Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. Bölüm

@dilefruz

 

Tako telefonu kapatır kapatmaz soluğu Necip’in evinde aldı. Hüma öyle çok ağlamıştı ki Necip Tako’ nun gelişini kapıda bekliyordu.

Tako Necip’i kapıda görünce güldü ve “ Allah’ım sen nelere kadirsin” dedi Necip’in duyacağı şekilde.

Necip Tako’nun ensesinden tuttuğu gibi içeri soktu ve “ Geç lan içeri gülme vallahi öldürüm seni”

Tako, Necip’e aldırmadan kahkahalarla girdi içeri ve hızla Nazlı’nın kucağında ağlayan Hüma’ya yürüdü.

“ Aşkım, bebeğim gel bakalım amcanın kollarına sen, beni mi özledin yavru ceylanım benim” dedi etrafında dönerken.

Hüma, renkli gözlerini açmış çipil çipil Tako’ya bakarken sesler çıkarıyor sanki anlar gibi karşılık veriyordu.

Necip’in sinirle kaşları çatıldı. “ Hadi Nazlı hadi biraz daha şu manzaraya katlanırsam katil olacağım”

“ Seviyor beni kızın kabul et hatta belki senden bile daha fazla seviyor” dedi Tako.

“ Ulan ben senin ağzının ayarını …”

“ Şşşşt Necip yapma lütfen.” diyerek Takonun üstüne yürüyen kocasını durdurdu.

“ Bana inat yapıyor güzelim görmüyor musun sen “

“ Yapma Necip. Tako’ya düşkün olduğunu biliyoruz Hüma’nın hadi hem geç kalacağız” dedi Nazlı kaşlarını çatarak.

Aniden Tako’ya döndü. “ Bakıcıda durmadı Tako seni rahatsız etmezdim yoksa en kısa sürede dönmüş olacağız karnı tok altını değiştirdim. Acıkırsa diye sütü dolaba koydum ne yapman gerektiğini anlatmıyorum sen zaten vakıfsın” dedi gülümseyerek.

“ Sen hiç merak etme yengelerin en güzeli ben bebeğime en güzel şekilde bakarım gözün arkada kalmasın biz koyun koyuna yatarız birlikte “

“ Nazlı bak bu herif benim sabrımı zorluyor. Kızımın yanına sakın uyuyayım deme Tako seni elimden Nazlı bile alamaz duydun mu beni” diye çıkıştı Necip.

“ Necip lütfen !!! Çocukluk etmeyi bırak ve düş önüme “ diye kızdı Nazlı.

Kıskanıyordu kızını ondan başkasına ilgi gösterilince dayanamıyordu.

Zor bela çıktılar evden. Hüma’nın doğumundan sonra karı koca vakit geçirememişlerdi ve Necip eşiyle vakit geçirmek için plan yapmıştı.

Araca bindiler ve biraz sonra şık bir otelin önünde durdular.

Necip Nazlı’nın kapısını açtı ve elini sımsıkı kavrayarak otelin kapısından içeri adımladı. Necipi gören görevliler el pençe divan olurken biri oda kartını getirdi ve otelin en üst katına süit odaya çıkmak için asansöre bindiler. Asansöre bindiklerinde karısını köşeye sıkıştırıp öptü Necip.

“ Seni çok özledim “ dedi fısıltı ile. Asansör kapısının açılması ile yaşlı bir teyze bastonuyla içeri adımladı ve Necip’in Nazlı’yı sıkıştırdığını görünce bastonu Necip’in kafasına geçirdi.

“ Seni ırz düşması namussuz seni “ diye Necip’in kafasına geçirirken Necip “ Dur teyzem vurma karım o benim “ diyip kendini açıklamaya çalışıyordu.

Yaşlı kadın durmuyor üstelik laf yetiştiriyordu. “ Bak görüyor musun bir de yalan konuşuyor. Bakar mı sana böyle güzel kız seni yalancı ırz düşmanı seni”

“ Dur dur teyze doğru söylüyor kocam o benim” diyerek araya giren Nazlı’nın sesiyle ancak durdu kadın. Bastonunu yere vurdu ve Nazlı’ya döndü.

“ Doğru mu yani bunun söyledikleri korktuğun için yalan konuşmuyorsun değil mi sen “ dedi sorgulayan sesiyle.

