Merhaba , Nasılsınız? Keyifli gidiyor mu. Okuyup oy veren arkadaşlar yorum yaparsanız gerçekten çok mutlu olacağımmm. Sizi bekletmeden yazan biri olarak o kadarcık hakkım yok mu...:(
Dilefruz evden çıktıktan sonra abisi MirAli’nin yanına gitti. Zaman zaman anlayamasalar bile MirAli ona epey abilik yapmış korumuştu.
Sadece MirAli’nin kendinin farkında olmayışına, bunların getirisi olarak hayatı ciddiye almamasına kızıyordu aslında Dilefruz. Mesela abisi İbrin’e kafayı takmıştı ama farkında değildi takıntıdan öte olmadığının. Böyle güçlü bir adamın kendisini tanıyamayışına kızıyor her seferinde de abisi ile karşı karşıya geliyordu.
Kapıyı çalmadan içeri girdi Dilefruz. MirAli kafasını kaldırıp çatık kaşlarla baktı kardeşine.
“ Konuşmayacak mısın benimle “
“ Beni arkamdan vuranlarla konuşacak bir şeyim yok “ dedi MirAli öfkeyle.
Dilefruz masaya yaklaştı iyice. “ Vakti gelince bana teşekkür edeceksin! Her zaman olduğu gibi sadece kabullenmek istemiyorsun!”
“ Bu iş başka!”
“ Abiiii! Değil değil abi değil! Bak bana yahu sevgimden bırak başka adamla olmayı göz ucuyla bile bakmadım senelerce. Sen ne yaptın? Her gün başka bir kız vardı kolunda sen sevmeyi böyle bir şey mi sanıyorsun “
“ Dilefruz! Nasıl oluyor sevmek anlat bileyim”
“ Bak abi eğer sen gerçekten aşık olsan değil nikah dünya dursa önünde engel olursun be! “
“ Ben başkasının karısını alacak kadar kansız mıyım” dedi MirAli kaşlarını çatarak.
“ Abi!!! Sana evli dedik sende tamam diyip çekip gittin sorgulamadın bile gerçekliğini”
“ Gerçek değil mi yani”
“ Abi her şey gerçek. Ya bak sen evvelinden beri böylesin. Bir şey senin olmadı mı inat edersin huyun bu yahu 37 olacaksın be kendini tanı biraz”
MirAli huzursuzca kıpırdandı. “ Biraz öyle”
“ Yapmaaaa!! Biraz demek sana haksızlık!”
“ Bana bak gözlerimin içine! Öğrendin değil mi her şeyi öğrendin de o yüzden geldin. Yoksa kim seni getirebilirdi Türkiye’ye “
MirAli geriye yaslandı. “ Kardeşin mi gerçekten” dedi ciddiyetle kollarını bağlayarak.
Gözlerini devirdi Dilefruz. “ Öyle ikiz kardeşim hemde”
“ İbrin için değil benim için geldin değil mi”
Pes etti MirAli. “ Öyle senin için geldim. Seni paylaşmayacağımı biliyorsun”
“ Biliyorum! O yüzden bir haftadır Ali Tahiri takip ettiriyorsun değil mi ?”
“ Sen nereden öğrendin bu kadar şeyi”
“ Abi! İkiz kardeşim o olsa da ben seninle büyüdüm. Kan bağımız yok tamam ama biz kardeşiz tanıyorum seni”
“ Her neyse! Ne istiyorsun?”
“ Yanımda olmanı “
“ Nasıl “
“ Her zaman yaptığın gibi işte. “
“ Açık ol Dilefruz. Ben anlamam öyle dolaylı anlatımlardan “
“ Abi ben kabul etsemde etmesemde kardeşim o benim. Tüm gerçekleri bilen ilk kişisin sen. Ne yapacağım ben. Bu zamana kadar seni çıkmazdan kurtaran bendim şimdi benim yardıma ihtiyacım var. Yol göster bana”
MirAli sıkıntıyla iç çekti. İstemeye istemeye konuştu. “ Konuş Dilefruz konuş! Sen değil misin her zaman konuşulması gerektiğini düşünen “
“ Öyle ama yaşananlar annemle babamın benim yüzünden ölmesi…”
“ Çocuktun! O herif gerçeklerle ya seni kabul eder ya da bir abin var zaten ikinci olmasa da işime gelir şimdi ne yapman gerektiğine sen karar ver” dedi Mir Ali ciddiyetle. Dilefruz kalkarak oturan abisine arkadan sarılıp saçlarından öptü.
