Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@dilefruz


Kerimşah üstünü tamamen çıkardı ve giydiği pijama altı ile yatağa geçti.

Kollarını başının altında birleştirip gözlerini tavana dikti. Turnanın sözleri gelip geçti kulaklarından. Sahi ilk öpücüğümüydü. Bir kadının bu yaşa kadar böyle bir ihtimali yaşamaması mümkün müydü?

Öpüşmeyen biri sevişmemişte sayılırdı ozaman. Dudaklarını ıslattı. Kaşları çatıldı.

"Bu yüzden mi o kadar güzeldi o bal dudakların tadı" diye düşündü.

Daha önce hiç hesaplamadığı kadar çok sayıda kadın öpmüştü şüphesiz lakin bu başkaydı işte tadı damağında kalmıştı. Arsız gibi arzulatacak cinsten bir tada sahipti. İlk öpen kişi olmanın hazzını ilk defa yaşayan adam bir anda kendisinden sonra biri öperse diye düşündü ve bu düşüncesine kızıp sinirlendi. Bir anda yatakta doğruldu. Madem ilk ben öptüm benim olmalı ozaman diye düşündü. Sonra daha çok kızdı kendine.

Bir öpücük adamı böylesi dağıtırken aklına gelen düşünceler ile tokat yemiş gibi her seferinde yeniden kendine geliyor ve sıyrılıyordu düşüncelerinden.

İlk defa öpüşen birinin hiç sevişmemiş olma ihtimalini düşündü. Tertemiz pürü pak..

Sonra kadının çıplak hali belirdi gözlerinin önünde erkekliği sızladı bir anda.

Başının altındaki elini kurtarıp saçlarını geriye taradı. Kalkıp bir sigara içti. Duşa girdi. Lakin ne yaparsa yapsın kadının dolgun dudakları ve zarif gerdanını öpme dürtüsü ve hatta daha ileriye gitme isteğini atamadı içinden. Cebinden telefonunu çıkardı ve Ali Tahiri aradı.

Telefona ikinci çalışta açıldı. "Bana bir kız yolla esmer olsun" dedi boğuk sesiyle.

"Gece gece nereden esti" dedi Ali Tahir uykulu haliyle.

"Ali Tahir bu işin saatimi olur" dedi telefonda kükreyerek.

"Tamam kapat yarım saatte sende olur" dedi ve telefonu kapattı Ali Tahir.

Yarım saat sonra kapı çalındı ve siyah uzun saçlı bir kadın belirdi kapıda. Mini elbisesi ve ince askıları ile nice mankenlere taş çıkartacak cinstenti. Kerimşah kadını belinden kavrayıp hızla içeri aldı ve kucağına alıp odasına taşıdı.

Kadını büyük bir hırsla yatağa attı ve üzerindeki yerini aldı. Adamın isteği karşısında oldukça memnun olan kadın adamın isteklerini yerine getirmek için hemen soyundu. Kerimşah hiç durmadan kadının dudaklarına gömüldü ve öpmeye başladı. Öpücükleri sıklaştıkça şiddeti artıyor adeta tadına varabilmek için her yolu deniyordu. Öptü ısırdı ve hatta emdi lakin lakin yok oldukça sıradan ve tatsızdı.

Dudaklarını terketti ve boynunu öperek ilerlemeye başladı. Adamın saçlarını okşayan kadın adamın öpücükleri karşısında mum gibi eriyor ve kendine davet ediyordu onu.

Adamın iri elleri kadının göğüslerini yoğurmaya başlarken dudakları tekrar dudakları ile birleşti. Yabancı olduğu kadını defalarca öptü. Fakat sonuç değişmedi. Aynı tatsızlık yer buldu ağzında. O yavan sıradan anlamsız kekrek tat.

