@devilishwave
|
Elimdeki telefonu rastgele bir yere fırlatarak yorganımı daha fazla üzerime çektim. Sinirden ellerim titriyordu. Cihangir'e aşık falan değildim. Hangi cürretle bana bunları söyleyebiliyordu?
Galiba sen ve ben tek noktada benziyoruz. İkimizide yasaklar ve imkansızlıklar çekiyor.
Bunda anlamayacak bir şey yoktu. Açık açık söylemişti. Ona aşık olduğumu düşünüyordu. Benim için onun imkansız olduğunu söylüyordu. Bu nasıl bir hadsizlikti?
Ne ona aşıktım ne de ondan bir ilişki talebim vardı.
Yüzümü buruşturdum. Gerçekten ukala bir zengin piçinden farkı yoktu gözümde. Ön yargı değildi bu. Bir yıldır ablamın hayatındaydı. Dört ay önce ayrılmışlardı ve dolayısıyla hayatımızın epey bir içine girmişti. Onu gayet yakından tanıyordum.
Hatta ortak bir sırra bile sahiptik. İkimizinde bir daha asla bahsini açmadığı ortak bir sırra.
Şimdiyse arsız arsız ona aşık olduğumu söyleyebiliyordu.
Hislerin olduğundan bile emin değilim. Sen sadece ablasını kıskanan küçük bir kız çocuğusun.
Evet benim hakkımdaki düşüncesi tam olarak buydu.
Beni içimdeki delice öfkeden sıyıran şey çalan kapım oldu. Hızla arkamı döndüm ve yorganı üzerime çektim. Kimseyle konuşmak istemediğim zamanlarda uyguladığım bir numaraydı ve şanslıysam işe yarardı. Tabi gelen ablam değilse.
Ses vermememe rağmen kapı açıldı. Ayak sesleri yanıma kadar gelirken ben hiç kımıldamadan yatıyordum.
"Uyumadığını biliyorum Esin." Ablamın sesiydi bu. Yinede numarama devam ettim.
"Göz kapakların oynayıp duruyor. Kimi kandırıyorsun sen?"
Yorganı başımdan kaldırarak esnedim. "Abla uyumaya çalışıyorum görmüyor musun?" Sahiden berbat bir oyuncuydum.
"Belli." diye homurdandı. "Rahat rahat depresyona bile giremiyorum. Ne diye etrafa bir şeyler fırlatıp kendi kendine konuşuyorsun Esin?"
"Abla git ve depresyonuna kaldığın yerden devam et. Gerçekten uğraşamayacağım seninle."
"Gürültü yapıyorsun."
Derin bir nefes aldım. "Daha dikkatli olurum, def ol giti daha ne kadar kibarlaştırabilirim senin için?"
"Gerçekten saygısızsın." Sesi sinirli çıkmıyordu ama sitemliydi. Bir adım attığında odamdan çıkacağını düşündüm. Tabi o odamdan çıkmak yerine bacaklarımı biraz ittirerek yatağıma oturdu.
"Ne yapıyorsun?"
"Bilmem." diyerek omuz silkti. "Kardeşimin yanına oturuyorum."
"Kovdum az önce seni?"
"Bende takmadım."
"Uyuyacağım abla." dedim şansımı son kez deneyerek.
"Yalancı." Esneyerek kollarını gerdi. "Galiba seninde canın sıkkın. Aslında ondan geldim. Tek başıma ağlamak istemiyorum."
Samimiyetsizce güldüm. "Ağlamıyorum. Ağlayacaksan da yanımda ağlama, odana git." Kimine göre tavırlarım sert gelebilirdi ama ablamla oldum olası gerçek bir abla kardeş ilişkisine sahip olamamıştık. Hem benim ağladığımda yoktu. Cihangir için asla ağlamazdım.
"Bir kerede beni terslememeyi dene Esin."
"Hayırdır abla? Depresyon senin kardeşlik bağlarını güçlendirdi galiba?"
"Nankör." diye mırıldandı. "Yanına geldim işte. Daha ne istiyorsun?"
"Yapma ya." diyerek güldüm. "Çağatay abiyle sevgili olduğunu herkes gibi instagramdan öğrenmeyebilirdim mesela."
"O mesele..." Sol elindeki bilekliğiyle oynadı. "Zor zamanlardan geçiyorum biliyorsun."
"Yani?"
"Bunu bu gece konuşmasak?" dedi dudaklarını büzerek.
"Yanıma gelen sensin abla. Beni teselli etmeye gelmedin herhalde. Hoş benim tes-"
"Tamam senin teselli edilecek bir yanın yok." Koluma hafifçe vurdu. "Hepimiz üzülebiliriz, insanız. Bırak artık en güçlü benim tavırlarını."
"Üzülseydim üzüldüm derdim abla."
"Demezdin Esin." diye homurdandı. "Sen bana hiçbir şey anlatmazsın." O da bana hiçbir şey anlatmazdı ama bunu yüzüne vurmadım. Daha fazla uzatsın istemiyordum.