“ Yok teyzem olur mu hiç öyle şey kocam benim çift nikahlı hemde. Bak yüzüklerimiz “ dedi aniden kendi elini ve Necip’in elini havaya kaldırıp yüzük parmaklarını göstererek.

Ancak ikna oldu kadın. “Kusura bakma evladım ben bir anda öyle görünce amannn sende götür odaya ne edeceksen et evladım aaaaa ulu orta suç benim değil ki sende yani koskoca adam liseli çocuk gibi asansör köşelerinde ne o öyle çık çık çık “ diyip bir de üste çıktı.

Nazlı gülmemek için dudaklarını ısırırken Necip kaşları çatılmış keyfi kaçmış kadını dinliyordu. Nihayet asansörün durması ile “ Haklısın haklısın teyze iyi akşamlar “ diyerek karısının elini kavradı ve hızla çıktı asansörden.

“ Beni buluyor delisi değil zırdelisi geliyor beni buluyor ulan “ diye söylene söylene odaya ilerleyip kartı okuttu ve içeri girdi Necip.

“ Zaten aylardır hasretim karıma şöyle bir yalnız kalalım dedik bir dayak yemediğin kalmıştı onuda yedim az önce “ diye sinirle volta atıyordu odada. Nazlı o sırada kendisini görmeyen kocasını odada bırakıp banyoya geçti ve hazırlandı.

Üstüne giydiği siyah bodysuit ile ince topuklu ayakkabılarının üstünde yürüyerek hala daha söylenerek volta atam kocasının yanına geldi. O sırada arkası dönük olan adam hızla konuşup arkasını döndüğünde kelimeleri bıçak gibi kesildi.

Uzun bir ıslık çaldı. Ses tonu aniden yumuşadı ve az önceki ilgisi tamamen dağılarak karısında toplandı.

“ Bu ne güzellik böyle “ diyerek karısının yanına adımladı ve bir hamlede kucağına alarak yatağa yürüdü. Bir anda kucağına alınınca şen bir kahkaha attı kadın. Cilveyle konuştu.

“ Diyorum ki savaşmayın sevişin Necip Bey”

“ Hay hay Nazlı Hanım siz nasıl arzu ederseniz emrinize amadeyim” dedi Necip. Muzipçe karısını yatağa yatırarak üstündeki gömlekten ve fazlalıklardan hızla kurtuldu.

Özlem’le karısının kan kırmızıya boyanmış dudaklarına asıldı ve öpmeye başladı. İkiside son noktadaydı ve özlem doluydu birbirine. Son bir kaç aydır ne zaman birlikte olmaya kalksalar Hüma’nın ani uyanması ile yarım kalıyorlardı.

“Güzelim seni öyle çok özledim ki ne halde olduğumu tahmin bile edemezsin”

“ Tahmin edemem ama anlayabilirim bende seni çok özledim ve dayanacak güzüm kalmadı”

Necip karısının boyun girintisini gerdanını aşkla ve tutkuyla öptü. Ardından nemli dudakları göğüslerinde göbeğinde ve kadınlığında dolandı. Elleri pranga misali kavradı kalçalarını ve hızla kendine çekti.

Nazlı ellerini Nacip’in kısa tutamlarında gezdirirken sevişmenin etkisiyle inliyor ve her seferinde aşkını haykırıyordu.

Öyle özlem doluydu ki ikiside Nazlı kısa sürede sırılsıklam olmuştu bile. Necip erkekliğini kadının duvarlarına dayadı ve kendini içeri itti. “ Sevgilim bu ne sıcak bir karşılama böyle “ diyerek burnunu öptü kadının.

Nazlı hafif kafasını kaldırdı ve dudaklarından öptü kocasının. Ardından gözlerinin içine baktı ve “ Hadi artık dayanacak sınırı aştım sevgilim bitir şu içimdeki özlemi” dedi ihtirasla.

Nazlı’nın bir dediğini iki etmeyen adam hızlandı ve dakikalarca seviştiler.

İkiside aynı anda rahatladı.

Alparslan ve Elif son zamanlarda sürekli kavga ediyordu. Bir şekilde çıkmaza girmişti her şey. Ali Tahir ile oturan Alparslan konuşmuyor boşluğa bakıyordu.

“ Ne oldu lan suratın kaç haftadır sirke satıyor Elifle mi bir şey oldu”

O sırada Serçe de Elif’in yanına gitmişti.

