@dileknars1
|
Son günlerde sürekli hastaneye girer çıkar olmuştum. Önce Raman şimdi yasemin acaba sırada kim vardı . İki gündür hastanede sürünüyorduk bu gün inşallah hastaneden çıkacağız. Son kontroller yapılmıştı . Yaseminin annesi ,Furkan' ın annesi, Poyrazın ailesi , Emre'nin ailesi Raman ve kızlar hastaneye yattığımızdan beri buradaydılar sağ olsunlar bir dakika yalnız bırakmadılar. Usta Hong bütün işlemleri halledip yanımıza geldiğinde yasemin ve buse ile birlikte Furkan'ın arabasına bindik, diğerleri de arkamızdan arabalara binip eve geldiler. Yaseminin annesi kendi evine gitmek istese de tabi ki de izin vermedik . Kızlar benim odamı yaseminin rahat edeceği şekilde hazırlamışlar . Hale teyze burada kalma fikrini beğenmemişti ama yaseminin mutluluğunu görünce bir şey diyemedi. Buse, Sıla, Ece ve Melek dersi olduğu için fakülteye geçti. Evde Yasemin , Furkan , Poyraz ve Raman kaldı. Onlar için çay ve hazır kurabiyelerden getirdim birlikte çay içip sohbet ettik. Bizimkilerin Raman la anlaşmış olmaları beni çok mutlu etti. Rama ' nın iyi biri olduğunu sadece kırgınlıkları olduğunu yüzüne bakınca görebiliyorum. Hani bazı insanların yüzüne bakınca içini görürsünüz ya tabi bazen yanıldığınız da olabiliyor ama ben bu sefer yanılmayacağımı düşünüyorum. Hayat ona bir şans vermemiş gibi duruyor o şansı ben vermek istedim belki de bizim de ona ihtiyacımız vardır bunu zaman gösterecek. '' Dila sen ne diyorsun balım'' dedi yasemin. ''Neye ne demem gerekiyor canım'' dedim. ''Pazar günü birlikte pikniğe gidelim dedik ya hayırdır sen iyi misin Dila ''dedi Furkan. '' Evet iyiyim biraz yoğunum sanırım o yüzden, sen orada rahat edebilir misin daha sonrada gidebiliriz.'' ''Yok olmaz... yani gitmeliyiz hem sadece kolu kırıldı dikkat ederiz gidelim ''diye söze atladı Poyraz. Ani çıkışı komik gelse de yasemin ve Furkan da destekleyince kabul ettim. Raman a dönüp onunda gelip gelmeyeceğini sorduğumda yüzünde bariz bir gülümseme oluştu sanırım onu davet etmeyeceğimizi düşünüyordu kabul edip teşekkür etti. Poyraz ve Furkan sohbet ederken Raman da ödevi olduğunu söyleyerek bizden izin isteyip kalktı. Bulaşıkları toplamak için mutfağa geçtiğimde Poyraz da bana yardım etti birlikte bütün bulaşıkları yıkadık. Kenarda duran telefona yine bildirim gelince açmak zorunda kaldım aslı hoca yine beni arıyordu. 3 gündür spor salonuna gitmiyordum ne kadar Usta Hong yaseminin yanın da olduğunu bilse de bu gün salona gitmem gerekiyordu. Yasemini Furkan a emanet edip salona gitmeye karar verdim. Bu meseleyi onlara söylediğimde Poyraz, kendisinin de salona gideceğini söyleyerek birlikte gidelim dedi. Birlikte onun arabasına binerek yola çıktık. Poyraz sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Spor salonu Southwark semtindeydi. Londra körüsün den geçtikten sonra spor salonun olduğu sokakta durmak yerine poyraz yola devam etti. bir kitapçının önünde durduk. Burası The Riverside Bookshop tu buraya daha önce bir kere gelmiştim. İlk başta Poyraza neden buraya geldik diye sorsam da poyraz cevap vermeden arabadan indi. Birlikte kitapçıya girdiğimizde poyraz sanki kasadaki adamı tanıyordu samimice bir selamlaşma