Elleri kadının göğüslerini bırakıp kalçalarına yerleştiğinde dudaklarından alamadığı tadın hırsıyla hiç beklemeden ıslanmış olan kadının derinliklerine daldı. Kadın adamın altında zevkten dört köşe olurken adam bugünkü yaşananları kafasından atamıyor ve kadınla adeta sevişmek yerine savaşıyordu. Bir süre sonra ikiside geldi ve adam kadının yanına attı kendini. Kadın doğrulup teşekkür etti ve adamın dudaklarını öpecekken kafasını yan tarafa çevirdi hızla. Kadın bu hareketi karşısında afallasada sessiz kaldı.

"Duşunu al ve git" dedi sert sesiyle.

Kadın hızla kalktı yataktan ve duşa girdi. Hızla elbiselerini giydi ve çıkıp gitti.

Kadının gitmesi ile Kerimşah ayağı kalktı ve duşa girip yıkandı. Buz gibi su teninden aşağı inerken içindeki ateş sönmemiş aksine daha da körüklenmişti.

Her tarafını yıkayıp çıktı tekrar duştan. Bu sefer bambaşka sorular belirdi aklında.
"Neden neden aynı tat yok diye" sordu kendi kendine.

"Belkide kullandığı rujdan dolayı" diye düşündü.

Kullandığı rujun markasını öğrenmem gerek diye not etti aklına.

Gece boyu döndü durdu ve sabaha karşı uyuyabildi ancak.

Sabah uyandı. Dolaptan çıkardığı mavi beyaz çizgili gömlek ve camel rengi bir pantolonu üzerine geçirdi klasik gümüş rengi saatini koluna taktı ve hızlı adımlarla arabasına ilerleyerek restorana vardı. İçeri girer girmez işletme müdürünü yanına çağırdı ve menüdeki ana yemeklerin baştan aşağı değiştirilmesini ve yenilerinin yapılmasını emretti.

Restoranı kapattırdı ve yapılan yemekler için tadım yapacağını belirtti.

Restoranın işletme müdürü hızla mutfak kısmına geçti ve patronun isteğini Turna başta olmak üzere mutfak çalışanlarına iletti.

Herkes şok olurken kimse bu ani değişimin sebebini anlayamıyordu. Turna işletme müdürü Alex Beye sebebini sorsa bile yeterli bir cevap alamadı maalesef.

"Akşam için menüyü sağlam hazırlayın lütfen restoran tüm gün kapalı olacak ve tadımı bizzat kendileri yapacaklar. Tanrı bizi patronun gazabından korusun" dedi ve bol şans dileyerek mutfaktan çıktı.

Mutfak çalışanlarının çoğu içeride çalıştığı için patronu bizzat görme şansları olmamıştı. Lakin hepsi onun ne kadar sert huysuz, zor ve üstelik mükemmelliyetçi bir kişiliğe sahip sık sık duyuyor ve bununla ilgili türlü hikayeleri dinlemek durumunda kalıyordu.

Turna iyi bir kaptandı iyi bir şefti bugüne dek yapılan yemekler ile ilgili en ufak bir şikayet olmamış ve Kerimşahın gazabına henüz uğramamışlardı.

Lakin bu gece ziyadesiyle nasibini alacaklardı.

Turna hızla bir menü hazırladı. Ana yemek hariç diğerlerine karışılmayacaktı.

Ana menü yemek için çeşitli alternatifler hazırlandı.
Mutfakta hummalı bir çalışma vardı ve Turna yemeklerle özel olarak ilgileniyor tadım yapıyor eksiklerin tamamlanması için yönlendirmeleri yapıyordu. Yardımcısı Mert ile birlikte sıkı bir çalışma sonrası ortaya çeşitli ve lezzetli bir menü çıkarttılar.

Tüm çalışanlar yemeklerin tadına bakıp onayladıktan sonra son iş patronun menüyü değerlendirip onaylamasına kalmıştı. Bu ani değişiklik mutfaktakileri yormuş öte yandan ise farklı deneyimler kazandırmıştı.

Alex Bey içeri girdi ve "hazırsa servise başlayalım" dedi çakır gözlerini yapılan yemeklere dikerek.

