Bazen susar ve dinlersin. Kalbini, aklını ve yüreğini. Ama en çok hangisine uyarsın?
İki doğru ve bir yalan söylersin, aralarında aslında gerçekte hangisi doğru? Tercihler arasında sıkışıp kalmıştı, aklı vazgeç diyordu kalbi savaş.
Hayatı hep tercihlerden ibaret olmuştu, halkı için, ailesi için ve geleceği için. O kudretli Tanrıçanın ışığından geçmiş, yıldızların ve Güneşin amarelerini taşıyordu.
Ruhu hep ölümler görmüş ama hepte ayakta kalmak için de savaşmıştı, ruhu güçlüydü hemde sandığından çok daha güçlü...
"Ellerimde kan var anne, benim ellerimde neden kan var?" kısık sesi kulaklarına çarpıyordu "Ben neden bunları yapmak zorundayım?" elleri kollarını sarmıştı.
Gözleri boşlukta ona bakan surete döndü " Ben neden kaybolmuş hissediyorum? Ben kimim?" aslında sorularının cevabı başından beri gözünün önündeydi ama o farkında değildi.
Sessizliğini bozan naif bir ses oldu " Uyan güzel kızım, artık uyanman gerekiyor. Onların sana ihtiyacı var, duyuyor musun sesleri? Hepsi seni çağırıyor."