@dilabuglemben
|
3. Bölüm: Doğa "Ya kalk artık." diye bağırdı Doğa battaniyemi çekmeye çalışırken. "Uyuyorum şuan da." dedim gözlerim kapalı. "Saat beş oldu, kış uykusuna mı yattın acaba." "Aynen aynen ondan." "Toprak geldi, seni sordu." dedi ellerini üzerimden çekip. Aniden duyduğum isimle birlikte Doğa'ya doğru dönmeye çalıştım ama boşluğa düşmemle kendimi yerde buldum. Doğa gözlerini devirip mutfağa yürümeye başladı. Kalkıp yanına gidecekken bu sefer ayağım battaniyeme dolandı ve yüz üstü yere düştüm. Adam öldürüyorsun ama yürüyemiyorsun İzel. "Salaksın." dedi Doğa ve yanıma gelip beni yerden kaldırdı. "Buyrun Doğa Hanım sizi dinliyorum. Neden gelmiş?" dedim masaya otururken. "Sabah, sen uyurken geldi İzel sende mi diye sordu, bende ama sanane dedim. Yüzü gözü mosmor olmuştu kavga etmiş galiba." dedi ve ağzına salatadan attı. Kavga? Dün dayak mı yemişti? Kendi kendime güldüm ve önümdeki yemekten ağzıma attım. "'Ona söyle bu iş bitmedi, beni arasın konuşacağımız şeyler var.' dedi bana" diye devam etti. Bu iş bitmedi? Bitmesin efendim. "Boş ver konuşur konuşur susar." "İzel adam seni açık açık tehdit etti şikayetçi olmayacak mıyız?" "Olmayacağız bebeğim." dedim yanağından makas alarak. "Of İzel. Git hemen elini yüzünü yıka!" diye bağırınca hemen ayağa kalkıp asker selamı vererek banyoya koştum. Banyodaki işimi bitirip gece Doğa'dan aldığım pijamaları çıkardım. Kendi kıyafetlerimi giyinip Doğa'nın yanına, mutfağa gittim. "Evde misin bugün?" dedim kabanımı giyerken. "Evet ama sen nereye?" "Bilmiyorum önce bir şeyler içerim sonra eve giderim. Bir de sergi işi açtım başıma." "Gerçekten nerden çıktı bu sergi işi?" diyerek yanıma geldi ve bana sarıldı. "Tablolarım bir yere ait olsun istiyorum." Sen öldürdüğün insanların bir yere ait olmasını istiyorsun İzel. "Evet." "Ne evet?" dedi şaşkın bir şekilde "Nerden çıktı bu sergi işi diyorum." "Kendine iyi bak. Gece Gazel bana gelecek sende gel birlikte takılalım." dedi geri çekilip bana yer açarken. "Bilmiyorum ki." dedim ve ayakkabılarımı giyindim. "Kızım eve gitme işte." dedi. "Nefes almak istiyorum, biraz yürürüm sonra gelirim belki." "İzel, dışarıda bir katil var ve sen kafana göre geziyorsun. Lütfen ya evden çıkma ya da gece yarıları kabus gördüğün için evden çıkıp arkadaşlarına gitme." diyerek yanağımı sıktı. "Tamam tamam, öptüm." dedim ve öpücük atıp evden çıktım. Doğa 26 yaşındaydı ve annesiyle babası Doğa üniversite okurken ayrılmıştı. Şimdi annesiyle birlikte üç katlı müstakil evde yaşıyorlardı. Doğa ve Gazel benim arkadaşım değillerdi. İkiside çocukluktan beri kardeşimdi. Geceden beri kapalı olan telefonumu çıkardım ve açtım. Mesajların hepsi bildirim paneline düşünce şaşırdım. Toprak'tan mesaj gelmişti. Pardon mesajlar. 1047 yeni mesaj Hepsinde konuşmak istediğini yazmıştı. Konuşacak mıyız? Seninle değil bebeğim biz konuşacağız. Konuşacak mıydık? Ay tabiki de hayır. Saçmalamayın lütfen. Neden acaba? Zevk. Bazen ikinizi de öldürmek istiyorum. Biz olmazsak sen de olmazsın. Kendi adına konuş ben ölümsüzüm. "Siktirin gidin." dedim başımı iki yana sallayarak. "Pardon! Hanımefendi." Omzuma dokunan eller ve beni durduran kişiyle durdum. "Sizden düştü." dedi karşımdaki kadın. Uzattığı eline baktım ve bir kibrit kutusu gördüm. "Bu benim değil." dedim kadına gülümserken. "Hayatım bir sorun mu var?" Kadının yanına geçip elini kadının beline atan adama döndü bakışlarım. Kadının beline baskı uyguladı, sanki onu uyarırmış gibi. Kadına döndüm, Yalvarırmış gibi bakıyordu. "Teşekkür ederim çok iyisiniz. İsterseniz size bir şeyler ikram edeyim." dedim kibrit kutusunu alırken. "Yok, sağ olun." dedi adam kadının belini daha çok sıkarak. Kafamı iki yana çevirdim ve yolda kimse varmı diye baktım. Sokağın sonunda iki çocuk vardı sadece. "Anladım ama bana eşlik ederseniz