Serçe nefes nefese odaya girerken herkes bir anda ona döndü. Ali Tahir hızla ayağı kalkarak Serçe’nin yanına geldi.
“ Ne oldu ne bu hal “ dedi endişe içinde.
“ Ali Tahir buldum aradığımız şeyi buldum” dedi heyecanla. Mutluluktan gözlerinin içi parlıyordu. Ali Tahir aldığı haberle bir an duraksadı ve yalpaladı. Adımları geri geri giderek koltuğa oturdu sessiz sedasız.
Duymaya ya da bilmeye hazır mıydı oda bilmiyordu…
Tako gün boyu çıkmadı evden. Huzursuzluğu katlandı durdu. Olanları düşündükçe bir yanı gümbürderken Ali Tahir ile olan tartışması ise mutluluğunu gölgeliyordu.
Kapının çalınması ile hızla kapıya koştu. Alparslanı kapıda görünce bir an hevesi kırıldı.
“ Ne o lan mutlu olmadın mı beni gördüğüne “
“ Yok abi yanlış anladın gel hadi” diyerek içeri buyur etti Alparslan’ı.
Alparslan içeri geçtiğinde bahçedeye yöneldi ve koltuğa oturdu. Tako ise tekli koltuğa oturarak eline aldığı kırlenti çevirip durdu.
“ Neyin var lan böyle ne bu hal Karadeniz’de gemilerin mi battı”
Güldü Tako. “ Daha beteri “
“ Oğlum kendine gel toparlan hadi anlat ne oldu”
“ Olanları biliyorsun… dedi ve gözlerini kaçırdı.
Şüphesiz aralarında Tako’nun en çok Ali Tahir’e düşkün olduğunu herkes biliyordu. Yaşanan kavganın boyutu düşünüldüğünde bundan etkilenme boyutununda herkes farkındaydı.
“ Takoo! Sen haklıydın. Sevdiği kadına yapılan muamele hoş değildi. Hepimiz farkındayız dinlemesi gerekirdi Ali Tahir’in ama oğlum sende biliyorsun huyunu ulan adam sinirlendi mi gözü kimseyi görmüyor ki.”
“ Abiiii bak çok gurur kırıcı laflar etti. Sende biliyorsun uyardım hemde defalarca. Aciz dedi abi. Yahu ben hayatımda ilk defa bir kadına aşık oldum onunda yanında itin götüne sokup çıkardı beni. Aramızda yaş farkı var biliyorsun kendimi o an çok yetersiz hissettim kötü hissettim anlıyor musun “
“ Tako bende diğerleride seni anlıyoruz. Ulan yeri geldi adam sinirinden aşkından öldüğü kadını dinlemedi döndü arkasını gitti. Serçe ile yaşadıklarını bilmiyor gibi konuşma. Haklısın tamam ama ne demek kardeşliği bitirmek. Seninde ortan yok oğlum”
Tako, yumruğunu sıktı. Gözlerini kaçırıp başka yere baktı. Alparslan durumu anlayınca uzatmadı. “ Hem ben başka bir şey için geldim”
Tako, Alparslan’a döndü bir anda.
“ Biz bebeğin cinsiyetini öğrendik “ dedi gülümseyerek.
O an Tako’ nun tüm havası değişti. “ Erkek mi “ diye tahminde bulundu Tako.
“ Yok!! Hem erkek hem kız ikiz lan ikiz “ dedi bir anda gür bir kahkaha atarak.
“ Siktir!!! İkiz mi ! Ben ikiz amcası mı oluyorum “ diyerek elindeki kırlenti fırlatarak Alparslan’ın üstüne bodoslama atladı.
Sevinç naraları atarken az önceki halinden eser kalmamıştı.
“ Lannn Tako !! Çekil üstümden lan hayvan herif. Sevincini başka türlü yaşayamıyor musun sen! “
“ İkiz be ikiz”
“ Çekil ulan baba olmasan nefessiz kalıp ölücem çekil dedim” dedi nefes nefese.
Ardından bir ses yükseldi.
“ Var mı ulan haberi bizsiz kutlamak” dedi Necip. Tako hızla Alparslan’ın üstünden kalkarken yüzü gülüyordu.
KerimŞah ve Necip onlara doğru yürürken Ali Tahir’in arkadan görünmesi ile Tako’nun yüzü düştü.
“ Abi hoşgeldiniz “ dedi. Kafasıyla Ali Tahiri işaret etti “ Biriniz hariç”
KerimŞah dudağının kenarını ısırdı gülmemek için.
