@derinbiryalnizlik_
|
05.12.2022 12.25 Medya: Ayana Oylarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin lütfen.
"İçlerinde iyilik olmayanlar, kötülüğe mahkûmdur." ***
Sabaha kadar zihnimde ki düşünceler yüzünden, yine doğru dürüst uyuyamadığım bir gece geçirmiştim. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Musluğu açıp, elimi yüzümü yıkamaya başladım. Daha sonra bir havlu yardımıyla yüzümü kurulayarak mutfağın yolunu tuttum. Karnım açlık sinyallerini vermeye başlamıştı bile. Ocağın altını yaktım. Çay içmeyi pek sevmesem de, sabahları yalnız kahvaltı yaparken içebiliyordum. Demliği alıp içine yeteri kadar suyu doldurduktan sonra, kaynaması için ocağın üstüne bıraktım. Bir yandan da dolaptan zeytin, peynir, reçel, domates, salatalık ve iki yumurta çıkartıp dolabın kapağını kapattım. Güzelce domatesi ve salatalığı yıkayıp soyduktan sonra yumurtayı da kırıp pişirdim. Sonunda güzel bir kahvaltı masası kurarken, iştahla yemeye başladım. Yemeklere düşkün biriydim. Ne kadar yemek yapmaktan keyif alsamda, yemeyide bir o kadar severdim. Bu nedenle aklımı meşgul edecek uğraşların ilk başlarında, mutfakta vakit geçirmek önce gelirdi. Artık karnımı doyurmuştum. Hızlıca mutfağı toparlayarak bulaşıkları makinaya yerleştirip, görev için plan kurmalıydım. Çalışma masama oturup bilgisayarın başına geçtim. Dün elime işe yarar bilgiler geçmişti, bugün de onları uygulama vaktiydi. Sahtekâr iş adamı bozuntusunun, bugün şirketinin 8. yılıymış. Her yıl olduğu gibi bu yılda bir davet düzenleyeceğinden söz ediliyordu. Elbette ki bende o davete katılacaktım. Ayana olarak değil, sahte kimlikte ki Eftalya Yılmaz olarak. Ama önce teşkilata uğrayıp bilgi vermem gerekiyordu. Sonuçta kafama göre hareket edemezdim değil mi? Hah! gerçi sen, Ayana çokta söz dinlersin ya zaten! Evet evet, yine içimdeki ses olan Safinaz"ın sesi bu. Yanlış duymadınız iç sesimle konuşuyorum. Ve evet Safinaz hiç susmak nedir bilmez, olur olmadık yerlerde şimdi ki gibi ortaya çıkardı kendileri. Artık oyalanmadan Aytaç müdürüme haber vermeli, bizim ekiple bu geceki göreve hazırlanmalıydık. Umuyorum ki bu işi de bir an önce elimize yüzümüze bulaştırmadan sonlandırırdık. Yoksa Aytaç müdür bu kez beni sahalardan uzaklaştırırdı. Ayana senin de bu çok umurunda ya sanki! Herkesten gizli olaylara kendini dahil edeceğini, bildiğini okuyacağını kimse bilmez mi sanıyorsun? Haklısın Safinaz, kimse beni bu konularda durduramaz. Eğer bir şeyi istiyorsam onu gerçekleştirmeden durmazdım. Kendi iç sesimle olan sohbetimi bitirir bitirmez ayağa kalkıp odama yürümeye başladım. Bu evi geçen yıl yeni bir görev için buraya yani İstanbul'a geldiğimde, teşkilata en yakın ve en dikkat çekmeyecek olan bir ev mahalle ararken şans eseri camında kiralık yazısını görüp ev sahibiyle konuşup anlaşarak kiralamıştım. Benim için önemli olan, sıradan bir mahalle olmasıydı. Kimsenin dikkatini çekmiyordum. Beş katlı olan bu apartmanın, ilk üç katı ev sahibine aitti. Ailesiyle birlikte yılın çoğundan fazlasını memleketlerine seyahat ederek, orada belli bir dönem kalarak geçiren biriydi. Üst kiracı ise doktor bir kadındı. Genellikle ameliyatlardan ve nöbetlerinden dolayı pek evde olmuyordu. Haliyle karşılama ihtimalimizde neredeyse hiç yok denecek kadar azdı. Evet onlara göre ben ise, gündüzleri üniversiteye giden bir Güneş, akşamları ise cafede çalışan bir garsondum. Bu baheneyle geceleri geç saatlerde döndüğümde sorun yaşamıyor, eve daha rahat girip çıkıyordum. Ailemin ise memlekette olduklarını, beni de okumak için buraya yolladıklarını zannediyorlardı. Ama benim bir ailem yoktu. Beni henüz üç yaşında, bir yetiştirme yurduna bırakarak terk edip gitmişlerdi. Neden diye sorgulamamış, araştırmamıştım hiç. Beni bu yalnızlığa terk edenlerin hayatımda yerleri yoktu ve asla olmayacaktı. Sebepleri ne olursa olsun karşıma çıkabilir o sebepler her neyse, bana anlatarak onları anlamama izin verebilirlerdi. Ama onlar bunu bile çok görüp yapmamışlardı. Hayır şuan bunu yapsalar dahi, yüzlerine bile bakmaz çekip giderdim yanlarından. Neden mi? Hayatımı bok çukuruna çeviren bunlara olanak sağlayan onlardı. Yıllarca bana değer vermek isteyen insanları, kendimden uzaklaştırarak ailemin bana yaptığı gibi, onlarında beni terk edip gitmelerini istememiştim. İşte bu yüzden, hep ruhsuz gözlerle bir kaya kadar sert bakan o Medusa'ya dönmüştüm. Teşkilatta gerçek ismimi bilen tek bir kişi vardı. Oda Ayytaç müdürdü. Mümkün olsa onunda bilmemesini isterdim. Lakin onunla tanışıklığımız eskiye dayanıyordu. Diğerleri ise beni Medusa olarak tanır, hatta sahte kimlikte ki Güneş olarak bilir öyle seslenirlerdi. Çünkü kimsenin, gerçek beni bilip tanımasını istemiyordum. Sadece tek bir kişinin tanımasını istemiştim. Ama onu da becerememiştim.
***
Evett dayanamadım ikinci bölümü de yayınladım. Nasılsınız arkadaşlar? Bana sorucak olursanız bu aralar karışık amaan neyse siz bakmayın bana 😄 Bir sonraki bölüme denk görüşmek üzere kendinize iyi bakın. 🖤🖤🖤
|
0% |