@dilarad070512
|
(Baran'ın Anlatımıyla) Okulumuza yeni öğretmen gelecek diye okul pek bir stresli." Acaba nasıl biri?" sorusu her yerde. Ama öğrenciler üzgün. Öğretmenler odasında oturuyor,sohbet ediyoruz. "Gelecek öğretmen kitap ve şiir yazıyormuş." dedi Uraz. "İyice merak ettim şimdi. Kimdir acaba?" dedim. "Bekleyip göreceğiz arkadaşlar." dedi Kemal Ağabey. O sırada kapı açıldı ve içeri Müdür Necip Bey girdi, ardından: "Yeni Edebiyat hocamız geldi. Buyrun hocam." Yeni gelen hoca içeri girer girmez tanıdım onu. Bu Sevde'ydi. Güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş bir şekilde içeri girmişti. "Sevde!" "Baran! Sen burada mıydın?" "Evet" dedim ve ona biraz yaklaştım."Hoşgeldin Sevde" "Hoşbuldum Baran" "Kaçıncı yılı bu arkadaşlığınızın?" "18. yılı. Ben de iyiyim Uraz sen nasılsın?" "Ah! Unutmuşum Sevde hoşgeldin." Kapı tekrar açıldı ve içeri Hatice ile Yıldız girdi. Hatice girer girmez mutluluktan çantasını yere atıp Sevde'ye sarıldı. "Hoşgeldin canım. Hoşgeldin Sevde. Nerelerdeydin ya? Özledik seni." "Hoşbuldum Hatice. İstanbul'daydım." Diğerleride Sevde'ye hoşgeldin dedikten sonra sohbete geçtik. " Sevde Abla!" "Efendim Yıldız." "İstanbul nasıldı?" "Antılamayacak kadar güzel ve büyük" "Bir gün bende gidebilsem keşke!" "Üzülme Yıldız. Hem yazın beraber gideriz,diğerleride gelir." " Ama daha çok var!" "Sayılı gün çabuk geçer" "Sevde yazdığın kitaplar, şiirler ne durumda ?" dedi Kemal Ağabey "İyi durumdalar ağabey. Kitaplıkta duruyorlar işte." Biraz sessizlik oldu. "Ee hep siz mi soracaksınız ? Azıcıkda ben sorayım." "Sevde doğru söylüyor" dedi Akif. "Hatice nedir durumlar?" "Ne durumu Sevde?" "Anlamıyormuş gibi yapma Hatice." "Neyi?" "Madem senden laf çıkmayacak, bende Yıldız'a sorarım. Evet,Yıldız?" "Abla okul çıkışında anlatsam daha iyi" "Öyle olsun bakalım." Tam o sırada ders zili çaldı ve herkes sınıflara dağıldı. (Yazarın Anlatımıyla) "Yeni Edebiyat öğretmeni gelmiş sınıf!" diyerek içeri girdi Savaş. "Kurtulamayacağız şu Edebiyat'tan!" dedi Bora bıkkınlıkla. "Demeyin öyle" dedi Cengiz. "He hem u u uzun süredir gö görmedik E e edebiyat" dedi Can. " Kekeç konuştu yine!" dedi Bora. Tam o sırada sınıfa Sevde girdi. "Oturun çocuklar." "Ben yeni Edebiyat öğretmeniniz Sevde. Sevde Öztürk!" Sevde bunları söylerken dersi takmıyordu. "Belli ki uzun süredir Edebiyat dersi görmüyorsunuz." "Evet görmüyoruz ve görmekde istemiyoruz." "Edebiyat dersi görmek istemiyorsun!" "Aynen öyle" der ve sınıftan çıkmaya kalkışır. Sevde kolundan tutarak "Çıkabilirsin demedim,şimdi yerine otur." Bora yerine geçer. "Ho hoşgeldiniz hocam." der Can. "Kekeç Can'da konuştu" der Bora. "Demek adın Can.Memnun oldum. Çocuklar ben hemen derse geçmeyi sevmem o yüzden bu derste kısa bir çalışma yapalım." O sırada kapı çalar. " Gel" İçeri Baran girer. "Sevde Sultan ne yaptın bakalım,her şey yolunda mı?" "Yolunda Baran. Hem senin dersin yok mu?" "Yok" "Ne yapacaksın sen?" "İzin verirsen dersi dinlemek isterim" "Tamam dinle" Baran arka sıralardan birine