Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Geçmiş Belki de Geçmemiştir

@dileknars1

" Sen gelince renklendi karanlığım . Masumiyetin bir güneş gibi doğdu hayatıma. Ben sana gelemeyecek hale gelene kadar gidemezsin. Sana koşarak gelmediğim gün toprağa kavuştuğum gündür. İşte o zamana dek kal yanımda... ~Akrep Kral~ "

Akından ;

İçim kıpır kıpırdı hiç kimseye hissetmediğim hisler vardı içimde.

Ona bu kadar çabuk alışmış olmam beni korkutsa da onu istiyordum.

Bir gün öleceksem bile onun yanında onun kollarında olmasını diliyordum.

Benim gibi adamlar kimseyi sevemez severse kaybeder bunu adım gibi biliyordum ama onun kokusunu aldıktan sonra bir daha bırakamazdım.

İlk defa kendimi tamam hissediyordum. Kimsesiz geçen bir ömür , ellerinde bir çok insanın kanı olan bir adam her zaman eksiktir.

Öz anne ve babasının bile sevmediği bir adamı kim sevebilirdi ki. Onunda benim gibi bir adamı sevemeyeceğini biliyordum.

En azından belki yanımda kalır bana yoldaş olur dedi içimdeki ufacık bir umut kırıntısı.

İmkansızdık, belki de haksızlık yapıyorumdur ona ama istiyordum işte küçük bir çocuk gibiydim.

Gözlerim yine ona kaydı arabada yanımda oturuyordu. Arkaya binmek için diretse de zorla yanıma oturttum. Çok inatçı bir kişiliği vardı beni ona çeken şeyde buydu sanırım. Yanıma yakışacak ve bana yeri geldiğinde karşı koyabilecek biriydi. Zaten aksi olsa onu sevemezdim. Gerçi ben kimseyi sevemem diye düşünüyordum ama bir anda girdi hayatıma ve benim bütün tabularımı yıktı.

İçimdeki küçücük merhamet duygusunu da ona vermem gerekti. Onu sarıp sarmalayım kendimden bile saklayasım var hastalıklı bir düşünce biliyorum ama engel olamıyorum. İlk defa bir kadının elini tutmak ve sonsuza kadar bırakmamak istiyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ölümüm bu ahu güzelin elinden olacak.

Alttan alttan bana bakıyordu yay gibi kaşları ok gibi kirpikleri vardı. Gözleri yeşilin en güzel haliydi. Kalbim deli gibi atarken onun güzelliğine şiirler yazılabileceğini, şehirlerin yakılabileceğini düşünüyordum.

Bir nefes kadar yakınken, bir okyanus kadar uzaktı ruhun. İki beden yan yana da olsa kalpleri henüz bir değildi. Kader çarklarını döndürdü bir kez daha " sen benim ölüm olacaksın ahu güzel. " dedi genç adam sesi mırıltıdan ibaretti. Çünkü o acımasız bir mafyaydı yerin kulağı olduğunu bilirdi. Zaafını bilirlerse ondan alabilirlerdi. Önce sen kabul edeceksin beni sonra cümle alem bilecek ve ona göre hareket edecek. Ben bir melek değilim ben Azrail'in ta kendisiyim , cananımı üzenin canını alırım . Akın son hız yolda ilerledi.

Nazdan;

Naz çok sessizdi ne düşünmesi gerekiyor hiç bilmiyordu. Bu adama güvenip güvenmemekte tereddütteydi ancak kalbi ona çoktan ait olmuştu. Hani insan akıl ve kalp arasında kalır derlerdi ya eskiler , naz bu durumu hep saçma bulurdu. Bir insan ne istediğini bilmez mi derdi. Şimdi ise tam olarak o andaydı. Bir yanda gidecek bir kapısı yok bir yanda Akın ın tavırları ne yapacağını bilmiyordu. Araba topraklı yola girip biraz ileride durdu.

Naz arabadan inmeden etrafı incelemeye başladı. İleride iki yol ayrımı vardı , sağdaki yol kıpkırmızı ve pespembe güllerle bezeliydi. Güllerin kokusu arabanın içine kadar geliyordu. Diğer yol ise çamurlu ve bozuk bir yoldu. Lagam kokusu gibi iğrenç bir koku yayıyordu. İki zıt koku etrafı sarıp sarmalamıştı.

Akın naza doğru döndü. " Naz ben güzel sözler çok bilmem , çoğunlukla sinirli bir adamımdır. Seni gördüğüm ilk andan itibaren şu buz tutmuş kalbimin eridiğini hissettim. Biliyorum benim gibi bir adamı istemezsin ama şu deli gönlüme söz geçiremiyorum. Bana bir şans vermez misin. Sevemeyeceğini biliyorum ama en azından bir süre deneyemez misin . Önümüzdeki 2 ay boyunca yanımda kalsan olmaz mı. 2 ayın sonunda hala beni istemezsen gitmene izin veririm. Bir daha yoluna çıkmam adını anmam. "

Akın bir cevap bekliyordu ama ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Suskunluğum devam ederken akın arabadan aşağı indi. Bende peşinden indim. İki yolun ağzında arabaya yaslanmış öylece bekliyorduk.

