@dilefruz
|
MirAslan giden kızın ardından baktı. Serpil... diye mırıldandı. Nihayet işler bitmiş Züleyha ve Şüheda işlerini bitirerek Ayşe Hatunun uzattığı zarfı alıp çıktılar. Kızlar konaktan uzaklaştığında hızla zarfı açtı Şüheda. Züleyhanın aklı daha çok kucağına ikinci defa düştüğü adamdaydı. " Züleyha kız 1000 liradan fazla para var burada. " dedi heyecanla. " Koskoca Kiziroğlu! Elbet fazla olacak ne sandın ya" dedi neşeyle. İki kız sevinçle yürüdü tüm yolu. Akşam MirAli için verilen yemeğe gelen davetliler afiyetle yedi yemeklerini. MirAli bulduğu boşlukta mutfağa giderek " Ayşe Hatun yokmu şu gül şerbetinden daha " dedi gözleriyle etrafı arayarak. " Var ya var olmazmı beyim. Dolapta. " MirAli hızla açtı dolabı ve kana kana doldurup içti. Bunu kimseye verme ben içeceğim hepsini böylesini daha önce hiç içmemiştim. Ellerine sağlık" dedi ve hızla çıktı mutfaktan. " Ben yapmadım ki... dedi Ayşe Hatun ama hızla çıkan adam duymadı bile. Sofraya geldiklerinde Dedesi yakın ahbabı ile sohbet ediyordu. " Ee Mustafa oğlanın da yaşı geldi geçiyor evlilik ne zaman" dedi içlerinsen biri. " Hayırlı bir kısmet bulursam oda olacak inşallah " dedi Mustafa Bey otoriter sesiyle. En son kahvelerin ikram edilmesinden sonra misafirler uğurlandı. " Dede nereden çıktı Allah aşkına şu evlilik muhabbeti " " Ne o! 32 oldun be küçülde cebime gir. Koskoca adam oldunuz ikinizde! Millet torun seviyor biz öylece bakıyoruz. Gece boyu Atıfın attığı havaları görmedin mi " dedi otoriter sesiyle. MirAli cevap verecekken hızla araya girdi MirAslan. " Ben evlenmeye karar verdim" Bir anda herkesin şaşkın bakışları MirAslana döndü. " Nasıl" dedi biranda dedesi. Sevinçle kahkaha attı Kiziroğlu Mustafa. " Hazırlıklara başlayın haber salın Alacalara hayırlı bir iş için gideceğiz " dedi. MirAli, MirAslanla yalnız kaldığında ona baktı soru soran gözlerle. " Ne oluyor lan! "
" Duydun işte evleneceğim "
" Lan duydum duydumda ne ara hangi ara karar verdin "
" Verdim işte lan evleneceğim! O kızı istiyorum. "
MirAli anlamayan gözlerle baktı kardeşine. " Doğru söyle! Sen kurşunu bacağın yerine kafana mı yedin"
Güldü MirAslan. " Yok kalbime yedim" dedi gülerek. " Sen ciddisin " dedi MirAli ciddiyetle.
" Ciddiyim sen benimle misin değil misin"
" Seninleyim lan tabi" dedi MirAslanın omuzuna vurarak. Sabah Ayşe Hatun Alacaların evine gitti. Serpil için yarın görücü geleceklerini söyledi. Bu habere evvela Zarife sonrada kocası Cengiz pek sevindiler. Kiziroğulları zengindi. Cengiz'e göre yağlı kapıya kapat atmışlardı, Zarifeye göre ise kızı zengin yere giderse kendisine faydası olurdu elbet. Koştur koştur hazırlıklara başladı Zarife. Evvela tüm evi baştan aşağı Şühedâ' ya temizletti. Az sonra Züleyha geldi. " Şüheda kız bu ne hal gözünün feri gitmiş " " Sorma başımıza geleni Serpile görücü var. Yağlı kapı olunca yenge ezan okunmasan dikti beni ayağı. Ayyy! Kız belim kopacak az sonra" dedi belini tutarak. " Kızı ne güne duruyormuş vay çıngıraklı vay" diyerek öne atıldı Züleyha. " Aman gitsinde geri dönüşü olmasın inşallah " " İnşallah inşallah! Sen onu bunu bırakta yarın akşam istemeye gel. Zengin yer fıstıklı baklava gelir kesin yeriz" dedi gülerek. Kahkaha attı arkadaşı. " Hee gelirim. Birde durum değerlendirmesi yapar bir güzel eğleniriz" O gün hazırlıklar yapıldı. Etraf temizlendi. Serpil kasım kasım kasılıp durdu zengin isteyen var diye. Saçlarını yaptı. Elbisesini giydi. Hemen sonra bir araç sesi