Turna arkasında duran ekibine baktı ve önüne döndü şaşkınca "Servisi biz mi yapacağız"

"Evet servis elemanlarının hepsi izinli. Sen Mert ve Zülal servisi başlatabilirsiniz" dedi.

Turna kafasıyla onaylayarak ilk önce Sac Tavayı servis arabasına koydu ve girmeden önce derin bir nefes alarak içeriye adımladı.

Mert servis arabasını iterek içeriye girdi ve Turna masadakilerin dikkatlice yüzüne bakmadan "İyi akşamlar" diyerek servise başladı. Mert ve Zülal Necip ve diğerlerinin tabaklarını masaya koyarken Turna elindeki tabağı patronunun önüne koydu ve "Afiyet olsun" derken karşısındaki adam ile göz göze geldi ve sözleri havada asılı kaldı.

Bir anda kendini toparladı ve geri çekildi. Şaşkınlıkla gözlerini Kerimşahın üzerine dikerken hala daha dün gece onu öpen adamın patronu olduğu gerçeğini aklı mantığı almıyordu.

Dahası bir kaç hafta önce bu adamı evinde bile yatırmıştı.

Kafasını hafifçe yana eğdi ve "Patron şu mu" dedi kafasıyla Kerimşahı işaret ederek.

"Evet Kerimşah ATMACA ve çok yakın arkadaşları başta kulağı kesik olan Necip Hakyemez şu ünlü meyhanenin sahibi neydi adıı... Heh" TÜRKAN " ve şu Necipin yanında oturan dövmeli olan Ali Tahir Kaygısız ünlü galerici... Milyonluk araçların satışını yapıyor. Ve Patronun yanında oturan şu dövmeli adam ne iş yaptığını bende bilmiyorum lakin patrona çok yakın olduğu kesin."

"Şu uzun saçlı olan peki? "

" Takoyu diyorsun. Yani Tekin. O mekanın güvenlik sistemleri ile ilgileniyor genellikle. Hepsi çok yakınlar muhtemelen o yüzden onları seçti tadım için "

" Peki madem umarım bu gece herşey yolunda gider. Alex Kerimşah Bey nasıl bir adam peki "

Adam derin bir nefes aldı ve" Bulaşmak istemeyeceğin türden bir adam karanlık yani nasıl desem onunla konuşurken bile ömrümden 5 yıl gidiyor "dedi.

Herkes yemekleri tadarken bir anda gelen işaret ile ikinci yemeğin servisi başladı.

" Etli firik Pilavı"

Turna bu sefer sadece uzaktan izledi. Adamlar öyle ifadesiz duruyordu ki anlaşılması güçtü

Diğer yemek geldi sonra" Hünkar Beğendi"

Hepsi yüzünde tek bir beğeni emaresi olmadan yemeklerin tadına bakıp durdu.

Liste; Tepsi Mantısı, Kilis Tava, Tereyağlı Kuru Fasulye, Beğendili Köfte ile devam etti.

Her seferinde Kerimşah bir kaşık alıyor ve memnuniyetsizce ağzını siliyordu.

"Hepsi bu kadar mı" diye gürledi. Sert bakışlarıyla.

"Son bir yemek kaldı Kerimşah Bey" diyerek Turnayı yönlendirdi Alex ve Turna elinde ki Tandır ile masaya geldi. Büyük Bakır tepsi içine hazırlanmış yemeği ortaya koydu ve eliyle servis etmeye başladı. Geri çekilip dikkatle masaya baktı.

Kerimşah elindeki çatalı sertçe masaya vurdu ve o sırada iştahla yemek yiyen dörtlü bir anda sıçradı.

"Yapabileceğinizin en iyisi bu mu? Ben size bu yüzden mi ödeme yapıyorum." dedi Turna ya bakarak.

"Eksik olan nedir" dedi Turna gözlerini milim kıpırdatmadan.

"Her şey eksik" dedi Kerimşah yüksek çıkan sesiyle.

Turna masaya yaklaştı hafifçe eğildi adamın elindeki çatalı aldı ve yemeğe daldırıp ağzına attı.

