Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Psikopat 7. Bölüm

@dilan234

Katiller ve masumlar ne kadar da birbirinden farklılar. Öyle değil mi ? Biri, yüzbinlerceleri katleder, biri ise, masumluğundan kafayı yemiş bir vaziyette etrafa bakar. Eee siz yüzbinlerceleri katledip hayatını çılgınca sürenlerden mi yanasınız ? Yoksa masumluğundan çılgınca kafayı yiyenden mi yanasınız ?

( Yiğit'in anlatımıyla.)

Ben Yiğit.....yani Yiğit aslan, size kendimi tanıtmış mıydım ? 17 yaşındayım. Biraz garip olacak ama, ben uzak diyarlarda birini aramıyorum. Sadece, onu arıyorum. Naz'ı yani. O gün, yaptığım o hatadan sonra, bir şey yapamaz oldum. Ellerim titredi, ayaklarım titredi ama elim kolum bağlıydı. Sanki, bir güç beni durduruyordu.

Benim evimde, bugün bir parti var. Allah kahretsin ki, ısrarları sonucunda hazırladım. Yani yasemin'in ısrarları sonucunda. ben de yaptım ! Üstelik, toprak da olacak ! Evet, Toprak da olacak. Az önce de, Alaz'ı gönderdiler. Toprağ'ın yanına. Geleceğini, pek sanmıyorum ama......

Sakin ve huzurlu bir şekilde, kitap okurken, elimden kitabımın alındığını fark ettim. Sinir ile, elimden kitabımı alan, pisliğe baktım. KAAN evet kaandı.

Sırıtarak,ona bakıyordum.

" Napıyorsun oğlum?"

Elini kan ile dolu, yüzüne götürdü. Bana bakıyordu, sırıtarak.

" Yüzüne ne yaptın yine gerizekalı !"

" Sen beni mi düşünüyorsun? Gelmiş yine sevgilin."

Ayağa kalktım, ve kaan'a baktım.

" Abi ne saçmalıyorsun sen ? Ne sevgilisi ?"

" Beni mi kandırıyorsun oğlum ?"

Tam konuşacakken, kapı açıldı. Yüzümü kapı'ya çevirdim. Güneş'in ışığıyla gözlerimi kırpıştırdım. Toprak gelmişti. Güneş'in güzel ışığı toprağ'a çarpıyordu. Alev almıştı o güzel kızıl saçları sanki. O güzel yeşil gözleri ile, içeri girdi. Hayranlık ile, onu izliyordum. Kendime geldiğimde, Kaan'ın yanımda olmadığını gördüm.

Toprak yerde ki kitaba bakıyordu.

" Sefiller mi okuyorsun ?"

Yüzümü ona doğru çevirdim. Ve gülümsedim. " Evet, okuyordum yani."

Kitaba bakarak konuşuyordu.

" Victor Hugo'nun en etkileyici eseri."

Sırıttım. " Yanılıyorsun."

Yüzünü bana döndürdü. Ve soran gözler ile. Bana baktı. " Nasıl yani ?"

Bilmiş bir eda ile. " Yanılıyorsun, çünkü Victor Hugo'nun en etkileyici eseri Sefiller değil. En etkileyici eseri bir idam mahkûmunun son günü eseridir."

" Öyle mi ? Bu konuya maalesef ki objektif bakamam."

Gülerek. " Peki, aşağıya inelim mi ?"

Merdivenlere doğru yönelerek. "Olur."

Merdivenlerden hızlıca indim, ve dışarıya çıktım. Aşağıya baktığımda, Alaz'ı, Duru'yu, Hilal'i, Yasemin'i ve Kaan'ı gördüm. Yemek yiyorlardı beni de çağırdılar. İstemsizce yanlarına gittim. Toprak da geliyordu. Yan yana oturduk. Herkes, ruhsuz gibi etrafa bakıyorlardı. Yemeğe başladım.

Duru heyecan ile konuşuyordu.

" Yalnız, bir gün boyunca okulda kalmak çok kötü birşeymiş. Lütfen, bir daha yaşamayalım."

