Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Şampiyonluğa Giden Yol

@dileknars1

Dila yine kızların kavga edişleri ile uyandı masasından. Gece vizelere çalışırken burada uyuya kalmıştı. Beli tutulmuş halde kalktı ayağa, gidip onları ayırmak yerine lavobaya gidip hazırlanmaya başladı. Her gün kavga ettikleri için artık pek umarsamıyordu. Birazdan kavgaları bitecek birbirine sarılacak ve okula hazırlanacaklardı.

İşlerini halledip kahvaltı yapmadan dışarı çıktım , zaten kahvaltı yapmayı da çok sevmezdim . Hangi aklı başında insan sabahın 8 de kahvaltı yapar ki dedi içinden.

Enstüti binası öğrenci evlerinin hemen karşısında olduğu fazla yorulmadan üniversiteye varmıştı. Klinik psikoloji yüksek lisansı yapıyordu. Yüksek lisansın ikinci senesindeydi tabi sonra da doktora yapmak istiyordu genç kız. Bu yüzdende yüksek bir ortalama ile mezun olmaya çalışıyordu.

Ders biter bitmez kendini spor salonuna attı. 6 yıldır milli tekvando takımında yarışıyordu. Bir çok kupa ve madalyası olsa da onun tek bir hayali vardı dünya şampiyonu olup bütün kız çocuklarının neler başarabileceğini göstermek istiyordu. Yarışlarda kazandığı paralar ile de kız çocuklarına burs veriyordu. O kendisine tanınmayan hak görülmeyenleri diğer çocuklara vererek onlara bir şans vermek istiyordu.

Geçmiş onun gözlerinin önüne geldiğinde kendini toparladı Dila. Sevgili hocası Azra ona sırıtarak geliyordu yine canına okunacağının habercisiydi bu geliş.

Bir aydır büyük usta Hong un isteği üzerine bacak kaslarını geliştirmek için şınav ,ağırlık kaldırma ,yüzme mekik ,plank yapıyordu ancak hiç bir faydası olmuyor gibiydi yorulduğu yanına kâr kalıyordu. Ama usta Hong ' a dinletemiyordu. Bir önceki maçta bacakları güçsüz olduğu için çok darbe almış ve neredeyse maçı kaybedecekti. Son bir hamle ile rakibinin yüzüne geçirdiği tekme onu kurtarmıştı.

3 saatlik antrenmandan sonra yüzmek için havuza geçtiklerinde artık Dila ' nın dermanı kalmamıştı, o da bir insan evladıydı yorulmuştu ama kimse onu dinlemiyordu . 10. uncu kez suya atladığında artık bacaklarına kramplar girmeye başladı ve yavaş yavaş aşağı çekildiğini anladığını çaresizce kendini suya bıraktı. Azra onu bir kedi yavrusu gibi mayosundan tutup sudan çıkardı.

- "Dila ne oldu yoruldun mu, hani sen asla yorulmazdın ?"

- Yorulmayız dedik hocam da biz de insanız dimi azıcık soluklanalım.

- "Herkes başarılı olduğunu konuşur tebrik eder ama kimse nasıl başarılı oldun diye sormaz dimi Dila . Madem dünya şampiyonu olmak istiyorsun o zaman çalışacaksın kızım hiç durmadan soluklanmadan. Çünkü hiç bir başarı tesadüf değildir. "

Hadi bu kadar aylaklık yeter devam et tekrardan atla suya bu sefer 25 saniyede gidip geleceksin.

Dila ikiletmedi bir kere daha atladı suya gidiş harikaydı ama dönüşü yine tamamlayamadan kendini suyun dibinde buldu bu sefer bileğindeki kramp daha katlanılmaz bir haldeydi tekrardan kendini kıyıda azranın kollarında buldu.

- Anlaşıldı prenses sen daha forma girememişsin yarın daha iyi gel ısınma eğzersizlerini de yapmayı unutma.
- Hocam peki gerçek eğzersizler ne zaman baslayacak.

- Sen ne zaman forma girersin o zaman başlarız böyle giderse önümüzdeki yarışa katılamayacaksın. 5 ay içinde forma girdin girdin giremedin Usta Hong yarışa girmene izin vermeyecek haberin olsun kendini ona göre ayarla.

Dila oflayarak kendini bıraktı yere çok istese de olmuyordu.

Duşa girdiğinde düşünceler beynine hücüm etmeye başlamıştı henüz lisedeyken kalkışmıştı bu işe. Üniversiteye başladığında çok fazla söz duydu bir kadın nasıl tekvando yapar. Sen bir psikolog olacaksın nasıl dövüşebilirsin kimse onu anlamamıştı gerçi hala da anlamıyorlardı. O kendi ayaklarının üzerinde durabilmek ve başkalarına da örnek olabilmek için çabalıyordu. İnsanların koymuş olduğu tabuları tek tek yıkacaktı Dila , buna canı gönülden inanıyordu tabi o güne kadar antrenmanlar yüzünden ölmezse 🙂

Duş aldıktan sonra hastaneye geçti Dila. 10 aydır beri bu hastanede psikolog olarak çalışıyordu. Bu gün bir tane hastası vardı süpervizyon eşliğinde hastasını aldı. 1 saatlik psikoterapi sonunda hastasıyla vedalaştı ve süpervizörü ile hastası hakkında Bilgi alışverişi yaptı.
Akşama doğru hastaneden çıktığında kendini çok yorgun hissettiği için eve taksi ile zar zor geldi.

