Kızlar çalınan kapıyla birlikte birbirine bakarken İbrin ayaklanarak kapıya yöneldi. Merakla kimin geldiğini görmek için hızla açtı kapıyı.
Elbette karşısında görmeyi en son beklediği kişi Dilefruzdu.
Dilefruz’u karşısında görünce bir anlık şaşlıklıkla seslendi. “ Dilefruz!”
Dilefruz şaşkınlıkla karşısında duran arkadaşına bakarken hala kendisini içeri almayan kadına sitem etti.
“ Ağaç etmeye niyetliysen hiç almayayım”
“ Ahh! Yok ben bir anda karşımda görünce seni şaşırdım. “ diyerek hızla sarıldı arkadaşına kısa sarılma sonrası ayrılarak içeri buyur etti.
Dilefruz ayakkabılarını çıkararak içeri geçti. Kızlar içeride beklerken Dilefruz’un içeri girmesi ile bir anda hepsi şaşkınlıkla birbirine bakmaya başladı.
Dilefruz hepsine dikkatle baktıktan sonra arkadaşına döndü. “ Misafirin varmış ben sonra uğrayayım” dedi ve tam geri adım atacakken İbrin omuzlarından tuttu.
“ Hiçbiri yabancı değil gel hadi “ diyerek zorla o omuzlarından itti ve boş sedire oturttu.
Bir süre hepsi sessizlik içinde birbirine bakarken sessizliği bozan İbrin oldu.
“ Eee şimdi Alparslan’ın durumu nasıl peki bir dinleseydin en azından “
“ Aman İbrin ne bileyim ne durumda o sinirle çıktım geldim hoş umrumda da değil !! Hem sen benden yana mısın ondan yana mısın “ dedi omuzlarını düşürerek.
“ Yani elbette sen haklısın ama ben yine de dinlemenden yanayım kestirip atılacak bir mesele değil muhakkak bir açıklaması olmalı”
“ Katılıyorum Elif. İbrin haklı”
O sırada hastanede çıkış işlemlerini yapan Alparslan Elifin evden gittiği haberini almış aramaları sonuç vermemişti.
“ Açmıyor!!! Delireceğim. Ali Tahir senin bulacağın kızın ben …”
“ Tamam lan! Kızlarladır. Necip sen bir Nazlı’yı arasana “
Necip hızla telefonu eline aldı ve Nazlı’yı aradı. Telefon defalarca çalmasına rağmen açmadı Nazlı. “ Nazlı da açmıyor” diyerek telaş yaptı Necip.
“ Ulan tamam ikinizde ne hanımcı çıktınız be! Ben bir Serçe’yi arayayım”
Telefon defalarca çaldı ama açmadı Serçe. Ali Tahir’in kaşları çatıldı. “ Ne oldu lan. Suratın düştü.” dedi Necip gülerek.
Kızlar hep birlikte bahçeye çıktıklarında İbrin doldurduğu çaylarla masaya geçti. Herkes çayını alırken Serçe çalan telefona söylene söylene meşgule aldı.
“ Kızlar bu gece size ulaşamazlarsa neler olur biliyorsunuz değil mi” dedi Turna.
“ Ne olacaksa olsun hihhh!” Dedi üçü birden. Dilefruz olaylara yabancı kalırken Turna tekrar konuştu.
“ Tamam Elifin evini kadının biri basmış anladık. Necip’te çocuk diye diye delirtmiş Nazlı’yı. Peki sana ne oldu Serçe?” dedi Turna merakla.
Serçe çayından bir yudum aldı ve nefeslenerek masaya bıraktı.
“ Ne olacak en sonunda delirtecek beni!” dedi Serçe sinirle.
“ Ne oldu doğru dürüst anlatsana şunu”
“ Kas kafalı laf anlamaz öküz herif!!! Delirtecek beni en sonunda! Beklemekten kök saldım be “
“ Kime sinirli bu kız “ dedi Dilefruz yanında duran İbrin’e dönerek.
İbrin güldü. “ Kardeşine “
Dilefruz’un bir an kaşları çatıldı. O sırada çalan telefonu meşgule atan Serçe telefonu sertçe masaya bıraktı. “ Bunlar kesin hepsi yan yana daha çok ararsın Ali Tahir!”