dan sonra içeriye doğru ilerledik. Küçük bir yer gibi görünse de bir çok kitap vardı içerisinde. Raflar arasında gezerken poyraz aradığını bulmuş gibi bir rafa yöneldi. Ben yine kitapların o güzel kokusu arasında kaybolmuştum. Hafif silkelenip kendime geldiğimde poyrazın yanına ilerledim. Elinde gördüğüm kitaplar ile şok olmuştum bunlar Harry Potter serisiydi . Bir Potterhead olarak bütün filmleri izlemiş ve kitapları e-kitap uygulamasından defalarca okumuştum. Maalesef ki kitapları satın alacak kadar zengin değildim. Bu ülkeyi bu kadar sevmemim bir diğer sebebi de oydu zaten. Poyrazın da Harry Potter hayranı olduğunu bilmiyordum . Poyraz eline iki set alarak kasaya doğru ilerledi. Herhalde birilerine hediye alıyor diye düşündüm bende onun peşinden kasaya gittim. Set kitapları iki ayrı poşete koydurup ikisini de eline aldı birlikte kitapçıdan çıktık. Arabaya doğru ilerlerken setlerden birini bana uzattı bunu senin için aldım dedi. İlk başta anlamasam da sonra ''Kabul edemeyeceğim bunun çok pahalı bir hediye olduğunu söyledim.'' ''Bu pahalı bir hediye değil ki Dila, hem kitaplara kim değer biçebilir onlar paha biçilemez birer hazinedir, lütfen kabul et dedi.'' ( Ay yazarcığınızda bu kitapları istiyor ama daha alamadı bakalım belki okul bitince ders kitaplarından kurtulur da bu seti alır ;))
İlerden geriye dönüp spor salonuna geldik Poyraz diğer bölüme geçmek için hareket edince beni bıraktığı ve kitapları aldığı için teşekkür ettim. Sonra hızlıca soyunma odalarına ilerledim. Aslı hocayı yeterince bekletmiştim eşofmanlarımı giyip salona geçtim. Aslı hoca beni görür görmez azarlamaya başladı. Sanki geldiğime pişman olacakmışım gibi gelse de hemen antrenmana başladık. 8 Saat Sonra Saat başı ara vererek antrenmana devam ettik bu gün benim için gerçekten yorucu geçmişti. Belki de günlerdir egzersizlerimi yapmadığım için böyle hissediyordum. Salonda duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giydim. kitaplarımı da alıp dışarı çıktım. Salon sabaha kadar açıktı Halil ve Osman abi gündüz çalıştıkları için gece gelirlerdi antrenmana Mert hoca da onlara çalışmaları için yardım eder birlikte kalırlardı. Aslı hoca anahtarı onlara verir sabahta alırdı. Usta Hong ise hafta sonları eğitimler için gelirdi zaten bir tek benim için gelirdi. Nedense başka öğrenci kabul etmezdi zaten bende yalvar yakar öğrencisi olmuştum. Tam 2 ay boyunca ona yalvarmıştım bana dövüşmeyi öğretmesi için istemese de sonunda inadıma karşı koyamamıştı. Salondan çıktığımda karşımda Poyrazı gördüm gitmemişti beni beklemiş onca saat. Selamlaştıktan sonra birlikte arabaya bindik . Bu bekleyişten bir anlam çıkarmamak istemiyordum. Evet Poyrazın bana karşı olan ilgisini hissedebiliyordum ama bizden olmazdı o Usta Hong un oğluydu baba gibi gördüğüm biri ile olamazdım hem ben Poyrazın yanın yakışmazdım. Ben kimseniz sevmediği saçını okşamadığı Dila idim. Onun gibi iyi bir ailem olmamıştı o yüzden yol yakınken dönmeliydik. Usta Hong' a ihanet edemezdim ne diyecektim senden dövüş öğreniyorum sen beni kendi kızın gibi görüyorsun ama ben oğlunla birlikteyim. Bunu yapamazdım. Poyraz benden daha iyi kızlara layık biriydi ben kimsenin layık olmadığıydım. Uzak durmalıydım ondan ama yapamıyordum işte yine kendimi onun yanında buluyordum. Düşüncelerimi bölen şey radyo da çalan şarkıydı. Sanki bana garez eder gibi kalbime hücum eden sözleri sıraladı.