Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Prolog

@deryayim

ATHENA

Bugün o gündü.Nihayet hayatımı zehir eden, beni ailemden koparan Alfa kraldan intikam almak için planımı uygulamaya koyulacağım gün. Daha doğrusu eski alfa kral Cris’ten.


Ancak ona ulaşana kadar şuanda kral olan alfaların alfası oğlu Posedion dahil herkesi yakıp yıkmaya hazırdım.

 

Aynada yansımama bakarken,Alfa Kralın sarayında benim için tahsis edilen odada,akşam gerçekleşecek sürü alfaları taktim balosu için hazırlanmaya koyuldum.

 

Ben bir alfa kurduydum. Yeni ay sürüsünün uzun zaman sonra başına geçecek ilk kişiydim. Bu akşam tüm sürülere kral tarafından ilan edilecektim. Benimle birlikte taktim edilecek 2 yeni alfa daha vardı. İstisnai olan durum ise tek kadın bendim.

 

Dişi alfa çok nadir görülen bir durumdu. Kurt adam tarihinde kayıtlara geçmiş yalnızca 2 tane dişi alfa bulunuyordu. Benden önceki son dişi alfa 550 sene önce ölmüştü.

 

Babam bir alfaydı, benim alfa olma sebebim belkide onun tek çocuğu olmamdı. Çünkü bir kardeşim olamadan annemle babam ölmüştü. Belkide Ay tanrıçası her şeyi ön görüp benim alfa olarak doğmamı sağlamıştı.

Annemse bir elfti.Alaric onun doğa üstü bir güzelliği olduğunu söylerdi ve benimde tıpkı ona benzediğimi..

 

Ondan bana kalan belirgin hatlı feminen bir vücut, açık parlak ten, dolgun dudak, hafif sivri kulaklar ve gri gözlerdi..

 

Babamdan kestane rengi uzun dalgalı saçlarımı,okka burnumu ve boyumu aldığıma emindim. 1.76 boyunda bir dişi kurt için,uzun bir kadındım.

 

O gece ne yaşandığını, ailemin neden kralın gazabına uğradığını kimse tam olarak bilmiyordu. Ailemin ölü bedenlerinin yanında gümüş kanlı kraliyet hançeri ve babamın elinde krala ait olduğu bilinen yaka broşu bulunmuştu.

 

Bana gelince eğer annemin üvey kardeşi olan Alaric olmasaydı muhtemelen ölmüş olacaktım.

 

Kral beni bulmak için tüm sürülerin topraklarını, elf krallığı hariç tüm krallıkları karış karış aramış ancak kokumu hiçbir yerde bulamayınca aylar sonra pes etmişti.

 

Nihayetinde yakıp yıktığı sürüye geri dönmüş,sürünün betası olan Jack, bir alfa kurdu o bölge için uygun bulunana kadar,sürünün geçici alfası ilan edilmişti.

 

Alaric beni kurtardığında 1 yaşında bir bebektim. Elf kralının kanından gelen tek varisi oydu. Bir kralın gücüne sahip olmasıyla, beni başka bir kraldan kurtarmayı başarabilmişti.

 

Elf Krallığı dış dünyaya tamamiyle kapalıydı, Alaric’in izni olmadan kimse krallığa giremiyor ve çıkamıyordu.Krallık kralın yaptığı büyülü bir bariyerle korunuyordu.

 

Bu yüzden 12 yaşıma kadar beni krallıkta gizlemeyi kolaylıkla başardı. Kimsenin varlığımdan haberi bile yoktu, olsa bile alfanın kayıp kızı olduğumu bilemezlerdi, ben dahi o dönem bilmiyorken onlar nasıl bilebilirdi ki?

 

Alaric beni büyüttü, eğitti. O yanımda değilken dişi bir kurt olan Hillary bana bakıyor benimle ilgileniyordu. Onun dadım olduğunu biliyordum ancak Alaric'i babam sanıyordum.

 

Beni, yenilmez bir savaşçı olacağımı söyleyerek büyüttü. 5 yaşımda ata binme 6 yaşımda ise okçuluk kılıç gibi savaş eğitimleri vermeye başladı. Bir savaşçının her türlü savaşa hazır olması gerektiğini düşünürdü, bu yüzden insan formumu geliştirdi.

8 yaşımda ise büyüleri öğrenmeye başladım. Eğitimden arda kalan zamanlardaysa her elfin içinde olan sanata ilgiyi ortaya çıkarmak için piyano öğreniyordum.

