(Sevda'nın Anlatımıyla)
Yüzbaşıyla beraber Derya'nın yanına gittik. Derya ikimizide gülerek karşıladıktan sonra benim kulağıma eğilerek
"Çok geç geldiniz. Birini çağırmak bu kadar uzun sürmez. Ne konuştunuz?"
"Of Derya! Başlama yine."
Derya beni bugün darlayacak. Kesinlikle darlayacak. Sonra Derya benimle hiç konuşmamış gibi Oğuz'u masaya buyur etti. Ardından da bende masaya oturdum.
"Bu arada ikinizde benden şuan kahve beklemeyin. Çünkü kahvaltının olmazsa olmazı çaydır." dedi gülerek Derya. Ardından da hepimize klasik çay bardaklarında çay koydu. Sonra ikimizi sorguya çeker gibi şu soruyu sordu:
"Tanışmanızın üzerine güzel bir arkadaşlık kuruldu herhalde çok iyi anlaşıyorsunuz. Yoksa ben mi yanlış hissediyorum?" dedi sanki bir şey çıkartmak istermiş gibi. O an Oğuz'la göz göze geldik.
"Yok, Derya Hanım yanlış hissetmiyorsunuz Sevda'yla
yi anlaşıyoruz."
"Oğuz'a katılıyorum!" dedim konuyu kapatmak istercesine. Zaten Oğuz'da konuyu kapatmak istercesine söylemişti. Ama Derya konuyu daha fazla kurcalayacaktı.
"Ne güzel! Maşallah pek de yakışıyorsunuz." dedi Derya O an yere doğru eğdiğim kafamı hafifçe kaldırıp "Ben bunun intikamını sorarım" anlamında bakıp boynumu sağa sola yatırdım. O an Oğuz'un yüzünde hafif bir gülümseme oluştuğunu fark ettim. Biraz daha sohbet edip kahvaltıyı yaptıktan sonra ben yürüyüşe çıkmaya hazırlandım. Evden çıktım ve kapı çıkışına doğru ilerliyordum ki yanıma Oğuz'un geldiğini gördüm.
"Yürüyüşünüze katılabilir miyim asker hanım?" dedi
"Katılabilirsin askerim." dedim. Sonra Oğuz'la yirmi dakika yürüyüş yapıp geri döndük. Oğuz kendi kaldığı yere gidip göreve hazırlanmaya başladı. Ben de Derya ile kaldığım eve gittim. O sırada Derya içeri girdiğimi görünce şöyle dedi:
"Beraber mi gittiniz!" dedi son cümleyi uzatarak.
"Evet!" dedim hafif sinirle.
"İyi iyi gezin,dolaşın,sevin birbirinizi. İki asker birbirini bulmuş olur."
"Derya!"
"Efendim canım!"
"Uslu dur!"
"Oldu canım!" dedi alay geçer bir sesle. Odama doğru çıktım ve eşofman takımımı çıkardım. Siyah renk takımımı giydikten sonra ayna karşısına geçerek saçımı taradım. Sonra saçımı alıp arkaya doğru koydum ve aşağıya indim.
"Siyah çok yakışmış kız!" dedi Derya
"Derya başlama yine. Her zaman giydiğim."
"Tamam tamam. Neyse bende hazırlanayım çıkalım."
Derya'da hazırlandıktan sonra evden çıtık. O an yine tam orada aynı vaziyette Oğuz'la göz göze geldik. Her zamanki gibi. Sonra hızlıca kaleye gittik. Bizi Turan Başkan karşıladı
"Derya Başkanım, Zafer bugün karşı taraftan biri ile görüşecekmiş. Şu an burada, takip için bizim özel takip ekibini gönderelim mi?"
"Hayır! Göreve Sevda ile Oğuz gidecek" dedi bizi göstererek.
"Tamam başkanım" dedi Turan Başkan.
Sonra Derya Hanım kendi odasına geçti. Bizde Derya Hanım'ın odasının kapısında Oğuz'la beklemeye başladık. O sırada Oğuz'un bana şunu fısıldadığını duydum:
"Siyah sana yakışmış. Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim. Sen de çok yakışıklısın."
"Ben de teşekkür ederim."
Sonra birbirimizin yüzüne bakıp gülümsedik. Biraz sonra Derya Hanım odasından çıkıp şöyle dedi
"Zafer yirmi dakika sonra çıkacak. Gidin daha rahat şeyler giyinin operasyon için. Bu arada ikinize de bir kod ismi vereceğim. Zaten sizin kendi kod adlarınızı vereceğim. Sevda sen Asena ismini, Oğuz sende Fatih ismini alyorsun."
"Tamamdır Derya Hanım."
Hızlıca aşağıya indik ve arabaya atladık. Odama gidip siyah bir İspanyol paça pantolon üzerine siyah önden bağlamalı olan ve düğmeli olan kısa gömleği giydim. Hızlıca evden çıktım Oğuz siyah tişört, siyah kot pantolon birde beyaz bir ceket giymişti. İkimizde kafa işaretimle birlikte arabaya binip hızlıca bize denilen yerde beklemeye başladık. Sonra Zafer denen vatan haini görüldü. Arabasına bindi. Arabayla uzaktan takibe başladık. Oğuz arabayı çok değişik kullanıyordu böyle zamanlarda. Sonra arabayı çarşıya park edip arabadan indi. Bizde inip takip etmeye başladık. Zaten teşkilatın ayarladığı ses dinleme ekipleride oradaydı. Terk edilmiş bir binaya girdi. İkimizde oraya girmedik.O an Derya Hanım'ın sesini duyduk kulaklığımızdan
"Ses duyulmuyor. Sadece duyduğumuz saldırı kelimesi."
Biraz vakit geçtikten sonra vatan haini dışarıya çıktı. Oğuz başka taraftan takibe başladı. Ben arkasından takip ediyordum. Anlamıştı takip edildiğini. O kadar teşkilattan eğitim al ondan sonra gel vatan haini ol. O kadar kolay iş değil bu Zafer Efendi! Daha ne saldırısı yapacağınızı öğreneceğiz. Sonra dikkat çekmemek için bir kafeye girdi. Kafeye girmeden çıkmasını bekledim. Beş dakika sonra kafeden çıktı ve ikimizde birbirimizi gördük. Hızla koşmaya başladı. Sivillerin çok olduğu yere kaçıyordu. Kestirmeden koşarak önüne çıktım ve tek zıplayışla yer serip kalkamasın diye biraz tokatladım. O sırada burada insanlar toplanmaya başladı.
"Asena'dan Derya'ya."
"Derya dinlemede"
"Zafer denen kanı bozuk vatan haini şuan yerde acı içinde kıvranıyor."
"Başardın Asena"
"Başardık Derya, başardık"
Okur Yorumları | Yorum Ekle |