Masadakiler şaşkınlıkla kadının cesaretli halini izlerken Turna lokmasını yutup adamın önündeki şarabı alıp kafasına dikti.

Kerimşah hiç beklemediği bu hareket sonrası tuhaf bir şekilde kadını izlerken aynı şekilde masada bulunanlarda şok olmuş vaziyette kadını izliyordu.

Turna elindeki kadehi sertçe masaya vurdu ve "Kerimşah Bey yemeğin her hangi bir eksiği yok ziyadesiyle lezzetli hatta olağanüstü eksik olan tek şey sizin damak tadınız" dedi.

Masadakiler Kerimşahı dumura uğratan bu kadına hayranlıkla bakarken hepsi sandalyesine yayılmış tiyatro izler gibi ikiliyi izliyordu. O sırada hunharca yemeğini yiyen tek kişi elbette Takoydu.

"Siz benimle kafa mı buluyorsunuz Turna Hanım yemeklerin hiçbiri hemde hiçbiri olmamış" dedi sinirle.

Söz konusu yaptığı yemekler ise elbette altta kalmazdı Turna. Herşeye laf edilsindi ama söz konusu yemeklere gelince herkes durmalıydı.

Elbette hoşuna gitmeyen bir şey olabilirdi lakin bu adamın bunu bilerek yaptığı çok açıktı.

" Benimle kafa bulan sizsiniz asıl konu gerçekten yemekler mi yoksa sizin görmek istediğiniz başka bir hesap mı var" dedi kadın elleriyle masadaki örtüyü sıkarak.

Kerimşah hızla ayağı kalktı ve elindeki kumaş peçeteyi sertçe masaya attı masadan bir hışımla kalkıp arkasındaki sandalyeyi düşürmesi Mert ve Zülalin korku ile içeri kaçmasına sebep olurken Turna kendisine doğru gelen adamdan gözlerini ayırmadı.

Kerimşah kadının dibine kadar girdi ve eğilip yüzüne "Kendini fazla önemsiyorsun öptüğüm binlerce kadından farklı değildi seni öpmek" dedi.

Yalan külliyen yalan. Dün gece seni uyutmayan o öpücük değilmiydi be adam.

Turna ellerini yumruk yaparak sıktı. Sinirle soludu nefesini adamın yüzüne baktı ve arada boşluk kalmayacak şekilde dudaklarını dudaklarına değdirdi. Bu hareket adamın bir an ürpermesine sebep olurken milim kıpırdamadan konuştu kadın. Konuştukça dudakları dudaklarına değiyor her değişte adamın dikkati dağılıyordu.

"Haklısınız aynı seviyede bile değiliz. Belkide hayatın boyunca böyle temiz kalmayı beceremediğiniz için kendinizedir öfkeniz ve günah keçisi olarak beni seçmişsindir" dedi gözlerinin içine bakarak.

Temiz kalmayı başaramamak fırsat dahi verilmemişti ki...

Kerimşah dikkatle baktı kadına, sinirden gözü seyirmeye başladı. Turna adama hiç birşey olmamış gibi bakarken adam sinirle arkasını döndü ve çıktı. Diğerleri arkasından bakarken ağır ağır kalkıp onu takip ettiler.

Ali Tahir Turna nın yanına yaklaştı ve kolunu omuzuna koydu. Turna gözlerini Kerimşahtan alarak Ali Tahire baktı.

"Yemekler çok iyiydi onun söylediklerine fazla takılma" dedi gülümseyerek.

Turna "Teşekkür ederim" dedi ve uzaklaştı.

Kerimşah sinirle bara girdi ve locaya oturdu. Diğerleri onu izlerken "Derdin ne senin yemekler çok iyiydi özellikle tandır en iyisiydi" dedi. Necip.

Kerimşah öldürücü bakışlarını Necipin üzerinde gezdirirken sustu adam.

Turna mutfağa geçip "Herkesin eline sağlık çıkabilirsiniz çocuklar" dedi sakince.