geçer. Sevde Bora'ya bakarak: "Delikanlı önce seni tanımak isterim." Bora ayağa kalkarak "Adım Bora.Edebiyattan nefret ederim" "Gizlice soluyordu Bir erkek av arkadaşından Av durgunluğu gibi gösterip saklıyarak. Cahit Zarifoğlu Aşka Dair şiiri" Ardından Sevde Can'ı ayağa kaldırır ve kendini tanıtmasını ister. "Be ben Can. Ö ö Özlemiştik E edabiyatı" "Can umarım bu konuşmanı düzeltecek bir yöntem buluruz." "Bu mu düzgün konuşacak!"der Bora "Denizin ve güneşin battığı yerde, Bilin ki yeni umutlarda yeşerir. Necip Fazıl Kısakürek Bir Yudum İnsan şiiri." Tüm öğrencilerle tanıştıktan sonra Baran'a bakarak "Sıra sende" "Bende mi!" "Evet" Baran ayağa kalkar "Ben Baran Atmaca. Tarih öğretmeniyim. Ben ne diye kendimi tanıtırım onu bilmem." Tüm sınıf güler "Eeee dersi dinlemeye geldiysen artık öğretmen değil öğrencisindir." Osırada zil çalar (Baran'ın Anlatımıyla) Sevde ile beraber sınıftan çıktık. Ne güzel saçları var öyle. İyi ki arkadaşım onunla . Kahverengi saçları,ela rengi gözleriye etrafa resmen güzellik saçıyor. "Okulun hala kütüphanesi hala yok mu?" "Yok Sevde Sultan" "O zaman bir kütüphane şart." "Doğru diyorsun. Ne yapmayı düşünüyorsun?" "Müdüre çıkacağım." "Ne zaman?" "Hemen şimdi" Bir anda yönümüzü müdür odasına çevirdik. Sevde haklıydı okula bir kütüphane şarttı. Sevde müdür odasının kapısını tıklattı. "Gel" Sevde ile beraber içeri girdik. Konuşmaya Sevde başladı. "Bakın müdür bey,ben bu okulda öğrenciydim kütüphane yoktu,şimdi öğretmenim hala bir kütüphane yok. Okula bir kütüphane istiyorum. Tüm sorumluluğu ise ben alırım. Gereği ne ise yapamaya hazırım." "Bende Sevde'nin düşündüğü gibi düşünüyorum sayın müdürüm." "Şimdi Sevde Hocam,Baran Hocam doğru diyorsunuz. Bunun için İlçe Milli Eğitim ile görüşün. Gerekli olanları onlar karşılarlar." Sonra Sevde ile müdür odasından çıktık. "Okul çıkışı İlçe Milli Eğitime gideceğim. İstersen sen de gel." "Seni yalnız bırakmam gelirim tabii Sevde." Sevde ile öğretmenler odasına girdik. "Evet saygıdeğer öğretmen arkadaşlarım yakında okulumuzda kütüphane açılışı var." Diyerek içeri girdi Sevde. "Sonunda" dedi Kemal Ağabey. "Sevde Abla müdüre mi çıktın?" "Başka nereye gidecektim Yıldız." "Çok iyi yapmışsın Sevde."dedi Hatice "Ben müdüre demesem herhalde okulun hiç kütüphanesi olmayacaktı." dedi Sevde. "Herşeyin bir ilki olur." Dedi Akif. "Doğru söylüyorsun."dedi Sevde "Hepimizin işine yarayacak bu kütüphane."dedi Süleyman. "Artık öğrencileri kütüphanede derse götürürüz." dedi Ali "Tabii ki götüreceğiz. Orada sadece okuma kitapları değil ders kitaplarıda olacak." dedi Sevde. "Hem kurs öğretmenlerinde işine yaracayacak. Değil mi Semih Hocam?" "Öyle tabii Alaeddin Hocam, bizimde işimize yarar." "Eeee bzizmde işimize yaracak o zaman Mert" "Tabii ki yaracak Sait tabii ki yaracayak." "Sağol Sevde, senin sayende yeni kitaplar göreceğiz okulda." dedi Uraz. "Eee o zaman İlçe Milli Eğitimede benimle gelirsiniz" dedi Sevde. "Geliriz tabii" dedi Kemal Ağabey. O sırada zil çaldı ve herkes sınıflara