Akın sözlerine devam etti, küçücük bir çocukken annemi kaybettim. Onun yokluğunu ancak bakıcıların eline kaldığımda hissettim. Çoğu gece aç ve susuz bırakıldım. Babam hiç nasılım diye merak etmedi. Çünkü annemin ölümünden sonra o da çok dağılmıştı. Kaç gece yediğim dayaklar yüzünden uyuyamadım. Bu dünya da saçını okşayacak seni sarıp sarmalayacak kimse olmayınca çok eziliyor muşsun. Annemin yokluğunda bunu çok net anladım. Bir babam olsa da varlığı ile yokluğu birdi. Beni görmesini benimle gurur duymasını çok istedim ama o beni hiç görmedi.

Onu kurtarmak için ilk cinayetimi işledim. Ben o adamı vurmasaydım babamı öldürecekti gözümü bile kırpmadım. Ama o beni yine görmek istemedi. Daha 16 yaşında hapse girdim nasılım diye sormadı bile gelmedi yanıma.

Önceden çok korkak bir insandım ben orada büyüyüp kocaman bir adam oldum. Hapiste öyle insanlarla karşılaştım ki iliklerime kadar nefret ettim insanlardan. Hapisten çıktığımda her şey değişmişti eski akın yoktu orta da, eski babam da artık yoktu.

Önceleri beni kirli işleri için kullandı. Onun için bir kiralık katilden farksızdım. Acıma duygumu merhametimi hepsini kaybetmiştim. Gözümü kırpmadan adam öldürüyordum. Sanırım her cinayette masum akını da öldürüyordum.

Yıllar geçtikçe çok güçlendim önüme çıkan herkesi yıkarak büyük bir imparatorluk kurdum. Ama ben güçlendikçe yalnızlığıma boğuldum. Şimdi sen geldin ve yalnızlığıma bir ışık oldun.

Nazdan; Akın bey ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Yaşadıklarınız zor şeylermiş sizin için ancak ben bunu yapabilir miyim bilmiyorum. Siz beni zorla yanınızda tutmak istiyorsunuz .

Hayır seni zorla yanımda tutmak istemiyorum kendi isteğin ile 2 ay yanımda kal. 2 ayın sonunda hala gitmek istiyorsan izin veririm gitmene. Lütfen naz bize bir şans ver. Söz veriyorum senin iznin olmadan senin kılına bile dokunmam. Şimdi cevap vermene gerek yok kendini ne zaman iyi hissedersen konuşuruz. Hadi yürüyelim gül bahçesinin sonunda çok güzel bir gölet var orayı sana göstermek istiyordum.

Birlikte yan yana iki beden yürümeye başladı , genç kızın kalbi kuş gibi kıpır kıpırdı. İlk defa bir erkeğe böyle şeyler hissediyordu. Bu yeni duygular onu korkutuyordu. Genç adamda korkuyordu sanki ona dokunsa toz olup yok olacaktı. Elini uzatsa dokunacak kadar yakın bir o kadar da uzaktı.

Gölün kenarında oturup saatlerce sohbet ettiler. Akın ona hikayeler anlatırken naz sadece dinledi. Ne diyeceğini bilmiyordu daha önce sevilmemişti ki . Zaten sevildiğinden bile emin değildi. Artık insanlara güvenmek konusunda tereddütleri vardı.

Önce Emire güvenmiştim sonra hayal kırıklığı yaşamıştım. Sonra babam canımdan canan olan adamda beni arkamdan vurdu. Ben nasıl güvenebilirdim ki insanlara ,bu kadar darbe yemişken. Şimdilik zamana bıraktım. Ama şunu biliyorum ilk fırsatta kaçacağım buradan , ben bu adamla bir katille yaşayamam. Ne kadar kötü bir adam gibi durmasa da o bir mafyaydı. Onunla ben diye bir şey olamazdık.

" Olmaz Olmaz deme Allah der ve olur." Bir kalbe biri yazılmışsa er ya da geç o kalbe girer sahibi , bazen bir umut olarak bazen de bir yara olarak. İnsanlar kaderlerini seçer ancak suçu her zaman kadere atarız . Bakalım onların kaderi nasıl yazılacak . "

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Naz ve Akın eve geldiklerinde bu sefer ne Akının odasına ne de aşağıdaki kırmızı kapılı odaya geçti Naz. Akın onu odasının yanında yeni dekore edilmiş odaya götürdü. 3 gündür aşağıdaki oda da kalmasının sebebi ortaya çıkmıştı.