11 yaşıma kadar gerçeği sakladı,ta ki bir gün beni karşısına alıp anlatmaya başlayana kadar.

 

12 YIL ÖNCE

Elf krallığının ücra bir köşesinde yeşil parıltılı bir nehrin kenarında,ormanın içindeki ahşap eve doğru yürüyordum.

 

Elimde bulunan sepete doldurduğum çiçekler beni oldukça mutlu etmişti. Onları Hillary göstermek ve odama koyup sabahları kokularıyla uyanmak için sabırsızlanıyordum.

 

Babamı üç gündür görmüyordum onun Kral olduğu için işlerini bitiremediğini düşünmüştüm. Ancak neden krallıkta değilde gözlerden uzak bu yemyeşil bölgede yaşadığımı merak ediyordum.

 

Babama sorduğumda olası düşmanlardan beni korumak için burada kaldığımı söylemişti ama daha bir çocuk olmama rağmen inandırıcı bulmamıştım.

 

Kralın izni olmadan krallığa kimse giremezken, kim bana zarar verebilirdi ki? Üstelik babamın bir kızı olduğunu bildiklerini bile düşünmüyordum.

 

Uzun bi yürüyüşün ardından evime ulaştım. Kapının girişindeki ahşap merdiveni çıktığımda babamın sesini duydum ve tam kapıyı açacakken içeriye kulak kesildim.

Hillary’e artık harekete geçmesi gerektiğini zamanın geldiğiyle ilgili bir konuşma yapıyordu . Bir anda kapıyı açıp içeri girdim.. Beklemeden neyin zamanı geldi diye sordum.

 

Babam boğazını temizleyip “Hoş geldin Thena, bizde seni bekliyorduk,otur.” dedi, üstü bir sürü yemekle donatılmış yuvarlak masayı işaret ederek.

Tereddüt etmeden elimdeki sepeti kapının yanındaki şifonyere bırakıp masaya doğru ilerledim,bir sandalye çekip sakince oturdum. Babam karşıma oturup Hillary’e bizi yalnız bırakmasını söyledi.

 

Sakince, az sonra söyleyeceği şeyleri düşünürcesine“Yine çiçek mi topladın” diye sordu

“Evet baba, kokularını sevdiğimi biliyorsun, bana huzur veriyor ayrıca çok güzeller” diye mırıldandım.

Önümüzdeki yemekleri tabaklarımıza koyarken dedi ki “Eğitimden arda kalan zamanlarda kendine vakit ayırabilmene seviniyorum.”

Daha fazla beklemek istemediğimden “Lütfen artık bana söylemek istediğin şeyleri konuşabilir miyiz, baba” diye çıkıştım.

“Nereden başlayacağımı bilmiyorum Thena..”derin bi nefes aldı elindekileri bıraktı ve konuşmaya başladı.

“Bana defalarca anneni sormuştun, bugün onun hakkında konuşacak kadar büyüdüğünü düşünüyorum, bu konuşmanın benim içinde çok zor olduğunu bilmeni istiyorum. Annen..” boğazını temizledi ve bir çırpıda anlatmak için hızlıca konuşmaya devam etti;

“Bir elfti, ismi Sienna,benim üvey kız kardeşimdi, onun annesi ve babam ikinci şans eşlerini yani birbirlerini bulmuşlardı ikiside eşlerini kaybedip çocuklarıyla yalnız kalmışlardı. Birbirlerini bulmalarından sonra hiç çocukları olmadı bu sebeple krallığın sınırında askerler tarafından bulunan kimsesiz bir kız bebeği evlat edinmişlerdi. Toplamda üç üvey kardeştik. Anlayacağın bir kız kardeşimiz daha vardı.

“Onlara ne oldu baba?” Nefesimi tuttum ve söyleyeceklerine kulak kesildim.

“Annen ölmeden bir kaç sene önce diğer kardeşimde öldü, Thena.” Kaçamak bir şekilde gözlerimin içine baktı ve gözleri dolmuştu.

Yutkundum ve kafamı salladım,iyi olduğuma hem onu hem kendimi inandırmaya çalıştım. Her şeyi öğrenmem gerekiyordu. İçimdeki fırtınaya rağmen sakin kalmaya çalıştım.

“Yıllar geçti ve annen kader eşini buldu. O ben değilim Thena.” Mahcubiyet içinde gözlerime baktı ve devam etti.