"Tamam odayı yasa boğdun, yeter bu kadar."
"Bende bundan bahsediyorum işte..." Kafasını geriye atarak yatak başlığına yasladı. "Anlatsam dinler misin Esin? Gerçek bir dinlemeden bahsediyorum. Empati kurmaktan. Anlamaya çalışmaktan. Yapabilir misin?"
Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Benimle bir şeyler paylaşmayı gerçekten istiyor muydu?
Bir şey söylemeden zorlukla başımı salladım.
"Bugün Cihangir ve Çağatay ciddi anlamda birbirine girdi." Derin bir nefes aldı. "Senin gözünde yine iki kardeşi birbirine düşüren kadın olacağım biliyorum."
Bir bakıma öyleydi. Yalan mıydı?
"Yorum yapmamı istiyor musun?"
"Beni yerden yere vurmayacağına söz verirsen istiyorum." Güldüm. İşte ona söz veremezdim.
"Abla Cihangir'i istememeni anlayabiliyorum ama bu süreçte abisiyle birlikte olmakta ne demek oluyor?"
"Yargılıyorsun." Evet yargılıyordum. Zihnimin içinde bundan daha fazlasını yapıyordum. "Herkes senin etik ilkelerine göre yaşayamıyor. Böyle konuşuyorsun ama bir gün bunun sınavını yaşayacaksın Esin. Asla yapmam dediğin bir şeyi sende yapacaksın. Bu aşk olur arkadaşlık olur aile olur bilmiyorum. İnsan hep yargıladıklarıyla sınanır."
Yüzümü buruşturdum. "Beni kendinle karıştırma."
"Yaşamadan hüküm vermek kolay." Gözünden bir damla yaş geldi. "Cihangirden ayrıldım evet ama benden bir türlü kopamadı. Sende biliyorsun durumları. Aşk değilki bu. O da bana aşık olduğunu zannediyor ama değil Esin. Aşık olan adam sevdiği kadın mutlu olsun istemez mi? Ben mutlu değilim onunla. Mutlu olmadığım bir ilişkinin içinde de daha fazla duramazdım. Daha fazla aşk masallarıyla kandırılamazdım. Ben eminim Esin. Cihangir bana gerçekten aşık değil."
"Bazen senin kadar emin olamıyorum abla."
"Bu da ne demek?" diye sordu burnunu çekerek. "Bildiğin bir şeyler varsa söyle Esin. Saklama benden."
"Senin eski sevgilin abla benim değil. Bir şey bildiğim yok." Burun kıvırdım. Aklımın o geceye gitmesine engel olamadım. Aylar önce Cihangir ablama aşık olduğunu yüzüme bağırmıştı. Çok alkollüydü. O gece fena halde kavga etmiştik. Hatta birbirimize girmiştik ama bunu hatırlamıyordu. Bende bir daha bahsini bile açmamıştım.
"Neyse ne." dedi gözyaşlarını silerek. "Çağatay bu süreçte bana destek oldu."
"Sende adamı yara bandı ola-"
Sözümü kesti. "Ağzını topla Esin. Ben kimseyi kullanmadım."
"Çağatay abide güya seni kardeşinden koruyordu." dedim alayla. "Bu ne ya dizi mi çekiyoruz? İnsan kardeşinin eski sevgilisine o gözle bakar mı?
"Korudu da." dedi başını sallayarak. Son söylediğimi yok saydı. "Cihangir hiçbir zaman bana fiziksel şiddet uygulayan bir adam olmadı. Olamazdı da Esin. Öyle bir adam olsa ben önceden sezerdim herhalde bilmiyorum! Ama bu psikolojik olarak beni yıpratmadığı anlamına gelmiyor. Hem bir senede bana ne kadar aşık olmuş olabilir? Sırf ondan ayrıldığım için beni hırs yaptı." Çoğu zaman bende böyle düşünüyordum ama bir an geliyordu ve Cihangir kafamı karıştırıyordu. Ablama ne hissettiğine dair hiçbir zaman kesin bir yargıya varamıyordum.
"Çağatay ise... Biliyorum. Senin gözünde iğrenç bir şey olduğunun farkındayım ama biz yanlış bir şey yapmıyoruz."
Ablamın gözlerinin içine bakarak güldüm. "Doğru bir şeyde yapmıyorsunuz. Dünyada başka adam mı kalmadı abla?"
"Yine yargılıyorsun!" dedi ağlayarak. "Umarım yargıladıklarından sınanmazsın küçük kardeşim."
Öyle bir şey olmayacaktı. Ablam gibi değildim. Sınırlarımı bilirdim. Dinlerken bile midemin kaldırmadığı durumlara kendimi sokmazdım.
Doğrularak yataktan kalktı. "Neyse yeter bu kadar. Eminimki sana da fazla gelmiştir."
Başımı salladım. Ablama fazlasıyla maruz kalmıştım.
"Çıkarken kapıyı kapat!"
Ablam arkasına bakmadan çıktı ama kapı açık kaldı. |
0% |