@derinbiryalnizlik_
|
07.01.2023 12.18 Medya: Ayana'nın Davette giydiği elbise
"Yakıcı olan güzellik, hep bir yıkım getirir." ***
Sinirden deliye döner bir vaziyette çıkmıştım merkezden. Bir türlü kıt beyni, benimle boy ölçüşemeyeceğini anlayamıyordu. Ama böyle zevkle anlatırdım. Arabayla son sürat yolda ilerlerken aklıma bu geceki davet geldi. Sahi nasıl unutabilmiştim? Bu derece sinirlenmem, öfkeye kapılmam iyi değildi. Mantıklı ve planlı hareketler gerekliydi yoksa işlerin rengi değişir çıkılmaz bir yola girerdi. Sağdan ana yola saparak davet için butiklerin olduğu caddeye sürdüm. On dakika sonra istediğim yere gelmiştim ve boş bulduğum yere park ederek arabadan inip dükkanın girişine yöneldim. Daha önceleri kılık kıyafet için buraya gelirdim. Her geldiğimde de güzel şeyler bulurdum. Butikten içeriye girerken, buranın sahibi olan Işılay hanım karşıladı beni. "Hoş geldiniz Güneş hanım, uzun zamandır buralara pek uğramıyordunuz özlettiniz." Bu kadının genellikle samimi ve içten bir kişiliği vardı. Buna istinaden kibar bir şekilde cevap verdim. "Evet Işılay hanım, bu aralar öyle oldu malum işlerden fırsat bulamadım." Benim bir şirkette çalıştığımı, yönetim kurulu üyelerinden birinin yönetici asistanlığını yaptığımı sanıyordu. Çünkü buradaki kıyafetleri alabilmek için bir garson maaşı yetmezdi değil mi? "Şirketin düzenlediği bir davete katılacağım. Akşam için uygun bir elbiseye ihtiyacım var. Sade ama dikkat çeken bir model istiyorum." Yönümü elbiselere çevirip göz gezdirirken, heyecanlı sesiyle konuştu. "Tabii Güneş hanım, yeni gelen iddialı ve güzel parçalar var içlerinden size en uygun olanı bulacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın." Üst kata ilerlerken peşinden bende onu takip ettim. Merdivenin sonunda, geniş bir alanda sergilenen renk renk elbiseler kostümler göz kamaştırıcı cinstendi ve görenin dikkatini çekiyordu. Elime, siyah mini boy üstünde taşları olan elbiseyi alarak inceledim. Güzeldi fakat benim tarzım değildi. Elimdekini geri askıya bırakırken, gözüme karşıdaki askıda duran kırmızı tül desenli elbise çarptı. Oraya adımlayarak elbiseyi aldım. "Bunu denemek istiyorum." "Tabii Güneş Hanım, buyurun kabine kadar yardımcı olayım." Beni yönlendirmesiyle kabine ilerledim. Kabine girip, elbiseyi dikkatlice üzerime giyerek dışarıya çıktım. Aynanın karşısında kendime bakarken yanımdaki kadının konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. "Bu renk size çok yakıştı ama elbise davet için biraz basit durdu." Bu kadını işte bu yüzden samimi buluyordum. Objektif ve doğru gözlemle yorumlar yapıyordu. "Evet basit kaldı ama kesinlikle kırmızı istiyorum bu gece." Onu onaylamam ve aynı düşünce içinde oluşumuzdan yüzünde memenun bir ifade oluştu. "Dilerseniz yeni gelen bu, sade aynı zamanda dikkat çeken elbiseyi bir denemenizi isterim." Dediği elbiseye bakıp denemek için elinden alarak kabine ilerledim. Üzerime giydiğim elbise, bedenime tam otururken arkadaki fermuarı biraz zorlansada sonunda çekebilmiştim. Dışarı çıkıp boy aynasından kendime baktım. Gayet güzel duran bu elbise, cürretkar yırtmacıyla boydan boya bir bacağımı gözler önüne