“ Abi son zamanlarda aşırı derecede kavga ediyoruz. Yani sebebi yok bilmiyorum neden ama bir şekilde kavga eder halde buluyoruz kendimizi. “

“ Kızı üzüyor musun lan”

“ Yapma abi Allah aşkına öl dese ölürüm ne üzmesi lakin gerginiz bilmiyorum neden sebep kavga ettiğimizi bile bilmiyorum bazen o sinirle kendime hakim olamam diyip evden çıkıyorum bu sefer eve döndüğümde evden çıktığım için kavga ediyoruz neden beni bırakıp gidiyorsun diyor “

“ Alttan al oğlum kadın milleti fazla duygusal olabiliyor bazen “

“ Abi yok bizimki alttan almayı geçti geçen dolapta tatlı vardı gördüm yedim ben yiyecektim onu sen neden bana sormadın diyip tartışmaya başladı alayım diyorum yok ben onu yiyecektim diyor kafayı şu masaya gömeceğim az kaldı”

“ Kolay şeyler yaşamadı Alparslan belkide farkında olmadan bastırdığı duyguları dışarı vuruyor “

“ Bilmiyorum abi bilmiyorum “ dedi Alparslan kederle ve masada duran bardağı kafasına dikti.

“ Yok Serçe uyumsuz halden anlamaz bir adam oldu çıktı bide böyle tartışma anında çekip gitmesi yok mu vallahi çekip vurasım geliyor. “

“ Sakin ol Elif. Alparslan abiden söz ediyoruz aralarında en uyumlu adam seninki yeme hakkını”

“ Hıhhh ne uyum ne uyum delirtiyor beni Serçe”

“ Elif sen fazla mı gerginsin evet kolay şeyler yaşamadınız fakat nasıl desem bu konuştukların incir çekirdeğini doldurmayacak cinsten şeyler “

“ Sen şimdi bana senin sorunların önemsiz mi diyorsun Serçe “

“ Aaaa yok hayır Elif yanlış anladın beni sen ben diyorum ki…”

“ Yok yok ben anlayacağımı anladım sende anlamıyorsun beni Alparslan da tıpkı senin gibi davranıyor bana “ dedi ve koltuğa çökerek ağlamaya başladı.

“ Elif lütfen özür dilerim. Ben onu demek istemedim sadece birbirinize çok aşıksınız ve böyle şeyler için üzülmeyin demek istedim beni yanlış anladın sen”

Gözyaşları arasından Serçeye baktı Elif ve bir anda gözyaşlarını sildi. “ Aşığız dimi Serçe”

“ Öylesiniz tabi gel buraya “ diyerek Elife sarıldı.

Kızlar bir müddet daha sohbet ettiler. Serçe regl olacağı için ağrıdı vardı ve Eliften ilaç istedi. Elif mutfaktan getirdiği ilacı arkadaşına uzattı ve bir anda kafasında ampul yandı. O an kitlenip kaldı Elif bir iki dakika. İki aydır regl olmadığı geldi aklına.

“Serçeeee”

“ Efendim canım”

“ Ben iki aydır regl olmuyorum “

“ Nasıl nasıl yanı”

“ Basbaya işte şimdi sen regl olacağım diyince geldi aklıma “

“ Korunuyor musunuz peki “

“ Biz … Hayır hayır korunmuyoruz neden bilmiyorum ama son yaşanan şeyden sonra aklımıza gelmedi belkide.”

“ Elif sen fazla duygusalsın bu aralar yani nasıl desem bir ihtimal olabilir mi “ dedi nefesini tutarak.

Elleri titredi Elifin.

“ Ben, ben bilmiyorum. “

“ Kalk kalk eczaneye gidip test alıyoruz “

“ Dur dur yedek olacaktı evde”

“ Hadi hadi ne bekliyorsun yapalım şu testi”

“ Ya değilsem ya tekrar…” boğazı düğümlendi Elifin.

“ Bak bunu öğrenmenin tek bir yolu var o testi yapmak ve lütfen geçmişi bırak her şey çok iyi olacak artık”

Elif hızla yukarı çıktı Serçeyle ve banyoya girdi testi aldı ve yaptı. 5 dakika geçmedi Elif için. Nihayet zaman doldu ve Elif elleri titreye titreye çevirdi hamilelik testini.

Ve bingooo!! Çift çizgi.