“ Serçe. Ne yaptı Ali Tahir” dedi Elif.
“ Ay Elif şişti içim hiçbir şey yapmadı! Yapmayada niyeti yok”
“ E derdin ne o zaman “
“ Yahu bu adam benimle gönül eğlendiriyor!!! Hiç evlenmeye niyeti yok. O kadar ima ediyorum anlamıyor kas kafalı”
Dilefruz huzursuzca kıpırdandı. Elleriyle diz kapaklarını sıktı. Serçe Ali Tahir hakkında konuştukça hele de öküz dedikçe sinirle geriliyordu.
“ Öküz. Arkadaşlarım patır patır evleniyor bizimkinde tık yok. Ay yok ben ayrılacağım yeter bekle bekle içim şişti be”
“ Saçmalama Allah aşkına Serçe. Ali Tahir ölse bırakmaz seni”
“Hıhhhh! Umrumda bile değil! Ne hali varsa görsün. Yahu kaç ay oldu insan hiç bi anlamaz hayır gönlü yok demek ki. Bir de Necip abiye laf edersiniz. En öküzü benim ki be !”
“ Madem sevmiyorsun ayrıl o zaman ne diye hakaret edip duruyorsun” diye sertçe söylendi Dilefruz.
Herkes şaşkınlıkla o ana kadar sessizce kızları dinleyen kadına baktı. Gözler Serçe ve Dilefruz arasında gidip gelirken Serçe hızla kaşlarını çattı.
“ Ayrılacağım zaten! Senin öküz kardeşine mi kaldım ben!”
Dilefruz’un çene kası kasıldı. Sinirle soludu lakin sessiz kaldı.
Elbette bu sessiz kalış hayra alamet değildi. İbrin bakışlarını Dilefruz da gezdirirken ne denli gergin olduğunu görebiliyordu. Dilefruz kendine hakim olmaya çalıştıkça Serçe ,Ali Tahir hakkında durmadan söylenmeye devam etti.
En sonunda canına tak etti oturdu Dilefruz’un.
“ Mənə bax, o vaxta qədər susmuşam, bəsdir, mənim həddim var, igid adamdır, qardaşım.”
( Bana bak o kadar lafa sustum ama yeter benimde bir sınırım var yiğit adamdır benim kardeşim ) dedi Dilefruz sesini yükseltip ayağı kalkarak.
İbrin, Dilefruz’un kolundan tutarken Serçe geri kalmamış ayaklanmıştı bile.
“ Kime ne istediğimi söylerim. Hem nereden kardeşin oluyor senin!! Arkanı bile dönüp bakmadın giderken. Şimdi ne oldu da kardeşin oldu. “
“ Bana bak !” diyerek bir adım da Serçe ile arasındaki mesafeyi kapatan Dilefruz burun buruna gelmişti. Onu durduran Ali Tahir’in yankı bulan sesi oldu.
Kızlara ulaşamadıkça sinirleri gerilen adamlar alev topuna dönerken en son KerimŞahın Turna’yı aramasıyla hepsinin İbrin de olduğunu öğrenmişler ve onlara doğru yola çıkmışlardı.
“ Ne işi var lan kızların orada” diye sordu Necip.
“ Sabah uğrayacağını söylemişti Turna muhtemelen kızlar o sebeple oraya geçti. “
O sırada rampadan hızla geçen araçla Alparslan acıyla inlemişti. “ Yavaş sür lan şu aracı zaten tamponu hepten yaraladık. İyice kullanamaz hale getireceksin!!!” Diye Tako’ya söylenirken diğerleri Alparslanın haline gülüp duruyordu. .
“ KerimŞah Elifi ikna edersin değil mi? Oğlum ben onsuz ölürüm bak eğer ikna edemezseniz beni orada öldürüp gömün “
“ Tamam lan tamam! Sabahtan beri anamızı ağlattın be ikna edecek işte adam!” dedi Ali Tahir.
“ Sus lan her şey senin yüzünden zaten. Sen ne anlarsın sevda dan aşktan “
“ Yuh ulan adam aşkından ölecekti be” dedi Tako.
