@dileknars1
|

Nazın Ağzından ; Naz yavaşça yatakta döndü. Huzurlu bir uyku çekmişti günlerdir tatmadığı bir duyguydu. Uyku mahmurluğu üstünden kalkarken odunsu bir koku geldi burnuna çok güzeldi. Onu alıp farklı diyarlara götürebilecek kadar güzeldi. Naz bir türlü bulamadı kokunun kaynağını. Pencereye çıkıp bakmak istediğinde ise pencerenin altında ve bahçenin altında bir sürü siyah giyimli izbandut gibi adamlar gördü. Daha önce de görmüştü ama bu kadar değillerdi. Kimse kendini görmeden geri çekildi. Çok önemsemedi nasıl olsa bu gün gidecekti. Nereye gideceğini ne yapacağını bilmese de gitmeye karar verdi. Önce çalıştığı hastaneye gidip belgelerini alırdı. Sonra da başka bir yerde çalışabilmek için iş arardı. Belki birlikte çalıştığı Esra ona biraz borç para verirdi. En azından iyi kötü bir ev tutardı. Aslın da banka da biraz birikmişim de vardı ama şu an çekemezdim ne kimliğim ne de kartlarım yanındaydı. Hastaneden kendi isteği ile ayrıldığı için tazminat vermezlerdi. Allah yardım ederdi hele bir yola çıksın da. Banyo da işlerini halledip üzerime baktım. Doğru ya üzerimde pijamalar vardı bunları bana kimin giydirdiğini bilmesem de güzel bir pijama takımıydı. Kaç gündür kendimde olmadığım için fark edememiştim . Belki de yaşadığım şeyler çok ağır geldiği içindir. Bu halde hastaneye gidemeyeceğimi düşündüm. Aşağıya inip yardımcı kızlardan ödünç kıyafet isteyecektim. Ağır ağır merdivenin basamaklarından indim. Salonda bulunan masa görüş açıma girdiğinde onu gördüm Akın beyi ilk defa böyle dikkatli süzüyordum uzun boyu ve keskin bakışları vardı. Allah var çok yakışıklı bir adamdı. Sert çehresi biraz beni ürkütse de bana iyilik yaptığı için ondan korkmuyordum. Selam vererek karşısında durduğum da gözlerinden farklı duygular geçtiğine şahit oldum neydi bu bir türlü anlam veremiyordum. -Otur kahvaltını et dedi. Verdiği tepki biraz garip gelse de sesindeki oterite sandalyeye oturmamı sağladı. Sanki bir komut almış asker gibiydim bu adamın aurası beni çok etkilemişti. Masadaki yiyecekleri görünce şaşırdım , evet bizde çeşit çeşit yiyecekler ile kahvaltı yapardık. Zaten Türk milleti olarak serpme kahvaltı favorimizdi ama bu masadakileri bir orduya yetecek kadardı. Halbuki masada sadece o vardı. Bu kadar hazırlık çok fazlaydı israf ediliyordu resmen. Sonra içimdeki sese kızıp saçmalama naz adamın parası var ki yiyecek alıp yiyor sanane dedim. Yemeğimi bitirdikten sonra ona gitmek isteyeceğimi söylemek için onun gözlerine baktım. Yeşilin en güzel tonu olan gözleri benim yeşil gözlerim ile kesişti , bir an onu kıskandım benim gözlerim de yeşildi ama onunkiler çok güzeldi. Yanlış anlaşılacağımı düşünüp hemen çektim gözlerimi onun üzerinden. Aynı anda söze başlamak için yeltendik. -Sizinle konuşabilirmiyiz... -Konuşalım mı? Onun bariton sesi beni biraz korkutsa da birlikte salondaki koltuklara geçtik. O söze başlamadan ben ona her şey için teşekkür edip gitmek istediğimi söyleyecekken bana izin vermedi. -Naz gidecek bir yerin olmadığını biliyorum, başına gelenleri de biliyorum o yüzden burada kal gitme. Sonradan olacaklardan habersiz ,Karşımdaki adama karşı sempatim biraz daha arttı. Ama burada daha fazla kalamazdım gururum buna izin vermezdi hem dün bir bu gün iki bu adama nasıl güvenebilirdim. Yeterince yük olmuştum zaten gitmem en iyisiydi. Hem hangi sıfatla burada kalacaktım ki olmazdı. -Her şey için teşekkür ederim Akın bey ama burada daha fazla kalamam size de yeterince yük oldum gideyim ben. -Hayır olmaz gidemezsin. -Efendim ...Akın bey bakın ben burada kalamam. -Sana soru sormadım kalabilir misin demedim kal dedim o kadar. Adamın tavrı beni kızdırmaya başlamıştı bu adam kendini ne sanıyordu canım . -Ne demek istiyorsunuz , burada sizinle kalmayacağım kendinizi ne sanıyorsunuz siz. -Naz beni delirtme gitmeyecektin dedim sana. -Hangi hakla nasıl engel olacaksınız bana koltuktan bir hışımla kalkıp kapıya gitmek için adım attığım da koluma yapışıp beni kendine çekti. Çok yakındık bir nefeslik mesafe vardı aramızda boyum ondan kısa olsa gözlerimi çekmeden yüzüne baktım. Yüzünde hiç bir mimik oynamıyordu ama gözleri yeşilin en koyu tonlarında dolanıyordu. Kolum sanki bir kıskaç ile tutuluyor gibiydi çok sert şekilde tutuluyordu ama canımı