Üzerini değiştirip dışarıya çıktı ve Aliyi beklemeye başladı. Ali hızla araçtan indi "Ablaaa" dedi heyecanla.

"Ne oldu sakin ol"

"Abla benim kız durum atmış sizin mekanda barda 10 dakika geçelim ne olursun abla"

"Ali uğraşamam hem kıyafetim uygun değil" dedi üzerine bakarak.

Ali aniden arabanın kapısını açtı ve içerideki paketi aldı. Kucağına tuttu kadının "Bak artık var gelirken aldım lütfen abla damsız almıyorlar kaç zamandır görmüyorum" dedi istekli bakışlarıyla.

Turna derin bir nefes aldı ve elindeki paketi tuttu "Tamam sadece yarım saat sonra çıkıyoruz" dedi kaşlarını kaldırarak.

Ali heyecanla arabayı kitleyip Turnanın koluna girdi ve Bara doğru ilerlemeye başladılar. Kapının önünde Turna giyinme odasına gidip Alinin aldığı siyah v yaka kolları uzun boyu kısa elbiseyi giydi saçlarını açıp havalandırdı sadece rimel ve allık sürerek çıktı odadan ve Alinin yanına geldi.

Ali elini Turnanın beline koyarak onu yönlendirirken yüksek sesli müziğin ortasında buldular kendilerini. Masalardan birine geçtiler ve az sonra Ali elinde iki kadehle geldi birini Turna ya uzattı.

Turna elinde kadehle oynarken Alinin gözleri bir yandan Sevdayı arıyor öte yandan Turna ablasını korumak için elini belinden ayırmadan sıkı sıkı kavrıyordu.

Locada oturan beşli yoğun bir sohbete dalmışken Takonun ıslığı ile herkes Tako ya döndü.

"Bu kadın aşık olunacak cinsten bir kadın hem çok iyi dövüşüyor hem çok iyi yemek yapıyor hemde inanılmaz iyi bir vücuda sahip" dedi gözleri Turnayı izlerken.

"Ne yazık ki tipim değil" dedi gözleri arkadaşlarına dönerken.

"Kimi diyorsun lan" dedi Necip.

Tako kafasıyla ileride bir kuğu gibi duran kadını gösterdi ve "Bizim Aşçı Turna"

Herkes doğrulup kadına bakarken Kerimşah özellikle yanındaki adama bakıyordu.

Adamın eli kadının belinde geziniyor ara ara kadının kulağına eğilip konuşuyor kadın ise gülerek karşılık veriyordu.

Sinirle sıktı dişlerini ve bir sigara çıkarıp içmeye başladı.

Bir yandan sigarasını içip öte yandan kadehindeki viskiyi yudumlayan adam kadehi boşalınca ayağı kalktı ve "Geliyorum hemen" diyerek yeni bir sigara paketi almak için ofise yöneldi.

O sırada lavaboya gitmek için çıkan Turna lavaboda ellerini yıkadı ve şakaklarına su sürdü.

Telefonuna bakarken bir anda çarpıştığı iri beden kadının duraksamasına sebep oldu.

Tam özür dileyecekken Kerimşah ile gözgöze gelince sustu.

Kafasını yana eğip adama dikkatle bakan kadın "Ne ne oldu" dedi çenesini dikleştirerek.

Kerimşah Turna ya doğru eğildi ve " Birkaç saat önce bana hayatı boyunca temiz kalmaktan bahseden kadın... Bakıyorum da bu kararından çabuk vazgeçmiş" dedi alayla.

Turna hayretle Kerimşaha baktı ve hayretle ağzı açıldı. Kerimşah Turnanın cevap vermesine fırsat vermeden yanından hızla geçti.

Kadın arkasından baktı ve" Heyy hey dur bakalım ne diyorsun sen açık konuşsana "

Kerimşah Turnayı duymamazlıktan gelerek ilerledi ve odasının kapısını açtı tam kapatacakken Turna eliyle kapıyı durdurup onu engelledi ve onunla birlikte içeri girdi.

"Ne demek istiyorsun açıklasana" dedi sinirle.