İstemsizce gülümsedim. Ve Toprağa baktım. Toprağ'ın yemek boğazına kaçmıştı. Öksürüyordu. Ama, cidden öksürüyordu.

Hilal hızlıca yanımıza geldi. Ve, ben şok içinde ona bakıyordum.

" Toprak, iyi misin? Su versenize !"

Su verdim, hemen ona su verdim. Kendine geldiğinde, başta bana baktı öfke ile. Ama gerçekten bu halleri çok komikti. İstemeden de olsa, gülümsüyordum. Yemeğe devam ettik, ben kahkaha atmak istiyordum. Ama herkesin içinde bunu yapamazdım. Yemeğimizi bitirdikten sonra, şarkılar çalmaya başladı. Herkes, dans ediyordu. Ben ise, aptal gibi oradan oraya bakıyordum. Kokteyl almak için, ayağa kalktım. Yasemin, ilişkimizin bilinmesini istemediği için dans etmek istemiyordu. Tam kokteyl aldığımda, toprağa çarptım. Ellerimiz birbirine değdi. Birbirimize o kadar yakındık ki gündüz'ün güneş'e yakın olduğu gibi yakındım ona.

Kulağına fısıldadım. " Görmüyor musun ?"

" Neyi görmüyor muyum ?"

Sırıttım. " Evren bize dans etmemiz için işaret gönderiyor."

Gülümsedi. " Öyle mi ?"

" Evet, aynen öyle."

Ellerimi tutması için ona uzattım.

" Benimle dans etmek istemez misiniz ? Güzel kız."

Gülümseyerek, elimi tuttu. " İsterim, deniz mavisi isterim."

O an bir şarkı çaldı. ( Can ozan- toprak yağmura.) Şarkısı.

Ellerim ile, belini sardım onun. O da o güzel narin elleri ile omzuma dokundu.

" Toprak yağmura, ben sana aşık olduk yeniden."

" İmkansız gibi görünen, bu mesele, girdi aklıma, her gece tanıdık bir melodi."

Toprak gülümsüyordu. " Niye gülümsüyorsun?"

" Senin evine gelmiştim, orada da bu şarkı çalmıştı."

" Öyle mi ?"

" Evet, öyle."

Şarkı bitmişti, dans bitmişti. Yerime geçtim, Yasemin hızlıca toprağ'ın yanına geliyordu. Anlamaz gözler ile ikisine bakıyordum. Ne konuştuklarını deli gibi merak ediyordum. Toprak, ona çok bilmiş bir ifade ile gülümsüyordu. Yasemin de bir şeyler anlatıyordu. Ama çok önemli şeyler. Toprak, başını sallıyordu. Sanki inanmış gibi yaparmışcasına. Kaan'ı aradım. Ama yoktu, maalesef. Ona bir şey soracaktım ama maalesef ki. Kesin yine uyuşturucu içiyordu. Ya da, satıyordu. Ahh be, ahh be napacağız biz senin ile ? Anlık bir sinir ile, alkollü kokteylimi tek seferde bitirdim. Başım dönüyordu. Kendimde değildim pek en son hatırladığım tek şey duru'nun seni Kaan çağırıyor diyip, Duru ile bodrum kattığına gittiğimiz. Ve, çığlık sesleri. Duru'nun çığlık sesleri. Kendime geldiğimde, polis sesleri ile uyandım. Etrafım polisler ile doluydu. Karşımda ki Hilal'in ağlama sesleri, yanımda ki Toprağ'ın şok içinde dalması. Kaan'ın hala etrafda olmayışı alaz'ın şok içinde tırnaklarını yemesi. Yasemin'in gözlerinin dolması. Ben ise, anlamaz gözler ile Toprağ'a baktım.

" Toprak noluyor burada ?!"

Toprak, yere bakarak konuştu.

" Duru......Duru öldü."

Şok içinde, yutkundum. " NE ?! Nasıl yani ?"

Toprak, bağırarak konuşuyordu.

" Öldü işte ! Onu sen mi öldürdün ? En son, sen yanındaymışsın. Bodrum'da yanında baygın yatıyordun. Üstelik sarhoştun sen mi yaptın ? Ona bunu sen mi yaptın ?"

