@derinden
|
Şirketten gelen güvenlik ekibi her yeri dedik direkt arıyordu Karabey konağında herhangi bir kamera ses cihazı ihtimaline karşı 2 saat aramanın sonunda adamlar ellerindekiyle salonda Durmuş alim bey'e bakıyorlardı efendim dedi kadın salonunuzdaki çiçeğinizi de dinleme cihazı tespit ettik karan Bey'in odasında resmen ayna ya monte edilmiş küçük bir kamera bu yeni bir teknoloji çünkü o kamerayı oradan çıkaramadığımız için aynayı çıkarmak zorunda kaldık resmen yapımında aynacı yerleştirmiş olmalıydı bu aynanın nerede yapıldığını tespit edip kimin yaptırdığını bula bilineceklerini söylemidi kadın diğer odalardaki Cihan karabey'in kardeşlere Yalçın ve Murat'ın da odalarındaki deneme cihazlarını gösterdiler alim Tamam diyerek müsaade istedi telefondan Agah beni arayıp Tuğba'nın haklı olduğunu evinde kamera ve dinleme cihazları çıktığını bildirdi telefonun ucundaki Agah bey halen ihtimal vermiyordu alim Agah dedi bu iş ciddileşmeye başladı artık ortada mahrunun yüzünden kendi canına kıyılmış olsa bile bir ölü var benim tavsiyem bütün konağı didik didik güvenlikten geçirmeniz Alim bey kapısındaki koruma Murat'ı özel yere götürmeleri için adamlarına talimat verdi o yıllar önce bırakmıştı bu işleri ta ki şu ana kadar artık geri dönüyordu ve mahruyu bulana kadar da devam edecekti Mahru dinleme cihazları ve kameranin bulunmasına üzülmedi çünkü yeni hedefi vardı onun, müjdeyi birine emanet edip şahmaran konağı için hazırlanmaya başladı bugün İlk yemeğini yiyecekti şahmaran konağında Yiğit şahmaran kolundaki kadınla göğsünü gere gere giriyordu büyük kapıdan içeriye bugün handan'ı tanıştıracaktı babası ve annesi Nurgül hanımla Handan ise yüzündeki en masum gülümsemeyi takınmıştı rolünü o kadar iyi yapmalıydı ki kimse mahrunun m harfini bile anlamamıydı Sofraya oturmuş herkesin yüzüne bakıyordu Nurgül Yiğit ve Süleyman'ın yemeklerini yemesini keyifle izliyordu (10 dakika önce tam yemeğe geçecekleri sırada Süleyman yiğit'in kolunu tutup kendine doğru çekti ne yapıyorsun sen neden getirdin bu kadını buraya Yiğit bozuntuya vermeden canım sen yemek masaina geç biz geliyoruz dedi Nurgül Süleyman ve Yiğit tartışırlarken mahrunun fırsat ayağına gelmişti hızla yemek masasına ilerleyip çantasındaki küçük şişeye çıkartıp yemeklerin üzerine hafif hafif damlattı sonra da hiçbir şey olmamış gibi yerine oturdu özellikle damlatmadığı yemeklerden aldı tabağına diğerleri yemek masasına geldiği zamansa yüzüne en masum gülümsemesini taktı) keyifle yemekler yenirken bir anda nurgül'ün ağzından köpükler çıkmaya başladı ne oluyor demeye kanmadan Nurgül sandalyeden yere düştü çünkü kadın diğerlerinden fazla yemişti Yiğit de yine biraz yemişti ama Süleyman nedense handan'ın yediği yemeklerden yiyordu Yiğit de yine öyle yapıyordu çünkü ilacı koyduğu yemekler nurgül'ün çok sevdiği yemeklerdi Yiğit ve Süleyman hız ayağa kalkıp nurgül'e bakmaya başladılar bir yandan ambulans diye bağırıyorlardı yardıma gelen hizmetli kadın ambulansı ararken mahru İse içinden Allah kahretsin diyordu Hastaneye gelinmiş ve Nurgül kurtaramamıştı ilaç çok etkiliydi Süleyman ve yiğit'e de tetkikler yaparmış yiğit'i çok az ilaç bulmuşlar ve hemen midesini yıkamışlardı Süleyman da yoktu Süleyman'ın gözleri ise handan'daydi koridorda Handan ve Süleyman kalmıştı Süleyman handan'ın üzerine yürüdü ve kolunu tuttu kimsin sen handan'ın yüzünde şeytani ve sırıtma ile senin şeytanın dedi. |
0% |