“ Lan siktir! Seven adam evlenir. Ne bekliyor o zaman “
“ Doğru abi ne bekliyorsun sen evlenmek için “
“ Lan bende evlenmek istiyorum ama yaşı küçük kızın hayatını hepten etkilemek istemiyorum hem ya yok derse”
“ Ali Tahir sen katıksız gerizekalısın kardeşim. Hayır sen kızın sana nasıl aşık olduğunun farkında mı değilsin yoksa işine mi gelmiyor. “dedi Necip.
“ Nasıl lan nasıl “
“ Ohooooo bunun aklı ayıkana kadar kız bunu terkeder haberi yok” dedi Alparslan.
“ Lan niye terkediyor beni! “
“ Oğlum çocuklar kısaca evlenme vaktin geldi Serçe de evet der diyor “ dedi KerimŞah.
“Evet der mi “ diyerek hızla ceketinin cebindeki yüzüğü çıkardı.
Ortaya uzattı herkes görsün diye.
“ Lan ben bunu Serçe bana geldiği gün ikinci şansı verdiği gün yaptırdım. Emin olamadım hiç. Yoksa şimdi alır kıyarım nikahı. “ dedi. Elindeki yüzüğe bakarak.
“ Oha lan seninde ortan yok. Adam yüzük yaptırmış” dedi Tako aynadan bakarak.
“ Seviyor, aşık ama cesaretsiz köpek” dedi Necip.
“ Sen bırak şimdi bana söylenmeyi kabul eder mi diyorsunuz”
“ Eder Ali Tahir ederrrr” dedi KerimŞah. Ali Tahir yüzüğü gülümseyerek cebine koyarken. Nihayet gelmişlerdi.
Araçtan indiklerinde bahçede Dilefruz’un olduğunu gördüklerinde öylece kaldılar. En önde Ali Tahir bir adım arkasında sağ ve sol kısımda kalacak şekilde KerimŞah ve Necip. Bir adım yanda ise bastonla ayakta duran Alparslan ve ona yardımcı olan Tako duruyordu.
Dilefruz ve Serçenin tartışmasına şahit olan beşli Dilefruz’un aradaki mesafeyi kapatması ile ters giden bir şey olduğunu anladı. Hemen sonra Devranın da kapıdan içeri girmesi ile eksik kimse kalmamıştı.
Ali Tahir gerilen ortamı dağıtmak adına seslendi. “ Serçe”
Dilefruz ve Serçe birlikte dönüp Ali Tahire baktı. Serçe aniden bir adım geri attı.
Ali Tahir yürüdü ve Serçenin yanına geldi. Ablasını yok sayarak Serçenin elini kavradı ve “ Bir sorun mu var “ dedi net bir ses tonuyla.
“ Yok!” dedi Serçe kaşlarını çatarak.
Ali Tahir Serçe’nğn elini kavrayarak uzaklaştı Dilefruz dan. Ablasını görmezden gelen Ali Tahir hızla KerimŞahın yanına geçti. O sırada sinirle Alparslan’a bakan Elif KerimŞah’ın masaya oturması ile gitmekten vazgeçmişti.
KerimŞah olayı baştan sona anlattı.
“ Bak operasyonda göstermelik bir sevgiliye ihtiyacı vardı. Kızın hasta olduğunu hepimiz sonradan öğrendik. Hastaneden nasıl kaçtı nasıl buldu Alparslanı bilmiyorum ama durum bundan ibaret. Yurtdışında bir hastahane ayarladım oraya nakil edildi bir daha rahatsız etmeyecek sizi söz veriyorum. “ dedi KerimŞah son sözlerini söylerken.
Elif Alparslan’a kırgınlıkla bakarken onu bastonla ve yaralı görmek canını acıtmıştı. Alparslan usulca yaramaz bir çocuk edasıyla karısına yaklaştı.
“ Bak bir suçum yok işte “ dedi.
Elif ilk önce gözlerini kaçırdı hemen sonra “ Daha iyisin ya “ diyerek cevapladı eşini.
“ İyiyim ben iyiyim. Benimle olduğunuz sürece ben çok iyiyim” dedi Elifin gözlerinin içine bakarak.
İkili arasındaki kırgınlığın bitmiş olmasına herkes mutlu olurken mahallenin gediklisi çöpçatan Haticesi bir anda damladı.
