Yeni Üyelik
36.
Bölüm

36. Bölüm

@dilefruz

 

İbrin’in bir anda “Seviyorum “ demesiyle Tako bir anda İbrin’e döndü. Duyduğu şeyin gerçekliğini sorgularken İbrin tekrarladı.

“ Ben Tekin’i seviyorum “ dedi kendinden emin bir ifade ile.

Devran ellerini beline koyarak kardeşini baştan aşağı çatık kaşlar ile süzdü. “ Ben sana bu adamdan uzak dur dedim sen gidip gönül mü verdin İbrin!!!” dedi sitemle.

“ Sen gönlüne karşı koyabildin mi abi senelerce” dedi İbrin bir anda.

“ Aynı şey mi!”

“ Aynı şey değil ama aynı duygu abi. Git dedim olmaz dedim lakin şurası şurası susmuyor ben seneler sonra senden sonra başka bir adama koşulsuz güveniyorum abi “ dedi eli yüreğinin üstündeyken.

Devran hiçbir şey demeden arkasını döndü. Başını ellerinin arasına alarak kısa bir volta attı. Derin bir nefes aldı ve ellerini iki yana indirdi teslim olur gibi.

Arkasını döndüğünde Tako İbrin’in elini sımsıkı tutmuş dimdik karşısında duruyordu. Devran bir anda Tako’nun İbrinin yanında elini tutarken görünce sinirlendi.

“ Bırak lan kardeşimin elini” diyerek bağırdı.

Tako umursamazca daha da sıkı tuttu İbrin’in elini. Devran bir anda Tako’nun üstüne yürüyerek sertçe İbrin’in elini kurtardı.

O sırada Devranın yanında duran Dilefruz konuşacak gibi oldu lakin Devranın öfkeli sesiyle sindi olduğu yere.

“ Ulan daha resmi nikahın bile yok kardeşimle. Bana bak ayağını denk al dedim sana uzak dur kardeşimden “

“ Allah katında karım değil mi! Uzak falan durmam. İstediğin resmi nikahla kıyarız yarın olur biter ! “ dedi Tako kafa tutarak.

“ Olmayacak öyle bir iş boşa ulan kardeşimi”

“ Boşamıyorum karım o benim artık. Dünya önümde dursa yine vazgeçmem! “

“ Ulan ben senin “ diyerek bir anda Tako’ num yakasına yapıştı Devran. O sırada araya giren Dilefruz oldu.

“ Bırak be adamı seviyorlar işte ne laftan anlamaz adamsın”

“ Çekil önümden Dilefruz fena olacak yoksa” Dilefruz sinirle kenara çekildi.

“ Vermiyorum ulan kardeşimi! Dön evine hiç bir yere gelemez İbrin burada benimle kalacak” dedi kükreyen sesiyle. Herkes Devran ve Takonun arasındaki sürtüşmeyi izlerken Ali Tahir hızla Takonun yanında belirdi ve bir anda Dilefruz’un bileğinden kavrayarak kendi yanına çekti.

“ Verme ulan!!! Madem öyle bende vermiyorum ulan kardeşimi “ dedi Ali Tahir bir anda.

Dilefruz şaşkınlıkla Ali Tahir’in bileğini kavrayan eline baktı. “ Karım ulan o benim hemde çift nikahlı.”

“ İbrin’ de kardeşimin karısı şahidi de benim madem bize kız vermiyorsun bizdende sana kız falan yok yürü Tako gidiyoruz” diyerek bir anda hem Tako’yu hem Dilefruz’u çekiştirmeye başladı.

Dilefruz Ali Tahir’in çekiştirmesinle savrularak giderken bağırıp duruyordu. “ Boyun posun devrilsin Devran!!! Karını götürüyorlar karını daha gerdeğe bile giremedik be !!”

Kızlar Dilefruz’a gülerken Ali Tahir duyduklarıyla köpürmüştü bir anda kaçıp kurtulmaya çalışan ablasını bacaklarından kavrayarak omuzuna sırtladı ve söylene söylene araca yürüdü.

