46. Bölüm

Hanım Ağa'nın varisi

Huriye demir
derinden

Bir yıl geçmişti

Mahi ve mahru 4 yaşına gelmişler kreşe başlamışlardı İstanbul'daki Yalçın eşi esra'dan boşanıp buraya yerleşmişti

Gülizar da Murat ve yalçın'ı yine karabey aşiretine ait hemen yan taraftaki bir konağa yerleştirdi çünkü evde Hatice vardı bekardı iki oğlu da bekardı dedikoduların sonra önünü alamayabilirdi bunu önceden düşünmeliydi Gülizar

Çocuklar gittikten sonra

Hazırlan Hatice dedi hatice'ye Hatice ikiletmeden hazırlandı

Yola çıktılar hatice'ye bakarak

Artık çocuklar okula başladı bundan sonra başka şeyler yapacaksın Hatice anlamayan gözlerine bakıyordu

Ne yapacağım ki hanım ağam

Bana Gülizar anne de Hatice hanım ağam deme

Artık bir yıldır tam bir hanım ağasınız

Herkes öyle dese de sen deme sen benim artık manevi kızımsın benimle geleceksin çünkü bütün her şey sana devredeceğim benden sonraki hanımağa sen olacaksın benim varisimsim

Hatice gözleri yerinden çıkacak gibi baktı kekeleyerek

Ne demek ben olacağım estağfurullah Gülizar anne dedi

Duydun işte Hatice kulaklarında da herhangi bir sorun yok benim yerime sen geçeceksin senin yerine de Mahi ve mahru geçecek artık ağalık kadından kadına geçecek

Neden böyle düşündünüz?

Erkekler baştayken kadınlar zulüm görmüyor muydu Hatice o zaman başı bizim almamız gerekiyor dedi

Biraz sonra araba bir yerde durmuştu şoförü bir yıldır sağ kol olan İbrahim di

İndiklerinde Hatice sağa soluna baktı bir sürü göz gozu görünmeyen uçsuz bucaksız tarlalı olan bir yere geldiler

Görür müsün Hatice dedi Gülizar

Bu topraklar karabey aşiretine aittir

Her gün buraya gelip denetleyeceksin bir süre ben de seninle geleceğim ama sonunda sen bu işi öğreneceksin işçilerimiz güvenilirdir başındaki kahyalarımız da öyle ama bir kimseye her zaman %100 güvenmeyeceksin temkini de elden bırakmayacaksın Hatice sana her şeyi detaylıca anlatacağım inan bana zorlanmayacaksın.

Neden ben yani neden beni düşünüyorsunuz yerinize iki tane de kızınız var Lale ve Leyla

Gülizar histerik bir gülüşle

Onlardan olmaz kızım çünkü onlar kötülük görmedi yokluk görmedi acı görmedi kızım onlar olsa bile böyle kadınlardan anlayamazlar kızım ama sen anlarsın sen o kötü dünyayı çok yakından gördün kızım bu yüzden seni seçtim.

Alim bey artık geri dönme kararı almıştı

Cihan ve eşi oradaydı oğulları Efe 1 yaşındaydı

Yalçın ve Murat mardin'deki şirketi çok güzel yerlere getiriyorlardı

Altan ve leyla'da İstanbul'daki şirketin başındaydılar ama Altan hiç çaktırmadan gün ve gün şirketi batırıyordu Leyla ne kadar çok çocuk istese de altan gözlerinin içine baka baka korunuyordu

Daha erken hayatım daha gezelim evliliğimizin tadını çıkaralım dese de leyla'yı hiçbir seyahate de çıkarmıyordu Leyla üzülse de bir şey fayda etmiyordu başta anası gülizar uyarmış di

Hiç mi koca bulamadın şu İstanbul'da bula bula bu hırsız kırıklı herifi mi buldun demişti bir şeye doğru söylemişti Gülizar Altan hırsızdı.