duyuldu. " Ayyyy! Geldiler geldiler. " diye ciyak ciyak bağırdı Serpil. " Çık çık çık kızım az ağır ol! Taş yerinde ağırdır" diye söyle di babaannesi. Herkesler kapıya doluştu. İlk önce Fatma Hanım ile Kiziroğlu Mustafa girdi kapıdan. Sonra ise MirAslan ile onu iten GülAyşe belirdi kapıda. MirAslanı tekerlekli sandalyede görünce maaile birbine baktı. Serpil'in yüzü düştü rengi attı. Zarife desen kaskatı kesildi. Cengiz biran bakakaldı lakin Kiziroğlu Mustafa'nın selam vermesi ile hemen toparladı kendini. " Selamün Aleyküm" dedi Kiziroğlu Mustafa otoriter sesiyle. Herkes yerine geçerken az sonra Züleyha geldi. Kimseye görünmeden mutfağa geçti. Serpil'i burnundan sokarken gördü. Şühedaya omuz attı. " Kız bunun bu saçının hali be kuş yuvası gibi şahtı şahbaz olmuş" Gülmemek için dudaklarını ısırdı Şüheda. " Kız Şüheda hadi saçını geçtimde o simler ne? Ablasının düğününe hazırlanmış baldız misali kız bu hakikaten görgüsüz" diyince kahkahayı patlattı Şüheda. Serpil bir anda ayağı fırladı. " Hoşuna gitti değil mi! Seni kıskanç uğursuz! diyerek Şühedanın kolunu sıktı. " Çek elini be! Densiz " dedi Şüheda Serpil'i iterek. O sırada kızların sesine geldi Zarife Hanım. " Ne oluyor kız! Sesiniz ta içeri geliyor! " diyerek sessizce kızdı iki kızada. Serpil hızla annesine döndü. " Ölürümde o çolak, sakatla evlenmem!" dedi. " Sus kız ses gitçek içeri." " Giderse gitsin! Ben ömrümü tekerlekli sandalye iterek heba edemem!!!" dedi gözlerini belerterek. Züleyhanın jetonu o an düştü. " Kim kız bunu isteyen" dedi Şühedaya dönerek. Züleyha şok olmuş vaziyette açık ağzını kapadı eliyle. " Vay deli essahtan geldi istemeye şimdi yedin mi naneyi Züleyha" dedi kendi kendine. Serpil bir an ne yapacağını bilmeden içeri adımladı. Züleyhaya uzaktan içeri baktı. " Vay başıma gelen! Sahiden o " dedi Miraslanı görünce. Serpil içeri adımlayınca MirAslan ile gözgöze geldi. Şaşırdım sonra MirAslan çatık kaşları ile baktı. O an anladı kandırıldığını. Hemen sonra gözleri az ileride arkada ki Züleyhaya değince Züleyha gözlerini kaçırarak dudaklarını ısırdı mahçup halde. Serpil sıkıla utana " Hoşgeldiniz " dedi ve çıktı. Dedesi tam kızı isteyeceği sırada MirAslan dedesine eğildi. Kasabaya inen MirAli dolmuşun tekeri patlayınca geçe kaldı. Telefon edip geç kalacağını haber etti ailesine. Dolmuşçu tekeri değiştirdi ve yola koyuldu. MirAli eve gittiğinde ailesinin gittiğini öğrenince Alacaların evine doğru yola koyuldu atıyla. MirAslan dedesine eğilerek " Dede yanlış eve geldik" dedi fısıltı ile. Kiziroğlu Mustafa kaşlarını çatarak baktı torununa. " Ne demek lan ne demek yanlış ev" " Yanlış ev işte dede! Kız o kız değil " " Lan sen benimle dalga mı geçiyorsun it oğlu it!" dedi Kiziroğlu fısıltı ile. " Dede kurban olayım isteme kızı" " Ulan sen kafayı mı yedin. Kızı istemesem Kiziroğlu gitti almadan çıktı kız kusurlu demek der kızın adını çıkarırlar ben nasıl girerim bir masumun günahına! Madem bir bok yedin kendin temizle" diyerek bir anda kızı istemeye başladı Kiziroğlu Mustafa. Biraz önce dışarı çıkan Cengize bu işin olamayacağını zinhar kabul etmediklerini söyleyip durdu ana kız. Cengiz sıkıntı ile girdi içeri. Mustafa Bey söze başladı. " Allahın emri peygamberin kavli ile kızınızı torunuma istiyorum " dedi tok sesiyle. MirAslan sıkıntı ile anlını sıktı. Öfkeli gözlerini çekmedi Züleyhanın üstünden. ***
İçeride isteme olurken bir anda ahırdaki atın ardı ardına kişnemesi ile ahıra gitti Şüheda. İçeri girdi.