Devran öfkeyle köpürürken Dilefruz söylenip duruyordu. “ Sus be kadın sus “ diyerek ablasına söz geçirmeye çalışsada Dilefruz’un susmaya niyeti yoktu.

Ali Tahir hızla araca soktu ablasını ve koltuğa oturan kadını sertçe uyardı. “ Bana bak şu yaştan sonra eniştesinin katili olan kardeş damgası yememi istemiyorsan otur şu koltukta doğru düzgün yoksa bende deli tarafımı göstermeyi çok iyi bilirim “ diyerek işaret parmağını Dilefruz’a doğru salladı. Dilefruz kendi kanından olan adamın elbette nasıl bir deli olabileceğini çok iyi kestirdiğinden sessizce sindi koltuğa. Herkes araçlara dolduğunda Ali Tahir kontağı çalıştırdı ve ilerledi. Dilefruz cama tutunmuş kederle Devran’a bakarken İbrin ise hüzünle Takonun ardından bakmıştı.

Herkes teker teker evine geçtiğinde Ali Tahir ablasını kendi evine getirmişti. Dilefruz araçtan ağır ağır indi ve etrafı izleye izleye içeri adımladı.

Kapı eşiğinde parmakları ile oynayan kadına baktı Ali Tahir. Çatık kaşları ile izledi ve kafasını sağa çevirdi sinirle.

“ Serçe misafirimize yardımcı ol. Uzun süre kalmayacak zaten “ diyerek ardına bile bakmadan yukarı çıktı.

Serçe misafir odalarından birini göstererek temiz bir pijama takımı getirdi ve sessizce kapıya doğru adımladı.

“ Siz birlikte mi kalıyorsunuz?” dedi Dilefruz.

Serçe bir an duraksadı ve “ Evet “ diyerek çıktı odadan.

Odaya geçtiğinde Ali Tahir üstüne geçirdiği kısa kol pijama takımın düzeltiyordu. Serçe sessizce banyoya ilerledi ve pijamasını giyerek çıktı. Ali Tahir Serçe ile arasındaki mesafeyi kapatarak beline sarıldı ve “ Neyin var senin neden cevap vermedin aramalarıma tüm gün “

“ Yok bir şey iyiyim ben kızlarlaydık ondan cevap vermedim “ diyerek geçiştirdi Serçe. Ali Tahir daha da yakınlaşarak burnunu Serçenin burun girintisine soktu. Gözlerini yumarak kokusunu içine belki ve belli belirsiz bir öpücük kondurdu. Dudakları Serçenin omuzlarında dolanırken pat diye kapının açılmasıyla ikiside korkuyla birbirinden ayrıldı.

Ablasını karşısında gören Ali Tahir şok olmuş vaziyette kapıya bakarken Dilefruz hiç bir şey olmamış gibi kucağında tuttuğu yastıkla yatağa ilerledi ve yastığını yatağa atarak yatağa uzandı. Ali Tahir ve Serçe hayretle Dilefruz’u izlerken Dilefruz ellerini başının altına koydu ve “ Madem ben çift nikahlı kocamla kalamıyorum sen daha tek bir nikahın olmayan kızla aynı odada mı kalacaksın çok beklersin! “ dedi inatla.

Ali Tahir eli belinde ablasına bakarken Serçe ile göz göze geldi.

“ Biz birlikte yaşıyoruz “ dedi Ali Tahir bir anda.

“ Farkettim farketim. Hemde nikahsız. Ben kadın başımla bastım nikahı sen ne diye nikahsız yaşıyorsun kızla. Yoksa gönül mü eğlendiriyorsun “

“ Ne biçim laf o “

“ O biçim laf o seven adam sahip çıkar senin ki nasıl sahip çıkmak seni utanmaz !!! Buldun genç kızı kandır tabii”

“ Ne diyorsun sen be çık yatağımdan üstelik ben bu kadını canım pahasına seviyorum!!”

“ Hııı hııı kusura bakma şu an dinleme organınım üstüne oturuyorum yoksa gel anlat derdim ama neyse bırak kızım sen bunu bal gibi gönül eğlendiriyor seninle “ dedi Dilefruz Serçeye dönerek.