“ Hayırlı akşamlar. Aman aman misafir mi vardı pek kalabalık pek. Devran oğlum ben seninle konuşmak için gelmiştim” dedi yönünü Devrana dönerek.
“ Hayırdır abla gece gece bir sorun yok ya “
“ Yok ayol. Hayır hayır. Kız kardeşine kısmet var. Pek efendi pek yakışıklı. Seninle konuşayım dedim. İbrin abim der durur”
Devran bir anda soru soran bakışlarla İbrin’e döndü. İbrin kızarmış halde abisine bakarken Tako sertçe yutkundu ve yumruğunu sıktı.
Necip Tako’nun omuzunu sıkarak uyardı onu.
O sırada kaçamak gözler ile Tako’ya bakan İbrin Dilefruz’a yakalanmıştı. Dilefruz ikisinin arasındaki bakışmayı farkettiğinde birşeyler olduğunu anlamıştı. Arkadaşını iyi tanıyordu.
Devran o an kalabalık olmanın verdiği gerginlikle “ İyi tamam. Gelsinler bir tanışalım. “ diyiverdi geçiştirmek için.
Tako’nun yüreğine inan darbe bir an genç adamın dengesini kaybetmesine neden oldu. Onu tutan Necip oldu yine.
İbrin kederle ve hüzünle abisine bakarken cevapsız kaldı. Ne cevap verecek cesareti vardı ne de konuşacak mecali.
“ Ayyy pek iyi. Çok sevinecekler. Oğlan pek yakışıklı pek iyi durumda “ dedi Hatice Abla şen sesiyle.
Ortaya bomba gibi düşen konuşma hepsinin gerilmesine sebep olmuştu.
Dilefruz bir anda ellerini masaya vurarak kalktı. “ Olmaz o iş. Bizde size verecek kız yok “ diyerek bağırdı.
Hatice abla şaşkınlıkla ve korkuyla Dilefruz’a bakarken kadının yanındaki genç kız ise irkilerek annesinin kolunu tutmuştu.
“ Sen kimsin! Sana ne oluyor. Abisi olur dedi”
Dilefruz masanın arkasından çıkarak kadına adımladı. “ Yengesiyim ben. “ diyerek elini göğsüne vurdu.
“ Ben izin vermiyorum. Hem başkasına söz verdik”
Devran şaşırmış halde Dilefruz’a bakarken kadın tekrar konuştu. “ Nereden yengesi oluyormuşsun! Hem madem söz verdiniz nerde adam! “ diyerek üste çıkmaya çalıştı.
O sırada Dilefruz hızla masada duran çantasını aldı ve içinden nikah defterini çıkararak kadının göğsüne doğru itti hızla.
“ Al bak bakalım kapı gibi nikah cüzdanı var mı elimde!!”
Hatice abla kucağına atılan nikah cüzdanına baktı Devran ile gerçekten evli olduğunu görünce şaşkınlıkla Devran’a döndü.
“ Aşk olsun Devran!! Evlenmişsin haberimiz yok. İnsan hiç nikahına çağırmaz mı alacağın olsun” dedi sitemle.
Devran ne olduğunu anlamaya çalışarak hızla Hatice ablanın elindeki nikah defterini aldığında gerçekten de evlenmiş olduğunu gördü. Üstelik imza kendi imzasıydı.
Bir anda Dilefruz’a döndü. “ Dilefruz bu ne demek oluyor”
Herkes şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken Dilefruz kimsenin beklemediği bir cevap verdi ve “ Geçen geldiğinde kimliğini düşürmüşsün”
“ Eeee!!”
“ Esi seni mi bekleyeceğim kıydım nikahı”
“ Nasıl! İmzayı kim attı”
“ Ben attım! İmzanı senden iyi taklit ediyorum “
“ Ulan nikah memurunu nasıl ikna ettin”
“ He zor olmadı. Senin için 1.5 milyon dolar ödedim “
Devran ve Dilefruz konuşmaya devam ederken Necip gülerek KerimŞaha omuz attı.
“ Bu kadın manyak lan”
“ Abi bu kadarını ben bile beklemiyordum. Ciddi ciddi evlenmiş. Adamın ruhu duymamış”
Necip kahkaha ile güldü. “ Abi ben deli gördüm manyak gördüm ama böylesi hiç denk gelmedi. Zır deli lan bu!”
