18. Bölüm

15: Tuzak

Gül
derinbiryalnizlik_

27.12.2023
12:45

Düzenleme: 14.04.2025
Bölüm Şarkısı: Kendimden Hallice- Kötüsünü Kendime Yaptım


Bölümü bu şarkıyı dinleyerek okumanızı isterim :)

 

 

 

 


"Bazen büyümek, insanları geride bırakmak demektir. "

***

 

Başımıza gelen şeyleri bir film şeridi gibi gösteren icat olsaydı ve büyürken bizlere gösterselerdi, hiçbir şey olmamış gibi yine de yaşamaya devam edebilir miydik? Peki bu uğurda hiç bir şey yapmadan devam edenler, önlem alsa dahi yinede aynı şeyleri yaşarlar mıydı yoksa çok başka bir hayat inşaa edip sorunsuzca hayatlarına devam mı ederlerdi?

İşte bu delice sorular hep aklımda yer edinmiş benim gibi acıya gebe kalarak büyümüştüler. Sahi büyümüştüm değil mi? Hem de canım yana yana büyümüştüm. Aslında bile isteye böyle büyümeyi ben istememiştim ki bana dayatılan, en başından zorunlu bırakılan tam olarak böyle bir ömürdü...

Yeterince dertlerim sorunlarım yokmuş gibi içimdeki Ayana, adeta bir çığ gibi her şeyi yıkıp enkaz altında bırakma düşüncesiyle gittikçe tüm sorunların daha da büyümesine yol açıyordu. Ve buda, Medusa'nın kusursuz planlarının bozulmasına sebebiyet veriyordu. Tıpkı karşılaşacak olduğum adamın tuzağına çekiliyor olmam gibi...

Cevabımla öfkesi daha çok artan aptal herifin, silah tutmayan sol eli süratle kolumu kavramış beni kendine doğru çekmişti. Yumruk yaptığım sağ elimi, hızla silah tutan eline vurup silahı düşürürken aynı saniyede de bacağına sert bir tekme atarak karşısına geçip gardımı aldım. İşte şimdi karşı karşıyaydık. Yüzümdeki sinsi gülüşüm adeta damarlarıma morfin etkisi yaratırken, karşımdaki adamın kırmızıya dönmüş hali ise bana ayrı bir zevk sunuyor yüzümdeki sırıtışı daha da genişletiyordu. Sinirden titrek çıkan sesiyle, "Sen! Nasıl benim karşıma çıkıp aklınca böyle bir oyuna kalkışırsın?"

Sorusuyla ona doğru adımlayarak dudaklarımı ıslatmış, derin bir nefes alarak tam gözlerinin içine bakıp; "Yanlış soruyu sordun, doğrusu bana ne yapacaksın olmalıydı küçük balık." diyerek bir yılan gibi tısladım. Şimdi onu alt etmenin eşiğinde yalın ayak geziniyordum. Hiç bir zaman rakibimi küçümsememem gerektiğini bilecek kadar tecrübe edinmiştim. Meğerse bu tecrübe, başka bir silahın kafama dayanmasına kadarmış.

"Bir yanlış daha var, her zaman tetikte olmayı ve rakibini basit görmemeyi sende öğrenmelisin Ayana."

Sert bir o kadar da aksanlı çıkan bu ses, zihnimin içinde bir çığ etkisi yarattı. Safinaz sıçtık mı dersin? İçimden bunu sorgularken dışımdan, bir devi hareket ettirecek kadar kuvvetli olan o güçlü soluğu tutarak sessizce bekledim. İşler daha ne kadar ilginçleşebilir merak ediyordum. Arkamdaki adamın sesi birkaç saniyedir çıkmazken beklemektende sıkılmıştım. Yavaşça tuttuğum soluğu gürültüyle dışarı bırakmış yönümü adama çevirmeden, sol kaşımı yukarıya kaldırıp "Senin yerinde olsaydım, o silahı kendi kafama doğrulturdum." diyerek arkamda duran adamı tehdit ettim.

Tehdidimi hiç umursamadan hafif, yarım bir kahkaha atarak silahı kafamdan çekti. Safinaz işler daha da mı ilginçleşiyor? Evet Ayana, aksanlı çıkan ses banada hiç tekin gelmedi nasılda fark ettirtmeden bize yaklaştı öyle.! Safinaz haklıydı, varlığını hissetmemiştim ve bu hiç iyi değildi. Ayrıca ekibin şu an gelip buraya müdahale etmesi gerekiyordu ama bir haber yoktu. Kulaklıklarda bir sorun olmalı, hiç ses gelmemesi normal değildi.