Ali Tahir yanlarına yetiştiğinde Tako ona bakmıyordu. Ellerini cebine koymuş Necip ve KerimŞah ile konuşuyordu.
“ Şişşşhh” diye laf attı Ali Tahir.
Tako gözlerini kaçırarak baktı. “ Abi söyleyin şuna beni kardeşi kabul etmeyen insanlarla konuşmuyorum ben” dedi Necip’e dönerek.
“Ben dedim size deve kini var bu piçte diye” ekledi Alparslan.
“ Özür dilerim lan özür dilerim haddimi aştım affet” dedi Ali Tahir mahçup şekilde”
Tako’nun o an gönlü ferahladı. Üstünden koca bir yük kalktı lakin inadı önüne geçti.
Sessiz kaldı bir şey demedi. Ali Tahirin kaşları çatılırken KerimŞah konuştu. “ Oğlum galiba Necip kazanacak lan iddiayı “ dedi birden bire.
Tako hızla KerimŞaha döndü. “ Ne iddası “ dedi bir anda.
“ Alparslan ve Necip iddaya girdi. Necip o piç affetmez Ali Tahiri dedi büyük oynadılar haberin olsun” dedi gülerek.
Tako’nun kaşları çatıldı bir anda dört adamın üstünde gezindi bakışları.
O sırada Ali Tahir konuştu. “ Hadi lan uzatma Allah’ın hakkı üçtür bak üç günden fazla sürmez küslük” dedi.
“ Çok mu büyük oynadı Necip abi “ dedi Tako KerimŞaha dönerek.
KerimŞah kahkaha atmamak için kendiyle savaşırken “ Tahmin bile edemezsin “ dedi kaşlarını kaldırarak.
Tako bir an düşünür gibi oldu sonra hızla adımları Ali Tahir’e döndü hızla sarıldı. “ Affettin mi lan beni “
“ Ettim sende affettin mi beni “ güldü Ali Tahir “ Ettiim ulan ettim”
“ Bir daha kardeşliğimizi giyotinin önüne koyan ölsün mü “ dedi Tako.
Ali Tahir, Tako’nun saçlarını karıştırırken “ Ölsün lan ölsünn” dedi gülerek.
Necip bir anda Tako’nun ensesinden kavrayarak çekti.
“ Ulan it ! Normalde yüzüne bakmazsın ben iddaya girince affedesin mi geldi!!”
“ Bırak abi çocuğu Alparslan kazandı” dedi KerimŞah.
“ Bırakmam ulan bunun benim kazanacağım paralarla derdi var bak demedi demeyin.” Diyerek savuşturdu Tako’yu.
“ Bırak kardeşimi “ diyerek araya girdi Ali Tahir ve Tako’yu Necip’in elinden aldı.
Tako Ali Tahir’in arkasına geçerken muzipçe güldü. “ Ne kadar kaybetti” diye sordu.
Sorduğu soru üzene Necip Tako’yu kovalarken Tako bağırarak koşuyordu. “ İkizleri olacak ikizleri masrafı çok abiiii”
Diğerleri onların haline gülerken gerginliğin son bulması hepsine derin bir nefes aldırmıştı.
İçeri geçip oturduklarında Tako kahve yapıp geri döndü. Herkes kahvelerini içmeye başladığında Ali Tahir konuştu.
“ Tako bir durum var bilmem gerek” dedi. Tako ciddiyete bürünüp Ali Tahir’in ne söyleyeceğini beklerken Ali Tahir , cebinden çıkardığı bilekliği masanın ortasına koydu.
Tako önce bilekliğe sonra Ali Tahir’e baktı.
“ Abi sorun nedir?”
“ Tako ben bilekliğimi buldum ama bilekliğin diğer eşi İbrin de yani demek istediğim şey o bilekliğin onda olmasının mümkünatı yok normal şartlarda”
“ Abi neden olmasın ki belki buldu ya da yaptırdı ne bileyim”
Ali Tahir masanın ortasında duran bilekliğin madalyon kısmını çevirdi. “ Bak burada doğum tarihim yazıyor. Ablamın yani ikizimin de doğum tarihi yazıldı bilekliğe. KerimŞah o gece bakmış. 10.05.1989 yazıyor bu kadarı tesadüf olamaz bak biz bir araştırma yaptık ama bir şey çıkmadı. Benim o bilekliğe nasıl ulaştığını bilmem gerek onun mu değil mi bilmem gerek benim ablam evde çıkan yangında öldü anlıyor musun”
Tako kollarını önde bağladı ve bir müddet sessiz kalarak düşündü. Birden bire ayağı kalktı. Ali Tahir şaşkınlıkla Takoya bakarken Tako birden bire arkasına döndü ve “ Hadi ne bekliyorsun geç olmadan gidelim “ dedi.
