Yeni Üyelik
1.
Bölüm

BAŞ BELASI BÖLÜM 1:ZİFİRİ

@dilanzclk

Baş Belası Bölüm 1:Zifiri

GİRİŞ

Kabuslara gebe uyutmayan geceler vardı. Gündüzleri geceye, Güneşi siyaha, bulutları kırmızıya ve yer yüzünü cehennem çukuruna dönüştüren.

Öyle bir gecenin sabahında Hayat, zarlarını attı düzeni bozuk dünyanın topraklarına. Kan yağdı üzerine. Yer yandı ve siyah bir papatya kanayarak alev aldı.

Bir kabusun çığlığında açtı gözlerini küçük bir kız çocuğu o günden sonra. "Anne!" Karanlıktı , güneşe gölge düşüren düşünceler artık. "Baba, Annem nerede?" Ama yine de Papatyanın bir yaprağı kül olmadan bıraktı kendini rüzgarın kaybolan esintisine. Yaprak savruldu, binlerce yol gitti ve kabusun başlangıç noktasında yeşerdi yeni baştan.

"Baba annem nerede?" Yüzü kireç gibiydi küçük kızın babasının. "Niye getirdiler ki beni buraya? Ben annemi istiyorum. Hadi evimize gidelim. N'olur baba, Gidelim buradan. Hiç sevmedim burayı. Hadi baba, Hadi!"

"An-A.." Beceremedi göz yaşlarının arasından konuşmayı. Sustu, ellerine baktı. Kırmızı boyaya bulaşmış ellerine uzun uzun inceledi. Yutkunarak yüzünü buruşturdu ellerine bakarken. O her zaman dimdik duran adam, şiddetli bir depreme uğramış yıkılmak üzere olan bir binaydı. Çökmesine engel olan tek şey küçük kızının bacaklarına sarılı küçük elleriydi. Yanağını pantolonun kirli yüzeyine yaslarken ansızın kapılarını çalıp onu buraya getiren baba ve annesinin polis arkadaşlarına ilişti gözleri. Birinin gözleri dolu doluydu. Diğeri ağladı ağlayacaktı. Daha sıkı sardı babasını ağlamasın diye. Neden ağlıyordu ki? "Ağlama baba. Annem görürse çok kızar."

"Güneş Demir'in katil zanlısı Si-" Telsizden gelen cızırtılı bir ses çığlık attı minicik yüreğinde.

"Annen.." bir hıçkırık kesti sözlerini. Ardından gelecek kelimelerin ağırlığı düğüm düğüm oldu boğazında. Mavi gözleri en az ellerine bulaşan kırmızı kadar kanlıydılar. Neden ağladığını bilmiyordu ama küçük kızda onunla birlikte ağlamaya başlamıştı. "An-nen git-ti."

"Nereye gitti?" burnunu kollarına sildi göz yaşları sicim sicim yanaklarından dökülürken. "Uzağa..." Uzak ne kadar uzaktı? İş yerinde miydi mesela? Hastane ve karakol arasında ne kadar mesafe vardı ki? "Uzağa mı? Bizde gidelim." gözlerini silip gülümsemeye çalıştı. "Bizde gidelim. Hadi. Bak zaten uyku saatimde yaklaşıyor. Annem bana masal anlatacak. Ben onun sesini duymadan uyuyamam ki! Hadi gidelim baba. Hadi gidelim!" Gücü yetse, tutacaktı ellerinden götürecekti babasını annesine. Nerede olduğunu bilse koşacaktı ona. Ne kadar uzak olursa olsun. Hiç yakın olamayacağını bilse de koşardı ömrü boyunca kokusunun peşinden. "Annem bana masal anlatacak!" Babası ağlamaya devam etti .Kısa kollarıyla onu çekiştirmeye başladığında "Hadi artık!" diye bağırdı. "Annemi istiyorum ben, Hadi."

O sırada yanda duran kapı açıldı. Sulu mavi gözleri o tarafa dönerken polisler önüne bir bariyer gibi dizilmişti. Üzeri beyazla örtülmüş bir sedye çıkarıldı o odadan. Etrafında doktor ve hemşireler etten bir duvar örmüştü ama giden sedyeden sarkan eli görmesine kimse engel olamadı. O elin sahibini çok iyi biliyordu, Çünkü daha bir kaç saat önce saçlarını okşuyordu o eller. Tanımamanın imkanı yoktu parmağına büyük gelmesine rağmen düşmeyen alyansını. Arada çıkarır iki parmağımı sokardı o yüzüğün içine. "Anne bak." derdi. "Bana oluyor." Dolan gözlerini bir kaç defa kırpıştırdı. Nefesi denizin dibine sürüklemişler gibi kesildi. Bir damla göz yaşı yanağında kendine yol çizerken boğulduğunu zannetti. "Anne!" diye çığlık attı hayatında ilk kez. "Annem..." Herkes sustu, Yüreğinde çığlık atan acıyı kimsenin duymaya gücü yetmezdi.

"Anne!' Tam o esnada yüzük düştü,
yuvarlandı, ilerledi ve ayaklarının dibinde bir kaç defa dönerek durdu. Titreyen dudaklarını birbirine kenetlerken daha çok bağırmak istiyordu. "Annem!" Annesi sesini duymalıydı. Eğildi, babası ve annesinin evliliğinin sembolü olan yüzüğü alırken "Baba..." dedi hıçkırarak. "Baba bak annem orada. Gitmemiş. Söyle götürmesinler onu. Kızıma masal anlatacak de! Gitmesin." Sedye gittikçe aralarına giren mesafeler çoğalıyor gözyaşları şiddetleniyordu. Cümleler yarım, kelimeler eksikti artık dudaklarından çıkarken. "A-Anne... Anne gel. Anne! Götürmeyin! Annemi istiyorum ben! Annemi istiyorum. "Anne!" Boğazının yırtılmasını göze alarak haykırdı. "Anne!"

Güneş battı, Masal bitti. Kabus başladı.

Çocuklar ikiye ayrıldı.
Masallarla uyuyanlar ve kabuslarla uyananlar diye.

 

Loading...
0%