Kerimşah umursamaz bir vaziyette çekmecelerini karıştırırken aradığı şeyi buldu ve sigara paketini cebine koydu.

Doğruldu adımları odanın ortasında buluştu Turna ya baktı ve "Diyorum ki bu gece için seçtiğin adam... Seni mutlu edeceğine emin misin şu içerideki sarışın çocuk kirlenmek için iyi bir seçim gibi durmuyor" dedi. Yapbozun parçaları Turnanın kafasında birleşirken Aliden bahsettiğini anladı ve

"Senden iyi olduğu üzerine iddiaya bile girebilirim" dedi adama diklenerek.

Kerimşahın gözleri koyu bir hal alırken hızla Turnayı belinden kavradı ve "Denemek ister misin" dedi burnunu burnuna değdirerek.

Turna beklemediği bu hareketle uyuşurken bir anlık dağıldı ve adamdan kurtulmaya çalıştı aniden.

Kerimşah gitmesine izin vermeyip adımları ile Turnayı ilerletip sırtını kapıya yasladı ve kaçacak aralık bırakmadı. Koca gövdesi kadının küçük gövdesi üzerine düşerken kadının göğüsleri yukarı doğru fırlamış seyirlik bir manzara sunuyordu adama.

Korkusuzca baktı adama. Kerimşah kadının yüzüne düşen saçlarını kulak arkasına itti ve kulağına fısıldadı "Belkide kirlenmek için en iyi seçeneğin benimdir"

"Daha iyi seçenekler olduğuna eminim" dedi kadın kendinden emin bir vaziyette. Söyledikleri Kerimşahı kızdırdı lakin nefes alıp sakin kaldı.

Bir eli kadının gerdanında dolaşırken parmak uçlarında oluşan uyuşukluk kadının teninde yayılıp onu al aşağı ediyordu.

Tuhaf bir şekilde birbirine çekilen bu kadın ve erkek bir şekilde bir araya geliyor ve bu çekimi kuvvetlendiriyordu.

Adamın sıcak dudakları kadının yanaklarında ve dudaklarında gezindi. Turna hem istemediğini söyleyecek kadar cesur hemde gidemeyecek kadar tutarsız ve korkaktı. İçinde bir yerlerde sanki dalgalı bir okyanus büyük dalgalar halinde kıyısına vurup onu bertaraf ediyor ve etkisiz bırakıyordu.

Adam ise kadının dudaklarından aldığı tadın yoksunluğunu çekiyor bir bağımlı gibi kapılıp gidecek hale geliyordu.

Usulca öptü kadının dudaklarını. Tek bir öpücükle içine yayılan o yumuşak ve başıdöndürücü tat adamın gözlerini kapatmasına sebep oldu. Tekrar öptü. Her öpüşünde ağzında yayılan tat sanki şimdiye kadar yenilen tüm tatlılardan ve lezzetlerden öteydi. Elleri kadının sıcak belinde dolandı ve kadının ince parmakları ile buluştu sonrasında kadının avuç içini okşayan parmak uçları hafif ve nazik hareketleri ile kadını tam anlamıyla etkisi altına almıştı. Gözlerini açtı ve anlı kadının anlı ile buluştu. İkisininde nefesleri sıklaşmıştı.

Turna kuruyan dudaklarını nemlendirmek için yaladığında Kerimşah dudaklarını yalayan kadını öpme arsuzsuyla tutuştu.

Hiç düşünmeden kadının dudaklarına yapıştı amansız. Öpücükleri sıklaşırken kadının aralalanan dudaklarından içeriye sızan arsız dili kadının diliyle raks etti. Alt dudağını dişleri arasında yoğurup ezerken kadının onu karşılıksız bırakması şüphesiz adamın tüm erkeklik hormonlarını harekete geçiriyordu.

İçten içe Turnanın tadına doyumsuz dudaklarında mest okurken bir yanı ise karşılık alamadığı için hastalıklı bir adam gibi kıvranıyordu.