seriyordu. Cesur ve dikkat çekiciydi. Kırmızı saçlarımla da güzel bir uyum sağlarken, kesinlikle bu gece bir çok kişinin gözlerini üzerime çekeceğimden şüphem yoktu. "Güneş hanım, elbise size çok yakıştı ayrıca kıvrımlı hatlarınızı ve uzun bacaklarınızı da ön plana çıkartmış." Sesiyle düşüncelerimden çıkarken şu ana odaklandım. Evet doğrusu bende beğenmiştim. Yırtmacı ve rengi dışında sade ama bir o kadar da şık bir elbiseydi. Hem masum hem de ilgi çekici. "Bende çok beğendim Işılay hanım o halde bu elbiseyi alıyorum." Tekrardan kabine geçerek elbiseyi dikkatlice üzerimden çıkarttım. Nihayet elbise işini hallederken arabaya binip dükkanın önünden ayrıldım. Kısa süren araba yolculuğunun ardından eve gelmiştim. Vakit kaybetmeden hemen duşa girip çıkmış, aç olan midemi doyurmuştum. Şimdi davet için hazırlanma vaktiydi. Bu gece o, it adamın dikkatini çekmeyi başarmalı ve anlaşmayı kabul ettirmeliydim. Yoksa daha fazla sabrım kalmayacak elimden bir kaza çıkacaktı. Elbiseyi giyip aynanın önüne geçerken, saçlarımı maşa yapmak için makyaj masasının önüne oturdum. Saçlarımı yaptıktan sonra bukleleri bozulmaması için sprey sıkarak makyaja geçtim. Yeşil gözlerimi öne çıkartacak, hafif koyu renk bir farı göz kapaklarıma sürdüm. Kıvrımlı ve gür olan kirpiklerimi rimelle iyice belirginleştirince, elbiseyle aynı renk olan kırmızı ruju elime alarak dudaklarıma sürüp makyajı tamamladım. İşte bu kadardı, artık tamamen hazırdım. Aynanın karşısında, gözlerimi çoğu kez gördüğüm Medusa'ya değilde daha farklı ve dikkat çekici olan kadının gözlerine diktim. Tamamen kıvrımlı olan hatlarımı gözler önüne süren kırmızı elbisem, saçlarımın o yakıcı rengiyle bir bütünlük sağlıyordu. Dolgun kırmızı dudaklarım, yüzümde gözlerimden sonra en çok dikkat çeken noktaydı. Zehir yeşili gözlerimse hep olduğu gibi donuk ve ruhsuzdu. Ama en azından bu gece, biraz mimiklerle yüzümü çevreleyip donuk bakışlarımı kırmam gerekiyordu. Yoksa tüm plan bozulur, elde edilen bu fırsatı kaçırırdık. Hayır böyle bir şey olmayacak Ayana, o adamı ağımıza düşürüp planı uygulayacağız. İç seste burda olduğuna göre artık çıkma zamanı gelmişti. Evden çıkarak, minibüsün çekili olduğu yere yürümeye başladım. Etrafta kimse yoktu. Bu işime gelirdi zira birinin beni bu kılıkta görmesi, söylediğim yalanların kuşkuya düşmesine sebep olurdu. Davete, ekibin içinde bulunduğu minibüsle gidecektik. Onlar çoktan hazırlanmış, bekliyorlardı. Attığım her adımda, topuklu ayakkabıların çıkardığı ses zihnimde yankılanıyordu. Sokağın sonundaki siyah minibüse yaklaşırken minibüsün kapısı açıldı. İçeriden çıkan Berkay, tam kapının önünde durarak beni beklemeye başladı. Giymiş olduğu siyah takım onu daha çekici ve yakışıklı kılmıştı. İnkar edemezdim. Yakışıklı ve karizmatik bir adamdı. Ama benim, hiç mi hiç ilgimi çekmiyordu. Adımlarım Berkay'ın önüne gelince durdu. Kahve olan gözleri ayaklarımdan başlayıp yeşillerime kadar süzerken, her bir adımda irisleri daha da koyulaştı. Gözlerim, ağır ağır yutkunan adem elmasına takıldı. Benden etkilenmesi beklediğim bir şeydi. Bu açıkça bana karşı bir ilgisinin olduğunu kanıtlıyordu. Ama şuan gözlerinde