“ Sen iyi ki benim abim olmuşsun MirAli”
MirAli ayağı kalkarak kardeşini anlından öptü. “ Ben hep yanındayım. Tüm hatalarına rağmen. Git konuş. He bir de o it Devran seni üzerse onu yok ederim”
Dilefruz vurdu abisine” Kocam hakkında doğru konuş ona dokunanı ben yok ederim”
Güldü MirAli. “ Böyle mi oluyor sevmek denen şey.
“ Böyle tabi. Kimse kıymasın istersin. Dilerim gerçek sevgiyi tatma fırsatın olur “ dedi abisine sarılarak.
Hikmet Dede İbrini istedi ve Devran Perinin de onayı ile verdi. Düğün hazırlıkları için başlandı.
Tüm bu hengâmenin ortasında erkekler kızlarla uzun süredir vakit geçirmediği için bir mekan ayarladılar. Herkes tam kadro davet edildi. Yemekler yenildi.
Uzun süredir bir araya gelme fırsatları olmamıştı. Dilefruz bu gece konuşmaya karar verdi Ali Tahir ile.
Kadroya sonradan dahil olan İbrin, Devran , Dilefruz ve Denizde yemeğe davet edilmişti. Son zamanlarda yaşanan gerginlik sonrası güzel bir gece geçirmek hepsine iyi gelecekti. Yemekler yendiği esnada. Necip hazırlanan sahneye çıkarak mikrofonu eline aldı.
“ Kıymetli dostlar herkese iyi akşamlar ve afiyet olsun. Son zamanlarda hayatımızdaki kadınları üzdüğümüzü farkettik. Dolayısıyla böyle bir gece organize ettik. Hem özür dilemek için hemde gerginliğin ortadan kalkması için. O sebeple hazır mikrofon elimdeyken, hayatımın kadını için bir şarkı söylemek istiyorum. “ dedi Nazlının gözlerine bakarak. Herkes şaşkınlıkla Necipe bakarken o orkestraya komut verdi şarkı için.
Ve o eşsiz parça çaldı.
Barış Manço - Nazo Gelin. - Halhal
Akşam olup gün batınca
Dağlara hüzün çökünce
Lale sümbül boynunu eğip
Kurt kuzuya kem bakınca
Köye döner Nazo gelin
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke, çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar
Hal hal
Bir bakışı canlar yakar
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar
Hal hal
Ayağında gümüş, hal hal
(Ayağında gümüş, hal hal)
İnce nakış gümüş, hal hal
(İnce nakış gümüş, hal hal)
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke, çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar
Hal hal
Bir bakışı canlar yakar derken tamda Nazlının gözlerine bakıyordu.
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar
Hal hal
Necip büyük bir coşku ile şarkıyı söylerken herkes alkışlıyor Nazlı ise gülümseyerek eşini izliyordu. Necip sahneye o kadar hakimdi ki büyük bir özveri ile sonlandırdı şarkıyı. Ve sonra sahneden inerek Nazlının yanına geldi. Anlından öptü. Ardından cebinden çıkardığı kutuyu masaya koydu. Nazlı kutuyu açtığında gümüş işlemeli hal halı gördü. Necipe döndü gözleri ve yanağını öptü usulca.
“ Seni seviyorum çok çok çok teşekkür ediyorum “ dedi kulağına fısıldayarak.
Tüm çoşku devam ederken KerimŞah çıktı sahneye. Ve bende aşık olduğum kadına kendi şarkımı söylemek istiyorum “ dedi ve Turnaya döndü.