"Zülfikar oğlum nen var senin sakin ol içeride misafir var." dedi atını severek. At bir anda uysallaştı. Tam çıkacağı esnada ahırın kapısı açıldı ve Mahir abisi ile göz göze geldi.
Bir anda korktu ve damağını üç kere yukarı çekti Şüheda. " Abi korkuttun beni " dedi yüreğini tutarak. Mahir baştan aşağı süzdü Şühedayı. Kırmızı dudaklarına baktı parlak saçlarına. Yanına doğru yürüdü. Elini uzatıp saçlarına dokunacakken Şüheda bir adım geri çekildi. Mahirin yüzü düştü. " Bir kez olsun dokunsam saçlarına ölür müsün " dedi fısıltı ile. " Sevmiyorum abi " dedi Şüheda kaygıyla. Mahir yalpalayarak Şühedanın üstüne yürüdü. Şüheda geri geri giderken gelen kokuyla sarhoş olduğunu anladı. " Sen içmişsin " dedi titreyen sesine engel olmaya çalışarak. " Ne demek abi o ben ne yaptım sana " " Görmüyorsun değil mi görmeyeceksin. " " Neyi abi " " Abi diyip durma! " diye bağırdı Mahir. Sırtı taş duvara çarptı Şühedanın. Mahir kolları arasına sıkıştırıp burnunu gerdanına değdirdi. Şüheda korkuyla kasıldı gözleri doldu. " Abi çekil ne yapıyorsun" dedi Şüheda zorlukla. Mahir sertçe kafasının yanındaki duvara vurdu. " Sen beni sev diye gözünün içine bakıyorum be! " diye bağırdı. Sıçradı Şüheda. " Biz kardeşiz çekil abimsin sen benim hem halam..." Mahir sinirle soludu." Ne kardeşi Şüheda ne kardeşi! Seviyorum seni " dedi Mahir ağlamaklı. Şüheda Mahiri göğsünden itmeye çalıştığında sinirlendi Mahir bileklerini kavradı ve zorla yanağını öpmek istedi. " Çekil!!! Sevmiyorum seni çekil dokunma bana " diye haykırdı Şüheda. Mahirin sinirlerine dokundu o laflar. Daha da sıkı sıktı Şühedanın bileklerini. Şüheda Mahiri üstünden atmaya çalışırken Mahir daha çok sıkıştırır oldu. En son bacak arasına sert bir diz atınca Mahir acıyla geri çekilip yere düştü. Şüheda korkuyla koşup çıktı ahırdan. Nefes nefese salona girdi bir anda... Soluk alış verişini kontrol altında tutmaya çalıştı. Yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu. O sırada Kiziroğlu Mustafa Serpil'i isteme merasimine geçmişti bile. Kiziroğlu Mustafa'nın rengi attı. Kaşları çatıldı bakışları sertleşti. Cengiz korktu o an o bakışlardan. " Beyim lakin kızım gibi büyüttüğüm yeğenim var Şüheda" diyerek Şühedaya döndü. Zehra Ebe ve Şüheda şaşkınlıkla baktılar Cengiz'e. " Pek efendi pek hamarattır. Gelin diye onu alsan ya " dedi birden. Kiziroğlu Mustafa duyduğu şeyle şaşaladı. Ne diyeceğini bilemedi. Kapının çalmasıyla Şüheda korkuyla kapıya baktı. Yüreği ağzına geldi o dakika. Mahirse ne yapardı. Olanlar duyulsa köylüye rezil olurdu. Hele halası kesin öldürürdü onu. Kiziroğlu Mustafa ağzını açıp konuşacakken kapının tekrar sertçe çalınmasıyla korkuya kapıldı Şüheda ve birden atladı. " Ben razıyım beyim. Eğer kabul ederseniz evlenmeye razıyım " dedi birden bire herkes şaşkınlıkla birbirine bakarken Züleyha arkadaşına döndü. MirAslan hayretler içinde kaldı. Geri dönüşü yoktu artık bu işin ne Kiziroğlu kendisine tamam diyen kızı çevirebilirdi ne de MirAslan sözünden dönebilirdi artık...
|
0% |