İbrin sabah eve geldiğinde Tako heyecanlıydı.
Gün boyu temizlik ile uğraşırken Tako ise onu izleyip duruyordu. Siyah uzun saçlarını toplamış topuz haline getirmişti.
“Peri nasıl “ dedi birden. İbrin gülümseyerek döndü ve “ Çok iyi sizi sorup duruyor “ dedi.
Tako’nun içindeki kadına sarılma ihtiyacı bir türlü durmuyordu. Kısa bir muhabbetten sonra banyoya giren Tako çıkmaya hazırlandı ve kitlediği kapıyı açmaya çalışırken kapının içindeki anahtar kırıldı.
Küçük alanda kalan adam yeni banyo yapmış olmasına rağmen terlemeye ve nefessiz kalmaya başladı. Uzun süre kapalı alanda kalamayan Tako anahtarın kapıda kalması ile teleşa kapıldı. Kapıya sertçe vurmaya başladı.
“ İbrinnn!!!! İbrinnn! Kapıyı aç ! “
İlk başka yanlış duyduğunu sanan kadın bir anda sesin geldiği yere ilerlediğinde doğru duyduğunu anladı ve hızla banyo kapısının önüne geldi.
“Tekin Bey iyi misiniz”
“ Anahtar kırıldı kapıyı açman gerek daha fazla kapalı alanda kalamam kriz geçirmek üzereyim” dedi Tako zar zor çıkan sesiyle.
İbrin telaşla etrafa baktı. Hızla aşağı indi ve alet çantasından çekici aldı. “ Kapının arkasından çekilin “ dedi ama bir ses duyamadı. “
İbrin hızla kapının kilit kısmına vurmaya başladı. Arada Tako’ya seslense dahi cevap alamayışından tedirgin oluyor telaşa kapılıyordu.
Kapının kilidi kırıldı ve İbrin hızla içeri daldı. Beline sarılı havlusu ile yere çöken adam ellerini yüzüne kapatmış sık sık soluk alıp veriyordu. Çıplak teninden akan ter su gibi akıyordu. Bedeni suya batırılıp çıkarılmış gibiydi.
Hızla eğilerek aynı hizaya geldi Tako’ya elini uzattı ve çıplak omuzuna tereddütle dokundu.
Dokunmanın etkisiyle hızla kafasını kaldıran adam İbrini bileğinden çekerek sımsıkı sarıldı. Nefes nefese kalanmıştı. İbrin ilk başka şaşırıp öylece kaldı ve bir müddet sonra Tako boğuk ve titrek sesiyle konuştu.
“ Sakinleşmeye ihtiyacım var lütfen sarıl”
Dizlerinin üstünde bedeni bir yaprak gibi titrerken nefesini kontrol edemeyecek ve bedenini durduramayacak kadar güçsüzdü.
İbrin abisi dışında yabancı olduğu bu adamın kollarında neredeyse tüm gücünü kuvvetini kaybetmiş gibiydi. Halbuki bir adama dokunamayacak kadar güvensiz ve korkaktı.
Bir müddet elleri havada kaldı. Sarılıp sarılmamak çekilip çekilmemek arasında muazzam bir çelişki içinde kaldı aklı. Fakat bedenini kolları arasına alıp sarmalayan adam ondan çok daha çaresiz ve muhtaç haldeydi. Gözlerini yumdu İbrin derin bir nefes aldı. Gücünü topladı ve Tako’nun sarılmasına karşılık verdi.
İbrin’in elleri Tako’nun sırılsıklam olmuş çıplak sırtında ıslanırken bırakmamak adına parmaklarını birbirine kenetledi.
Zaman durdu,akıl kitlendi veryansın etti kalp.
Akıl tutulması dedi İbrin içinden. Yoksa böyle kolay sarılabilirmiydi bilmediği adama. Ya kalbi hadi adam panik atak yaşıyordu ya İbrin, İbrin ne yaşıyordu da kalbi dört nala koşuyordu böyle.
“ Yarabbi şayet biraz daha böyle kalırsam aklım gibi kalbimde tutulacak “ dedi içinden. O sıra adamın boynundan yayılan kokuyu gözlerini yumarak içine doldurdu. Yıllardır hasret kaldığı, yolunu gözlediği birine sarılıp gibi sarıldı içine doldurdu kokusunu.
Tako giderek sakinleşti. Normale dönmeye başladı kadının aksine. Hiç bırakmak istemediği bedeni usulca bıraktı.
Bırakırken yavaşça kulağına fısıldadı kadının.
” Teşekkür ederim” dedi bir çocuk masumluğunu andıran ses tonuyla.