Serçe hüzünle Ali Tahire bakarak hırsla yatağa geçti ve yastığını sertçe yatağa vurarak kafasını koydu. Ardından sırtını dönerek uzandı.

Ali Tahir sinirle burun kemerini sıkarken Dilefruz’un tepesinde dikildi. “ Ya bu sen bela mısın gece gece yetmedi mi bu kadar aksiyon çık git yatağımdan”

“ Çıkmıyorum “ diye diklendi Dilefruz.

Ali Tahir sinirle soludu. “ İyi iyi çıkma!!! Belki aramızda sıkışıp nefessiz kalırsın da bizde kurtuluruz “ diyerek yataca yattı ve sırtını döndü.

Dilefruz kıkırdayarak uzandı yatağa. Üç kişi bir yatakta uyudular o gece. Serçe sinirinden Ali Tahir ve Dilefruz ise inadından çıkmadı yataktan. Sabah uyandıklarında Serçe ve Ali Tahir kendini yerde buldu. Dilefruz ise yatağa yatak bir şekilde elleri kolları ayakları açık vaziyette yayılmış tüm yatağı kaplamıştı.

Ali Tahir uykulu gözlerini ovuşturarak kalktı. Bir yandan tutulan belini tutarken öte yandan söyleniyordu. “ Ulan nereden aldım da başıma bela ettim bunu”

Serçe yerde oturur bir pozisyon alarak hafifçe doğruldu ve Ali Tahirin günaydın demesine dahi cevap vermeden banyoya girdi. Ali Tahir alt katta elini yüzünü yıkayarak mutfağa girdi ve kahvaltıyı hazırlamaya koyuldu.

Kendini affettirmek istiyordu. O sırada Dilefruz girdi içeri. Ali Tahir onu görmezden gelerek işine devam etti.

“ Kız senden evlenme teklif bekliyor “ dedi Dilefruz sessizliği bozarak.

Ali Tahir elindeki bıçağı sıktı ve burnundan sesli bir nefes alarak konuştu. “ Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma” diyerek susturdu. Dilefruz çantasını kontrol ederek “ Çıkıyorum ben “ dedi.

“ O adama gitmeyeceksin!” Dedi Ali Tahir sertçe arkasından.

“ İşim var işim “ diyerek kapıyı çarpıp çıktı Dilefruz.

KerimŞah restorandaki ofisinde otururken Necip hızla ve sinirle girdi içeri. “ SelamünAleyküm”

“ Ve Aleykümselam yine ne oldu bu ne sinir be abi sabah sabah “

“ Ben baba olmak istiyorum!!!!”

Güldü KerimŞah.

“ E babasın zaten. “

“ Öyle değil lan. İkinci çocuğu istiyorum istemiyor Nazlı. “

Derin bir nefes aldı gözü daldı KerimŞahın. “ Olsun abi zorlama kızı hiç olmazsa bir çocuğun var ya hiç olmasaydı. “ dedi KerimŞah ciddiyetle.

“ Ne demek lan o. “

“ Bir şey değil abi olur diyorum “

“ Neyin var lan senin! Bir şey var ben bu bakışı bu ses tonunu çok iyi bilirim. Ciddi bir şey var”

KerimŞah dudaklarını birbirine bastırdı ve dolan gözünden düşecek olan yaşı baş parmağı ile geri itti.

Necip hızla masaya eğildi. “ Ne oldu oğlum bir şey olmuş ne oldu!” dedi merakla ve fısıltıyla.

“ Abi biz… “ dedi ve kelimeleri düğüm düğüm oldu KerimŞahın.

“ Oğlum meraklandırma lan iyisiniz ikinizde iyisiniz değil mi “

“ Biz iyiyiz çok şükür çok iyiyiz ama abi biz çocuk sahibi olamayacağımızı öğrendik kısa bir süre önce “

“ Ne demek lan o nasıl çocuk sahibi olamamak!” dedi Necip duyduğu ile dehşete düşerken.