Donuk bakışlarım, önüme geçen adamın üzerinde sabitlendi. Uzundu, 1,95 boy ona yeterince uyuyordu. İri yarı bir adam olmasa da kalıplıydı. Yüzü görüş açıma girdi. Bilinen siyah bir göz rengi yoktu lakin bu adam bu sınırlamaya girmiyordu ya da kahvenin en koyu halindeydi gözleri. Donuk yeşillerim koyu bakışlarının hedefinde kalırken, nasıl inceliyorsam oda beni inceliyordu. Gerildim çünkü sınırlarımı zorlayacak olduğunu anlayabiliyordum.

"Elindeki belgeleri bize ver, ekibin ve sen buradan sorunsuzca çıkın." Yarı alay, yarı kaba çıkan sesi zihnimi merak duygusuyla kuşatıyordu.

"Sen ne saçmalıyorsun Reha! Onlar buradan sağ çıkmayacak!."

Bu aptalın, ne zaman o leş ağzını açacağını merak ediyordum. Medusa, bu herif tam bir lağım çukuruna benziyor. Evet benziyor, Safinaz bende sana katılıyorum. Demek ki karşımdaki bu adamın adı, Reha'ydı. Doğrusu, ilginç ve ona yakışır bir isimdi.

"Ufuk sana borcum olmasa, zerre bu işe karışıp arkanda duruyor olmazdım. Seni onların önüne atmamı istemiyorsan, lağım çukurundan farksız olmayan o çeneni kapalı tut.!"

Hah! sende görüyor musun Ayana, oda bizim gibi düşünüyormuş. Görmez miyim iç ses, hatta mimik oynamayan yüzümde sinsi bir gülüş belirdi.

"Demek bu ite borcun var, o zaman sana bir teklifim olacak." Derken, yüzüne doğru yakınlaşarak konuşmaya kaldığım yerden devam ettim. "Bizimle iş birliğinde bulun, bende sana borçlanayım Ne dersin?"

Şimdi nasıl kendimi tuzağa çektiğimi görüyor musun iç ses? Medusa sakın! Sen onların karşısındasın, yanında değil. Safinaz bazen avcı, avı yakalamak için başka bir avcının daha tuzağına düşebilirdi. Nede olsa tek bir avcı yoktu. Ve bir avın peşinden sadece tek bir avcı koşmazdı öyle değil mi?

O anda yapılması en riskli ve en tehlikeli hamleyi yapmıştım. Aklıma, bileklerimde ki güçten daha fazla güvenirdim. Yanıldığım çok nadir olsa da ben Medusa'ydım. Hayatım üzerine kumar oynamayı seviyordum. Hem tuzak ya da değil, düşünmem gereken bir ekibim var. Onların bir hayatları, aileleri vardı. Bu noktada Medusa, şeytanla dahi olsa yine o anlaşmayı yapardı.

"Sözüne ne kadar sadık olduğunu, görevlerini de hep başarıyla tamamladığını çok iyi biliyorum. Ayırıca bugün burada borç için değil senin için bulunduğumu bilecek kadar da zekisin. Dürüst olmak gerekirse, anlaşma için sana ve dosyaya ihtiyacım var. Senin ise dosyaya birde ölü bir şerefsize."

Bir kaç saniye sonunda nihayet duymak istediğim o ses, adamın kafasını delip çıkan o kurşundan gelmişti. Ufuk şerefsizinin lanet bedeni, kanından dolayı tekrardan ıslanan zemine gürültüyle düştü. Böylece bugün burada ki görev, başka bir anlaşmayla sonlanmıştı. Şimdi karşımdaki koyu harelerle tehlikeli bir dansa başlıyorduk.

"Bak şimdi daha fazla merak ettim şu anlaşmayı Reha Bey. Nede olsa bu anlaşma için sizi bir hayli zahmete soktum." Sözlerimle birlikte çoktan onaylamış olduğum bu anlaşma için sabırsızlandığımı açıkça belli ettim.

"O halde işe önce buradan çıkmakla başlayalım. Lütfen önden buyrun, nede olsa ben nazik ve kibar bir beyefendiyim."

Sağ eliyle kapıyı gösterirken, yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Hoşuna gittiği bu durum benim için basit bir işti. Dahası da öyle olmak zorundaydı, aksi taktirde sınırlar sınır olarak kalmazdı.

 

 

****

 

 

 

Nasılsınız? Çok fazla bekletmeden yeni bölümü ekledim.

Evett yeni bir karakter aramıza dahil oldu. Ne düşünüyorsunuz? Kimler bu şekilde olacağını tahmin etti?

Giderek bazı şeyleri açığa çıkıyor sanki ne dersiniz?

Bir sonraki bölüme denk görüşmek üzere.

 

 

 

 

Bölüm : 20.04.2025 13:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...