Tako kendine gelmişti de kadın niye bırakmıyordu onu. Parmakları birbirine mıhlanmış gibi çekilmek istemedi. Kendinden utandı. Arsızlık bu yaptığın annesin sen dedi kızdı kendine usulca sıyrıldı.
“ İyi misiniz” dedi aynı fısıltıyla. O an farketti Tako’nun bir ormanı andıran uçsuz bucaksız yeşilliklerini. İçi tazelendi.
Derinliklerinde kaybolmayı diledi o an. “ Bu gözler insana şükrettirir “ dedi içinden.
Tako kadına baktığında değişen göz rengi yeşilin binbir tonuna bürünüyor kadını hayrete düşürüyordu.
“ Yarabbi bilirdim ne büyük olduğunu lakin böylesi güzel yaratılmış olmak diğer kullara haksızlık “ dedi içinden.
Tako defalarca seslendi İbrin’e lakin Tako’nun gözlerinin büyüsüne öyle kapılmıştı ki duymadı bile. Ta ki beşinci seslenişine kadar. Tako elini kaldırıp omuzuna dokunacakken bir anda kendine geldi İbrin ve geri gidecekken poposunun üstüne düşüverdi. Şaşkınlık içinde konuştu.
“ Ben özür dilerim dalmışım işlerimi halledeyim siz duşa girin tekrar su gibi oldunuz” diyiverdi.
Hızla kalkarak yaş ellerini eteklerine sildi ve koşar adım çıktı. Kendini alt katta yer alan lavaboya attı ve biz gibi suyu yüzüne çarptı.
“ Yarabbi affet neler düşündüm ben öyle. Ne vardı o kadar o adamın gözlerine bakacak!!!! Lakin ben öyle güzel göz görmedim ki… Ne diyorsun İbrin sus susss!! Tövbeler olsun, Ahh ! Şu halimi bir gören olsa! Annesin sen anne üstelik adam küçük senden!!! Sen affet sen affet Allah’ım gaflete düştüm.
Bir an lavaboya tutundu. “ Yaradan sensin yarabbi günaha giren ben bu gözler insanı günaha sokar. İbrin aştın haddini bunlar nasıl kelamlar öyle!!!” Tekrar tekrar yüzüne çarptı soğuk suyu.
“ Yarabbi ben aciz bir kulum ama senin kudretinden sual olmaz. O gözler benim olsa olsa da her baktığımda şükür sebebim olsa. Günaha değilde sevaba girsem çok mu haddimi aşmış olurum.” Elini aynadaki yansımasına salladı. “ Olursun elbet senin ne haddine İbrinnn!!! Ah Yarabbi ben kalbime mukabiyyet olacak sınırı geçtim aştım… Sen aklıma mukayyet ol” diyerek yüzünü kuruladı ve çıktı kapıdan.
Tako giyinmiş halde salonda otururken bir an bilgisayardan kafasını kaldırdı ve beti benzi atmış kadına baktı. “ Kapalı kalan benim ama sen benden daha çok etkilenmiş gibisin “ dedi.
İbrin dönüp bakmadan cevapladı. “ Korktum bir an size bir şey oldu sandım” dedi.
Gün boyu Tako ile göz göze gelmemeye çalıştı. Akşam abisi almaya geldiğinde durgunluğu sürdü.
“ İbrin” dedi abisi. İbrin akşam güneşine rağmen kendisine gölge olan adama döndü bir an.
“ Efendim abi”
“ Hayırdır neyin var senin”
“ Bir şeyim yok abi “
“ İbrinnnn!!! Elimde büyüdün sen olmuş bir şey kötü bir şey mi oldu. ? “
“ Yok yok abi yoruldum sadece. “
Sıkıntı ile iç çekti abisi. “ İçime sinmiyor temizliğe gitmen. Fakat kimse iş vermiyor içerden çıkan adama… “
İbrin’in adımları abisinin önünde durdu. “ Abiiii!! Ne diyorsun sen Allah aşkına ben çalışmaktan memnunum üstelik çalıştığım ev çok rahat kendi evim gibi karışan yok neyi nasıl yaptım sorgulayan yok. Parasıda iyi. Memnunum ben halimden. Sende bir daha böyle şeyler söyleyip üzme beni “
“ Madem öyle ne diye bu haldesin” dedi abisi birden.
İbrin durdu. Burnuna dokundu bir an. “ Sakin kalacaksan anlatırım “
“ İbrin korkutma beni “ dedi abisi.
“ Öyle bir şey değil abi iyi bile sayılır”
“ Ne oldu o zaman “
“ Abi ben artık birine güvenmek istiyorum. İçimdeki şu güvensizlik bitsin istiyorum. “ dedi göğsüne vurarak.
