
25.12.2022
13:18
Medya: Ayana
Yorum ve beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin dostlar :)
"Aşkı bilmeyen insan, tıpkı bir taşa benzer."
***
Yüreğimde ki sancılara hayatımda bu zamana denk yer vermemiştim. Eğer bir kere beni alt etseydi bu sancılar, şuan da ki Medusa'ya rastlayamazdım. Bir kez bile olsa takılıp tökezleseydim eğer bu dünyada kalamaz varlığımı sürdüremezdim.
Burası öyle lanet bir yerdi ki yağmur bile her bir damlası için feryat eder, yağmazdı insanların aciz kalpleriyle yaşadığı bu yeryüzüne. Zaten yağan her bir damla ise artık yeryüzünü temizleyemediğini biliyor ve sadece göz yaşlarını bir sel gibi yere dökmüyor muydu?
Toplantı odasında geçen tartışmadan sonra nihayet bir karara bağlanmıştı. Ve benim planım şuan ki seçeneklerin hem en iyisi hem de en tehlikelisiydi. Aytaç müdür, başta karşı çıksa da sonrasında bana hak verip kabul etmişti. Berkay ise hep yaptığı gibi sorun çıkarmış itirazlarını sıralamıştı. Ama günün sonunda, o da plana ayak uydurmak zorunda kalmıştı. Teşkilattan ayrılırken, arabamla sahile geçip kısa bir mola vererek zihnimi dinginleştirmek istemiştim.
Arabadan inmiş sahil şeridi boyunca yürüyordum. Ne zaman sessizliğe ihtiyacım olsa, daima buraya gelerek denizin o dinginliğini oturup seyre dalardım. Bana iyi gelen şeylerde hep sınırlıydı bu hayatta. Çünkü haddinden fazla iyi gelen şeyler, hep daha çabuk tükenirdi. Bu nedenle kimseye bağlı kalamaz, bana iyi gelmesine izin vermezdim. Zira bilirdim uzun sürmeyeceğini, tıpkı terk edilmenin o yakıcı ve sarsıcı zehrini yudum yudum içtiğim gibi...
Gözlerim Ufuk çizgisinde takılı kaldı. Sonsuzluğun nasıl bir his olduğunu hep ögrenmek, bilmek istemiştim. Sonsuza dek acı hep var olur muydu? Ya da sonsuza kadar insanlar, hep böyle acımasız mı kalırdı?
Sanırım insanlar hiç değişmezler başlarına ne gelirse gelsin, hatalarından ders çıkarmaz hayatlarına kaldığı yerden devam ederlerdi. Bu çağdan ve insanlarından nefret etmemin sebebi yeterince açık değil miydi?
Yanımda birinin varlığını hissederken hiç umursamayıp, denizin iyot kokusunu ciğerlerime çekerek solumaya devam ettim.
"Seni burada bulacağımı biliyordum, yanılmamışım." Hançer’in sesiyle hafifçe iç çekmiş konuşmak için dudaklarımı aralamıştım.
"Amacım bulunmamak olsaydı kimse beni bulamazdı."
Berkay'ın bana karşı tutumunu İstanbul'a ilk geldiğim zamanlar çözümlemeye çalışmış, başarılı da olmuştum. Kabullenemese de bana karşı hisleri vardı. Ve bu, onun için daima imkansız olarak kalacaktı. Ares olmasaydı bile hislerinin arkasında duramayan birini kabullenmez, sınırlarımın içerisine yaklaştırmazdım. Hissedilen duyguların karşılığı için çaba, sabır ve cesaret gerekirdi. Bunların hiçbiri de Berkay da yoktu…
"Bazen içimde seni anlamak isteyen tarafla kavgaya giriyorum, sonucunda ise seni anlamak isterken aslında benim en çok sen tarafından anlaşılmak istediğimi fark ediyorum."
"Beni gözünde bu kadar büyütme Berkay, sıklıkla aynı fikirde olmayışımız tam olarak seni bana çeken taraf oluyor." Sertçe bir yutkunmanın ardından kısık sesiyle cevap verdi.
"Sana çekilmekten haz duyuyorsam, ve bunu sonlandırmayı istemiyorsam?"
Tehlikeli bir gülümseme eşliğinde, "O halde hep anlaşılmak isteyecek ve hiçbir zaman benim tarafımdan anlaşılamayacaksın."
Ayağa kalkıp bir şey söylemesine fırsat dahi vermeden arabamın olduğu yöne adımlamaya başladım.
Dairemin önüne gelirken, çantamın içinden anahtarımı çıkartarak kapının kilidini açıp içeriye girdim. Üzerimdekileri çıkartıp yere atarken, iç çamaşırlarımla kalmayı umursamadan direkt salona geçerek koltuğa oturdum.
Derin bir nefes alıp, sehpanın üzerinde duran sigaradan bir dal çıkartarak çakmakla ateşleyip yaktım. Dudaklarımdaki sigaradan büyük bir nefes çekerek zehirli dumanını içime hapsettim. Zihnim, hapsetmiş olduğum dumanla birlikte sarsılırken ciğerlerimi talan eden zehirlede iyice keyiflenerek arkama yaslanarak düşünmeye başladım.
Berkay'ın bana çekilmesini ne bilmek nede görmek istiyordum. Hislerini ise neden şu anda belli etmeye çalıştığını anlayamıyordum. Ya, bana karşı olan hislerinden bir kaçışının olmadığını anladı ya da hislerini fark ettiğimi anlayarak ne düşüneceğimi öğrenmek istedi...
Bu zamanlarda aklıma sadece tek bir kişi geliyordu, Ares... Benden sonra hayatına birini almış mıydı? Yoksa zihninin puslu köşelerinde hala varlığımı sürdürüyor muydum? İşte iki ucu boklu bir soru daha. Söylesene Ayana, sen Ares'i unutabildin mi? Yoksa ona karşı içinde ki tüm hisler buza mı dönüştü?
Bilmiyorum Safinaz itinayla bu sorulardan hep kaçtım. Ve onu görene kadar da bende, bu soruların hiçbirine bir cevap yok…
Sigaradan son bir nefes daha alırken izmaritini parmaklarımın arasında söndürerek küllüğün içine attım. Oturduğum yerden yavaşça kalkarak banyoya doğru ilerdim. Küveti hazırlayarak suyun dinginliğine kendimi bırakarak küvetin içine boylu boyunca uzandım.
Bir saat sonra buruş buruş olan vücudumla sudan çıkarak kurulanıp odama geçmiş üzerimi giyerek mutfağa adımlamıştım.
Karnımdaki açlık sinyallerini daha fazla devam ettirtmeyip, çabucak bir makarna haşlarken, salçayla da sos yaptım. Makarna hazır olunca yiyebileceğim kadarını tabağıma koyarak salona geçip yemeye başlamıştım.
Artık harekete geçme vaktiydi. Bu gece son kez planın üzerinden geçecek, işe ilk adımlarımı atacaktım. Zira o adamı bir an önce yakalayıp cezasını çektirmeyi dört gözle bekliyordum.
***
Evettt yeni bölüm için biraz geç kaldım ama haftaya yeni bölüm gelicek merek etmeyin. 😊
Nasılsınız efenim ben iyiyim öyle olduğunu düşünüyorum neyse beğenilerinizi ve düşüncelerinizi bekliyorum. 😊😊
Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.🖤🖤🖤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 123 Okunma |
57 Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |