Necip nezarette volta atarken sinirle söyleniyordu. " Piç herif bırakacaklardı oracıkta öldürecektim "
Kerim ve Alparslan emniyet müdürünün odasında çay içerken emniyet müdürü;
"Ne zaman isterseniz o zaman çıkaralım" dedi.
"Bir kaç saat kalsın sakinleşmesi gerek "dedi KerimŞah.
"Müdürüm kusura bakmayın sizide meşgul ediyoruz" dedi Alparslan.
Nazlı müşahade odasında tutulurken , Ali Tahir ve kızlar Nazlının durumu için koridorda bekliyordu. Hemşirenin odaya çağırması ile kalktı üçü birden ve kalabalık olmasın diye Turna doktorun odasına girdi.
Saçları kırlaşmış 45 lerinde olan doktor Turnanın odaya girmesi ile gülümsedi.
"Merhaba buyurun oturun" dedi sandalyeyi göstererek.
Turna sakince oturdu. Elindeki kağıtlara baktı doktor ve "Hastamızın genel durumu iyi stres kaynaklı böyle durumlar yaşanabiliyor ilk aylar normal lakin dikkat etmekte fayda var" dedi.
Turna anlamayan gözlerle doktora bakarken "İlk aylar derken anlayamadım" dedi.
"Afedersiniz bilginiz var sanıyordum Nazlı hanım 2.5 aylık hamile birazdan ultrason ile bebeğin durumuna da bakacağız" dedi.
Turna duyduklarını hazmetmeye çalışırken hamile sözünden sonrasını duymadı bile...
Kulağında büyüyen çınlama ile çıktı odadan. Ali Tahir ve Elif, Turnayı ayakta beklerken Turna kireç gibi bir yüzle baktı ikisine.
Turnanın yüz ifadesi karşısında korkuyla baktı Elif ve Ali Tahir.
"Ne bu halin doktor ne dedi kötü bir şey mi var yoksa" dedi telaşla Elif.
Lakin Turna duymuyor boşluğa bakıyordu sadece.
"Turna korkutma bir şey mi var söylesene" diye önünde eğildi Ali Tahir.
Turna bir anda Ali Tahire baktı ve" Teyze oluyorum"dedi pat diye.
Ali Tahir ve Elif birbirine baktı anlamsızca.
"Nazlı hamileymiş ben teyze oluyorum" diye zıplamaya başladı Turna. Elif duyduğu haberle Turnaya eşlik edip zıplarken iki kadın sevinç çığlıkları atıyor Ali Tahir ise şaşkınlıkla iki kadını izliyordu.
Bu habere nasıl tepki verilir bilmiyordu kal gelmişti adeta.
Elifin telefonunun çalması ile iki kız birbirinden ayrıldı Elif eşinin konuşmasına fırsat vermeden konuştu. "Alparslan hemen buraya gelmeniz lazım acil" diyerek kapattı telefonu.
Alparslan Kerime döndü ve "Abi acil bir durum var galiba acil gelin dedi Elif"
"Siz Necipe bir kaç saat nezarette göz kulak olun müdürüm acil bir durum var halledip geleceğim "dedi KerimŞah ve hızla araca binerek hastaneye gittiler.
İki adam koşar adım hastaneye gittiğinde Ali Tahir hala kendine gelmemişti.
Kızlar, Nazlı ile ultrason odasına girdiğinde doktor bebeğe bakıyordu. Nazlının gözlerinden yaşlar akarken kalp atış sesinin duyulması ile üç kadında ağlamaya başladı.
Küçücük bir beden tutunmuştu hayata.
Nazlı gözyaşlarını sildi ve "Bu mümkün mü yani ben iki aydır adet görüyorum nasıl olur" dedi doktora dönerek.
" Mümkün ufak bir ihtimalde olsa hamileyken kadınlar adet kanaması yaşayabiliyor ya da yerleşme kanaması dediğimiz kanamalar mevcut olabiliyor Nazlı hanım bebeğimiz oldukça sağlıklı görünüyor kendinize dikkat edin bundan sonrası için. "dedi ve toparlanması için dışarı çıktı.
Kerim Şah bomboş duvara bakan Ali Tahiri dürttü." Ne oluyor lan herkes iyi mi Hikmet Dedeye mi bir şey oldu " dedi telaşla. Ali Tahir robotu andıran bir ses tonuyla konuştu;
" Daha da fenası..."
" Ne oldu lan anlatsana"
"Siz gittikten sonra Nazlı bayıldı."
" Eee durumu nasıl kızlar nerde oğlum konuşsana lan"
"İyi... İyi. İyiler..
" Ne oğlum doğru dürüst anlatsana be Elif acil dedi telefonda acil olan nedir "
"Bizz..." duraksadı Ali Tahir
" Ulan sikicem konuşmanı Ali Tahir kelime kelime konuşmadan anlatsana kızlar nerde ne oldu" dedi Kerimşah bu sefer.
"Hamileee " dedi Ali Tahir Alparslana bakarken.
"Siktir lan yeni evlendik biz" dedi Alparslan.
"Sen değil oğlum Necip yani Nazlı Hamileymiş" dedi üstündeki şoku atmaya çalışarak.
Alparslan ve Kerim aynı anda "Siktir!!" dedi.
"Ciddiyim lan ciddiyim amca oluyoruz olmuş işte be hedef şaşmamış" dedi Ali Tahir bu sefer heyecanla. Ne tepki vereceğini şaşırmıştı iki adam. O sırada odadan çıkan Elif koşarak Alparslana sarıldı.
Ağlıyordu. "Alparslan kalp atışlarını duyduk..." dedi. Elleriyle gösterdi "Fasulye kadar minnacık ama pıy pıt pıt atıyor kalbi"
3 adamında o an gözleri doldu. Her biri başka yöne baktı.
Biraz sonra Nazlı ve Turna çıktı odadan Turna Nazlının koluna girmişti. Nazlının ağlamaktan şişen gözleri karşısındaki adamları görünce öne eğildi.
" Bbeen bilmiyordum yani bilerek olmadı... "
derin bir nefes aldı Nazlı ve tekrar ağlamaya başladı. " Ben Necipe bunu nasıl söylerim ya yine delirirse." dedi endişe içinde.
Gözleri doldu elinin tersiyle sildi yaşları. Üç koca adamın boğazında düğümlendi kelimeler. KerimŞah yaklaşıp sarıldı Nazlıya bir abi edasıyla ardından Turna Elif Alparslan ve Ali Tahir hep beraber Nazlıyı aralarına alıp çember halinde sarıldı.
" Biz her zaman yanınızdayız endişe etme " dedi KerimŞah güven veren sesiyle. Nazlının kendini toparlaması ile eve doğru yola çıktılar.
Biraz sonra kızları eve bırakıp Necipi almak için karakola geçtiler. Elif te kızlarla kalmıştı Alparslan dönüşte alacaktı. Kızlar eve girdiğinde Nazlı duş aldı ve salona geçti.
"Tebrik ederiz tekrar" dedi Turna.
"Nazlı çok güzel ya nasıl da pıt pıt atıyordu kalbi ama" dedi heyecanla
Burukça gülümsedi Nazlı.
"Ben bilmiyorum kızlar doğuracağımdan bile emin değilim babası istemeyecektir..." dedi ve sözleri boğazımda düğümlendi. Elini boğazına götürdü.
Kızların yorum yapmasına müsade etmeden dinlenmem gerek diyip odaya geçti ve yatağa uzandı.
Diğerleri emniyetten Necipi aldığında Necip her birine küfür ediyordu bu kadar saat nezarette kaldığı için.
" Güya güçlüyüz ulan madem öyle ben neden kaç saattir içerideyim. Ah ulan aldınız birde o piç herifi elimden hepinizin alacağı olsun ulan hepsinin hesabını soracağım”
“ Sor tabi abi “ dedi Alparslan.
“ Sorucam lan tabi. Hele sen KerimŞah şu şehirde senin tanımadığın emniyet müdürümü var ulan hepimizden uzun elin kolun it herif ben neden kaç saattir o siktiğimin nezaretindeyim. “
“ Haklısın abi”
“ Haklıyım ulan haklıyım tabi adam gözümün içine baka baka koynuma alacağım dedi ta sen ne yaptın Ali Tahir !!! O yavşak herifi kurtarmaya çalıştın seninde alacağın olsun ulan it “
“ Seni koruduk abi biz “
“ Siktirin lan! Benim ulan benim benim kadınım dediğim kadına adam gözümün önünde yavşadı üstüne bir de istedi kızı ulan yanınızdaki kadına biri yan gözle baksa bu piç derisini yüzer “ dedi KerimŞaha dönerek.
“ Bu it kafasına sıkar “ dedi Alparslanı göstererek.
“ Ulan hele sen sen adamı hadım ettirirsin lan benimki en hafifi en zararsızı ben adamı yumrukladım sadece” dedi bağırarak.
“ Abi şimdi sen Nazlı için kadınım diyorsun doğru mu” dedi Ali Tahir.
Necip bir anda durdu ve “ Diyorum ulan diyorum o beni istesede istemesede ben onu istiyorum duydunuz mu başınız göğe erdimi “ dedi bir anda ve arkasını döndü.
Necip hem küfür ediyor hem söyleniyordu bir anda arkasındaki adım sesleri kesildi ve arkasına döndü.
"Ne diye durdunuz lan yürüsenize leş gibiyim zaten" diye bağırdı.
Üç adam birbirine bakarken "Ne saklıyorsunuz lan siz" dedi arkadaşlarına yaklaşarak.
"Abi bilmen gereken bir durum var dedi Alparslan.
"Ne oldu lan."
"Abi şeyy"
"Neyyyy Alparslan ney"
"Sen gittikten sonra Nazlı bayılmış görsen iyi olur." dedi bir anda Ali Tahir.
Necip bir anda telaşa kapıldı. "İyi mi durumu"
"Evet ama görsen daha iyi olur gibi geliyor" dedi Ali Tahir.
"KerimŞah Turnayı arar mısın Nazlıyı alacağım" dedi sakinlikle.
Kerimşah Turnayı aradı ve biraz sonra Neciple birlikte eve geçtiler. Turna kapıyı açtığında Necip mahcup olmuş halde bakıyordu Turnaya.
İçeri geçtiler sessizce.
"İçeride uyuyor" dedi Turna odayı göstererek.
Necip sakince odaya adımladı ve kapının kolunu sakinlikle aşağı indirdi.
Odaya adımladığında Nazlının yatakta yattığını gördü. Yüzüne düşen saçları hafifçe aldı ardından inceledi yüzünü. Yorgun oldugu her halinden anlaşılıyordu.
Yavaşça yanına adımladı ve yatağın köşesine oturdu. Yatağın hareket etmesi ile Nazlı hafifçe gözlerini araladı ve Necipi görünce yavaşça doğrularak oturur hale geldi.
Necip bir süre sessiz kaldıktan sonra boğazını temizledi ve "Özür dilerim benn ben bir anda kendime hakim olmadım" dedi sakinlikle.
Nazlı ,Necipin yüzüne bakarken içinde bir şeyler kıpırdandı ve uzun zamandır görmediği adamı özlediğinin farkına vardı.
Gözlerini yumdu ve bir damla göz yaşı döküldü yanaklarından. Necip Nazlının ağlaması karşısında yutkundu ve bacağının üstünde olan elini kaldırıp dokunmak istedi lakin cesaret edemedi.
"Nazlı her şey için özür dilerim..." dedi tekrar.
Nazlı derin bir nefes aldı istemsizce bir anda kafasını eğdi ve "Özür dilemesi gereken biri varsa oda benim " dedi ağlaması yoğunlaşırken.
Necip elini çenesine götürdü ve Nazlının kafasını kaldırdı. "Sen bir şey yapmadın neden özür diliyorsun benden ben sana yaşattığım tüm kötü anlar için senden af diliyorum " dedi.
Nazlı hıçkırıkları ardından devam etti. "Eğer istemezsen... Yani istemek zorunda değilsin senden bir beklentim yok... dedi tekrar.
" Nazlı neyi istemezsem ne diyorsun sen "dedi kalın sesiyle.
Nazlı karnındaki eliyle göbeğini sıktı ve" Bebeğimiz... Eğer istemezsen... " Necipin gözleri hızla Nazlının eline gitti.
" Bir dakika bir dakika sen... Sen hamile misinin "dedi sesi titreyerek.
Nazlı gözyaşlarının ardından baktı Necipe.
Necip şok olmuş halde baktı kadına anlamsızca ve zorlukla. Şaka mıydı. O gece korunmadığını anımsadı.
Baba olacaktı. İçinde farklı farklı duydular yarışa girdi karmakarışık oldu. Kalbinin ritmi bir anda hızlandı. Çocukça bir heyecan kapladı her yanını.
Nazlı sessizde kendisini izleyen adama baktı ve burnunu çekerek "Bende bugün hastanede öğrendim bilmiyordum. İstemezsen eğer..." dedi ve sözü yarıda kaldı.
Necip hızla Nazlıyı kendisine çekti ve sımsıkı sarıldı. Nazlının ağlayışı Necipin omuzunda çoğalırken Necip elleri ile Nazlının uzun kızıl saçlarını okşadı.
"Şşşş" dedi geri çekilirken. Yüzünü avuçladı ve kadının boncuk boncuk dökülen gözyaşlarını sildi.
Anlını anlına dayadı. "İstiyorum ben bebeğimizi istiyorum senide bebeğimizide istiyorum" dedi dolan gözleriyle. Gözyaşları Nazlının gözyaşlarına karıştı.
Nazlı üzerindeki yükü bir anda atmış gibi hafifledi. Sakinledi. "Gerçekten istiyormusun" dedi Nazlı inanmayarak.
Necip elini Nazlının karnına götürdü ve dokundu. "Ben hayatımda hiçbirşeyi istemediğim kadar çok istiyorum senide bebeğimizide senden ayrı kaldığım zaman anladım sensiz olamayacağını kapılmışım sana farkında olmasan asabi bir adamdım lakin sensiz çekilmez bir adama dönüştüm sensiz olmaz artık" dedi. Nazlı sımsıkı sarıldı Necipe. "Biliyordum bizi bırakmayacağını biliyordum" dedi hızla.
...
Necip eve geldiğinde annesi Firuze Hanım uyuyordu. Sabah uyandığında annesi kahvaltı başında oğlunu bekliyordu.
Uzun zamandır oğlunu keyifli görmeyen kadın oğlunun mutluluğu ile mutlu oldu.
"Hayır olsun annemm ne bu keyif" dedi Firuze Hanım oğluna çay doldururken.
Necip Firuze Hanımın elindeki çaydanlığı alarak kenara koydu ve ellerini tuttu.
"Annemm sana bir şey söylemem gerek ama beni yargılamadan sonuna kadar dinleyeceksin" dedi gözlerine bakarak
"Dinliyorum annem" dedi kadın oğlunun yanağını okşayıp.
"Anne Nazlı arkadaşımın kızı değil. Detayları hakkında sonra konuşuruz. Biz bir birliktelik yaşadık" dedi Necip. Koca yaşına rağmen utandı annesinden.
Firuze Hanım şaşkınlıkla kaldırdı kaşlarını. Onu ilgilendiren oğlunun biriyle olması değil birlikte olduğu kişiyi anlatmasıydı.
"Sonra tartıştık ve gitti ama buldum ben onu"
"Ne güzel işte oğlum bende pek üzülmüştüm gitmesine"
"Bşliyorum biliyorum anne. Sana söylemek istediğim şey bu değil"
"Ne ne oldu kötü bir şey yok değil mi Necip telaşlandırmada söyle oğlum. " Dedi Firuze Hanım.
Necip annesinin ellerini güven vermek ister gibi sıktı." Telaşlanma kötü bir şey yok aksine çok iyi bir şey var.
Nedir söylesene oğlum çatlatma adamı.
"Anne ben baba oluyorum" dedi Necip bir çırpıda. Duydukslrıyla şaşıran kadın kalbini tuttu.
"Doğru mu bu"
"Evet doğru dün gece öğrendik oda bilmiyormuş" dedi Necip.
"Ahhh babaanne oluyorum haa demek ben artık babaanne oluyorum"
Güldü Necip "Evet anne"
"Kalk kalk kalk gelinime götür beni" diyerek hızla kapıya koştu. Necip şaşırıp baktı annesine. Peşinden giderken kadın çantasını almış ayakkabısını gitmişti bile.
Yol boyu torununa işleyeceği yeleklerin rengini kız olursa şu renk erkek için bu renk lazım diyip detaylıca anlattı. O anlattıkça Necipin göğsündeki bahçe çiçeklenip durdu.
Turnanın evinin önünde durup hızla girdiler içeri.
Onları camdan gören Turna kapıyı açtı ve buradayız diyip Hikmet Beylere buyur etti. Kapıdan girer girmez gözleri Nazlıyı bulan Firuze Hanım hızla sarıldı kıza ve ağlamaya başladı.
"Ah benim güzel kızım. Kuzumun evladını doğuracaksın demek he "dedi gözyaşlsrı arasında. Nazlı anne şevksti ile kendisine sarılan kadına sarıldı ve hormonların etkisi ile ağlamaya başladı. Nihayet iki kadının sarılması son bulduğunda ortamdaki diğer insanları farkedip tanıştı Firuze Hanım.
Hikmet Beyden özür diledi Necip el öptü. Hikmet Bey Nazlının da durumunu öğrenince üzmedi gençleri.
"Firuze Hanım bizden kız almak öyle kolay değil ne zaman geliyorsunux istemeye" diye attı bombayı ortaya.
"Aman efendim hemen hemen siz müsait oldugunuz gün hemen geleceğiz uzatmamak gerek dedi sevinçle.
" E peki madem iki gün sonra ya bekliyoruz o zaman "dedi Hikmet Bey.
Nazlı olanları şaşkınlıkla izlerken Necip kendisine bakıp güldü. Yanında oturan kadının kulağına fısıldadı.
" Gelin Hanım Kahve bol şekerli oldu"dedi.
Nazlı iki gün içinde değişen şeylerin hızına yetişemiyordu bile.
Buradaki işleri bitirip KerimŞahın yanına geçti Necip diğerlerini de yolda arayıp acilen gelmeleri için aradı.
Herkes ofiste toplanırken" İki gün içinde kız istemeye gidiyoruz. "diye pat diye söyledi.
" Nereden çıktı lan "dedi Ali Tahir.
" Oğlum annem sabah Nazlıyı görmek istedi. Hikmet dede gelin isteyin kızı diyince gelişti işte olaylar. Hepiniz hazırlanın iki gün sonra gideceğiz tek bir aksilik istemiyorum. "
"Kerimşah yüzükler ve set işi sende. "
"Ali Tahir Çiçek çikolatayı ayarlıyorsun."
"Alparslan sende yengeme söyle kahveyi sakın tuzlu yapmasınlar. "
"Tako sende orada adam akıllı dur alırım ayağımın altına yoksa "dedi ve durdu.
"Ulan daha ben kızı almadan Hikmet Dededen kızı almaya sen gideceksin öyle mi"
Güldü Necip "Elini çabuk tutsaydın bak Alparslan benden önce evlendi Ali Tahir ve sen benden önce kızları buldunuz ama benn baba oluyorum" dedi. Hepsi hep birlikte Necipin üstüne çullanıp yumrukladı Necipi.
"Yapmayın lannn damat bir şeye benzemiyor diyecekler. Lann durun diyorum" dedi ama darbelerden kurtulamadı.
En sonunda her biri kahkahalarla dağıldı. En son ne zaman böyle gülmüşlerdi bilmiyordu hiç biri.
Gülmekten yaşaran gözlerini sildi hepsi. Günler sonra Nihayet o koca gün geldi.
Necip giydiği şık takım ile hazır ve nazırdı.
Firuze Hanım ise oğlunun mürüvvetini görecek olmaktan epey mutluydu. Beş araç arka arkaya durdu. Nazlı heyecanla araladı perdeyi. "Geldiler" dedi gözlerinin içi patlayarak.
Necip derin bir nefes alıp indi araçtan ardından diğerleri indi ve kapıya yöneldi.
Firuze Hanım ve Abisi Çelik bey önde diğerleri arkada girdiler içeri. Elif ve Serçe kızlara sarılırken Serçe ile Nazlı tanışmıştı bile. Necip omuzunda taşıdığı koca kırmızı gülleri Nazlıya uzattı.
Heyecanla aldı Nazlı. Herkes koltuklarda yerini almıştı artık.
Nihayet yapılan sohbet sonrası Çelik Bey söze girdi. "Efendim sebebi ziyaretimiz belli gençler birbirini görmüş beğenmiş Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız Nazlıyı oğlumuz Necipe istiyoruz" dedi.
Hikmet Bey bıyık altından gülerek "Bir kızımıza soralım efendim" diyerek Nazlıya döndü.
Herkes bıyık altından gülerken Nazlı şaşkınlıkla bakıyordu bir anda hıçkırık tutunca ortamdaki herkes gülmeye başladı.
Hikmet Bey şen bir kahkaha atarak "Kızımızında gönlü var baksanıza heyecandan konuşmayı unuttu" dedi gülerek
"Efendim hayırlı uğurlu olsun diyelim o zaman" diyince Hayriye Hanım kızlara Kahveleri yapmaları için işaret etti.
4 kadın heyecanla mutfakta kahveyi yaparken şüphesiz Nazlının heyecanı görülmeye değerdi.
Kızlar Necipin kahvesine Nazlının ısrarlarına rağmen tuzu boca etti.
Kahveleri servise başladığında herkesin kahvesi ikram edildi. Kızlar hep birlikte merakla Necipi izlerken Necip gülümseyerek kahvesini aldı ve yudumladı suratında en ufak bir tiksinme ifadesi bulunmayan adama hayretle baktı kızlar.
O sırada eğilip kahvesini alan Tako kahveyi yudumlar yumdumlamaz öksürmeye başladı.
Necip hızla Takonun sırtına vururken Tako kıpkırmızı oldu ve kahveyi bırakarak "kahveler karışmış " diyince kahkaha tufanı koptu.
Nihayet yüzükler takıldı Necip ve Nazlı mutlulukla baktı baktı birbirine artık onlar için yepyeni bir hayatın başlangıcıydı. Hayat hiç ummadıkları anda denk getirdi onları birbirine... Ve hiç ummadıkları bir anda kopardı. Sonra yine hiç beklemedikleri bir anda yeni bir can verip kavuşturdu...
"O zaman onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine..."