“Baban, yeni ay sürüsünün alfası Robert annenin kader eşiydi, baban bir kurt adamdı Thena. Yani sen yarı elf yarı kurtsun.”

 

Bir dakika NE?! Söyledikleri karşısında dehşete düşmüştüm yıllardır baba dediğim adam benim babam değildi. Ve ben yarı kurttum.

 

Birden ayağa kalktım, kalkışımın etkisiyle sandalyem yere düştü. Beni takiben sahte babamda ayağa kalktı, yıllarca beni babam olduğuna inandırmıştı. Yanağımdan süzülen yaşlarla ona bakarken, ellerini önüne uzatıp;

“Thena lütfen sakin ol, ben seni her zorlukla savaşabilesin diye bir savaşçı olarak yetiştirdim, eğer onlara ne olduğunu merak etmiyorsan sen bilirsin, bu konuşma bitebilir. Eğer anlatacaklarımı dinlemeye hazırsan lütfen yerine otur ve ben susana kadar dinle, sonra soru sormakta özgürsün” dedi.

 

Evet onu dinlemeliydim, kendi aileme ne olduğunu öğrenmeliydim bu yüzden yanağımdaki yaşları sildim sandalyemi yerden kaldırdım ve oturdum.

Sahte babama göz yaşlarımı gösteremezdim. Gerçek olduğunu düşündüğüm her şey yalanken.

 

Yavaş adımlarla yanıma geldi, önümde diz çöktü, titrek sesiyle devam etti.

“Thena tüm bunları duymak senin için zor biliyorum.benim içinde yaşaması çok zordu. Kız kardeşimi çok severdim. O benim ailemdi. Onları kurt adamların alfa kralı Cris öldürdü. Sebebini kimse bilmiyor. Kibirli kralın öldürmesi için sebebe ihtiyacı yoktu. Zalimliğiyle tanınırdı. O gece seni sürü evinden kaçırmış olmasaydım sende ölmüş olacaktın, sen kız kardeşimden bana kalan tek şeysin bu yüzden seni gözlerden uzak tutarak,kendi kızım gibi büyüttüm. Sen büyüyüp annene benzedikçe bir yemin ettim. Seni ondan koparan kişiden intikamımı alacağım. Ama bunu sensiz başaramam. Bunları sindirmek için çok küçüksün biliyorum. Seni yıllardır hem kendini koruman, hemde bu yolda benimle olman için eğitiyorum.”

 

Sözünü bitirmesine müsade etmeden ona sarıldım, içimdeki acıdan kurtulmak istedim. Güven veren bir yere sığınmak istedim. Onun gibi bende içimden büyük bir yemin ettim. Alfa Kral Cris beni ailemden koparmıştı. İntikamımı canım pahasına alacaktım.

“İntikamımızı alacağım” dedim,kararlıydım.

 

O gün sahte babamla saatlerce süren konuşmadan sonra tüm detayları öğrendim, nasıl öldüklerini, o gece onları nasıl bulduğunu, planımızı. En ince ayrıntısına kadar zihnime kazıdım.

 

Bir yıl sonra,12 yaşımdayken planımızı uygulamaya koyulacağımız gün gelmişti. Elf krallığından Hillary’le beraber ayrılıp, sürümüzün yolunu tuttuk. Yeni ay sürüsünün sınırına ulaştığımızda sürü devriyesinin bizi bulmasını bekledik.

Devriye bizi bulduğunda, zaman kaybetmeden sürü evine götürüldük.

 

Jack bizi sorguya çektiğinde ona babamın bir elf olduğunu, Hillary’nin bir kurt ve -sözde- annem olduğunu, onun hastalıktan ölmesiyle elf krallığından sürüldüğümüzü anlattık. Sığınacak bir yer ararken kendimizi burada bulduğumuzu söyledik.

 

Çok geçmeden Hillary yere yığıldı ve nefessiz kaldı neye uğradığımı şaşırmış bi halde dizlerimin üstüne çöküp ağlarken onu sallayıp uyandırmaya çalıştım.

 

Küçük bir çocuk olarak onun öldüğü düşüncesi ağır gelmişti. Babamı hedefe giden yolda hiçbir şey durduramazdı. İlk defa o an bu gerçekliği idrak ettim. İnandırıcı olması için ona ne yapacağını bana söylememişti. Söylese küçük yaşıma rağmen izin vermeyeceğimi, Hillary’i uyaracağımı çok iyi biliyordu.

