@diclew
|
Yine yatakhanedeki yatağıma yatmış tavanı izliyordum.huzurlu anımı bölecek bir ses duydum. "Komutanım!" diye bağırıyordu Zülfikar "Ne var oğlum! Rahat rahat bir izin günü geçirmeyeyim mi lan?" dedim.Zülfikar tam konuşacakken kolidordan beklemediğim bir ses duydum. "Dicle Say nerde?!" diye bağırıyordu babam.Ranzadan aşağı heybetli bir şekilde atladım. Atladığımda sırtım sızladığı için yüzümü ekşittim,sonra hemen yatakhanenin kapısına ilerledim ve gördüğüm şeyle hafif duraksadım. Babamı ve peşinde koşan askerler... Zülfikar "Tutamadık komutanım kusura bakmayın" dedi. Onun bu yalandan olan mahcubiyetini hemen anlamıştım. Nasıl anladın diye soracak olursanız genelde böyle işleri şakaya vururdu."Zülküfçüğüm, şu askerleri ve yalandan olan mahcubiyetini alıp defolup gider misin!" diye bağırdım. Bağırdığım için kolidorda sesim yankılandı. Sesimi duyan babam olduğu yerde çivilendi. Aramızda on adımdan az vardı."Kızım.." dedi gözünden damlayan göz yaşını görünce boğazıma bir yumru kuruldu.Ilk defa onu bu kadar duygulandığını görmüştüm. 2 Hafta Önce... Şırnak'ta göreve başlayalı 2 ay olmuştu. Bugün günlerden 17 Aralıktı yani benim doğum günüm.İnanabiliyor musunuz 27 yıldır hayattayım. Herkesin doğum günümü unuttuğunu düşünüyorum. Bugün bir köye, köylülerin ihtiyaçları var mı diye bakmaya gidiyorduk.Herkes Zülfikar'ın gevezeliklerine gülerken beni yabancı bir numara arıyordu,açtım söze "Kimsin?!" diye bağırdım.Bağırınca otomatik olarak herkes bana baktı. "Etraftakilere çaktırma beni dinle." diye bozuk bir Türkçe'yle konuşan adamın sesi bir o kadar tanıdık iken bir o kadar da yabancıydı söylediği şeyi duyar duymaz hoparlörü açtım. Karşı taraf "Ebu-l Şam tanıdın mu beni komutan?" dedi. "Vay, it" dedi yanımdaki Aybüke."Efendim?" dedi Sam." Ne var göt lalesi?" dediğimde Murathan Komutan hariç hepsi gülmemek için kıvranıyordu. " Aaa Dicle Hanım sizi seven kalbimi çok kırıyorsunuz ama" dediğinde Murathan Komutan telefonu elimden alıp aramayı sonlandırdı ve numarayı kendine attı.Hepimiz sessiz kaldık. Murathan "Bir daha o göt seni ararsa bana söylüyorsun" dedi tok bir sesle.Ben bu beyefendiye aşık olmayacağım da kime aşık olacağım be." Emredersiniz Komutanım." dedim. Aradan geçen yarım saat sonra köye varmıştık.Murathan "Zülfikar,Erdem ve Barbaros beş aile sizde. Onur,Eren ve Ali beş aile sizde. Dicle ve Aybüke on aile de sizde.Yavuz sende benimle birlikte burdasın." dediğinde hepimiz aynı anda "Emredersiniz Komutanım" diye bağırdık.Yolda gideceğimiz aileleri bölüşürsen Murathan'ın dediklerini şimdi idrak edebilmiştim. " Lan on aile ne amına koyayım!" diye bağırdığım an hepsi irkildi. Aybüke "Ne onu komutanım beş değil mi?" dedi. O da yeni idrak etti sanırım üzgünüm Aybüke ama pertimiz çıkacak." Böceğim bende sizinle geleyim mi?" dedi Eren Aybüke'ye. Aybüke "Gerek yok aşkım" dedi.