ki yoğunluk, ilgiden daha fazlasının olduğunu haykırıyordu. "İncelemen bittiyse artık arabaya binebilir miyiz?" İmayla karışık sert çıkan sesimle silkelenip kendini gelirken, bir adım atıp yana kayarak görüş açımdan çıktı. Yüzeme bakan gözlerini umursamadan, yanından geçerek arabaya binip koltuğa yerleştim. Ekibin bu geceki davet için biraz heyecanlı ve gergin oluşunu hissediyordum. "Çok güzel olmuşsun Medusa elbise çok yakışmış." Diyen Selvi'yle, yeşillerimi bedenine çevirdim. Üzerine giydiği koyu mavi, göğüs dekolteli elbisesi ona oldukça fazla yakışmıştı. Saçlarını sıkı bir at kuyruğu yaparken, yüzünü ise sade bir makyajla tamamlamıştı. "Sende gayet güzel olmuşsun Selvi." Benden duyduğu iltifatla utanırken, yanakları pembeleşmişti. Donuk yüzüm, herkesin aksine böyle tepkiler vermiyor mimik yapamıyordu. Bir şeyler hissedebilseydim eğer utanan biri de olmazdım. Hah sen ve utanmak mı Ayana, olacak iş değil! Evet Safinaz ben ve utanmak olacak iş değil. Her zaman ki gibi yine doğru söylüyordu iç sesim. Basit duygular, bende şekil bulamazdı. "Herkes ne yapması gerektiğini iyi biliyor, bu gece bir hata istemiyorum." Soğuk çıkan sesim, sessiz olan ortamda yankılandı. Direksiyonun başında oturan Ömer, gözlerini kısa bir an yoldan çekerek, "Merak etme Medusa, bu gece hatasız bir şekilde ilerleyecek." diyerek gözlerini tekrar önüne çevirirken, bakışlarını yola odaklamıştı. "Kulaklıkları taktığınızdan iyice emin olun ve ben diyene kadar, kimse planı bozacak bir şey yapmasın." Minibüse bindiğimden beri Berkay'ın sesi hiç çıkmamıştı. Gözlerim onu üzerinde durdu. Zaten başından beri gözlerinin üzerimde olması suskunluğunu anlamamı sağladı. Dikkatlice beni izliyor plana odaklanmaya çalışıyordu. Bu gece onu gerçekten fazla etkilediğimi anladım. Fakat bu durum, onun hata yapmasını sağlardı ve buda isteyeceğim bir şey değildi. "Hançer bu gece ne olursa olsun planın dışına çıkmayacak, uyum sağlayacaksın. Aksi taktirde en son ringde dediğim şeyi yapmaktan kimse beni alıkoyamaz." Ortam, gittikçe dahada sessizleşerek buza dönüştü. Kimse bu kadar ciddi olduğumu fark etmemişti ama etmek zorundalardı. Sözlerim, onu şaşırtmasından çok bu kadar kolay onu harcayacağımın gerçekliğiyle yüzleştirmişti. Benden böyle bir şey beklemiyordu. Ama beklemeliydi. Yoksa bu gece, benim için bir hata yapacaktı. Buna izin veremezdim. "Tamam sen nasıl istiyorsan öyle olacak ama unutma bu plandan sonra, sana yapacaklarım için söz veremem." Gerginleşen bedeniyle bende olan bakışlarını çekerek yönünü pencere çevirip, bakışlarını yola odakladı. Anlamıştım ne demek istediğini. Benim için benimle savaşacaktı. Ama bir şeyi unutuyordu. Onun, baştan mağlup olduğu bir savaştı bu. Ne fark eder Ayana her türlü boşa çabalıyor oluşundan keyif almayacak mısın? Evet iç ses, ruhunu söndürecek oluşumdan büyük bir keyif duyacağım. Bazı hisler yanlış kişilere harcanmamalıydı. Onun için yanlış biriydim. Uyarmama rağmen o, kör olmayı seçmişti...
***
Ben geldimmm 😊😊😊 Nasılsınız bakalım nasıl geçiyor yeni yıl? Ne yalan söyleyeyim özlemişim bölüm yazmayı 🙈😄 Bir sonraki bölüme denk görüşmek üzere Kendinize iyi bakın 🖤🖤🖤
|
0% |