dağıldı. (OKUL ÇIKIŞI) (SEVDE'NİN ANLATIMIYLA) 12'li arkadaş grubumuz Maraş'ta efsane 12'li olarak bilinir. Lise yıllarında kendi kendimize dergi çıkartırdık. Çıkarttığımız dergileri insanlara dağıtırdık. Sonra ki dergilerimizi biz istemesek de parayla alırlardı. Şimdi bu grupla İlçe Milli Eğitime okuduğumuz ve öğretemenlik yaptığımız okula kütüphane açtırmak için gidiyoruz. "Çok güzel birşey için uğraşıyoruz." dedi Kemal Ağabey. "Sevde sağolsun. O olmasa olmazdı." dedi Baran. "Eee tabii ne de olsa lakabı Sevde Sultan." dedi Uraz. "Tamam yeter! Biraz da başka konu konuşalım." dedim. "Ne konuşalım Sevde?" dedi Sait. "Uraz sen evlenecektin. O iş ne oldu?" "Diğer ay başlayacak hazırlıklar. Gelmeseydin üzülürdüm Sevde." "Okul olmasa bile sırf bunun için gelecektim Maraş'a" Sonunda İlçe Milli Eğitime varmıştık.İçeri girdik ve hepimiz durumu izah ettik.Sonunda başarmıştık. Lisemize bir kütüphane gelecekti. İlçe Milli Eğitimden çıktıktan sonra bir kafeye gitttik.Artık sohbet zamanıydı ama ben burada Hatice ile Süleyman'a takılmazsam olmaz. "Hatice!" "Efendim Sevde" "Seni bekliyorum" "Ne için?" " Arkadaşlar biri söylesin artık Hatice'ye artık ya!" "Abla,Sevde abla ilişki durumunu soruyor." "Sonunda. Yıldız kız aferin sana. Keşke ablanda böyle olsa ama nerede!" "Bir şey yok" dedi Hatice. "Süleyman sendede mi bir şey yok?" dedim "Var" O sırada Hatice Öfkeli bir sesle: "Kim?" dedi "O dünyanın en güzel kızı,ilkokulda başladı aşkı. Kendide ismide güzel en talı kız Hatice." Hatice biraz duraksadı. İlk önce anlamadı. "Hatice kim?" deyiverdi. O sıra Baran'la göz göze geldik ve güldük. "Abla Hatice sensin" dedi Yıldız., "Seni düşünmek güzel şey,ümitli şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkıı dinlemek değil,şarkı söylemek istiyorum." dedi Süleyman "Nazım Hikmet Seni Düşünmek şiiri" dedi Hatice Hatice öyle mutluyduki, tüm dünyayı kucaklayabilirdi. Ardından bana bir soru geldi Hatice tarafından. "Sevde senin ilişki durumu nedir?" İlk önce cevap vermedim, herkes birden sorunca: "Yok" dedim Biraz daha sohbet ettikten sonra kafeden çıktık. Yaklaşık 4 saattir sohbet ediyormuşuz. Akşam olunca herkes evlere dağildı ama Baran ile benim ev yakındı berebr yürüdük. "Sevde bir şey soracağım." "Sor" "Öğrencilerden sorun çıkartan oldu mu?" "Yok olmadı" "Bora'da mı çıkartmadı?" "Hayır diyemem. O çocuğun aile sorunları mı var?" "Evet, bir de kardeşi var Ecem." "Evet biliyorum çok başarılı. Tanıştık bugün" "Bora ile Ecem'in annelri vefat edince babaları bir daha evlenmiş. Çocuklarda annelerini çok seviyormuş." "Anladım ama buna rağmen Ecem gayet başarılı." "Ama Bora değil.", "Öyle deme Baran. Sadece biraz sevgiye ihtiyaçları var bu çocukların." "Sen öyle diyorsan öyle olsun Sevde Sultan." "Ama derste nasıl da şaşıp kaldın." "Sevde Sultan. ben seni her ziyarete geldiğimde böyle yaparsan biz ne yapacağız?" "Bilmem." Artık ayrılma vakti gelmişti.İkimizde evlerimize geçtik.Artık bugün bitmeliydi ve yeni bir güne başlamalıydık. 1. BÖLÜM SONU
|
0% |