Abisi tek kaşı havada baktı kardeşine. Devamını bekliyordu. İbrik abisinin elini tutarak banka oturttu.
“ Kolay şeyler yaşamadık. İkimizde. Yaptığım yanlış seçimin bedelini benden fazla sen ödedin abi. Hayatını çaldım senin. Aile olamadın sevdiğin kadını alamadın. Bense koskoca bir güvensizlik içine hapsedildim. Sen dışında etrafımdaki tüm adamlardan korkar oldum. Beş sene oldu abi gittiğim doktorlar kullandığım ilaçlarla ancak iletişim kurabildim. Bugün bir şey farkettim. Hayatım boyunca bu şeyle yaşayamam. Her an biri bir şey yapacak korkusuyla yaşayamam. “
Abisi eline uzandı kardeşinin. “ Ben sana bunu yıllardır söylüyorum. O piç piçlik yaptı diye herkes aynı değil diyorum. Gençsin güzelsin sendeki güzellik bende olsa ohoooooo” diyip güldü birde.
“ Yapma abi dalga geçme “
“ Ciddiyim kızım ben sen hiç aynada kendine bakmıyor musun “
Güldü İbrin. “ Bakıyorum bakıyorum lakin senin gördüğünle benim gördüğüm bir değil belli ki”
“ Herneyse. Bunu aşmana sevindim. İyi ol çok iyi ol isterim “ dedi kardeşini kanatları altına alırken.
Tako akşam yemeği için Neciplere geçtiğinde kızlar dört bir yandan etrafına sarılmış İbrin ile ilgili sorular soruyordu.
“ Hanginiz söylediniz abi alacağınız olsun” diye sitem etti Tako.
“ Asıl senin alacağın olsun. Aşık olmuşsun ve bunu en son yengelerin mi duyacaktı. Necip’in mekanınaki Kadir bile biliyor “
Tako bir den anlına vurdu. “ Hatırlatma şu geceyi…”
“ Tam üstüne bastınız demek her şeyi hatırlıyorsun mekanımın anasını ağlattın ulan “ dedi Necip tepesinde dikilirken.
Tako birden kafasını kaldırdı ve “ Abi senin dağıtmanın yanında benim ki ne ki “
“ Sus ulan “
“ Konuyu sen açtın susmam.” Dedi ve birden Nazlıya döndü. “ Seni bulamadığı gece tek başına mekanın altını üstüne getirdi. Onu anlat asıl sen”
Necip birden Tako’nun üstüne yürüyecekken Nazlı araya girdi.
“ Hayatımmmm sen bir dakikalığına yuları gelir misin benim sana söylemem gereken bir şey vardı. “ dedi birden.
Necip küfürler ederken Nazlı elinden tuttuğu adamı yukarı çıkardı. Kaşları çatılan adamı yatak odasına soktu ve kapıyla arasında sıkıştırdı. Yüzünün dört bir yanını öpmeye başladı. Dudaklarında durdu.
“ Çok mu aradın beni” dedi Nazlı cilveyle.
“ Nazlıııı!!!” dedi Necip uyarır tonda.
Nazlı uzanıp dudaklarından öptü adamı. Necip’in kaşları düzeldi tebessüm belirdi yüzünde.
“ Söylesen ölür müsün”
Karısının saçlarını okşayan adam belini kavradı ve “ Gittiğin andan başlayarak her dakika aradım bulamadıkça delirdim” rahatladın mı.
“ Hımhıııı “ dedi Nazlı gülerek.
“ Gülme şöyle yoksa aşağıda millet var demeyeceğim “ dedi ciddiyetle.
Nazlı hızla sıyrılıp çıktı Necip’in kollarından.
“ Yok yok aşağı inelim rezil olmaya niyetim yok “ dedi ve kapının kolunu aşağı indirdi çıkmak için. Çıkarken kalçasına indirilen sağlam bir şaplak ile tiz bir çığlık attı. Aniden durdu ve arkasındaki adama baktı.
“ Necippppp! “
“ Necip kurban olsun sana. İçimdeki ateşi yaktım kadın akşama söndürmezsen fena olurum haberin olsun “
“ Alacağın olsun “ dedi Nazlı suratını asarak.
“ Var bir alacağım ama gecenin ilerleyen saatlerinde” dedi gülerek ve Nazlıdan önce indi merdivenlerden.
Nazlı poposunu ovarak indiğinde görüş alanına girer girmez elini çekti.
Aşağı indiklerinde Tako konuştu. “ Haftaya benim evdesiniz haberiniz olsun” dedi birden.