çok sevinirim. Yalnız giymek istemem bu saatte." dedim ellerimi iki yana açıp havayı gösterirken. Akşam olmak üzereydi ve güneş batıyordu. "Gerek yok bayan sağ olun." dedi adam ve kadının belini bırakıp elini tutarken. Bayan ha? Etrafıma son kez baktım ve yumruğumu sert bir şekilde yüzüne geçirdim. "Bayan ha?" dedim ve kadının elini tutup arkama çektim. "Polisi ara." dedim kadına ve adamın göğsüne sert bir tekme attım. "Ne yapıyorsun sen?" dedi adam. "Kes sesini. Orospu çocuğu." dedim ve yüzüne en sertinden bir tekme attım. Adam acı ile bağırıp gözlerini kapatınca kadına döndüm. "Gerisi sende. Beni görmedin." "Ya uyanırsa?" dedi elimi tutarak. "Polis gelene kadar uyanamaz. Korkma, uyanırsa bir tane vur zaten çelimsiz bir şey yine bayılır." "Teşekkürler." dedi kadın kollarını belime sarıp. "Önemli değil." diyerek bende sarıldım. "Korkma." dedim ve kollarımı kendime çekip markete yürümeye başladım. İçeri girip derin bir nefes aldım ve hemen ihtiyacım olan şeyleri aldım. Kasaya gelip aldıklarımı bıraktım. Adam bana döndü ve iğrenç bir şekilde süzdü. "Hoşgeldiniz." dedi. Kafamı sallayarak beklemeye başladım. Arkadaki diğer adam bağırarak yerinden fırlayınca ona döndüm. "Oğlum şuna bak." diyerek arkadaki büyük televizyonu gösterdi. Ben! Ay yine bennn. "Uzun zamandır İstanbul'da olan Kızıl Örümcek dün gece sularında yine rahat durmadı. Ünlü dansçı Ediz GÜN' ün evinde bulunan cesedi ve ona eşlik eden bir not, her şeyi Kızıl Örümcek'in yaptığının bir kanıtı olduğu gibi kanlı el izleri de ona eşlik etti." dedi haber spikeri. "Bitmiyor oğlum her gün bu adamı mı izleyeceğiz?" dedi karşımdaki adam. Adam? Bir cinsiyet değiştirmediğim kalmıştı. "Pardon." dedi diğer adam bana bakıp. Kafamı sallayarak aldıklarımı poşete doldurdum. "Bu saatte dışarda olmanız uygun değil. Etrafta bir seri katil geziyor ve size denk gelebilir." dedi kasiyer olan. "Dua edin size denk gelmesin." diyerek parayı kasaya bırakıp Doğa'nın evine yürümeye başladım. Eve gitmek istemiyordum. Hemen Doğa'nın evinin kapısını çalıp beklemeye başladım. "İzel!" diye bağırıp boynuma atlayan Doğa ve Gazel ile yere düşmem bir oldu. Kalçamın acısını umursamadan boynuma sarılmaya devam ettiler. Üçümüzde yerde, biri altta ölmek üzere olacak şekilde yatıyorduk. "Kızım aşağıda polisle ambulans vardı, senin için sandık yemin ederim altımıza sıçtık ya." dedi Gazel üstümden kalkarak. "Lan orada ölmedim ama altınızda öleceğim." diye bağırdım. İkiside kalkıp benim koluma girdi ve yerden kaldırdı. "Ne aldın?" dedi Doğa ve poşeti elimden aldı. Acıyan kalçamı ovuşturarak içeri girdim ve ayakkabılarımı çıkarıp kendimi koltuğa attım. "Yiyecek bir şeyler." "O zaman kız gecesi." diye bağırdı Doğa. Ayağa kalkıp üst kata çıktım ve Doğa'nın pijamalarından birini alıp giyindim. Yanlarına gittiğimde her şey hazırdı. Tekli koltuğa oturup cips tabağından birini kucağıma çektim ve filmi izlemeye başladım ❤🖤 (Şimdi çok sakin olun. Derin bir nefes alın ve sakince okuyun) Gözlerimi açar açmaz başımı yasladığım yerden kaldırdım ve etrafa baktım. Karanlık yüzünden hiç bir şeyi ayırt edemiyordum. Ayağa kalkacakken elimin altında hissettiğim beden ile kalakaldım. Elimde hissettiğim sıvı ve sıvının altında bir beden. Gözlerim yavaşça aşağıya kaydı ve iki çift yeşil göz gördüm... Doğa'nın gözleri! Siktir! Elimde kanlar vardı! Hemen ayağa kalkıp ışığı açtım. Doğa! Doğa yerde yatıyordu. Hemde kanlar içinde. Üstüme baktım. Üstümdeki pembe pijama kanlar içinde kalmıştı. Yerde, az önce kalktığım yerde bir bıçak vardı. Ben mi öldürmüştüm? Ben yapmazdım. Ben yapamazdım. O benim kardeşim... Doğa'm Ben mi öldürmüştüm? Sen yapmadın o yaptı. Sen en yakın arkadaşlarından olan Doğa'nın katilisin. Onunda resmini çizeceksin. Ben yapmıştım. Onu ben öldürmüştüm. "İzel?" ◦•●◉✿ 𝐾𝑒𝑠𝑡𝑖𝑘 ✿◉●•◦ |
0% |