Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@dilefruz

Turna bir hafta boyunca dinlendi. Ailesine ise Kerimşahın sürekli yurtdışına seyahatleri olduğunu ve görüşemedikleri için ilişkilerinin yürümediğini söyledi.

Hikmet Bey tepkiyle karşılasa bile daha sonraları anlayışla karşıladı.

Turna Beykoz da Gabrano adlı oldukça elit bir restoranın mutfağında çalışmak üzere iş başvurusu yaptı.

Başarılı mülakat sonucu işe alındı. Geçen iki haftalık sürede mutfağa kısa sürede adapte oldu.

Bu süreçte hayatında beklemediği gelişmeler oldu. Onu eğiten hocası bir gün Turnayı aradı ve çok kıymet verdiği bir ahbabının ders almak istediğini lakin kendisinin yurtdışında olduğu için yapamayacağını belirtti.

Zamanında kendisine çok iyiliği dokunan bu kişiyi geri çevirmek istemediği için ise Turna dan kendisi yerine onu eğitmesi için özel olarak ricada bulundu.

Turna bu durum karşısında ilk önce hayır demek istedi lakin kendisini bu zamanlara getiren hocasını geri çeviremediğinden yapabileceğini belirtti.

Çalışma günlerini ayarladı ve eğitim vereceği günleri ona göre belirledi. Gece işten geç saatte çıktığı için ancak iş çıkışı eğitebileceğini hocasına belirtti.

O gün işten çıktı ve eve geldi. Cem ile yaptığı görüntülü konuşmada hayatındaki bu gelişmeden bahsetti.

"Bunu yapabilecek misin iş çıkışı zor olmayacak mı " dedi Cem.

"Yorulacağım fakat bana da iyi geleceğini düşünüyorum" dedi Turna.

"Peki üstesinden gelebilirim diyorsan... "

"Üstesinden gelirim merak etme beni"

"Tamam kendine dikkat et öpüyorum seni"

"Bende öpüyorum sende kendine dikkat et" diyerek görüşmeyi sonlandırdı.

Turna dolabında çıkardığı spor kıyafetlerini çantasına yerleştirdi. Yarın iş çıkısı ilk dersini vermeye başlayacaktı.
***
Necip Nazlının aniden elini tutması ile kadının canını acıttığını fark etti. Bir anda elini ayak bileğinden çekerek bornozunu tuttu ve kolunu sıyırdı. Ardından ise aniden oturduğu yerden kalktı ve kadının arkasına geçerek bornozun yakasını tuttu ve aşağı indirdi.

Nazlı korkuyla göğüslerini kapatarak kafasını dizlerine gömdü. Adamın gözleri kadının bedeninde gezindi...

Nefessiz kaldı. Yüzü gerilmeye başladı. Yavaşça kadının sırtına elini uzattı saçlarını yana aldı
lakin dokunamadı geri çekti elini.

Nazlı canının acısıyla Necipin elini tuttuğunda bornozun kolu yukarı sıyrılmış kızın kolundaki morluklar ve yaralar gözler önüne serilmişti. Kadının kollarındaki morlukları farkeden adam vücudunda olabileceği ihtimaliyle hışımla ayağı kalkmış kadının bornozunu sıyırmıştı.

Nazlının sırtında yer alan kesikler dayaktan morarmış lakin şimdi çürümeye yüz tutmuş izler, sigara yanıkları... Sırtında bilerek yapıldığı belli olan sayısı belli olsun diye jilet ile atılmış çentik izleri...

Necip gördükleri karşısında beyninden vurulmuşa dönerken kadının kafasını gömdüğünü görmesi ile bir şeyleri yanlış anladığını anlamış ve yaptığı düşüncesiz hareket karşısında kendine kızmıştı.

Kim bilir ne düşünmüştü...

Aniden kadının bornozunu düzeltti az önceki yerine oturdu.

"Özür dilerim... Bileğindeki izleri görünce bir anca öyle davrandım" dedi sakin bir ses tonuyla.

Nazlı ağır ağır kafasını kaldırdı ve kızaran gözlerle baktı karşısında duran adama.

O an Necip kadını gözlerindeki çaresizliği acıyı acıya bulanmış kendisini gördü. İçi ezildi. Yatağın üzerinde duran elini sertçe sıktı.

Dayanamayıp yavaşça elini kadının yüzüne doğru uzattı ve yanağını avuçladı. Ardından başparmağı ile gözyaşını sildi.

"Sana bunu yapan her kimse hesabını soracağım" dedi titreyen sesiyle. Zar zor yutkundu. Boğazına oturan koca yumru yutkunmasını zorlaştırdı.

"Sen üzerine bir şeyler giy ben odamdayım" diyerek ayağı kalktı ve arkasını döndü. Nazlının elini tutmasıyla arkasına döndü. Kadın hızla komisinin üzerindeki kağıt kalemi aldı yazdı.

"Ayağı kalkamıyorum . Kıyafetlerimi getiri misin banyoda hazırlamıştım"

"Bekle getiriyorum hemen" adamın adımları hızla banyoya adımladı. İçeride tuvalet aynasının üstünde katlı halde olan kıyafetleri hırsla çekti.

Eline hırsla aldığı elbiselerin arasından kadının transparan dantel sütyeni düştü. Necip hızla eğildi ve yere düşen parçayı eline alır almaz sütyen olduğu gibi açılarak parmak ucundan aşağı salındı.

Adamın kaşları çatıldı. Elindeki kıyafetleri kenarda duran rafa bıraktı ve iki eliyle sütyeni kaldırarak baktı. Ağzından kaçan kısık ıslık banyoda yankılanırken bir anda ne yaptığının farkına vararak kafasını salladı ve sütyeni kıyafetlerin arasına alarak içeri girdi.

Yatağın üstünde oturan kadın uzatılan kıyafetleri aldı.

Necip sessizde çıktı odadan ve odasına adımladı. Yatağına bir ceset misali çöktü. Kadının sırtında ve bileğinde gördüğü yaralar... Her biri gözünün önüne geldi. Vücudunun geri kalan kısımlarını merak etti. Kimbilir nice yaralar vardı vücudunda.

Bundandı demek sürekli uzun kollu ve kapalı giyinmesi...

Kısa bir duştan sonra hızla indi merdivenleri. Firuze Hanım oğlu ile merdivenlerde karşılaştı.

Necip annesini hızla öptü ve çıktı evden.

Ahmet hızla aracın kapısını açtı binmesi için.

Necip arabaya biner binmez konuya girdi. "Nazlı hakkında herşeyi bilmek istiyorum tüm ayrıntıları ile hemen bu akşam dosya masamda olacak" dedi sert sesiyle.

"Tamamdır abi" dedi Ahmet. Necip çıkardığı sigarayı içerken yoldan ayırmadı gözünü. İçindeki şeytan mahseninden çıkmış aklının odalarında kol geziyordu.

Kadına bu işkenceleri yapan adamı eline geçirse yapacağının ucu bucağı yoktu. Bir kere görmüştü işte o gece yaşananlar fazlasıyla anlatıyordu yaşadıklarını lakin bu kadarı aklına dahi gelmemişti.

O an farketseydi anlasaydı... Saniye nefes aldırmazdı hiçbirine...

***

Alparslan havaalanından nişanlısını ve babaannesini alarak eve geçti.

Asiye Hanım nişanlı iki insan aynı evde kalmaz diyip dini nikah kıyılacak diye tutturdu. Alparslan şiddetle karşı çıktı lakin babaannesi ayıldı bayıldı hatta bir ara kalbini bile tuttu ikna etti herkesi.

Alparslan, Ali Tahir ve Neciple birlikte oturduğu masada sinirli sinirli konuşurken iki adam anlattıklarına gülüp duruyordu.

"Neymiş nişanlıyken kız benimle aynı evde kalamazmış otele geçin babaanne diyorum babaanneni evinde değil oteldemi ağırlayacaksın diyor e ozaman ben gideyim diyorum Yok uşağum nişanlısına sahip çıkamaymuş mu desunlar söz olur diyor .."

"Eee sonra" dedi Ali Tahir gülerek.

"En son kafam attı bastım küfürü hay beni doğurtan ebenin... dedim lafımı kesti. Ha uşağumm eben benum da etma küfur" dedi.

Kahkahalarla güldü arkadaşları.

"Kız ne diyor bu işe"

"Ulan babaannem kimseye fırsat vermiyor ki. Kız el pençe divan ne derse ses çıkarmıyor"

"Ne olacak peki" dedi Necip.

"Ne olacak perşembe günü imam gelecek kıyacak nikahı abi benim şahidim sen olacaksın haberin olsun" dedi Necipe dönerek.

Necip kafasını sallayarak onayladı. "Sen niye durgunsun yahu geldiğinden beri bir şey var sende"

Necip sıkıntıyla nefes verdi. "Aslında var"

"Ne oldu Ulan anlat işte ne kıvranıp duruyorsun" dedi Ali Tahir.

"Nazlı... Ulan kızın vücudunun her yeri darp izleriyle dolu" dedi yüzünü kaplayan hüzünle.

"Ne ara gördün lan kızın vücudunu" dedi Ali Tahir.

Necip Ali Tahirin karnına dirseği ile vurdu sertçe. "Öyle bir şey değil oğlum tesadüfen gördüm uzun hikaye. Normal bir darptan söz etmiyorum kesikler sigara yanıkları yani bir tür işkence gibi..."

"Kim niye yapar lan bunu" dedi Alparslan şaşkınlıkla

"Ne bileyim oğlum manyak dolu etraf Ahmete araştırmasını söyledim bulduğumda kendi elimle öldüreceğim her kimse"

"Sen bu kızı fazla mı önemsemeye başladın bana mı öyle geliyor" dedi Ali Tahir kaşlarını kaldırarak.

Necip anlamsızca arkadaşına baktı. Gözlerinden geçen öfkeyi gören Ali Tahir "Tamam boşver ne dediğimi bildiğin gibi devam et" dedi.

Az sonra Ahmet geldi yanında bir çocukla. Masaya yanaştı. Necip ikisini süzerken Ahmet konuştu.

"Abi Nazlı Hanımla aynı mahallede oturuyormuş Kerimşah beyin mekanında işe başlamışlardı." dedi kısaca.

"Hatırladım hatırladım eee"

"Esi birinci ağızdan duymak daha iyi olur diye getirdim"

"Anlat tek bir detayı atlamadan" dedi Necip korku salan bakışları ile.

Cengaver konuşmaya başladı. "Abi Nazlı abla mahallenin kızıdır. Ama hiç dışarı çıktığını görmedim. Ya kapıda ya pencere kenarında otururdu hep izin vermezlerdi çıkmasına belki arada bir bir iki komşuya giderdi oda ayda yılda bir.

" Devam et"

"Abi annelerin anlatmasına göre annesi kendisini asmış 7 yaşımdaymış o zaman gece boyu gelmemiş babası denecek pezevenk affedersin abi"

"Tamam bırak özrü devam et sen"

" Abi küçücük yaşında annesinin cesedi ile kalınca gece boyu korkudan mı şoktan mı bilinmez bir daha hiç konuşmamış. Babası annesinin 40 ı çıkmadan çocuklu bir kadınla evlenmiş kadının bir oğlu var Nazlı abla ile aralarında 3 yaş var. 30 yaşında şuan. Adı Seçkin. Affedersin ama tam bir ruh hastası orospu çocuğu.

"Annesi desen pisliğin teki. Yıllarca eziyet ettiler kıza. Abi Seçkin denen herif hasta. Hasta dediysem normal hastalıktan söz etmiyorum. Ruh hastası. Biz ufaktık bu manyak kediye köpeğe bile türlü işkenceler yapardı. Değişik herifin teki."

"Eee sonra"

"Esiii abi bir gün benim köpeği öldürdü bu ibne bende intikam almak için gece yarısı bahçeye girdim motorsikletinin tekerlerini patlatmak için neyse abi bi inleme duydum sonra sese doğru ilerledim Nazlı ablanın odası ... Yutkundu."

Necipin kalbi korkuyla kaplandı. Kan kalbine pompalanmıyor resmen akın ediyordu.

Sesi titredi ilk defa duyacaklarının korkusuyla.

" Devam ett"

"Abi kadın yarı çıplak içtiği sigarayı çat dedi bastı kadının sırtına. Aldı eline bıçağı ucuyla harita çizer gibi çizgi. Kadın seste edemiyor. Abi merak edip gittim bir gece daha meğer adam bunu hobi haline getirmiş. Bir kere mahallenin çocuklarını topladım evire çevire dövdük dövdükte ne fayda huylu huyundan vazgeçer mi "

Necip korkuyla araladı ağzını" Kıza kötü birşey yaptı mı "

" Daha ne yapsın abi "dedi Cengaver adamın yüzüne bakarak hemen sonra ne demek istediğini anladı.

" Heee yok abi istesede yapamaz kendi babasıda manyağın tekiymiş bir gün çokk sinirlenip kesmiş bunun çükünü kökten yani öyle bir şey mümkün değil ."

" Eminmisin lan bak aksini öğrenirsem fena olur"

"Abi eminim affedersin bu piç başka türlü hallediyor işini yapan kişi bizzat gözüyle görmüş istersen adını vereyim abi"

"Gerek yok öğrenmesi zor bir durum değil şimdi sen burda olanları konuşmadın eğer olursa birinden duyarsam ciğerini sökerim"

"Tamam abi nasıl istersen"

"Tamam şimdi gidebilirsin" dedi Necip. Biraz olsun rahatlamıştı. Kadına tecavüz etme ihtimali adamı bir an kocaman bir korkunun içine hapsetmişti.

Derin bir nefes aldı.

"Nasıl bir manyak Ulan bu" dedi Alparslan.

"O manyaklığı bu gece görecek. Manyak olmak nasıl oluyor göstereceğim o piç herife" dedi.

Sinirle vurdu masaya. "O adamı bugün depoya götürüyorsunuz " dedi Ahmete. Ve sinirle masadan kalktı.



Turna mesai bitimi işten çıkarak ders vereceği spor salonuna doğru yola çıktı. Taksiyle yaklaşık 10 dakika mesafede olan spor salonu gece geç saat olması sebebiyle epey boşalmıştı. Olimpiyatlara hazırlanan bir iki kişi dışında kimse yoktu.

Salona girdiğinde uzun zamandır görmediği arkadaşı Jaleyi gördü iki kadın ayak üstü selamlaştıktan sonra Turna kıyafetlerini değiştirmiş ders vereceği alana geçti.

Minderleri hazırlarken arkasından gelen ayak seslerine döndü yavaşça.

"Yok artık bu kadarı gerçek olmuş olamaz" dedi hayretle.

Kerimşah kadının şaşkın haline içten içe gülerken tavrını hiç bozmadı ve kaşları çatık halde " Senden ders almayacağım umarım" dedi.

"Tam olarak benden ders alacaksın"

"Desene kör talih"

"Hıhhh!! Çok meraklı değilim sana ders vermeye"

"Haklısın. Senden kurtulmuşken sana maruz kalmak benimde tercih edeceğim bir durum değil"

Turna duydukları karşısında sinirlendi. Zaten kendisine öyle benimsin şöyle benimsin diyen adamın bu kadar rahat kendisinden vazgeçmiş olması azda olsa gururuna dokunmuştu. En nihayetinde sözünün eri gibi duruyordu. İçten içe kalbim kırılmadı dese yalan olurdu.

"Madem öyle hemen şimdi Labeli arıyorum ve bu işi olmayacağını söylüyorum"

Eline hızla telefonunu aldı ve Labeli aradı.

"Merhaba Label"

"Merhaba Turna nasılsın ders başladı mı"

"Az öncesine kadar çok iyiydim. Lakin şimdi sana arkadaşına ders veremeyeceğimi söylemek için aradım"

Kerimşah aniden kadraja girdi ve "Merhaba Label bende istemiyorum."dedi hızla.

Turna omuzuyla Kerimşahın itti ve" Evet görüyorsun ikimizde istemiyoruz sen başka birini bul.

Label kaşlarını çattı ve "Hey gençler aranızda ne var bilmiyorum ama canı cehenneme. Turna ilk önce senden daha iyisini bulamam. Ve KerimŞah ikincisi Turna dan başka hiç kimsenin sana öğretebileceğini düşünmüyorum. Şimdi çocukluğu bir kenara bırakın ve derse başlayın hemen şimdi!!! " dedi bağırarak.

İkiside birbirine baktı.

" Birbirinize bakmayı bırakın ve derhal dediğimi yapın şimdi müsaadenizle dünya şampiyonasına hazırlanan sporcumu eğitmen gerekiyor kapatıyorum "dedi ve kapattı.

Turna sıkıntı ile oflarken" Sanıyorum başka seçeneğimiz yok "diyerek havluyu omuzuna attı KerimŞah.

" Evet bir an önce başlayalım ne kadar çabuk o kadar iyi. "

Isınma hareketleri ile başlayan eğitim Kerimşahın ne durumda olduğunu görmek için bazı teknik hareketler ile devam etti.

Turna Kerimşahın karşısına geçerek hamle yapmasını söyledi. Kerimşah yerine geçti ve pozisyon aldı.

Kerimşah durdu ve ani bir tekme ile karşılık verdi. Bacağını yakalayan Turna kulak kısmına vurduğu darba ile onu iterek uzaklaştırdı.

Ardından ayağı kalkan adam yumruğunu savurdu ve bileğine aldığı darbe ile tekrar karşı koyamadı.

"Bu kadar kötü beklemiyordum" dedi Turna.

"Bende bu kadar iyi olduğunu beklemiyordum Şimdi bazi şeyler daha iyi netleşti kafamda"

Karşılıklı birbirlerinin hamlelerini etkisiz hale getirirken " Neymiş o netleşen şeyler"

Güldü Kerimşah " Benim kötü olmam karşısında sende bir o kadar iyisin ve bu kadar iyi olup beni etkisiz hale getirecek beceriye sahip olmana rağmen sana her yaklaştığımda tepkisiz kaldın"

"Tepkisizlik değildi sadece şaşkındım" dedi Turna.

"Bana pek öyle gelmedi.".

Sinirlenmeye başladı Turna. "Tam olarak öyle. Kafanda bazı şeyleri kurup kendi kendine anlam çıkarma." dedi ve bulunduğu yerden yükselip tekmesini savurdu.

Kerimşah kadının bacağında kavrayarak kendine çekti ve üst üste düştüler. Kerimşah Turnanın gözlerine baktı uzun uzun. Gözleri yüzünün her yerini usulca gezdi. Turnanın hızlı nefesi adamın yüzüne çarparken kendine hakim olamayıp kadının yüzüne doğru eğildi öpecekken Turnanın ani hamlesi ile bu sefer altta kalan KerimŞah oldu.

"Sandığın gibi değilmiş ne dersin" dedi Turna adamın yüzüne alayla bakarken. Kalkacağı sırada ellerini beline kenetleyen KerimŞah kadının kalkmasını engelledi.

"Belkide bu sefer sen öpmek istiyorsundur" dedi KerimŞah arsız gibi.

Turna adamın yüzüne baktı ve "Evet. Haklısın iyi bir deneyim olabilir diyerek yavaşça adamın dudaklarına yaklaştı. Turna yaklaştıkça kalp atışları artan adam kararmış gözler ile baktı kadına. Turnanın dudakları aradaki mesafeyi sıfıra indirmişti. Burnunu adamın yeni çıkan sakallarında gezdirdi. Ilık nefesi adamın yüzünde süzülürken dudakları ile dudaklarına dokundu. Adam bu dokunuş karşısında bile karıncalanmış hissediyordu vücudunun her yanını.

Turna dudaklarını araladı ve adamın dudağını ağzının içine alarak ısırdı. Bir anda kendine gelen KerimŞah dudağında hissettiği ısırıkla kadını yana attı.

Kaşları çatık halde kadına bakarken Turna gülüyordu.

Adam elini dudağına götürdü ve kanadığını farketti dudağındaki kanı emdi.

"Sen.. Senn çok ileri gidiyorsun"

"Hakkettin her neyse bugünlük bu kadar yeter" diyerek ayağı kalktı ve havlu ile yüzünün terini sildi.

Necip belirttiği depoya giderken Ahmet öncesinde Seçkini yaka paça alıp depoya götürmüştü.

Necip deponun demir kapısını tekmeleyerek girdi içeri. Elleri ve ayakları bağlı şekilde oturan adamın karşısında duran koltuğa geçip oturdu. Yayıldı ve kollarını koltuğu kolçaklarına uzattı.

Karşısındaki adam korku dolu sesiyle kimsiniz diye bağırırken yüksek sesi elbette korkusunu bastıramıyordu.

Necipin işaret etmesi ile adamın gözündeki bandajı çıkardı Ahmet.

Necip karşısında duran adama baktı baştan aşağı süzdü.

"Sssen" diye kekeledi Seçkin.

"Evet benn!!" dedi Necip ve parmaklarının arasına aldığı sigarayı yakarak içmeye başladı.

"Ben bir şey yapmadım" dedi korkuyla.

Korku dolu sesiyle güldü Necip. "Ne yaptığını ikinizde iyi biliyoruz ve sen şimdi yaptıklarının cezasını çekeceksin"

"Yalan ne duyduysanız hepsi yalan iftira" dedi bağlı kollarını hareketlendirerek.

Necip "Kess!! Gördüklerim de mi iftira ulan piç herif" dedi ve ayağı fırladı. Elindeki sigarayı adamın boynunda söndürürken "Sigara yanıkları da mı iftiraaaa!" diye gürledi.

Az ilerde duran masaya ilerledi ve aldığı bıcakla tekrar adamın yanına ilerledi. Bağlı kollarını çözdü.

"Hangi elini kullandın ulan söyle" dedi bağırarak.

Seçkin kurtulmaya çalışırken adamın kolunu masaya dayadı ve elini ortasına sapladığı bıçak darbesiyle adamı masaya sabitledi.

Seçkinin acı dolu inleyişleri deponun içinde yankı bulurken Necip gözü dönmüş vaziyette eline aldığı balyozu adamın kaval kemiğine vurarak kemiğini kırdı.

Acıyla kıvranan ve çığlık atan adamın yakasından tutarak ard arda yumruklamaya başladı. Seçkinin kanı Necipin yüzüne gömleğine sıçrarken yediği dayak ve çektiği acıya dayanamayıp bayıldı.

"Yeter abi bayıldı adam" dedi Ahmet. Necip ancak o an sakinledi.

"Kaldırın şu iti gözümün önünden atın kapısının önüne" dedi kendisine uzatılan mendiller ellerindeki kanı silerken.

Ali Tahir, Necipin kalkması ile masada Alparslan ile birlikte rakısını yudumlarken bir anda Serçe yanında başka bir adamla girdi içeri ve göz göze geldi. Az sonra hemen yanındaki masaya oturan çift sipariş verdiler.

Ali Tahir sinirle yan masaya gözlerini dikip bakarken Serçe bir an olsun dönüp bakmadı adama.

Gece boyu Ali Tahir kadına bakıp içti. Alparslanın söylediklerini dinlemedi bile adam akıllı.

"Kalkalım sen başka alemlerdesin" dedi Alparslan.

Ali Tahir telefonunu ve cüzdanını masadan alarak arkasına bile bakmadan otoparka yürüdü Alparslan ile vedalaştı ve aracına bindi. Aniden sağ kapının açılması ile yana döndü ve Serçenin yan koltuğa oturduğunu gördü.

Sinirli bakışları Serçeye bakarken oda en az Ali Tahir kadar sinirli görünüyordu.

"İn arabadan" dedi Ali Tahir.

"Konuşacağız"

"Konuşacak bir şey yok in aşağı"

"Yaptıklarının hesabını vermeden inmeyeceğim" dedi Serçe kararla.

Ali Tahir hızla gaza yüklendi ve çıktı. Aracın ani hareketiyle pencere camına yapışan kadın toparlanarak bağladı kemerini.

Serçe hızlı giden araçta kapı kolunu tuttu savrulmayı önlemek için.

Ali Tahir evinin önünde durdu ve hiçbirşey demeden indi araçtan. Serçe hızla yürüyen adamı koşar adım takip etti.

Anahtarı ile kapıyı açan adam içeri daldı ve Serçe kapıyı tutarak onunla birlikte içeri girdi. Ali Tahir umursuzca yatak odasına ilerdedi ve ceketini çıkarmaya başladı.

"Konuşmamız gerek dedim Ali Tahir"dedi Serçe.

" Neyi konuşacağız bir gece önce bana kapıldığını söyleyip bir kaç gün içinde başka bir adamla randevuya gittiğini mi pardon bir de bugün ki adam vardı değil mi önceki kriterlerine uymadı galiba "dedi sertçe.

Serçe sinirlendi." Söylediğim herşeyin arkasındayım söylesene sen bana her anlamda sırt dönüp neden umursuyorsun başka adamlar ile görüşmemi "

" Umursamıyorum "

" Umursuyorsun Gökhanın yüzünü dağıttın"

"Az bile yapmışım gelmesem araçta seni sıkıştırmış öpuyordu."

"Seni ne ilgilendirir ister öper ister sevişir. Demek ki herkes senin gibi çocuk olarak görmüyor beni" dedi.

Ali Tahir sinirle soludu ve gardroba ilerledi içinden sinirle bir alt aldı.

Soyunmaya başladı. Gömleğini çıkardı ve çıplak vücudunu gören Serçe bir anda neye uğradığını şaşırdı.

Gözlerini büyüterek baktı adamın vücuduna.

"Haklısın istediğini yaparsın belkide yapmışsındır. Ben o piç herifi dövdükten sonra teselliyi kollarında almıştır."

"Aptalın tekisin Ali Tahir"

"Konuştuklarına dikkat et küçük hanım" dedi Ali Tahir çenesini havaya kaldırarak ve aniden pantolonunu aşağı indirdi.

Serçe karşısında boxer ile duran adamı beğeniye süzdü ve aniden arkasına döndü.

"Ne yapıyorsun karşımda niye soyunuyorsun" dedi utançla.

Ali Tahir alayla güldü yatakta duran gri eşofman altını ve beyaz tshirtü üstüne geçirdi.

"Neden utanıyorsun ki daha önce görmediğin şeyler mi Gökhan denen herif oldukça iyi görünüyordu oysaki"

Serçe sinirle döndü arkasını "O kadar aptalsın ki hiç bir şey bildiğin yok onun senden hoşlanma ihtimali benden hoşlanma ihtimalinden yüksek be" dedi elini havaya kaldırarak.

Ali Tahir duyduğu şeyle afalladı.

"Ne!! Ne demek bu"

"Gökhan eşcinsel demek!!!" dedi hırsla ve "Kime neyi neden anlatıyorum ki seninle gelmem bile büyük aptallıktı" dedi çıkış kapısına doğru giderken.

Ali Tahir hızla Serçenin kolundan tutarak durdurdu genç kızı. Serçe hırsla savurdu kolunu "Bırak beni" dedi gözlerine bakarak.

"Doğru düzgün anlat şunu" dedi Ali Tahir.

Serçe elleriyle saçlarını geriye doğru taradı.