İçeri girdiğinde Sıla ve Buse bir video çekiyorlardı. Sıla hukuk fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Buse ise güzel sanatlar fakültesi tiyatro ve oyunculuk son sınıf öğrencisiydi ve bir bitirme ödevi vardı . Onları rahatsız etmemek için odama gidip yatağıma uzandım. Ne kadar uykum olsa da daha yarına yetiştirmem gereken bir araştırma ödevim vardı. Yavaşça yatağımdan kalkıp masama oturdum. Ne kadar çalışmak istemesem de mecburdum buna, istemeye istemeye bilgisayarımı açıp literatür tarama yapmaya başladım. 2 saatlik bir çalışma sonunda 2 sayfalık bir makale çıkarmıştım. Mükemmel bir şekilde yazmamış olsam da yeter bu kadar diyerek bilgisayarı kapatıp salona geçtim.

Kızlar henüz ödevlerini bitirememişti ancak yemek hazırlamaya başlamışlardı. Onlara yardım ederek hızlıca tavuk pilav ,salata ve çorba yaptık. Arada birbirimize takılmayı da tabiki es geçmedik . Buse beni sinir etmeye bayılır onunla sürekli tiyatro oyunun da skeçler çalıştığımız için benimle alay eder. Bazen beni delirtse de içinde hiç kötülük yoktur. O yüzden asla ona kırılmam.

Biz yemek yerken yasemin ,melek ve Ece içeri girdi. Yasemin normalde bizimle kalmaz ancak her gün bizdedir. Çogu zaman benim odamda birlikte uyuruz. Öğrenci evimiz 4 oda 1 salon olduğu için hepimiz rahat rahat sığıyoruz. Ece de çoğu zaman bizdedir yurttaki arkadaşları ile çok anlaşamadığı için bizim salonda yatar.

En sevdiğim arkadaşımı yasemini görünce kalkıp sarıldım kızlar aramızdaki ilişkiyi görünce çok kıskansa da yapacak bir şey yok o benim kan kardeşim her şeyimdi. Asla bizimle alay etmelerini takmazdım. Diğer kızlara da selam verip hep birlikte sofraya oturduk. Tatlı olarak profiterol getirmişti kızlar onları da yedikten sonra üstüne çaylarımızı içerek sohbet ediyorduk.

Ece gazetecilik son sınıf öğrencisi, melek mimarlık üçüncü sınıf öğrencisi ve can kardeşim yasemin bale bölümünden mezun oldu şu an kültür merkezinde bale yapıyor. En büyük hayali kendi bale merkezini açmak ve keşfedilmemiş çocukları keşfetmek olduğu için çok çalışıyordu. Ama henüz o kadar zengin değildi , bir gün bu hayalini başaracağını adım gibi biliyorum.

Düşüncelerimi bölen şey yaseminin telefonuydu. Furkan arıyordu heyecanla açtı telefonu onu aşağıda bekliyormuş bizimle vedalaşıp aşağıya sevdiğine koştu. Bazen furkanı kıskanıyorum kumam gibi Yasemince arama giriyor.
Yine de onlara kıyamıyorum çünkü birbirlerini çok güzel seviyorlar. Özellikle Furkan üzerine titriyor yaseminin.

Ben bu hayatta iki tane güzel seven adam gördüm kırmadan yıkmadan her koşulda sadece seven. Biri ilk danışanlarımdan biri olan yıldırım beydi. Yıllarca şiddete maruz kalmış sevdiğini onca söze onca lafa rağmen çekip almıştı o cehennemden.

" 10 tane çocuğu ile de gelse kabulümdür " demişti yaşlı adam. Çok güzel seviyordu ta ki bir yıl önce kanserden sevdiğini toprağa verene kadar. Üç ay önce tekrar görmüştü adamı çökmüş bir haldeydi her gün sevdiğinin mezarına gider güllerini sularmış. " Ölene kadar gideceğim oraya o güllerin kuruduğu gün bilin ki bende bu dünyadan göçmüşüm demektir" derdi sonra hiç görmedim onu.

 

Bir de Furkan da gördüm o aşkı kaderleri inşallah aynı olmaz ama sevdiğinin adı geçtiğinde gözlerinde bir ışık doğar sesi titrer furkanın da Çok güzel seviyor vesselam.

 

Aşk kalbe düştüğünde gözler onların aynası olur derler ancak ben sadece bu iki adamda rastladım. Bir gün üçüncü bir kişiyi bana bakarken öyle görürsem o dakika evlenirim ama maalesef benim karşıma öyle biri çıkmaz. ( "Bazen dua kapılarımız açık olurmuş belki de genç kızın bu cümlelerdi kabul olmuştur ancak o gözünün önünü göremeyecek kadar kördür bilemeyiz. Bazen Zamana bırakmak en hayırlısıdır diyelim ve devam edelim.")


Yasemin ile Furkan 7 yıldır birliktelerdi. Yaseminin okulu bitmesine rağmen evlenememişlerdi. Yaseminin annesi ancak Furkanın okulu bitince evlenebilirsiniz demişti . Furkan tıp fakültesi 5.sınıf öğrencisiydi sevdiğine kavuşmak için çabalasa da olmuyordu aileleri ikna edememişlerdi. Onlarda sabır etmeyi öğrenmiş bekliyorlardı okulun bitmesini.

Çayım bitince gidip uyumaya karar verdim sabah dersim yoktu öğleden sonraydı ancak sabah antrenman vardı yine koşuya çıkıp Azra hocayı evinden alacak sonra da spor salonuna geçecektik. Gün yirmi dört saatti ancak Dilaya yetmiyordu . Başucu kitabını alarak yatağa uzandı bir kaç dakika kitap okuduktan sonra vücudunun karanlığa çekilmesine izin verdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

 

Loading...
0%