 

O şekilde ne kadar zaman geçirdiğimi hatırlamıyordum. Beni saran kollar tarafından taşınıp,dışarı çıkarıldım. Alfa Jack karşımda üzgün olduğunu, artık onların himayesinde olduğumu korkmamam gerektiği gibi şeyler söyledi. Onun eş bağı yüzünden öldüğünü düşünmüşlerdi. öyle değildi. Babamın ilk adımı kesinlikle başarılı olmuştu.

 

Sürüde geçirdiğim 6 yılda babamla büyü yoluyla gizli buluşmalar düzenleyip tüm eğitimlerime devam ediyordum. Aynı zamanda kurtlar hakkında çok şey öğrenmiştim en çok ilgimi çeken sürüdeki hiyerarşi ve kurt adamların özellikle likanların eş bağının diğer tüm ırklara göre daha güçlü olmasıydı. Bu belkide vahşiliğimizi dizginlemek için ay tanrıçası tarafından verilen bir cezaydı.

 

Bir kurt eşini bulduğu zaman bu bağ koparılamaz oluyordu ve eşlerden biri öldüğünde çok geçmeden diğeride ölüyordu. Eşlerden birinin bir insan, bir elf,bir vampir veya başka bir ırk olması farketmiyordu. Bu bağ geri döndürülemez bi şekilde iki tarafıda etkisi altına alıyordu.

Farklı ırkların eşleşmesi oldukça nadir olsada, benim gibi örnekleri vardı.

 

18 yaşıma gelip kurdumla tanışmak için sabırsızlanıyordum. Bir likanım yoktu, kraliyet soyundan gelenler hariç kimsenin bir likanı yoktu.

 

Bu da bilinen sadece iki likan olduğu anlamına geliyordu. Biri Kral Posedion, diğeriyse şerefsiz babası.

 

Nihayet 18 yaşıma bastığımda dönüşüm günüm geldi, babam dönüşümümden önce bana kokumu değiştiren bir kolye verdi bu büyülü kolye eşimin beni bulmasını engelleyecekti, ne yazıkki bende onun kokusunu alamazdım.Bu eşim için adil olmayan bir bedeldi.

 

Ancak kokumu alamasada eş bağı çok güçlüyse beni gördüğü an,hissedebilirdi.

Bu yüzden babam, eşimin hissi doğrulamaması için,zorunda kalmadıkça hiçbir erkekle en ufak fiziksel bir temas kurmamam gerektiğini söylemişti. Planımızda herhangi bir engel olsun istemiyordu. Kurtların meşhur Eş bağı her şeyi alt üst edebilirdi.

 

İlk başta kolyeyi takmaya kurdumla beraber karşı çıksakta, sonrasında kabul ettim. Sevgili eşimi bu intikam bataklığının içine sürüklemeyi asla istemezdim.

 

Tüm bunlar bittiğinde o kolyeyi boynumdan söküp atacak ve her krallıkta eşimi arayacaktım.

 

Onun bir çiftçi veya varlıklı olması, bir insan, bir kurt yada elf olması farketmezdi onu koşulsuz sevecektim. Ailem benden alınmış olsada bir aile kuracak eşim ve yavrularımız için yaşayacaktım. Tüm bunlar bitebilirse.. kendim için ettiğim tek yemin buydu.

 

Dönüştüğümde babamla ormandaydık. İnci beyazı pençelerim ve kürküm beni heyecanlandırsada içime dolan güçle alfa kurdu olduğumu farketmek beni çok şaşırttı. Babam ise şaşırmamış görünüyordu.

 

Gece yarısıydı, sürümede kurdumun bir alfa olduğunu göstermek için babamın yanından hızlıca ayrıldım.

Dönüştüğümde dişi alfamla tanışan Jack beklemeden, sürülerinde bir alfa kurdu bulunduğunu krallığa bildirdi ancak sürünün alfası olabilmem için en az 23 yaşında olmam belli başlı alfa eğitimleri almam gerekiyordu.

Krallıktan gelen, kralın betası Elijah’ın dönüşümümü görüp kurdumla tanışmasıyla zamanı geldiğinde sürünün alfası olacağım kesinleşti.


GÜNÜMÜZ

Ve işte buradayım. Kral Posedionun sarayında.

Loading...
0%