@derinbiryalnizlik_
|
21.01.2023 23.06 Bölüm şarkısı: Yirmi7 Sokak lambası
"Suçlar, insanların yüzlerinden görünebilseydi aynalar satılmazdı." ***
Yalancı insanlar, hayatlarında tek bir doğrusu olmayan rol yeteneği yüksek olan kişilerdir. Tek kusurları, söyledikleri yalanlara inanıp yalandan bir dünyada yaşamalarıdır. Korkuları baskın geldiğinde ise yarattıkları koca dünyayı yine tek bir yalanla yıkmaya mecbur olanlardır. Aynalar, her zaman doğruyu gösteremediği gibi yalanları da gizlemeyi iyi bilirlerdi. Üzerlerindeki çatlaklardan sızan ince çizgiler, gizlenerek yalancı sanrılardan yalan hayatlara gebe bırakırlardı. Geçen 15 dakikanın ardından bir hareketlilik oluşmazken, gözlerim sinirden alt dudağını ısırıp bir eli çenesinde duran Berkay'daydı. Ara ara bakışlarını yeşillerimle buluşturuyor, göz göze geldikten hemen sonra karşısında ki adama çeviriyordu. "Medusa bilgisayar işi tamam, verileri sorunsuz bir şekilde sisteme aktardık. Odadan çıkıyoruz." Keskin'in sesiyle bakışlarımı Hançer'den çekerken yavaşça masaya doğru eğilip bardağa uzanarak; "Tamam 20 dakikanız kaldı." derken bardaktaki suyun hepsini içip, eğdiğim başımı yukarıya kaldırarak yeşillerimi etrafta dolaştırdım. Konuşmaları bitmiş olan Akrep ve Hançer masaya yaklaşıyordu. Karşımdaki yerlerine geçip otururlarken, bakışlarımı masumca hedefe doğru çevirdim. Ağır ağır içkisini yudumlayarak gözlerini üzerimden ayırmazken yüz ifadesini ise sabit tutmuş bir şey anlaşılmıyordu. Yeşillerimi ondan çekerek yan masadaki adamlara diktim. Dikkat çekmeye gerek yoktu. Eğer Hançer ve Akrep'e dönüp direkt konuşmaya başlasaydım işte o vakit dikkat çekmiş olurduk. Bir kaç dakika sonra bakışlarımı karşımdakilere yöneltirken, tebessüm ederek "Anlaşmayı kabul etti mi?" Sorumla aralarında ki konuşma kesilmiş bakışları üzerime çevrilmişti. Akrep dudaklarında ki sinsi gülümseme ile; "Biraz sorguladı ama kabul etti." derken verdiği yanıt tamda beklediğim gibi çıkmıştı. Dudaklarımı kıvırarak gülümsedim. Plan iyi ilerliyordu. Bu şekilde herşey yolunda giderse, bir iki güne o şerefsizi yakalayıp içeri tıkmış olurduk. Bir anda yüzümde ki gülümsemeye sinirlenmiş olan Hançer, "Tabi ki kabul edecek puşt, kaçırır mı ayağına gelen fırsatı!" diyerek tıslaması ile sakince gülmeserken yüzüne yakınlaşarak "Bizimde istediğimiz tam olarak bu değil miydi zaten?" diye imayla sorarken, alaylı bakışlarla gözlerine dik dik bakıyordum. Sinirden elleri yumruk olup, dilini damağında gezdirirken dudaklarını araladı. "Benim değil, asıl senin istediğin buydu." Evet bunu isteyen bendim. Ama doğru olanda buydu. Başka türlü adamın dikkatini çekmeyi başaramaz, bu planı bu kadar rahat bir şekilde sürdüremezdik. "Medusa, otelin önündeyiz. Burası temiz, sizi bekliyoruz." Kartal'ın sesiyle bakışlarımı Akrep ve Hançer'e tekrardan çevirerek, "Kalkıyoruz, adamdan bir atak gelene kadar şimdilik beklemedeyiz." Masadan kalkarken el çantama uzandığım sırada yanı başımdan gelen sesle durdum. 