KerimŞah ve Necip gülerken Devran devam etti. “ Sen kafayı yemişsin”
Dilefruz sağlam bir tekme attı Devranın kaval kemiğine “ Bana bak boşanayım diye tutturma seni boğarak öldürürüm hem birazdan imam gelecek “
“ Yahu ben seninle evlenirdim zaten sen beden böyle gizli saklı yaptın bu işi”
“ Öğrenirsin birazdan” dedi ve omuz silkti.
Hatice Abla araya girdi. “Vallahi aşk oldun Devran”
“ Dur be abla. Ben bile yeni öğreniyorum evlendiğimi”
“ Yahu İbrini görmeye gelsinler mi bir şey de canım aaaa ağaç oldum kaldım”
“ Yok dedik ya kadın ne laftan anlamaz kadınsın! Başkasına söz verdik diyorum duymuyor musun”
“ Ee madem söz verdiniz nerede adam beni başımdan savmak için konuşuyor bu “ dedi Devrana dönerek.
Dilefruz sert bir nefes aldı ” Hasbinnallah” diyerek hızla Tako’nun yanına adımladı ve kolundan çekiştire çekiştire İbrinin yanına sürükledi. Tako nereye sürüklendiğini bilmeden öylece çekiştirildiği yere yürüdü. Az sonra İbrinin hemen yanında durduğunu farketti. Olanları idrak etmeye çalışırken konuştu Dilefruz.
“ Al bak damadımız. Az sonra imam nikahı kıyılacak istersen kal “ dedi. Umursamazca.
“ Ne yapıyorsun sen be kadın “ diye söylendi Devran.
“ Yengelik hakkım var üstünde. Ben böyle uygun gördüm kocacım” diyerek cevap dahi vermesine fırsat vermeden az önce kapıdan giren imama doğru koştu.
“ Oğlum bu kadın ciddi ciddi evlendirecek lan bunları” dedi Alparslan.
“ Abi bırakın ne yaparsa yapsın. Hayatlarına yediğim darbenin acısı hala hissediliyor uzak durun diyim aman ! “ dedi Necip.
“ Ben bu işin sonu nereye gidecek merakla bekliyorum “ dedi KerimŞah. Kızlar kendi aralarında konuşurken imam nikah için şahit gerek diyince Dilefruz bir anda KerimŞah ile göz göze geldi.
“ Gelde şahitlik et kardeşinin nikahına “ diyerek seslendi. KerimŞah Ali Tahir ile göz göze geldi ve Ali Tahiri eşlik etmesi için başı ile yönlendirdi.
İbrin ve Tako şaşkınlıkla birbirine bakarken Dilefruz İbrin ve Tako’yu omuzlarından iterek sandalyeye oturttu.
“ Hadi hoca hadi hızlı ol biraz “
“ Şahitlerde geldiğine göre başlıyorum”
“ Dilefruz sen ne yaptığını biliyor musun “ diyerek kızdı Devran.
“ Biliyorum! Ben böyle karar verdim dağ olup önümde dursan yıkar geçerim bilmiş ol var bir bildiğimiz kocam. Hem bak ikisinin sesi çıkmıyor işte” diyerek Devranın konuşmasına bile fırsat vermedi.
“ Hadi hoca hadi başla sırada bekleyen var” diyerek İmamın başlaması için elini savurdu.
“ euzu billahi mineşşeytanirracim diyerek İbrin’e döndü. “ Mehir ne istersin kızım “
“ Ya hoca 5 kilo has altın” dedi Dilefruz atlayarak.
“ Kabul ettin mi “
“ Ettin “ dedi Tako.
“ Sen Tekin Ağlamaz’ı kocalığa kabul ettin mi “ diyerek üç tekrarda İbrinin Evet cevabını aldı.
“ Sen İbrin Tetik ‘ i karılığa kabul ettin mi “ diyerek üç cevapta evet cevabını aldıktan sonra şahitlerinde evet demesiyle nikah akdini sonlandırdı.
İbrin ve Tako ne olduğunu bile anlamadan Allah katında karı koca olmuş şaşkınlıkla birbirine bakarken Dilefruz onları kaldırarak Devran ile birlikte oturmuştu. Ali Tahir masadan kalkarken Dilefruz şahitsiz kalınca Necipe seslendi şahitlik için.