Aileleri bölüştükten sonra son aileye doğru yürüyorduk.Resmen pertimiz çıkmıştı.Onur bilerek bize birbirinden uzak evleri veriyordu bence.Aybüke isyankar bir sesle "Keşke 'Emretmeyin Komutanım' deseydik ağabey ya" dedi. " Son aile Aybüke sakin" dedim. "Komutanım farkındaysanız buranın birde dönüşü var" dedi.Haklıydı.Şuan resmen köyün dışındaydık zaten.Arkadan iki el silah sesi duydum.Ilk saniyelerde olayı idrak edemesem de sırtımdaki ıslaklıkları hissedince yere düştüm.Korkmuştum. Aybüke yanıma koşup başıma gelince "Hakkını helal et tamam mı Aybük?" dedim. Bir süre sonra yattığım sert zeminden yumuşak bir zemine geçtiğimi hissettim.Gözümü açıp kim olduğuna bakmak istedim.Karşımda üzgün ve çaresiz bir şekilde bana bakan Murathan'ı gördüm. " K-Komutanım?" dedim kısık bir sesle. " Dicle sakın gözlerini kapatma uyuma sakın!" diye çaresiz bir şekilde bağırdığını duydum.Tam gözlerimi kapatacakken sol kolumun cimciklendiğini hissettim." Ayı!" diye bağırdım."Zülfikar, git koçum sen" dedi Murathan. "Komutanım bir yanlışım olduysa affedin.Birşey söyleyeceksenizde söyleyin ölüyorum galiba"dedim. Murathan "Eğer şehit düşmezsen yalnızken bana 'Murathan' de ve Dicle seni çok seviyorum senin için ölürüm" dediğinde tebessüm edip "Bende seni..." diyebildim sadece ve gözlerim yavaş yavaş kapandı. Günümüz... Babam "Kızım..." demişti sesi çıkmamıştı bile.Birkaç adımda yanıma geldi. Sıkıca sarıldı bana ama unuttuğu birşey vardı yaralarım... acıdığını belli etmedim hemen geri çekildi "İyi misin güzel kızım?" dedi "İyiyim baba turp gibiyim yarın işe başlayacağım." dedim. Bir süre askeriye bahçesinde babamla oturduktan sonra babam gitti. Bayılmadan önce bir takım şeyler duymuştumiki haftadır aklımda bu cümleler vardı. Yürümeye başlamıştım on beş dakika sonra hedefime varmıştım.Kapıyı tıklattım 'gel' denen sesi duyunca kapıyı açtım ve içeri girdim. Murathan ve benim yaşlarımda bir kadın vardı. Hızlıca asker selamı verdim." Dicle, izinli değil misin sen? Neden üniforma var üstünde?" Ben tam cevap verecekken oturan kadın "Sevgilim,bu arkadaş kim ve bu halde olması seni neden alakadar ediyor?" Ne dedi o SEVGİLİM Mİ?! Kesinlikle anın etkisiyle olayları kafamda kurdum. "Komutanım müsait olunca çağırtırırsınız beni" dedim. Kadın bana dik dik bakarken Murathan "Tamam Dicle seninle birşey konuşmam gerekiyor" diyip göz kırptı.Baş selamı verip odadan çıktım. 10 Dakika Sonra... Erdem,Yavuz ve Murathan Komutanlar hariç bizim timle birlikte çardakta oturuyorduk Bir asker geldi"Dicle komutanım Murathan Komutanım çağırıyor" dedi. İçimden 'hatunu hızlı göndermişsin komutan' dedim. "Tamam gidebilirsin" dedim.Hedefime varınca kapıyı tıklatmasana içeri girdim. Normalde olsa kızardı ama bu sefer kızmamıştı. "Evet Komutanım. Buyurun?" dedim. "Dicle neden geldiğini ve hiçbirşey hatırlamadığını söyleme" "Murathan onlar gerçekmiydi?" dediğimde dudakları iki yana kıvrıldı.Yanına gelmemi işaret etti.Masasının üstüne yani tam önüne oturdum.Hayran hayran baktı yüzüme "Eee" dedim. "Ne eee?" diye sordu "Daha deminki olayı anlat. Dökül" dedim.Ama o sırada dudaklarıma hayran hayran bakıyordu "Sonra açıklasam şimdi daha mühim bir işim var" dedi.Anlayamamıştım hani ölürdü bu adam benim için?Sonra beklemediğim bir hamle yaptı.Dudakları dudaklarımla buluştu. Bende dururmuşum hemen karşılık verdim.Hiç tahmin etmediğim bir süre sonra kapı aniden açıldı.Yine aynı kadın "Murath-" diyordu ki bizi görünce duraksadı.Dudaklarımız ayrıldı ama bizim gövdelerimiz hala ayrılmadı."Ne bakıyorsun kardeşim ister öpüşürüz ister sevişiriz" dedim. Murathan kulağıma yaklaşıp "Cidden mi?" dedi bende onu dönüp. "Arsız" dedim. Arkama dönüp birşey daha diyeceğim sırada kadının orda olmadığını gördüm.
|
0% |