Karan neyse bir yıldır hapisteydi çıkmak için de uğraşıyordu sürekli pişman olduğunu söylüyor ve içeride de hal ve hareketlerine muntazam bir şekilde dikkat ediyordu bu arada hapishaneye gelen psikoloğa da gidip tedavi oluyordu yaptığının ne derece bir pislik olduğunu anlasa da bir şeyleri değiştiremezdi artık buradan çıktığı zaman Mahi ve mahru dışında başka bir şeyle de ilgilenmeyecekti ara ara acaba Hatice affeder mi dese de af dileyecek yüzü dahi yoktu mahide bile ilk adımı o atıp da af dilememişti ki Mahi gelip

Seni affettim Kara bey demişti ah Mahi dedi içinden Mahi sanki bütün bunları bilir gibi ölürken ona vasiyet etmişti ya merhametli ol kara bey çocuklarımıza sahip çık Bir karıncayı dahi incitme demişti ya en çok da bunu çiğnedi için pişmandı karan Karabey.

 

Çocuklar babasının hapiste olduğunu biliyorlardı çünkü Gülizar daha sonra okulda bir yerde öğrenirler de bize düşman olurlar diye uzman Bir doktorun eşliğinde bir pedagogun eşliğinde bunu yapmıştı çünkü etrafında gördüğü şeyler de genelde aileler çocuklarını korumak için bir şeyler saklıyorlardı ama o çocuklar başka yerden duydukları zaman kandırılmış hissine kapılıp ailelerine sırt dönüyorlardı ve buda olaylari geri dönülmez hallere getiriyordu

O gün akşama kadar Hatice ile gezdiler bu ilkti ama sonra değildi bundan sonra Gülizar Hatice ile gezecek ve her işi onu öğretecekti

6 ay sonra

Bugün karan çıkıyordu Hatice çocuklar için şikayet etmemişti bu yüzden çıkmasında bir engel yoktu Gülizar hatice'ye kızsa da Hatice

 

 

Mahi ve mahrunun daha fazla babasız kalmaması gerektiğini söylüyordu ama Hatice Gülizar hanım'dan şunu rica ettmişti Karan çıksa bile murat'ların orada kalacaktı zaten Hatice bunu söylemese bile Gülizar bunu düşünmüştü

Alim bey de vardı şimdi artık Karan acaba babasını affedecek miydi affetmese de karşısına çıkıp

Senin bunca yaptığını biz affettik sen de babanı affet diyecekti Gülizar çünkü biliyordu alimin o silahı bilerek ateşlemediğini kazayla olduğunu biliyordu bilerek yapmazdı o böyle biri değildi.

Hiç umulmadık bir şey oldu o gün herkes karanın gelmesini beklerken kapıdan elinde Bir buçuk yaşındaki çocuğuyla Cihan geldi Gülizar şaşkınlıkla

AA oğlum hoş geldin neden haber vermedin cihan'ın gözleri ise kıpkırmiziydi ağlamıştı

Anlatırım annem Efe uyuyor hadi onu yatağa yatıralım dedi.

Yatırdıktan sonra salona geçtiler herkes cihan'a sarılıp hasret giderdiler Murat:

Ee ağabey ne oldu yenge nerede hem hiç buralara gelmedi bir defa olsun getirmedim gezdirmedin

Ben gelmesini istedim o gelmedi sevemedi buralari sonra da beni sevmeyi bıraktı zaten dedi cihan

Ne demek seni sevmeye bıraktı?dedi Gülizar

Anne dedi Cihan zorla yutkunarak gözlerinden yaşların akmasına engel olamayarak

Ben buraya gelmeden önce karımi bir başkasıyla bastım hiçbir şey yapamadım çocuğu da aldım buraya geldim.

Dedi salondaki herkes adeta buz kesmişti

Biraz sonra Karan da gelmişti Leyla altan ve lale de buradaydilar hiç kimse mutlu değildi bir anda neler olmuştur böyle Murat ortamı yumuşatmak amacıyla

Gördün mü bak ana evlen dedin durdun bak Cihan abim elinde bebesiyla geldi Yalçın abim neden boşandığını bile söylemeden geri geldi vallahi hiç o taraflara ilgim olmamış iyi ki dedi gülerek kimse bir şey diyemedi.