( Carla Morison - Disfruto - klipteki şarkıyı mutlaka dinleyin Poyraz bey sanki bir tık coştu diyelim, ay aşka geldi bir an : ) ) Sanki poyraz düşündüklerimi biliyormuş gibi bu şarkıyı açmıştı bir tık utansam da kendimi hiç tatmadığım bir duygu ile baş başa hissediyordum. Belki de bütün bu düşüncelerim benim uydurmamdı bilmiyorum. Bir yanım gerçek olmasını istiyor bir yanım çığlık çığlığa olmaz diyordu. Araba yurdun önünde durunca iyi akşam diliyerek hiç konuşmadan kaçtım çünkü kalırsam onunla yüzleşmek zorunda kalırdım. Sanırım artık ona 'o ' diyeceğim kalp sağlığım için bunu yapmam gerek. Arkamdan seslendi yarın piknikte görüşürüz Dila dedi. Sesinin bile beni bu kadar etkilemesi normal bir durum mu. Ne oluyordu bana sanki ilanı aşk etmiş gibi davranıyordum. '' Biraz beklesen belki ederdi be gülüm dedi iç sesim.'' ''Bayadır yoktun hayırdır neden geldin sen '' ''Ben buradayım be aşko sen halimi hatırımı sormuyordun, hem ne var bu kadar düşünecek be kaç yıldır peşinde çocuk ne bu naz niyaz sanki İngiltere prensesi haspam'' ''Yok öyle bir şey biz arkadaşız'' Külahıma anlat sen o arkadaşız hikayesini. '' Her arkadaşın senin için gece yarılarına kadar origami zımbırtısandan yapıyor değil mi. Adam tıp fakültesinde okuyor yetmezmiş gibi kaç defa senin ödevine de yardım etti. Ayrıca her aramanda da hemen kapında bitiyor. Adam yandı kurudu , şimdiye kadar duvar olsa çiçek açardı be sen bir filiz vermedin gülüm hala arkadaşız de sen'' Bak hala gitmemiş dön arkanı koş ona doğru , sarıl devamını da o getirir herhal . ''Çüş neyin devamını getiriyor be tövbe tövbe bir git yav'' İç sesim ile kavga etmeyi kesip içeri girdim yoksa bu salak yüzünden başıma neler gelir bilmiyorum. İyi ki de akıllı bir kızım yoksa onun aklıyla hareket etsem Allah korusun neler olur. Eve gelince anahtarım ile kapıyı açtım ama karşımda bu kadar kalabalık beklemiyordum. Herkes bizdeydi diğer odalardaki kızlarda yasemine olanları duyunca ziyarete gelmişler. Onlar akşam yemeği yedikleri için mutfağa gidip bir şeyler yedim sonra onlarla biraz sohbet ettik. Çay faslından sonra herkes evlere dağılınca kızlarla film izlemeye başladık. Netflix ten Yeşil Yol filmini açtık . Bu filmi bilmem kaçıncı izleyişimiz olsa da izlemekten vazgeçemiyorduk. Bir yandan kuruyemiş yiyor bir yandan da ağlıyorduk sanırım hepimizin psikolojisi iyi değildi ama olsundu en azından birlikteydik. Kızlar akşamdan yarın ki piknik için bir şeyler hazırlamıştı bende içecek ve aperatif şeyler alacaktım pastaneden. Film bitince kızlar ile küçük bir sohbet edip hepimiz birbirimize sarılarak salonda uyuduk. Neden diye sormayın çünkü bizde bilmiyoruz. Bu gün bitmişti , yarının ne olacağını bilmiyorduk gelecek ise bizim için bir muammaydı . Kaderin kimleri bizden alacağını ya da kimleri bize getireceğini bilmeden gözlerimizi bu güne yumduk. *********************************************************************************************** |
0% |