“ Ahhh sende yaşlanıyorsun 28 mi oluyordun” dedi Ali Tahir.
Güldü Tako. “ Evet. Hem kızlar İbrin ile tanışma fırsatı bulur. Yenge kontenjanından değerlendirme yapsınlar bakalım oluru var mı bu işin “
Güldü Ali Tahir.
Gece bitti. Ali Tahir ve Serçe el ele bindi araca.
Ali Tahir sevdiği kadına baktı. Zamanı diye düşündü. Evlenmeli bu kadınla. Son zamanlar da aldığı tedavi oldukça işe yaramıştı. Üstelik içi Serçeye dokunma isteği ile doluyordu.
Tako evde çalışırken İbrin etrafı temizliyor mümkün mertebe yan yana gelmemeye çalışıyordu.
Tako “ Buldum “ diyerek bağırdı ve hızla Deniz’i aradı.
Deniz geldi. İçeriye doğru Denizle birlikte yürüyen Tako’yu görünce durdu.
“ Buldum ve bulduğum şeye sende en az benim kadar şaşıracaksın Deniz”
“ Tako Tako tam zamanında hafta sonu yönetim kurulu seçimi var ve bu işi ondan önce halledemesem bitmiştim. “ dedi.
Tako bilgisayar başına oturdu ve verileri açtı.
“ Şirkette 34İst176 plakalı tır görüyor musun. Mallar yükleniyor lakin tır sevkiyatı sizin belirlediğiniz noktadan 200 mt ilerideki bir depoya götürüyor. Depo memuru tırın girişini her seferinde onaylamış işin içinde olduğu belli üstelik malı indiren adamlar için ödeme alınmış fakat ortada adam yok. Muhasebeden her ay belli bir ödeme geçilmiş hesaba. Noksan karşılığı diye. Yani mal yükleniyor teslimat yerine varmıyor ama teslim edilmiş görünüyor mallar sayılınca eksik çıkıyor ve muhasebeci bunu hesaba yediriyor Noksan karşılığı olarak. Ve bir de genel giderler olarak. Dolayısıyla aktif ve pasif tuttuğu halde siz hesap yaptığınız da eksik bir rakam çıkıyor bu sadece İstanbul’da ki bir tır bunun gibi nicesi var diye düşünüyorum diğer şehirlerde. “
“ Bunun arkasındaki adam kim peki”
“ İşte asıl bomba. Aslan Miroğlu!”
“ Nasıl nasıl yanı abim mi !!!”
“ Evet. Üzgünüm ama tüm ailenin banka hesaplarına girmiş bulundum çünkü bana göre bunu ancak çok güçlü biri yapabilir. Ve abinin şahsi hesabından belli isimlere ödeme yapılmış. Bildiğim kadarı ile sizin böyle bir politikanız yok”
“ Elbette yok kurumsal bir şirketiz biz”
“ Üstelik şu yönetim kurulu toplantısı yeni yönetim kurulu başkanlığı seçimi olacak ve abin tuhaf bir şekilde üyelerle görüşmeler sağlamış.”
“ Ama babam beni bu işin başına getirdinde tebrik etti ve benim hakkettiğimi söyledi.”
“ Deniz gerçekten bu kadar fazla mı güveniyorsun”
“ Tekin sen abinlere güvenmez misin”
“ Kendimden çok güvenirim. Lakin bizde her şey ortaktır Deniz yani herkes yerini bilir. Ama abin 50 metre öteden nasıl biri olduğunu bağırıyor anlıyor musun “
“ Anlayamıyorum nasıl olur böyle bir şey!”
“ Deniz bundan önce daha büyük bir sorunun var bu işi halledemezsen holdingin yönetimi abine geçecek orası sana babanın emaneti yani böyle bir adama bırakmak istemezsin. Dahası var abinin bir kadından gayrimeşru çocuğu var ve yüklü miktarda kumar borcu.”
“ Tako neler söylüyorsun sen !”
“ Sen istedin ben buldum Deniz eğer dinleyemeyecek gibiysen susayım “
“ Hayır onu demek istemedim ben sadece hangisine şaşırmam gerektiğine şaşırdım her şey için teşekkür ediyorum sana borçlandım. Şimdi bu işi halletmem gerek Tekin ben geç olmadan kalkayım hemen” dedi ve hızla çıktı evden.
İbrin merakla Tako ve Deniz’i izleri durdu. Güzel kadındı bir an kendi ile kıyas etti. Sonra attı bu fikri üstünden.
Deniz sorununu çözmek içim giderken Takoya borcunu nasıl ödeyecekti?