Mango - Haykıracak Nefesim Kalmasa bile.
Haykıracak nefesim kalmasa bile
Ellerim uzanır olduğun yere
Gözlerim görmese ben bulurum yine
Kalbim durmuşsa inan çarpar seninle
Herkes ritim tutarak eşlik ediyor Turna büyük bir aşkla eşine bakıyordu. Derin anlamlar içeriyordu şarkı ikisi içinde… Şarkı bitiminde Turnanın yanına gelerek kolunun altına aldı ve saçlarından öptü kokusunu çekerek.
“ E ben çiçeği burnunda biri olarak eksik kalmayayım “ dedi Tako.
Ayla Çelik - Bağdat
Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda 100 sene 1000 sene durabilirim
Ben Leyla’ı Mecnun’u Ferhat’ı Aslı’yı
Kerem’i bilmem ama
Bağdat’ı iki gözüm kapalı bulabilirim sözlerini söylediğinde İbrin oldukça duygusallaşmıştı. Tako sözlerini bitirip sahneden indiğinde yanına gelerek sımsıkı elini tuttu ve öptü.
Alparslan ağır ağır kalktı sahnedeki yerini almak için. Sahneye geçti ve o bombastik şarkı başladı.
Demet Akalın- Evli Mutlu Çocuklu
Yazgımla kanlı bıçaklı
Kalbim hep alacaklı
Hayalim üç kelime o da şöyle
Evli, mutlu, çocuklu
derken masadaki herkes gülüyor eğleniyordu.
“ Sen istedin bir göz Allah verdi iki göz “ diye bağırdı Necip. Herkes gülerken nihayet şarkı bitti Alparslan yerine geçti. Eşinin karnını öperek doğruldu ve yanağını öptü.
“ Ben de vurulmak istemiyorum bu gece o yüzden bende bir şarkı söyleyeceğim “ dedi Devran ve sahnede yerini aldı. Mikrofonu eline alarak kısa bir konuşma yaptı. “ Kıymetli dostlar kısa sürede yaşadıklarımı biliyorsunuz. İşte benim şarkım” dedi ve müzik başladı.
Cem Karaca - Bindik Bir Alamete Gideyoz Kıyamete.
Çete çeteye çatmış
Çete çete içinde
Battık buruna kadar
Cafer getir peçete
Amanieyynn derken Dilefruz öfkeyle bakıyordu. “ O sahneden inme sakın” diyerek bağırdı. Masadaki herkes gülerken elbette onlarda işin eğlencesindeydi. Devran şarkıyı bitirip geldiğinde Dilefruz dirseği ile karnına vurdu.
Devran kulağına eğildi. “ Ben sana asıl şarkının gecenin sonunda söyleyeceğim sevgilim “ dedi. Devrana bakarak yandan gözlerini kaçırdı Dilefruz.
Serçe Ali Tahire döndü. “ Eee sen bana şarkı söylemeyecek misin”
“ Ben bilmem öyle şeyleri Serçe bana göre değil hem”
Serçe omuz silkti yüzü düştü. “ Hadi Ali Tahir bir şarkı …”
“ Olmaz güzelim. Sevmiyorum ben öyle şeyleri hem.” Serçe hüzünle omuzlarını düşürdü.
“ Benim lavaboya gitmem gerek “ diyerek masadan kalktı Ali Tahir.
“ Lağım çukuruna düş emi “ diye söylendi arkasında Serçe.
Suratı beş karış oturdu masada. Herkes sevdiği ile dip dibe dururken o tek başına şarkı söylenmeyen tek kadın olarak bekliyordu.
“ Ben sana bu kas kafalıyı terk et dedim “ dedi Dilefruz.
Serçenin iyice suratı düştü. Önündeki yemekle oynamaya başladı.
O sırada çalan şarkının farkında bile değildi. Öylece önündeki yemekle ilgileniyordu.
