@devilishwave
|
Ellerimi kurulayıp lavabodan çıktığımda ablamı odamda görmeyi beklemediğimden yerimde kıpırdandım. "Ne diye hırsız gibi giriyorsun odama?" "Abart." dedi gülerek. "Sesli geldim. Banyodaydın. Sen duymadın." Başımı salladım. "Yani?" Gardırobuma yöneldi. "Senlik bir şey yok. Yeşil ceketini alacağım." "Ceket benim olduğuna göre nasıl benlik bir şey yok?" "Cimri misin ya?" diye homurdandı. "Ceketini istedim, canını istemedim." "Alamazsın." Dolabı açarak ceketimi askıdan çıkardı. "Dışarı çıkacağım birazdan ve kombinime tam uyuyor. Bu konu tartışmaya açık değil!" Tam ona bir cevap verecekken yatağımın üzerindeki telefonum yanıp söndü. Bildirim sesim kapalıydı ama muhtemelen mesaj gelmişti. Ablamında bakışları yatağıma kaydı. "Neyse ben bunu alıp çıkıyorum." "İznim yok." Telefon bir kez daha yanıp söndüğünde ablam benden önce davrandı ve telefonumu eline aldı. Yüzü anında değişirken benimde yüz ifademin ondan pek bir farkı yoktu. Tek fark ben telefonumu izinsiz karıştıracak haddi kendinde nasıl gördüğünü sorguluyordum. Mesajı sesli okudu. Cihangir: Esin müsait misin? İki adımda yanında biterek telefonumu elinden çektim. "Ne yaptığını zannediyorsun sen?" Gözlerini açıp kapattı. O da sakinleşmeye çalışıyordu. Aramızda geçecek olan konuşmanın hiçte sakin olmayacağının sinyalleriydi bu. "Asıl sen ne yapıyorsun Esin? Cihangir bu saatte sana neden mesaj atıyor? Ne konuşuyorsun onunla?" "Sana ne?" Sesim gereğinden yüksek çıkmıştı. "Bağırma annemleri uyandıracaksın!" "Haddini aşmayacaksın o zaman." "Esin son kez soruyorum. Onunla ne konuşuyorsun? İkilettirme bana!" Sesinde saf öfke vardı. "Normalde bunu sana açıklamam bile!" dedim aynı öfkeyle. İçeride bir yerlerde gururuma dokunuyordu ve ben bunu hazmedemiyordum. Saçmasapan bir konuma düşmek canımı sıkıyordu. "Aklından abuk subuk şeyler geçiyorsa sil at hemen! Ben senin gibi biri değilim!" "Ben öyle bir şey demedim." dedi yarımağız. "Bak onuda şimdi sen söylüyorsun." "Bu bakışları biliyorum. Terbiyesiz imalarını yedirmemek için zor duruyorum!" "Vahşisin." dedi yüzünü buruşturarak. "Hemen saldırıya geçiyorsun. "Biz sıradan faniler sorunlarımızı konuşarakta çözebiliyoruz. Tavsiye ederim." "Siktir git!" dedim derin bir nefes alarak. Ona gerçekten tahammülüm yoktu. Kolumu tuttu. "Terbiyeni takın! Ben senin ablanım." Bir hışımla geri çektim. "Bırak, şimdi mi aklına geldi?" Buna bir cevap vermedi. "Cihangir'in amacı belli. Ondan uzak duracaksın." "Amacı neymiş ablacığım?" "Beni kıskandırmak için seni kullanıyor." dedi çok basit bir şeymiş gibi. "Sende buna alet oluyorsun." İki adım atarak ona yaklaştım. "Ağzını topla." Gülerek başını iki yana salladı. "Ne, yalan mı? Ben seni bilirim canım kardeşim. Şimdi için içini yiyordur senin." Gözlerimi kapattım. Biraz daha konuşursa hiç iyi şeyler olmayacaktı. Zaten kolay kolay öfkemi kontrol edebilen biri değildim birde karşımdaki ablam olduğunda tahammül sınırım dahada düşüyordu. Yinede sakinliğimin son demlerinde onunla konuştum. "Hayal dünyasında yaşıyorsun. Madem beni bu kadar iyi tanıyorsun, böyle bir şeyi asla yapmayacağımıda bilirsin." Böyle bir şey... Dilim bile varmıyordu işte. Kendime yakıştıramıyordum ablamın eski sevgilisiyle aynı cümle içinde yer almayı. "Bilemem." dedi omuzlarını düşürerek. "Neden yapmayasın? İnsan oğlu şaşar beşer. Ben yaptım." "Kendi rezilliklerinle beni bir tutma!" Başıyla telefonumu işaret etti. "Bu ne o zaman? Bu mesajın bir açıklaması var mı? Gece gece neden seni soruyor bu herif?" "Ne bileyim ben!" Omuzlarımı dikleştirdim. "Hem neden soruyorsun ki? Konunun benimle hiçbir ilgisi yok. İlişkinizi sen bitirdin. Şimdi kalkmış bana hak etmediğim halde hesap soruyorsun. Söylesene abla, sen sahiden Cihangir'i kıskanıyor musun?" Dudaklarımdan dökülen kelimeler aramızda derin bir sessizlik oluşturduğunda bunu bende beklemiyordum. Manipülasyon 101. "Salak salak konuşma!" diye bağırdı. "Doğru. Cihangir'den ayrıldığın gibi abisinde teselli bulunca unutmuşum onu umur-" Yanağımda patlayan tokatla cümlem yarıda kesildi. Aramızda ikinci defa ölüm sessizliği oluşurken hiçbir şey söylemeden ona baktım. "Esin ben-" Birkaç adım atarak kapalı duran kapıyı açtım. "Def ol." Yanıma geldi. "Aniden oldu bak ben özür-" "Arkasında duramayacağın davranışlarda bulunmayacaksın o zaman." Rahatsız edici bir sakinlikle onu odadan gönderdiğimde elim istemsizce yanağıma gitti. Ablamla ben doğdum doğalı anlaşamazdık, hep de tartışırdık ama bu ilk defa oluyordu. İlk defa gerçek bir tartışmada bana tokat atmıştı. Yüzümü buruşturdum. 🤚 selaam🥳 taslaklarım an itibariyle bitmiş bulunmakta. yarından itibaren taslak biriktirmeye başlarım. esin'in öfkesi kendine. hiç istemediği, olanak bile vermediği bir durumun tam merkezinde kendini bulmaya başladı. ablasını suçladığı ithamlar ona da geliyor ve bu da onu öfkelendiriyor. esin "yapmam" dediği davranışlardan sınanacak gibi duruyor. siz ne düşünüyorsunuz? düşüncülerinizi paylaşırsanız sevinirim 🧡
|
0% |