“ Abi bak kimse bilmeyecek söz ver bana “

“ Tamam lan tamam! Söz Hüma sözü”

“ Abi Elifin kaçırıldığı şu mesele. Turna adamların elindeyken bıçaklanmış ağır yaralanmış. Bende evlendiğimizde öğrendim. Bir dönem çocuk istedik lakin olmayınca hastaneye gittik işte “

“ Eeeeee”

“ Abi yaralanma olayından sonda Turnanın yumurtalıkları büyük ölçüde zarar görmüş. Yara düzgün bakılmadığı için iltihap kapmış ve yayılmış yumurtalıkları ne yazık ki kötü etkilenmiş. Doktor çocuk sahibi olamayacağımızı söyledi “ dedi KerimŞah ve dolan gözlerini avuç içleri ile silerek titreyen sesine engel olmaya çalıştı.

Necip duydukları ile zor bir nefes aldı. “ Olmaz lan başka doktora gidin eksik biliyordur o “

“ Abi son bir kaç aydır farklı doktorlarda test yaptırdık hepsi aynı şeyi söylüyor çok araştırdık yok kabullendik sonra Turna Elif ve Alparslan kendini sorumlu hissetmesin istiyor o sebeple saklıyoruz bu durumu. Kimse bilmiyor sen hariç “

Necip sıkıntıyla ensesini sıktı. “ Ağzımı sikeyim. Kardeşim özür diliyorum çok çok özür diliyorum senden ben ben farketmedim derdini bir de gelmiş burada…”

“Şşşhhh abi kendini şuçla diye anlatmadım. Biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı diğerlerinin durumunu biliyorsun malum…”

“ Tabi ki bana anlatacaksın lan. “ dedi Necip.

Konuşmaları Ali Tahirin içeri girmesi ile kesildi. “ Başıma bela aldım bela !”

“ Ne oldu “

“ Ulan geldi aramızda uyudu manyak! Madem nikahlı kocamdan ayırdın beni senin nikahsız kızla yatakta ne işin var diyor”

“ Doğru diyor “ dedi Necip.

“ Abi sus Allah aşkına . Bide gelmiş evlenme teklifi bekliyor kız dedi sabah sabah bayan bilmiş “

“ Ali Tahir doğru demiş. Nazlı da söyledi. Dün bayağı dert yanmış lan kız “

Ali Tahir bir anda koltuğa oturdu. “ Nasıl ciddi ciddi evlenmek istiyor yani”

“ Bu iyice alık oldu lan “dedi Necip.

KerimŞah söylenen şeyle gülerken Ali Tahir nasıl evlenme teklifi edeceğini düşünüyordu.

KerimŞah bu meseleyi halletmek için Hikmet Dededen yardım istemişti. İbrini istemek için hazırlık yapılmış bir anda gece İbrinin evine gidilmişti.

Ard arda korna seslerinin gelmesi ile Devran ve İbrin bahçeye çıktı.

Hikmet Dede eşiyle önde Tako hemen yanlarında girdiler içeri. Devran ayakta dururken Hikmet dede dikildi. “ Evlat Hayırlı bir iş için geldik “ dedi birden bire.

“ Buyurun hoşgeldiniz” dedi Devran, Hikmet Dedeye saygısından. Herkes teker teker içeri geçtiğinde Hikmet dede baş koltuğa oturdu ve kapıdan kaçamak gözlerle kendisini izleyen Periyi yanına çağırdı.

“ Bu evde bir prenses olduğunu duyduk. Tanışmaya geldik. Gel bakalım küçük hanım yanıma” dedi Hikmet Dede.

Peri annesiyle gözgöze geldi ve onay aldıktan sonra Hikmet Dede’nin dizine oturdu.

Hikmet Dede Peri’nin saçlarını okşadı ve sevdi. “ Buraya neden geldik biliyor musun Peri”

Peri bilmiyorum der gibi bir bakış attı. “ Tekin abini seviyor musun sen “ dedi bu sefer Hikmet Dede.

“ Çok seviyorum. Keşke babam olsa “ diyiverdi Peri.

Kahkahayla güldü Hikmet Dede. “ Eee görüyorsunuz emir büyük yerden! Elçiyede zeval olmaz malum.” Diyerek İbrini Devrandan istedi…

 

Loading...
0%