@devranemirdevran
|
Zihnindeki karanlık, sanki birdenbire daha derinleşmişti. Saatler, günler, hatta yıllar boyunca biriken bütün acı, tek bir noktada birleşiyor gibiydi. Dış dünya ona her zamankinden daha uzak görünüyordu; her şey yabancıydı. Hâlâ bir umut ışığı arıyordu ama her adımda bu ışık daha da kararmaya başlıyordu. O eski halinden hiçbir iz kalmamıştı. İnsanlar, projeler, hayaller… Tüm bunlar bir zamanlar anlam taşıyan şeylerdi, ama şimdi hepsi sıradan, geçici ve anlamsızdı.
Bütün dünya ona yabancıydı. O kadar yabancıydı ki, kendi bedenini bile tanımak istemiyordu. İçindeki boşluğu büyütmek, bu karanlıkta kaybolmak, aslında kaçmak değil miydi? Ne zaman bir adım atmaya çalışsa, o adımın anlamını kaybettiğini hissediyordu. Zihnindeki karmaşa, ona her şeyi sorgulatıyor, her şeyin geçici olduğunu düşündürüyordu. Anlık hevesler ve hayaller, zamanla kaybolmuştu. Sevdiği gitmişti ve arkasında sadece bir enkaz bırakmıştı.
Bir zamanlar her şeyin başlangıcı olan projeleri şimdi sadece bir yük gibi hissettiriyordu. İcatlar, icatlar, bir zamanlar birlikte üzerine kafa yordukları projeler… Bunların hepsi, kaybolmuş bir anının parçalarıydı. Onlar artık hiçbir anlam taşımıyordu. Çünkü sevdiği gitmişti. Ve o gitmişken, hiçbir şeyin değeri kalmamıştı.
Gözlerini açtığında, yine aynı soğuk, boş duvarları gördü. O kadar tanıdık, ama o kadar yabancıydı. Anılar, geçmişin yankıları, hepsi boşlukta kaybolmuştu. Sadece onun adı vardı ve o adın kimseye bir anlam ifade etmeyeceğini biliyordu. Ne zaman geçmişe baksalar, yalnızlık hissettiriyordu. Ne zaman geleceğe baksalar, karanlık bir boşluk vardı. İçinde bulunduğu bu çıkmazdan çıkış, sanki yoktu. Tek bildiği şey, her şeyin anlamsızlaşmasıydı.
Sevdiği bir zamanlar her şeydi. Bu dünyada tek varlık gibiydi. Ama o gitmişti. Ve geri gelmeyecekti. Onun kayboluşu, her şeyi silip süpürmüştü. Şimdi, geri kalan her şeyin tinsel anlamı yoktu. Bütün bu çaba, boşuna gibiydi. Yalnızlık, onun tek gerçeğiydi. Bir zamanlar neşeyle dolu olan dünyası, şimdi bir mezar gibiydi.
Zihninde bir şey koptu. Karanlık düşünceler bir anda daha da yoğunlaştı. İçindeki boşluk, ona büyük bir ağırlık gibi çökmeye devam etti. Ama bir yandan da bir şeyler kırılmak üzereydi. Bir anlık öfke, kaybolan her şeye karşı duyduğu kin, bir yerlerde patlamak üzereydi. Ölüm düşüncesi bile ona yabancı gelmiyordu. Her şeyin yok oluşu, belki de geride kalacak tek şeydi.
Ama öfkesinin, bir çığlık haline dönüşmesi gerektiğini biliyordu. Zihnindeki bağları koparacak, kendini her şeyden, her düşünceden, her duygudan arındıracak bir noktaya gelmeliydi. Ama işte bu noktada, yalnızlık daha da derinleşiyordu. İçindeki boşluk, onu daha çok sıkıştırıyordu. Geriye hiçbir şey kalmamıştı, ama buna rağmen, bir şeylerin daha kopması gerekiyordu.
Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Tekrar hayata dönmek için bir anlık cesaret buldu. İçindeki öfkeyle, sanki tüm dünyaya meydan okuyacak gibi bir güç hissetti. Her şeyin, hiçbir şeyin anlamı olmadığını kabullenmişti. Ama yine de bu dünya, ona daha fazlasını sunuyordu. Bunu kabul etmeyi reddediyordu.
Belki de, içindeki boşluğu, bu öfke ile dolduracaktı. Belki de, kaybolmuş olan her şeyi, bu isyanla geri alacaktı. |
0% |