Necip Kerimin işareti ile sessizce oturdu.
Dilefruz kolundaki saate baktı ve “ Hadi hoca hızlı ol mehir istemiyorum hızlıca kıy nikahı”
İmam hızla kıydı nikahı Dilefruz ve Devran da Allah katında karı koca olmuştu artık.
İmam nikah akdini sonlandırır sonlandırmaz üç el silah sesi duyuldu. KerimŞah ve Necip hızla belindeki silaha sarılınca Dilefruz eliyle işaret etti. “ Sakin olun sakin tehlikeyi atlattık” dedi.
Dilefruz’un söylediklerine rağmen tetikte bekleyen adamlar bahçe kapısından içeri giren adamlara döndü. Korumaları aşıp gelen adam sinirle ve büyük bir öfke ile Dilefruz’a baktı. İbrin korkuyla Tako’nun arkasına saklanırken Alparslan Elifi korumak adına sarılmıştı. Devran karşısında gördüğü adamla gerilirken sinirle çenesi kasıldı.
“ Dilefruzzzzzz!!!” diye kükreyen ses ile birlikte herkes dikkatle yüzünde ciddi bir kesik olan korkutucu bakışlarını bir ok gibi fırlatan adama bakıyordu.
Dilefruz herkesten farklı olarak daha rahat ve sakindi. “ Buyur MirAli”
“ Qardaş deyəcəksən” ( Abi diyeceksin !) diyerek bağırdı isminin MirAli olduğunun öğrenildiği adam.
“ Ne isteyirsen MirAli”
“ səni almağa gəldim”
“ Mən ərimlə qalacağam, evləndim” dedi Dilefruz nikah cüzdanını kaldırarak.
Mir Ali aradaki mesafeyi kapatarak hızla nikah cüzdanını aldı. Açıp baktı ve birden sinirle Dilefruz’a fırlattı.
Sinirle dişlerinin arasından konuştu. “Dəlisən, bu nə deməkdir, atama nə cavab verəcəksən?”
(Sen delirmişsin babama ne cevap vereceksin )
“ Atamın əllərindən öpürəm, tezliklə nəvələrini gətirəcəm, narahat olmayın.”
( Babamın ellerinden öperim en kısa zamanda torunlarını getiririm merak etmesin)
MirAli sinirle soludu. Cevap vermedi. Başını hızla hemen ileride duran İbrin’e çevirdi. Ayağının altındakini taşları eze eze İbrin’e doğru yürüdü. Hemen önünde durdu.
“ İllər keçdi yadındamı nə demişdim” (Yıllar geçti ne dediğimi hatırlıyor musun” )
İbrin kafasını kaldırdı ve MirAli ile göz göze geldi yıllar öncesine gitti…
Bundan yıllar önce MirAli İbrini evlerinde görür görmez aşık olmuştu. O zamanlar henüz 17 yaşında olan İbrin MirAliden korkuyordu. MirAli 9 yaş büyüktü İbrinden ve karanlık korkutucu bir tarafı vardı. Gözünü kırpmadan birini öldürecek kadar korkusuzdu. MirAli için İbrin bir takıntı haline gelmişti. En son 18. Yaş gününde Mir Ali İbrini kaçırmış İbrin o gün korku ile tüm gün ağlamıştı. O gün MirAli İbrini geri götürdü. Kıyamadı. Terketti sonra ülkeyi. Ve İbrini bırakır söz verdi. “ Karşına çıkmayacağım. Olurda kader bir gün seni karşıma çıkarırsa ve bekar olursan o zaman zorla da olsa nikahıma alacağım seni. “ dedi. İbrin o korkuyla evlilik kararı aldı. Yıllar sonra kocasının hayırsız biri çıkması beklemediği birşeydi. Yıllarca görmedi Mir Aliyi ta ki bu geceye kadar…
O gece Timur Ahmedov yaşlı olması sebebiyle oğlunun ülkeye dönmesini emrederek kızkardeşini getirmesini söylemişti.
Dilefruz o gün Devranın kimliğini götüreceği esnada abisinin geleceği haberini aldı. Abisinin kendisini götürmemesinin tek yolu Devran ile evlenmesiydi.