“ Nereye gidiyoruz”
“ Bunun cevabını birinci ağızdan öğrenmeye gidiyoruz “
Herkes birbirine bakarken ayaklanıp araca bindiler.
Tako aracı sürerken ilk önce bir mağazanın önünde durdu.
“ Ne yapacaksın lan burada”
Tako,” Bir dakikaya geliyorum “ diyerek indi ve işini halledip geri döndü.
Bir müddet sonra tek katlı müstakil derme çatma bir evin önünde durdular. Hepsi teker teker aşağı inerek bahçe kapısından içeri girdi.
Tako önde yürürken diğerleri arkadan ilerledi. Az sonra bahçede Peri ve Dermanı koşuştururken gördüler. Peri, Tako’yu fark eder etmez bağırdı.
“ Tekinnnn abiiiiiii” diyerek hızla boynuna sarıldı.
Tako, Peri’yi etrafında dönderdi bir süre.
Derman’ın yanlarına gelmesi ile Peri’yi bırakıp selam verdi. “ Hayırlı akşamlar “ dedi.
Derman kaşları çatık halde baktı Tako’ya ve baştan aşağı süzdü. “ Hayırlı akşamlar.”
O sırada seslere çıkan İbrin bir anda karşısında Tako ve arkadaşlarını görünce şaşkınlıkla onlara doğru koştu. Bir yandan abisine bir yandan Tako’ya bakarken ortamı yumuşatmak adına konuştu.
“ Hoşgeldiniz kötü bir şey yok umarım” dedi hızla.
“ Hayır. Müsaitsen bir konu hakkında konuşabilir miyiz birkaç şey sormamız gerek” dedi Tako.
İbrin bir müddet abisine dönüp baktı ve tepki bekledi. Devran derin bir soluk aldı ve “ Ben Peri’yi uyutacağım. Siz şöyle oturun “ diyerek bahçedeki çardağı gösterdi.
Tako yanındaki kutuyu alarak Peri’ye uzattı. “ Bu senin için”
“ Bana hediye mi aldın “ dedi Peri sevinçle.
“Evet. Sen hediyeni odana götür hadi sonra nasıl olduğuna bakacağım tamam mı”
Peri” Tamam “ diyerek sevinçle odasına koştu. Devran arkasından giderken İbrin oturmaları için diğerlerine yön verdi.
Az sonra mutfağa geçerek çay koydu ve yanlarına geldi. Oturdu.
“ Ciddi bir şey mi var “ dedi İbrin merakla.
Ali Tahir derin bir nefes aldı ve “ Ben geçen gece için özür dilerim. Dinlemeden yargıladım “ dedi.
İbrin tebessüm ederek konuştu. “ Bazen olur öyle şeyler siz iyiyseniz sorun yok benim için siz bilekliğinizi buldunuz değil mi” dedi bir anda.
Ali Tahir cebindeki bilekliği çıkardı ve İbrin’e uzattı. İbrin bilekliğe bakar bakmaz şaşkınlıkla gözleri aralandı.
O sırada Devran tepsiye koyduğu çaylar ile birlikte yanlarına geldi ve çayları dağıtarak İbrin’in yanında oturdu.
“ Eyvallah “ dedi hepsi çayları alırken.
Devran sessizce otururken bir anda İbrin’in elindeki bilekliği eline alması ile iki kardeş göz göze geldiler.
Ali Tahir derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. “ İbrin , bu bileklik özel tasarım biri bende olan ötekisi ise senin kolunda. “ dedi İbrin’in kolundaki bilekliği işaret ederek.
“ Bu bileklik bana ailemden kalan tek şey. Diğeri ise ablamındı ama ben ailemi çocukken evde çıkan yangında kaybettim. Bu bileklik sana nasıl ulaştı bilmem gerek” dedi.
Devran huzursuzca kıpırdandı. İbrin bir an abisine döndü. “İbrin yapma “ dedi bir an Devran.
“ Abi bak bu ciddi bir mesele lütfen müsade et “ dedi İbrin.
Devran içine doldurduğu soluğu dışarı verdi. Kafasıyla onay verdi.
“ Bileklik benim değil. Ama sahibini tanıyorum “ dedi İbrin. Necip, KerimŞah Alparslan birbirine bakarken herkes İbrin’in ağzından çıkacak şeyleri bekliyordu.