Akşam yemeği yenmiş çaylar icilmisti Gülizar konuştu

Alim bey ve hırsız damat hariç diğerleri yan konağa geçiyor Leyla:

Anne kocama hırsız demeyi bırak

Altan da kıpkırmızı olmuştu kadın bilmeden bir şey söylüyordu ama tam da doğru bir şey söylüyordu

Karan Cihan Murat Yalçın yan konağa geçiyorsunuz Karan:

Ben çocuklarımı özledim onlarla uyumak istiyorum

Gündüz görürsün çocuklarını şimdi dediğimi yap ikiletme

Bu defa Cihan

Ya Ana benim çocuğum daha küçüktür

Bir şey olmaz biz bakarız haydi yallah diye dördünde çıkardı kapıdan

Murat sırıtarak

Hanım ağa oldu ya artık kapıdan da kovar bacadan da kovar

Harbi lan diyen de Yalçın di gülerek yan tarafa geçtiler

Sabah olmuş herkes kahvaltı masasında toplanmıştı gulizar konuşmaya başladı

Karan Leyla ve hırsız damat siz üçünüz İstanbul'a gidiyorsunuz

Cihan sen de o yurt dışındaki işini ne yapıyorsan yap ama bir daha gitme satacak mısın yoksa Türkiye'ye mi taşiyacaksın o sende Kalmış seni bir yere bırakmıyorum zaten bebende bir buçuk yaşındadır o ecnebi avradı boşa seni hemen evlendireceğim böyle küçük çocukla olmaz ortada hem artık kimse de bakmaz ona

Ben bakarım oğluma kimseye de ihtiyacım yok çok şükür

Ya ya çok bakarsın sözümün üstüne söz söyleme bakayım senin baş göz edeceğim Cihan ona göre karşı çıkmaya çalışma

Ya ben niye durup dururken evleniyorum yani benden başkaları yok mu masada bak Lale var hiç evlenmedi Murat var

Onlar kendileri bulur

Ha ben kendim bulamam yani

Gördük yalçın'ı da senide gördük kendiniz nasıl buldunuz çok güzel gördük yakında bu Leyla'nin bulduğunu da görürüz hırsız bütün şirketi çalıp gittiğinde hepiniz aa diye kalırsınız Altan boğazını temizleyerek

Ayıp oluyor ama Gülizar hanım

Sus lan hırsız sana konuş diyen mi var doğru söylüyorum ben

Bir şey demeden yemeklerine devam ettiler yani kimse gülizar'ın dediğini tiye almıyordu

Karan bi iki itiraz etse de Leyla ve altanla İstanbul'a döndü alttanin isine gelmişti zaten karanın işlere konsantre olamayacağına adı gibi biliyordu leylayida zaten kandırmak çok kolaydı ama bir şeyin daha farkındaydı elini daha hızlı tutacaktı şu anda kimse gülüzarı ciddiye almıyordu ama birisi ciddiye alıp da bir araştırsa her şey ortaya çıkabilirdi

İstanbul'a gittiğinde Altan hemen telefondaki sevgilisiyle konuşmaya başladı

Aşkim ne yaptin ben seni bekliyor dedi aksanlı Türkçesiyle

Cihan'dan ayrılmana çok sevindim dedi ayhan evet ayhan'ın sevgilisi cihan'ın karısıydı cihan'ın karısı da yurt dışındaki sirketi soyuyordu işleri bitince ikisi de yüklü bir vurgunla uzaklara gideceklerdi

Yalçın ve Murat mardin'deki şirkete gitmişler

Alim evdeydi

Cihan evde oğlu efeyle ilgileniyordu

Gülizar ve Hatice de yine başka bir tarlalara gidiyorlardı.

Karanı İstanbul'a gönderdiniz dedi Hatice

Evet gönderdim uzak olsun rahat olsun diye düşündüm

O senin oğlun anne bu kadar soğuk davranmana şaşırıyorum doğrusu

Eğer yüz verirsem aynısını tekrar yapar öyle bir ceza vermeliyim ki bir defa daha yaparsa neler kaybedebileceğini görmesi lazım kızım yoksa ben taş yürekli falan değilim elbette ki cezaevinden çıkar çıkmaz onu uzaklara yollamak istemezdim çocuklarıyla Hasret gidersin isterdim ama şunu da unutma kızım istediği davranış yapan istemedi davranışlarda da karşılaşır kızım bu böyledir sen de bunu kafaya takma seninle ilgili bir şey değil bu, ben hem senin hesabını hem de mahinin hesabını soruyorum çünkü ona da yapmıştı mahi de gelip daha karan özür dilemeden hemen affedivermişti karan özür dilemeyi bilmiyor Hatice onu öğretiyorum kızım ben ona hadi gel şimdi bak şu tarlaya iyi bak diye eliyle ilerideki tarlaları işaret ediyordu.

 

Bölüm : 27.12.2024 01:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...