Derin bir nefes aldı. "O gün babamın ısrarı üzerine bir randevuya çıkacaktım. Niyetim adama hayır deyip göndermekti lakin ben hayır demeden adam yazdı önemli bir işinin olduğunu ve görüşemeyeceğini.

Gökhan abimin yakın arkadaşıdır. Bizde iyi anlaşırız geçenlerde karşılaşıp buluşmak için sözleştik benim randevu iptal olunca Gökhanla buluştum ayrıca abimden hoşlanıyor!! "dedi bir nefeste.

" Sana neden o kadar yakın davranıyordu peki"

Çocukluğumu bilir seni anlattım ona eşcinsel bile olsa korumacı abi tavrını sergiliyordu sadece başka bir şey değil "dedi sinirle.

"Bugün ki adam kim peki?"

"İkizim Serdar... Birlikte kalıyoruz. Kız arkadaşı ile ayrıldığı için kötüydü dışarı çıktık o kadar" dedi.

"Onu bırakıp benım le mi geldin"

"Kız arkadaşı barışmak için gelince bende kalktım aslında sana kırgın ve kızgınım ama seni görünce hesap sormak için peşine takıldım ama görüyorum ki hem suçlu hem güçlüsün"

Ali Tahir duydukları karşısında şok olmuş vaziyette dinledi kadını.

"Ben..." duraksadı.

"Sen niye o kadar delirdin söylesene" dedi adamın omuzundan iterek.

Ali Tahir dudaklarını ıslattı ve kadının yüzüne bakmaya başladı.

"Benn.. Delirdim seni başkasıyla görünce nedenini bilmiyorum kendine engel olamadım senin bana söylediklerin herşey o kadar samimiydi ki hazmedemedim işte..." dedi parmakları burun kemiğini sıkarken.

Sıkıntı ile arkasını döndü. Serçe aniden Ali Tahirin beline sarıldı arkadan ve kafasını sırtına gömdü.

Ali Tahir çekip gitmesini beklerken o tam aksine sarılmıştı adama.

Beline sarılan elleri çözdü adam ve önünü dönerek hasretle sarıldı önünde duran kadına...

Başını öptü kafasını göğsüne gömen kadının. Dakikalarca birbirine sarılı kaldı ikiside. Günlerdir Serçeden ayrı kalmanın özlemini o an farketmişti Ali Tahir.

Serçe usulca kafasını kaldırdı.

"Ali Tahirrrr "

"Hımmm"

"Ben şimdi yani benle sen"

"Biz"

"Evet biz biz şimdi olduk mu"

Çenesiyle kafasını okşadı kadının.

"Hı hıı olduk."

"Ben şimdii..."

"Sen şimdi ne.."

"Ben şimdi istediğim zaman seninle konuşup sana yazabilirim artık dimi"

"Evet."

"Sen benimsin yani"

"Öyle görünüyor" dedi Ali Tahir.

Kıkırdadı Serçe. "Ali Tahirrrrr.."

"Efendimmm küçük hanım"

"Ozaman biz"

"Ne olmuş bize"

"Biz ne zaman sevişeceğizz"

Ali Tahir Serçeyi omuzlarından tutarak aniden bir adım uzaklaştırdı.

"Sen sen fazla mı cesaretlisin " dedi tek kaşı havada.

Serçe omuzunu silkti. "Sen benim olduğunu söylemedin mi az önce"

"Söyledim"

"O zaman ne yapmak istediğimi söylemekte en doğal hakkım değil mi"

Güldü Ali Tahir. Kızı tekrar kollarının arasına alarak sarıldı ve saçlarını okşadı.

"Öyle öyle tabi ama ağır ağır ilerleyelim zamanı var herşeyin" dedi içtenlikle.

"Seninle herşeyi tadına vararak yaşamak istiyorum diyorsun yani tamam bana uyar amaa"

"Ne ama..."

Serçe parmak uçlarının üstüne kalktı ve sarıldığı adamın yanağına masum saf bir öpücük kondurdu. Usulca geri çekilip baktı adama.

"Bu kadarınada hakkım var bence özür olarak aldım bunu aklına başka bir şey gelmesin" dedi bilmiş tavrıyla.

"Sen.. Sen benim karşıma nereden çıktın"

"Ah bir bilsen nereden çıktımm ne çok uğraştım aklın durur."

Ali Tahir kollarında duran kadını gıdıklamaya başladı.

"Demek aklımı durdurmaya hala niyetlisin diyip gıdıkladı.

Serçenin şen kahkahası odayı doldururken kız bir yandan gülmeye çalışırken öte yandan kaçmaya çalışıyordu.

"Dur Ali Tahir bayılacağım" dedi zar zor.

