdivenlerden çıktı. Kafamda bir acı hissettim arkamı döndüm, Emre gülerek bana baktı "İyi geceler sevgilim. Ay çen sevgilini çok mu seviyon çen çen ?" Dedi, gözlerimi Emre'ye diktim, derin bir nefes aldım "Kaç oğlum!" Diye bağırdı, hızlı bir şekilde salona koştu bende beşinden koçtum beraber yere yuvandık "Öldürürüm lan seni." Dedim güldü "Sakin olum şaka ufak bir şaka." Dedi, net bir sesle "Yarın balık ekmek yaparsan bi ihtimal öldürmem seni." Dedim. "Yaparız, sorun yok yaparizda." Dedi durdu, sesi sonra doğru ciddileşmişti üzerinden kalktım elimi uzattım "da?" Dedim, tutunarak ayağa kalktı "Ben birine tutuldum." Dedi, Allah Allah kim ki acaba, salak bilmiyoruz sanıyor neyse Ulaş ciddiyeti bozma. "Oo, kim o?" Dedim baktı bana, koltuğa oturdu "Karan, abi ben Karan'a deli gibi tutuldum galiba." Dedi bende başımla onayladım "Konuştunmu kızla oda seviyor mu seni?" Dedim güldü, "O dedi zaten seni seviyorum dedi." Dedi güldüm sakinliğimi kuruyorarak "Direk böyle mi dedi? Yani seni seviyorum mu dedi?" Dedim başını hayır manasında salladı sonra birden yerinden kalktı "Sonra konuşalım ya." Dedi ve odasına gitti. Üzerine gitmek yada germek istemedim, hızlıca bende yerimden kalktım odama gittim, üzerimi değiştirdim yatağıma uzandım. Uykuya dalmadan önce çekmecemden o minik parfümü çıkardım, kendim yapmıştım Frezya çiceğinden.
|
0% |