Öte yandan abisi ülkeye dönerse İbrin’i götüreceğini biliyordu. Abisini severdi lakin MirAli karanlık bir adamdı. Acımasız ve korkutucuydu. Üstelik İbrin’i üzeceğini biliyordu. Çünkü MirAli ne kadar severse sevsin başka kadınlarla olan münasebetleri karşı koyamadığı diğer yanıydı. Dilefruz’a göre abisi İbrin’i gerçekten sevse kimseye bakmazdı bile ama MirAli’nin hayatına giren kadınların haddi hesabı yoktu. Tüm bunlar bir yana MirAli İbrini sevmekten çok takıntı haline getirmişti.
…
“ Hatırlıyorum “ dedi İbrin titreyen sesiyle. MirAli korkutucu bi şekilde güldü. Tako kaşları çatık halde amiraliyle baktı ve İbrinin elini tutarak kendine çekti.
“ Cavan, sən kimsən məndən uzaqlaş.”
( Delikanlı çekil önümden sen kimsin )
“ Kocasıyım “ dedi Tako başımı kaldırarak.
MirAli duyduğu şey ile kasıldı ve yumruğunu sıktı. “ Bu nə deyir Dilefruz” dedi bağırarak.
“Düz eşitdiniz, bu adam onun əridir.”
(Doğru duydun bu adam onun kocası”
“ Bu işi sən etmisən, elə deyilmi?” dedi MirAli kükreyerek. (Bu işi sen yaptın değil mi )
“ Bəli etdim, yaxşı etdim qız sevir “
(Ben yaptım iyi yaptım)
dedi Dilefruz.
Biranda İbrin’e döndü. “ Sevmiyor musun söylesene abim duysun İbrin “
İbrin korkuyla baktı ve biranda “ Evet ben kocamı seviyorum “ dedi Takonun elini daha da sıkarak.
MirAli duyduklarıyla bir hayalkırıklığı yaşadı. Bir anda karşısında duran koruma yığına döndü.
“ Kişiləri toplayın, bizim burada işimiz yoxdur.”
( Topla adamları burada işimiz yok” ) diyerek arkasını döndü ve tozu dumana katarak çıktı bahçe kapısından.
Devran olan bitenden sonra öfkeli bakışları ile Dilefruz’a döndü “ Şimdi düştün elime “ diyerek Dilefruz’un üstüne yürümeye başladı.
Bir anda üstüne gelen Devranı görünce geri geri adımladı Dilefruz. Ve kaçmaya başladı.
“Neden haber vermedin bana “ diyerek Dilefruz’u kovalayan Devran iki adımda yakaladı ve belinden kavrayarak kolunun altına aldı. Oturduğu sandalyede Dilefruz’u dizlerine yüzüstü yatıran Devran hızla karısının kalçasına sert bir tokat atarken bir yandan kızıyor öte yandan kaçmasına engel oluyordu.
“ Ne olacak bu dikbaşlılığın be kadın !!! Haber versen evlenmezdi!! Ne olacak şimdi. “ diyerek ikinci tokadı Dilefruz’un kalçasına indirdi.
“ Yaktın beni be adam dur diyorum sana dur!” diyerek bağırdı Dilefruz.
“ Yetmez sana az bile “
“ Kardeşin o adamı seviyor! Eğer evli olmasa MirAli yi kimse durdurmazdı. “ dedi Dilefruz. Devran bi an söylenen şey ile durdu ve Dilefruz boşluktan yararlanarak kurtuldu. Elleri ile saçlarını düzelterek konuşmaya devam etti.
“ Sevmiyorsa boşanır !!!”
Devran ağır ağır ayağı kalktı. İbrin’e baktı. “ Sen bu adamı seviyor musun” dedi bir anda.
İbrin sıkıntıyla etrafında ona bakan gözlere baktı ve kafasını eğdi. “ Madem cevap vermeyeceksin boşasın seni” dedi Devran.
Tako İbrinin ağzından çıkacak kelimeleri beklerken kalbi ağzında atıyordu. “ Boşa kardeşimi ! “ dedi birden bire Devran. Tako sıkıntı ile iç çekti ce gözleri doldu. Ağzını açıp konuşacakken “ Seviyorum “ diyiverdi İbrin.