'Kalkmak için henüz erken bir saat değil mi?" Alaycı sesiyle birlikte arkamı dönerken, baştan aşağıya beni inceleyen gözleriyle karşı karşıya kaldım. Yeşillerimi safça yüzüne dikerek kısık çıkardığım sesimle; "Şey, kendimi pek iyi hissetmiyorum." "Eftalya böyle ortamlara pek alışık değil, o yüzden eve gidip dinlenirse iyi olacaktır." Akrep'in destek çıkmasıyla birlikte kafamı sallayarak onay verirken, çantamıda koluma taktım. Daha fazla bir şey diyemeyen adam, ondan beklediğim karşılığı nihayetinde yerine getirmişti. "Öyleyse Eftelya hanımla, başba evimde yarın bir akşam yemeği yemek isterim." Puşt herif direkt evine çağırıyor oluşu, beni biraz bile olsa şaşırtmamıştı. Böyle şerefsizlerin neler yapabileceğini çok iyi bilirdim. Şaşkın bir yüz ifadesiyle düşünüyormuş gibi gözlerine bakarken hemen sonra utanarak, gözlerimi bakışlarından çekerken dudaklarımı araladım. "Çok naziksiniz Ufuk bey, teklifinizi kabul ediyorum." Yeşillerime bakıp cevabımı duyarken hoşuna gitmesiyle arsızca sırıttı. Sakin kalarak tebessüm edip, arkamı dönerek çıkışa ilerledim. Az kalmıştı bu adamın elimde kalmasına yoksa dayanamayıp o adi yüzüne yumruğumu geçirecektim. Koridorda ilerlerken, arkamdan hızlı adım seslerini duyumsdım. Sesin gittikçe yaklaşmasıyla gelenin Hançer olduğunu anlamıştım. Peşimden gelerek beni yalnız bırakmıyordu. Omuz hizasından geriye bakıp, hedefin Akrep'le konuşuyor olduğunu görürken adımlarımı yavaşlatarak Hançer'le beraber yürümeye devam ettim. "Geriye dönüp şerefizin o gözlerini sökmek istiyorum!." Sinirle konuşan Berkay bu kez haklıydı. Kesinlikle doğru bir şey söylüyordu. Aynı şekilde, o herifin gözlerini yerinden söküp eline vermek istiyordum. "İlk defa seninle aynı fikirdeyiz Hançer." Alaylı çıkan sesimle durup gözlerime baktı. Karşı karşıyaydık. Bana bir adım yaklaşarak, "Bıraksan, hep aynı biz fikirde olabilirdik Medusa." Kulağıma fısıldadığı cümlede haklılık payı vardı, kıskanıyordu ama bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu. Bir an önce kendine gelip mantıklı davranmalıydı. Yoksa umutlanarak aptalca şeyler yapabilirdi. "Medusa, herif senin numaranı isteyince, tek kullanımlık aldığımız hattın numarasını verdim." Seslenen Selvi'nin sesiyle Berkay'da olan yeşillerimi cevap beklemesine rağmen yanıtsız bırakarak, Selvi'ye yönümü dönüp; "Güzel, biz üstümüze düşeni yaptık şimdi yarına kadar bekleme vakti." derken keyifle sırıtarak bizi bekleyen minibüse doğru ilerledim. Bu saatten sonra vakit, hesaplaşma vaktiydi. Başka türlüsünü düşünmeye yer yoktu.
***
Evett ben geldimmm. 😊 Nasılsınız bakalım? Nasıl gidiyor bölümler? Ortalık kızışmaya başladı. 🙈 Neler olacak dersiniz? 🤔😀 Yorum ve beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin. Gelecek bölüme denk görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın. 🖤🖤🖤
|
0% |