Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@dilan_ilhan

 

 

 

GİRİŞ

 

 

 

Kader, seni nerede olursan ol bulur…

D.

 

16 Yıl öncesi

 

Minheon krallığında yağmurlu bir sonbahar günüydü. Yıllardır devam eden kasvetli hava, durmak bilmiyordu. Yaşadıkları bu yer, yılın sekiz ayı karanlığı yaşıyordu. Geri kalan dört ayda ise bu şekilde hafif güneş varlığını hissettirirdi ama onda da çoğunlukla yağmur yağar, hava kapalı olurdu. Çoğu gün ay bile varlığını hissettirmezdi.

 

Fuat gökyüzüne baktığında havanın kızardığını gördü. Bu durum bir şey olacağının habercisiydi. Arabasını hızla kullanarak eve yetişmeye çalışıyordu. O sıra telefonu tekrar çaldı. Bugün bu, kaçıncı telefondu saymamıştı.

Arayan kişi eşinin kardeşi Sedef’ti. “Alo,’’ dedi.

“Neredesin? Eftal doğum yapmak üzere,’’ Sedef’in sesi endişeli geliyordu.

Fuat sıkıntılı bir nefes alarak “Yoldayım, geliyorum’’ deyip telefonu kapattı.

Yağmur yüzünden kapalı olan yola bakarak “Lütfen açıl artık, lütfen’’ dedi.

Kapalı olan yol, mucize gibi birden açılmıştı. Bunu görünce gökyüzüne baktı. Kırmızı olan gökyüzü aniden karanlığa gömülmüştü. Şimdi Ay tüm görkemiyle parlıyordu. Bu manzaranın güzelliği karşısında büyülenmişti.

Eve geldiğinde hızla içeriye girdi. Doğum biraz önce başladığı için karısı evde doğum yapacaktı. Küçük oğlu baldızının kucağında, her şeyden habersiz odanın dışında oyun oynuyordu. Endişe ile eşinin olduğu odaya girdi.

Eftal hissettiği acı ile yüzünü buruşturdu. Fuat “Hayatım, ben geldim,’’ diyerek alnından yanına gelmişti. Eğilerek terden ıslanmış alnını öptü.

Eftal kocasının geldiğini görünce ağrısı biraz hafiflemişti. Gülümsemeye çalıştı ama o an gelen ani kasılma ile gözleri doldu.

Ebe “Biraz daha dayan az kaldı,’’ dedi.

Eftal bu doğumun neden bu kadar zor olduğunu anlayamıyordu. İki çocuğunda hiç bu kadar zorlanmamıştı. Derin bir nefes aldığında sonunda bebeği doğmuştu. Esnada dışarısı zifiri karanlığa gömülmüştü. Daha sonra karanlık olan gökyüzü gündüz vakti gibi aydınlanmıştı, bu durum yüzlerce yıldır olmamıştı. Herkeste şaşkınlık yaratan bu olay karşısında kimse ne yapacağını bilmiyordu. Kaynağı bilinmeyen bir ışık, tüm gökyüzünü aydınlatıyordu. Kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar.

“Gördünüz mü?’’

“Bebeğe bakın’’

“Ama bu bebek…’’

Eftal insanların neden bahsettiğini anlamıyordu. Bebeğine bir şey mi olmuştu? Endişe ile bebeğine baktı ve sonra bebeğini gördü. Siyah saçları, beyaz teni ile çok güzel bir bebekti ama onu asıl güzel yapan bu değildi. Eftal gözyaşları içinde bebeğine bakıyordu. Fuat da kendi gibi şaşkınlıkla bebeğe bakıyordu.

Simsiyah saçları, beyaz teni ile çok güzel bir bebekti.

Gözlerini açtığında tüm herkes nefesini tutmuştu. Yeşil gözleri ile eşsiz bir bebekti. Asıl ilginç olan ise bu bebek doğduğu zaman gece karanlığını aydınlatan Ay misali etrafına ışık saçıyordu. Vücudundan gökyüzüne bir ışık hüzmesi yükseliyordu. Eftal o an anladı ki geceyi aydınlatan ışık, kızından geliyordu.

Ebe kollarındaki bebeğe bakarak “Bu nasıl olabilir?’’ diye sordu.

Bir başkası “Bu imkânsız!’’ dedi.

Sedef “Gökyüzüne bakın,’’ dediğinde herkes gökyüzüne bakmıştı. Fuat da gökyüzüne baktığında Ay ve Güneş’in yan yana geldiğini gördü.

Kadınlardan biri “Ay ve Güneş yan yana gelmiş,’’ dedi şaşkınlıkla.

Herkeste şaşkınlık oluşturan bu güzel bebek, ailesinin kalbine korku tohumları ekmişti.

Loading...
0%