Serçenin yatağa düşmesiyle Ali Tahir üstüne kapaklandı.

Nefes nefese kalan kız adama baktı hayranlıkla. Ali Tahir Serçenin yana düşen saçlarını elleriyle okşadı.

Burnuyla yanağını okşayıp ılık sıcak bir öpücük kondurdu yanağına.

"Her nasıl geldiysem iyi ki geldin hayatıma " dedi fısıltıyla.

Serçe elleriyke adamın ensesindeki saçları okşadı.

"Sana ulaşmak için çok çabaladım..." dedi sakince.

Tebessüm etti Ali Tahir. "Ben.. Seni başka bir adamla görünce aklını yitireceğimi sandım. Belki o ana şahit olmasam..." diyip duraksadı.

"Öyle bir an yaşanmasa bile ben seni bir şekilde elde etmeyi kafama koymuştum sadece o ana bir şekilde şahitlik etmiş olman işimi kolaylaştırdı. "dedi gülümseyerek.

Ali Tahir kadının gözlerinin içine baktı." Benden vazgeçmediğin için teşekkür ederim "dedi yurkunarak.

Serçe üzerindeki adamı göğsünden iterek yatakta doğruldu.

Aynı şekilde doğrulan adam kıza baktı.

" Ali Tahir ben kendim istemediğim sürece sen dahil hiç bir güç beni senden uzak tutamaz. Ben çapamı senin kıyına atalı çok oldu. "dedi ellini avuçlarının arasına alarak.

Ali Tahir küçük yaşına rağmen bu kadar olgun konuşan kadına hayranlıkla baktı uzun uzun.

Şimdi hayat onları bambaşka maceralara sürükleyecekti. İlerleyen zamanlarda Serçenin gerçek kimliği ise adamda şok etkisi yaratacaktı elbette.

Necip eve geldiğinde Firuze Hanım çoktan yatmıştı. Pencereden adamın yolunu bekleyen Nazlı uykuya yenik düşen kafasını pencereye vurmasıyla kendine geldi.

Arabanın ışığı bahçeye dolup içeri girdiğinde Necipin arabasının geldiğini fark etti.

Hızla aynadaki aksine baktı ve üstünü düzelterek yalın ayak aşağı indi.

Anahtarla kapıyı açmaya çalışan adama aniden kapıyı açtı. Kafasını kaldırıp Nazlı ile karşı karşıya kalan adam "Hala uyumadın mı" dedi.

Nazlı hızla salladı kafasını hayır anlamında. İçeri giren adamın üstündeki kanları fark edince telaşla elleri adamın üzerindeki gömleği tuttu ve elleriyle adamın yarası olup olmadığını kontrol etti.

Herhangi bir yeri kanamıyordu. Hızla adamın yüzünü avuçlayarak yüzüne baktı kafasını eğdi ve elleri ile her yanını kontrol etti.

Kadının yaptıkları karşısında ne yapacağını bilmeyen koskoca adam Nazlının onu çocuk gibi kontrol etmesine anlam veremedi. Gözleri dolan kadın bir şey olmadığını anlar anlamaz adamın boynuna sarıldı.

Sarılmanın etkisiyle yerinde öylece kalan Necip ne yapacağını bilmez halde bekledi. Kadının ılık nefesi boynunu yalarken kasıldı ve bir an sarılıp sarılmamak arasında tereddüt etti. Kollarını kaldırdığı sırada Nazlı aniden geri çekildi ve adamın koca elini avuçlarının içine alarak çekiştire çekiştire odasına çıkardı.

Necipin buz gibi eli kadının sıcak avuçlarında erirken sıradan bir kadına yakın olmanın tuhaflığı sardı vücudunu.

Hiç bir şey demeden takıldı kadının peşine. Nazlı hızla adamı odasına getirdi ve banyoya soktu. Musluğu açtı ve adamın iri ellerini suyun altına koydu narin elleri ile ellerindeki kanı ovalayarak yıkadı. Ardından ellerini ıslatarak adamın yüzünü yıkadı çocuk gibi.

Koskoca adam kadına anlamsız gözlerle bakarken bir yanı şaşkınlıkla öte yanı hayretle izledi kadını.

Nazlı adamın yüzünü ellerini havluyla kibarca sildi kuruladı. Odaya getirip yatağa oturttu ve dolabına ilerledi hızla. Çıkardığı pijama takımını alarak yanına geldi ve aniden elleri gömleğinin düğmelerini uzandı.

Necip Yutkundu ve kadının ne yapacağını anlayıp hızla kadının elini tuttu ve durdurdu...

Necip Nazlıyı neden durdurmuş olabilir ...


Loading...
0%