Ona bu odanın yapılabilmesi için o odada kalmıştı. Tabi naz bunu ceza zannetmişti nereden bilebilirdi ki.

Oda lila ve beyaz renkteydi yataktaki tüller bile çok güzel dekore edilmişti.

Odanın bir köşesinde açık boydan boya kıyafet dolabı vardı. Diğer duvardaki dolap ise hemşirelik kitapları ile doluydu. Her şey o kadar güzeldi ki naz hayran kaldı odaya. Teşekkür etmek için döndü Akına.

Akın ne diyeceğini anlar gibi teşekkür etmene gerek yok dedi. Burada kendini rahat hissetmeni istiyorum. Kendi evindeymiş gibi hisset lütfen dedi. Neyse ben odama geçeyim akşam yemeğinde görüşürüz .

Görüşürüz dedi naz ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Aklı bunlar bir oyun daha dün neler yapıyordu inanma dese de. Kalbi inanmak istiyordu ne olursa olsun inanmak.

Ne kadar acı çeksen de vazgeçemiyor insan güvenecek biri olmadan yaşayamıyordu . Geleceğin ne getireceğini bilmeden kendini odada bulunan yatağa bıraktı. Hayal bile edemeyeceği bir yerdi burası yatakta yumuşacıktı bıraktı kendini anın büyüsüne.

4. Saat Sonra ️❤️❤️❤️❤️️💜💜💜💜💜💜💚💚💚💚💚💚💚❤️❤️💜💜💚💚

Akın her şeyi hazırlatmıştı güzel bir yemek yiyeceklerdi birlikte her şeyin eksiksiz olmasını istiyordu. Nazın dosyasında mantı ve sarma sevdiği yazıyordu. Sırf onun için hazırlatmıştı yemekleri.

2 ay istemişti nazdan bu 60 gün içinde onu kendine alıştıracak ve evlenecekti.

O anlamazdı flörtten aşktan istediği tek şey onu kendine alıştırmaktı.

Odanın önüne gelip kapıyı çaldı. İçerden ses gelmeyince bir daha denedi ama hala ses yoktu. İçeri girdiğinde yatakta kimse yoktu.

Banyoya yöneldi kapıyı çaldı ama yine cevap veren olmadı içeri girdiğinde hayal kırıklığına uğradı akın. Bunu yapmış olamazdı demi onca şey söyledikten ona kalbini açtıktan sonra çekip gitmiş olamazdı.

Öfke tüm bedenimi ele geçirirken balkonun penceresini açık gördüm oraya doğru yaklaşınca kıyafetlerle hazırlanmış ipi gördüm. Demek doğruydu gerçekten beni terk etmişti.

Bir köşede duran akın kenara çekildi. Yerine bütün acımasızlığı ile Akrep Kral geldi.

Ben onu dizginlemeye çalıştıkça Naz onunla tanışmak için can atıyordu. Beni acımasız halimle tanısın istemiyordum. Beni Akın olarak tanımalıydı ama bu yaptığı şey son noktaydı. Madem benden kaçmak istiyor bakalım nereye kadar kaçabilecek.

" Nereye giderse git yine bana döneceksin, kaderinden kaçamazsın kimse kaderini yaşamadan ölmez . Bunca şey yaşamama rağmen ölmediysem bunun sebebi sana kavuşacak olmamdır. "

Sen bana kendi ayakların ile geleceksin işte o zaman sonsuza kadar benim olacaksın. Bana alışmanı bekleyecektin ama sen bu fırsatı kaçırdın güzelim.

Geldiğin gün evleneceğim seninle sonsuza kadar kadınım olacaksın dedi Akın.

Biriyle konuşmuyordu kendine yemin ediyordu. O isterse yapamayacağı şey yoktu. Olacaktı önce onunla evlenecek sorma ondan kaçmasının cezasını verecekti naza.

Naz ise ayağına taşlar bata bata ormanın içine doğru koşuyordu.

Bir anlık kararla kendini camdan bıraktı. Nöbet değişim anı olduğu için pencerenin altı boşalır boşalmaz koştu.

Kalbi gitme dese de naz aklına uymuştu. Nefes nefese kaldığı esnada köpek sesleri ve onun sesini duydu. Bütün orman onun sesi ile yankılandı. " Nereye gidersen git yine bana geleceksin boşuna uğraşma " dedi.

Kalbi ağzında atarken koşmaya devam etti Naz. Korku tüm bedenini ele geçirirken koşuyordu. Bir anda yerle bir oldu Naz ,o korku ile koşarken önüne bakmadığı için görmedi. Önündeki kocaman boşluğu, kendini çalıların içine yuvarlanırken buldu...

🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

 

Loading...
0%