Rafet El Roman- Evlenir misin Benimle
Bir umut gözlediğim
Yıllardır beklediğim
Kalbimin sahibisin sen
Çırpınıyor yüreğim
Ferman buyur ölürüm
Ömrümün sahibisin sen diye çaldı müzik. Sözlere eşlik eden erkek sesine merakından bakmak adına bir an kafasını kaldırdı Serçe ardından sahnede Ali Tahiri gördü.
Elindeki çatal o an şaşkınlıkla tabağa düştü. Ali Tahir adım adım indi sahneden. Serçeye doğru yürüdü ve şarkıyı söyleyerek elini tuttu ayağı kaldırdı.
“ Duy şu kalbimin vurduğu sesi
Dilerim bitmesin bu tutku, sevgi
Kulak ver dilimden dökülen sözlere
Bir söz, bir evet bana versene
Evlenir misin benimle” derken bir anda Serçenin önünde diz çökerek cebindeki kadife kutuyu çıkardı.
“ Benimle evlenir misin?” dedi Ali Tahir gözlerinin içi parlayarak. Serçe gözleri dolu halde etrafına baktı. Hepsi ayağı kalkmış onlara bakıyordu mutlulukla. Ardından önünde diz çöken adama döndü.
Çığlık çığlığa bağırdı.” Evet evet evettttttt”
Ali Tahir karşısında zıplayıp hoplayan öte yandan evet diye bağıran kadına gülümseyerek baktı. Serçe nihayet durduğunda pırlanta yüzüğü parmağına geçirdi. Anlından öptü.
“ Sen benim başıma gelen en kıymetli şeysin. Seninle bir ömür geçirmek için sabırsızlanıyorum “ dedi Ali Tahir.
Serçe bir yandan yüzüğüne baktı öte yandan Ali Tahire baktı ve parmak uçlarında yükselip sımsıkı öptü.
“ Ali Tahirrrrr”
“ Hımmmm”
Kulağına eğildi iyice. “ Bende seninle ayıp şeyler yapmak için sabırsızlanıyorum” dedi kıkırdayarak. Ali Tahir büyüyen gözlerle baktı Serçeye.
“ Sen çok fenasınnn” dedi.
Güldü Serçe ardından parmağını Dilefruz’a çevirdi. “ Bakkkkk! Gördün mü görümce görmeyim seni ömrünce!!! Çatla da patla kas kafalı değil işte benim sevdiğim” dedi böbürlenerek. Dilefruz dahil hepsi güldü Serçenin bu haline.
Herkes gülerken MirAlinin gelmesi ile gergin bir hava yerini aldı. Dilefruz koşarak gitti yanına. “ Ne işin var burada”
“ Sen yanımda ol demedin mi “
“ Dedim ama..”
“ Düşündüm! Sen haklısın ben sevmiyorum İbrini. Diğer konu içinde hep yanındayım”
İbrin stresle MirAliye bakarken MirAli adımladı ve İbrinin önünde durdu. “ Özür dilerim. Dünya ahiret bacımsın İbrin. Hayırlı olsun unutalım geçmişi sende beni abin bil” dedi.
İbrin Tako’ya baktı ve onay sonrası elini uzatan MirAlinin elini sıktı. “ Sağol abi” dedi.
MirAli Tako’ya döndü. “ Hakkını helal et delikanlı Dilefruz neyse İbrinde odur benim için bu saatten sonra.
“ Eyvallah “ dedi Tako.
MirAli Dilefruz’a doğru yürüdüğü esnada Denizi gördü. Kalakaldı. Deniz güldükçe kalbinde kurumuş otlar bile filizlendi.
Dilefruz’un yanına gitti. “ Kim bu kadın!”
“ Deniz Miroğlu abi hayırdır bir yerden tanıdık mı geldi”
“ Dilefruz”
“ Efendim abi”
“ Dilefruz şu sevda denen şey insanın yüreğini hoplatır mı “
“ Ne diyorsun abi sen “
MirAli Dilefruz’un elini tutarak kendi kalbine götürdü. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki Dilefruz’un gözleri kocaman oldu.
“ Aşık oldum! Aşık oldum Dilefruz!”…