yakmaktan çekinir gibiydi. İkilem için de kalmış gibiydi halı ve tavrı. Kolumu ondan kurtarmak için çırpınmaya başladım. Bir yandan da yüzüme doğru bağırıyordum. -Bırakın beni siz kendinizi ne sanıyorsunuz. Gidecek yerim yok diye bana istediğinizi yapabileceğinizi mı sanıyorsunuz. Ben sizin bildiğiniz kızlardan değilim bırakın beni. Beni arkasından sürüklemeye başladı nereye gidiyorduk bilmiyorum ama ona yumruk ve tekme atmaya çalışıyordum. -Siz aklınızı mı kaçırdınız nereye götürüyorsunuz beni. Aşağıdaki merdivenlere yöneldiğimizde ayağının arkasında tekme geçirdiğimde beni havaya kaldırıp sırtına attı. Sanki ben patates çuvalıymışım gibi davranıyordu. Çığlıklarım ve bağırışım arttığında birinin bana yardıma gelmesini diliyorum. O kadar yardımcı ve koruma vardı ama hiç kimse gelmiyordu. İç sesim söze girip “Salak onlar adamın çalışanları sana neden yardım etsinler dedi” o kadar haklıydı ki iç sesim kimse yardım etmeyecekti kendi başıma kurtulmalıydım bu manyaktan. Kırmızı tonlarında olan bir kapıya gelince kapıyı hızla açıp içeri girdi. Beni odanın ortasındaki yatağa attı. Hemen kendimi toparlayıp pijamamı toparladım. Bu manyak ne yapmaya çalışıyordu böyle. Çemkirmek için hazırlanırken yatağa üzerime doğru gelip beni ayağımdan çekip altına aldı. Şu anki pozisyonumuz hiç hayra alamet değildi. Adam resmen üstüme çullanmıştı sapık mıydı bu adam hiç öyle de durmuyordu oysaki. Odunsu koku bir kez daha burnuma geldiğinde inanamıyordum , bu sabahki koku ile aynı kokuydu. Yani bütün gece ben bu adamla aynı yatakta mı yatmıştım. Altında debelenmeye çalışırken gözlerinin daha da koyulaştığını görünce durdum Allah kahretsin hiç iyi bir durumda değildik. Tek eliyle ellerimi hapsine almışken diğer eli saçlarım da gezinmeye başladı. -Bende korkma güzelim sana asla zarar vermem. Tabi beni bu günkü gibi zorlamazsan. Şimdi diyeceklerimi iyi dinle bu günden sonra sen benimsin yalnızca benim diyerek yüzünü boynuma gömdü ve oraya bir öpücük kondurdu. Boynum sanki alev alev yanıyordu. Ay ne oluyordu bana böyle şu an onu iteklemem gerekiyorken neden daha fazlası için yanıp tutuşuyordum. Bu hissettiklerim neydi böyle, öpücüğün etkisinden çıkıp “ lütfen beni bırak nolur yapma “ diye yalvarmaya başladım. Bana zorla dokunmaya kalkmazdı değil mi öyle bir şey yaparsa ben yaşayamazdım kendimi hiç düşünmeden öldürürdüm. Göz yaşlarım yavaş yavaş düşerken hiç beklemediğim bir şey yaparak göz yaşlarımın akmasına izin vermeyerek tekrar tekrar yüzüme öpücük bıraktı. -Güzelim kendini bu duruma alıştırsan iyi edersin çünkü ben bu tadı aldıktan sonra seni asla bırakmam. Benim güzelim... öpücük bebeğim ... öpücük... her şeyimsin diyerek bir öpücük bıraktı. Altımda kendini belli eden sertlik ile gözlerim daha da büyümüştü. Ne oluyordu böyle adam beni öpmelere doyamamıştı bende bir kedi gibi sessiz sedasız onu dinliyordum. Hemen kendime gelip onu üstümden ittim. En azından tam itemesem de afallamasından yararlanıp altından kalkıp kendimi duvarın köşesine attım. -Sen ne saçmalıyorsun ya gerizakalı seninle burada falan kalmayacağım. Bir de öpüyorsun sen bu cesareti nereden alıyorsun deyip elimin tersi ile tokatı yapıştırdım. Sanki elim alev almış gibi yanıyordu , bir insana değil de duvara tokat atmış gibi hissediyordum. Daha önce Mehmet’e ve Emire de tokat atmıştım ama hiç biri böyle hissettirmemişti. Adamın kararan gözleri ve öfke ile ellerini sıkması hiç hayra alamet değildi. Üzerime doğru öfke ile geldiğinde son duamı etmeye başlamıştım. İç sesim son kez söze atladı” naz işte şimdi sıçtık kızım bu adam bizi çiğ çiğ yiyecek kaçacak delik bul. “ İç sesime hak vererek küçücük odanın içinde kaçacak bir yer arıyordum ama yoktu. Biraz Akından nefret etmeye başlamış olabiliriz öncelikle bunun bir kurgu olduğunu unutmayalım. Eleştirmeden önce de bu hikayenin bir mafya hikayesi olduğunu unutmadan yorum yapalım. Bende bir kadının bunları yaşamasını istemem ama bunlarda hayatın gerçekleri siz anlatmasanız ben anlatmasam kim anlatacak. “Şunu asla unutmayın bu beden yalnızca size aittir ve sizin izniniz olmadan o bedene kimse dokunamaz. Dokunmaya kalktığı zaman asla bunu saklamayın bir kez susarsanız hep susmak zorunda kalırsınız. Kimse kendinde bu cesareti bulamasın. “
|
0% |