O an kitlenip kaldı Elif şoka girdi ve eli iki yana düştü. Serçe korkuyla baktı arkadaşına “ Ne oldu “ dedi ve hızla eğilip yere düşen testi alıp baktı ve heyecanla bağırdı. “Pozitif pozitif. “ Serçenin sesiyle kendine geldi Elif. Tekrar eline aldığı teste baktı gerçekliği anlamak için.

Gözyaşları sel oldu aktı. O sırada çalan kapıyla iki kadın hızla aşağı indi. Serçe hızla açtı kapıyı. Alparslan içirdi girdi ilk, ardından Ali Tahir.

Karısının gözünü yaşlı gören adam hızla Elife koşup sarıldı. “ Özür dilerim benim hatam ağlama ne olur ağlama söz veriyorum üzmeyeceğim seni”

“Alparslan “

“Tamam sen yeterki ağlama yeterki gül ben susarım “

“Alpaslan “ diyerek yeniledi Elif.

“ Üzme beni Elif bir damla göz yaşına ömrümü veririm söz veriyorum son üzüşüm bu “ dedi tekrar. Elif kocasının kollarından zor bela ayrıldı ve ağlaması şiddetlendi.

“ Ben ona ağlamıyorum ki Alparslan. “

“ Ya ne diye ağlıyorsun o zaman Efulim”

Elif o an elindeki testi havaya kaldırdı ve gülümsedi. “ Baba oluyorsun Alparslan baba oluyorsun ben de anne oluyorum “ omuz silkti.
“ Bunun için ağlıyorum ben “dedi.

Ali Tahir hızla Serçeye döndü ve Serçe onayladı kafasıyla.

Alparslan bir an algılayamadı. Yanlış duydum dedi içi.

“ Nnnne nasıl kim nasıl olmuş “ dedi ard arda.

Güldü Elif sesli şekilde gözyaşlarına tezat halde .

“ Ula neyuni anlamadun baba olacasun diyeyrum da “ dedi.

“ Alllaahhhhhhhhhhh!!!! diyerek karısını aldığı gibi etrafında döndü Alparslan.

“ Baba oluyorum !!! Baba oluyorum ! Baba oluyorum ulaaaa!!!”

Karısını bırakıp Ali Tahire koştu “ Duydun mu ula duydun mu baba oluyorum ula baba olayrum”

“ Duydum ulan duydum. “ dedi Ali Tahir gözleri yaşlı.

Serçeye döndü hızla yanaklarını avuçladı hızla sarıldı. “ Ula sen de duydin mi çakir gözli”

“ He duydum da bende duydum “ dedi Serçe gülerek.

Alparslan hızını alamadı sevinçten hemen yan evde oturan babaannesinin evine koştu yalın ayak. Ardındanda Ali Tahir Serçe ve Elif.

Kapıyı yumruklamaya başladı.

Asiye Niye söylene söylene geldi kapıya üstünde beyaz uzun geceliği vardı başında beyaz tülbent.

Bir hışımla açtı kapıyı. “ Ula bok yiyenun evladi ne alacakli gibi vursaysun kapıya delurdun mi”
dedi kaşlarını çatarak.
“ Hee delurdum ula delurdum da “

“ De git öteye fişki gece gece sen evvelinden deluydun zaten söyle ne diye kapışması. Ha bu saatte”

“ Baboneeee” dedi Alparslan uzata uzata.

“ Söyle ula ha vuracağum yoksa seni bok yiyen namazdan yarım kalktumda senun yuzunden Ulaaaa Alparslan yalın ayak mi geldun bide vay bok yiyenin uşağiii“

“ Baba olayrumda baba olayrum babonneee bırak ula pabuçı postali ” dedi ve yaşı kadını kaptığı gibi kucakladı sevinçten.

“ Ula ne dersun Alparslan essah mu ula deduklarun doğru mi ha doğru mi”

“ Doğru ula doğru babone” dedi sevinçle gözyaşıyla babaannesine bakan Alparslan.

“ Ulaaaa yaşşa yaşşa. Yarabbum ne dualar ettum ne adaklar adadum kurban olsun yoluna çık şükür çok şükür dermansız komadın bizu” diyip şükür ederken hızla Elife yönelip gözyaşları ile sarıldı gelinine.

Duygusal bir yoğunluk vardı. Derdi veren Allah nihayet dermanıda vermişti.

Hadi bakalım canlar Alparslan ve Elifin bebeğinin cinsiyeti ne olsun ismi ne olsun az fikir verin lütfen:)

 

Loading...
0%