“ Yaşıyor mu “ dedi. Ali Tahir titrek bir sesle.
“Bilmiyorum “ yani şöyle “ Uzun zamandır görüşmüyoruz “ dedi sıkıntı ile.
Ali Tahir’in yüzü hüzünlendi. Burun direği sızladı.
“ İbrin düzgünce baştan sona anlatır mısın bak bu bizim için çok önemli “ dedi Tako.
İbrin nefes aldı bir an ve “ Dilefruz !! Adı Dilefruz. “
Devran , Dilefruz’un ismini duyar duymaz kasıldı. Acıya büründü kalbi.
“ En yakın arkadaşım. Dostum. Hamileyken eşim tarafından satıldım. O zamanlar biz annemle Dilefruz’un ailesinin evine temizliğe gidiyorduk. Annem o evin hizmetlilerindendi. İlk zamanlar kimseyle konuşmayan içine kapanık bir çocuktu. Sonra benimle arkadaş oldu. Saçlarımı çok sevmiş annemin saçlarına benziyor der dururdu.”
Ali Tahirin gözleri İbrin’in saçlarına kaydı ve acıyla tebessüm etti.
“ Gel zaman git zaman çok yakın arkadaş olduk. Kardeş olduk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Sonra bir gün abim beni almaya geldiğinde abimi gördü. “ o an dönüp göz ucuyla Devrana baktı. Devran o sırada sıkıntı ile kollarını bağlamıştı ve dişlerini sıktığı belliydi.
İbrin derin bir nefes aldı ve devam etti. “ Abimi görünce aşık olmuş. Abimde ona aşık oldu. “ gülümsedi İbrin devam etti. “ Hemde ne aşk “ dedi gözlerinin içi gülerken.
“ Dilefruz’un babası Timur Mirhan Ahmedov! Karşı çıktı birlikteliklerine ama o ne kadar deliyse Dilefruz ondan daha deliydi. Dağ olup durdu babasının önünde en sonunda kabul etti babası ama şart koydu ikisinede. “ Devranın tek bir hatası olursa affetmem bırakacaksın” dedi.
“ Tamam öğrenmeleri gerekeni öğrendiler devam etme daha fazla “ dedi Devran.
“ İyiyim ben abi “ dedi İbrin ve devam etti.
“Beş sene önce kocam beni kumar borcu karşılığı sattı. Sattığı adamlar bana saldıracağı sırada Dilefruz da bebeğe aldığı kıyafetleri getirmek için evime gelmiş. Kapıda kocamla tartışınca Dilefruz benim bağırışlarımı duymuş. “
“ Sus İbrin sus kurban olayım sus” dedi Devran sitemle.
“ Abi ne olur müsade et yıllardır aradım bulamadık belki onlar bulur “ dedi gözleri dolu halde.
“ Abime haber vermiş hemen. Abim geldi can havliyle ile çıkan arbedede kocamıda adamlarıda öldürdü. Sonrada kapının önündeki çınar ağacında sallandırdı. “
Hüzünle omuzları çöktü İbrin’in. “ Bu olay hem benim hemde abimle Dilefruz’un sonu oldu. Timur Mirhan Ahmedov olayı öğrenir öğrenmez ilişkilerini bitirmesini söyledi. Dilefruz sözünden dönemedi abim cezaevine girdi. Gitmeden bir gün önce beni görmeye geldi. Bilekliğini bana verdi bu benim en kıymetli şeyim kolunda dursun hiç çıkarma benide unutma sakın “ dedi ve gitti.
Doğum günümüzün aynı gün olması tesadüf. Bir daha izine rastlamadık. Babası yurt dışına gönderdi diyende oldu evlendi diyende ama o günden sonra bizimle hiç iletişime geçmedi.” dedi. Gözünden düşen bir damla yaşı parmağının ucuyla sildi.
Herkes İbrin’in anlattıklarını nefessiz dinlerken Tako konuştu.
“ Peki ulaşmak mümkün değil mi yani muhakkak biri biliyordur ya da bir evrak bir iz…”
Güldü İbrin. “ Hayır mümkün değil. Babası çok nüfuzlu bir adam ancak o isterse size ulaşır. “ dedi.
Sıkıntı ile iç çekti Ali Tahir. “ Nasıl bulacağım şimdi. Kardeşim yaşıyor olabilir. “ dedi hızla.
“ Bir yolu var “ dedi İbrin bir anda.
“ Yapma İbrin sus artık “ dedi Devran sitemle ama İbrin’in susmaya niyeti yoktu…