Şayet karşılık alsa durmayacaktı lakin kadın inatla ne karşılık veriyor ne de geri çekiliyordu.

Kerimşah onu harekete geçirmek için arsız bir çocuk gibi elinden geleni ardına koymamak için yemin etti içten içe. Alacağı karşılık sonrası hissettiği hazzı merak eden yanı onu kamçılıyor ve onu almak için deliriyordu.

Kadını baştan çıkarmak karşılık almak için yapamayacağı şey yoktu şu saatten sonra. Madem ilk ben öptüm ben kirlettimse bu dudakları, ancak benim kirim var olmalı bu dudaklarda diye düşündü.

Aksi aklının kapılarını zorladıkça içten içe bir hazımsızlık duyuyor ve rahatsızlığı artıyordu.

Hayatta herşeyi olan bu adam aslında tam olarak hiç bir şeye sahip olamamıştı ve şimdi madem hayat onu bir şekilde sınıyorduysa oda istediğini alacaktı.

Madem hayat hiç bir şeyi bana özel kılmadı bu kadın sadece bana özel olmalı diye defalarca kazıdı aklının duvarlarına. Başkalarının artıkları ile geçen çocukluğunu bir şekilde telafi etmeliydi hayat.

Yaşamı boyunca kendi elde ettikleri dışında hiç bir zaman bir en güzeli ve temizi onun olmamıştı ve şimdi bir şekilde bu kadınla yolu kesişen bu adam o bal dudakların tadına varmış sonra ilk deneyen olduğunu öğrenmişti.

Şimdi hayatla olan kavgasına yenisini ekleyecekti.

Şimdiye kadar sahip olmadığı tüm güzel şeylere karşılık bu kadın artık benim ve kirlenecekse bile sadece benimle kirlenmeli diye geçirdi içinden. Düşünceleri yoğunlaşırken kadının yanağına ılık bir buse kondurdu ve saatine baktı.

Saat yaklaşık gece yarısını 1 sularıydı.

Yavaşça kadının kulağına eğildi ve " İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir." dedi boğuk sesiyle. (Dostoyevski)

Sesli bir şekilde yutkundu. Ve bu saatten sonra benim tercihim sensin sen sadece ve sadece bana aitsin artık." dedi gözlerinin tam içine bakarak.

Kadının kahveleri yoğunlaştıkça gögüs kafesi hızla inip yükseliyordu.

Gökten hızla yere çakılmış ve o an ne yaptığının farkına varmıştı lakin herşey için çok ama çok geçti. Ağzını açıp konuşacakken sustu çünkü aklı ne söyleyeceğini bir türlü tartamıyordu. Dili lâl olmuştu.

Defalarca yankı buldu Kerimşahın tok sesi kafasının içinde "Ve bu saatten sonra yalnızca bana aitsin" Kadın adamın sözlerini düşünürken Kerimşah belindeki eliyle kadını kendine doğru çekti ve kapının kolunu aşağı indirerek dışarı çıkardı.

Yanından hiç birşey olmamış gibi çekip giderken arkasında kocaman bir soru işareti bıraktığından habersizdi.

İçeriye girdiğinde Ali hızla yanına geldi ve "Neredesin merak ettim abla" dedi endişeyle.

"Geldim çıkalım mı artık" dedi Turna hızla.

Ali başıyla onayladı ve Turna ile birlikte dışarıya çıktı.

Dışarıda gecenin ayazı kadının bacaklarından yukarı tırmanırken saçları arkaya savruldu.

Hızla arabaya bindi ve düşüncelere daldı.

Az önce hırsla ortamdan ayrılan adam tüm öfkesini ve sinirini geride bırakıp gelmişti arkadaşlarının yanına o gece hiç gülmediği kadar gülüp muhabbet etti.

Gece son bulurken bambaşka bir bilinmezliğin kapısı aralanmıştı bile.

En çok hangi karakteri sevdiniz?

İşin açığı ben en çok Necipi yazarken keyif alıyorum. Umarım sizde benim gibi benimsersiniz karakterleri.


Loading...
0%