Şok içinde ona bakıyordum.

" Ben.......ben yapmadım. Yapamam."

" Niye sarhoştun peki ? Niye en son onun ile sen çıktın ?"

Başıma vurarak konuşuyordum.

" Bilmiyorum.......bilmiyorum ! Allah kahretsin ki bilmiyorum."

Polis, ciddi bir ifade ile bana bakıyordu. O kadar korkunç bakıyordu ki. O kadar korkunç bakıyordu ki. Korkudan titriyordum. Yaşadığım şoktan bir türlü çıkamamıştım.

Elini içeride ki masaya sertçe vurarak. " Söyle ! Sen mi yaptın ?"

Titreyerek. " Ben.......yap-ma-dım......"

" Kim yaptı lan o zaman ? Bir şey söyle ! Kim o bedene kıydı ? Naz'a da sen yaptın ! Değil mi ?"

" Ben.......yapmadım. Nesini anlamıyorsun." Kafamı sıkıca tuttu. Beni, Bodrum'a götürdü. Yerde ki Duru'ya baktım. Kanlarla dolu bedeni yerde sürüklenmişti. Sapsarı saçları, kandan dolayı kırmızı olmuştu. O küçük bedeni soğuk zemin ile buluşmuştu. Kanlar ile dolu zemin. Ellerinde ki yüzük çıkmıştı. Yerdeydi. Siyah elbisesi, kan lekeleri ile buluşmuştu. O güzel gözlerini kapatmış, hayatta yumuşttu. Gözlerimi kapattım. Aklıma Naz'ın ölmeden önce ki haykırışları geldi. Duru'ya daha fazla bakamazdım. Bunu yapamazdım.

" Baktın mı ? Naz ve Duru ikisi de aynı kaderi yaşadılar ! Anladın mı ? Onlara bunu hangi şerefsiz yaşattı ? Bulacağım. Emin ol ! Bulacağım."

Gitmeden önce, polis'e ve yerde ki o narin bedene baktım. "Ben.......yapmadım."

Arkası dönük bir şekilde cevapladı.

" Ya sen yaptıysan, ve sarhoş olduğun için hatırlamıyorsan."

Mantıklıydı. Ya ben, yaptıysam. Ben yapmış olabilir miydim ? Böyle bir şey olabilir miydi ? Belki de, çoktan da olmuştu. Aklıma, Naz'ın ve Duru'nun haykırışları geldi. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Biraz bir şey hatırlıyordum. O da bayıldıktan sonra tamamen bitmişti.......

( Yazar'ın anlatımı ile.)

Haykırışlar, son çığlıklar, hiçbir şeye yaramıyordu. Bir umut göstergesi bile değildi.

" Yapma ! İstemiyorum ! Lütfen." Bağırdı son kez, son cümlesinin bu olmasını istemezdi kimse. Ben, ölümümün bir deniz kenarında, sevdiğim adam ile, birlikte ölümü isterdim. Kuşların cıvıltısı ile, insanların masum olduğu bir dünyada. Bilmiyordu, öleceğini. En yakın arkadaşları zannettiklerinden değil. Düşmanlarından beklerdi. O minik Duru, sapsarı saçlı Duru, rüzgarda dalgalı saçları karışan Duru, her şeye rağmen kimse ölümünü burada istemezdi.

Çığlık sesi ile, öldü o düştü. Paramparça oldu kalbi. O güzel kızın. Bir çığlık sesi ile, tüm dünya bir damla gözyaşına boğuldu. Aptal bir kafeste mahkûm oldular. Kimsenin kimseyi tanımadığı bu zalim dünya da.

Bölüm sonuuuuu.

Bence en iyi yazdığım bölüm bu oldu. Bölümü yazarken gözyaşına boğuldum. Peki onu kim öldürdü ?

Bölümü nasıl buldunuz hadi yorumlaraaaa ?

Ha unutmadan, dans sahnesini bir dizi sahnesinden aldımmmmm. Ama baya beğendim. İyi akşamlar

 

 

 

​​​​

Loading...
0%