@dileknars1
|
RAMAN SARUHAN: İçeri girer girmez bizi kötü bir rutubet kokusu karşılamıştı. Girişte bir salon vardı, kırık dökük bir kaç eşya vardı. Yavaşça diğer odalara doğru ilerledik 4+1 bir ev olduğu için çok genişti. Çok fazla eşya yoktu olanlarda rutubetten mahvolmuş haldeydi ama yine de benim evimde daha iyi bir durumdaydı. Dila ya bakınca onunda yüzünün düştüğünü gördüm ancak hemen kendini toparlayıp merak etme burayı adam ederiz .Ben bir bizim eve uğruyayım kızlara olanları anlatayım sonra da burayı toparlayalım dedi. Dila gidince bende kendimi balkona attım burası ana yola bakıyordu karşıda kafeler ve mağazalar vardı. Ev çok iyi olmasa da konumu mükemmeldi enstitü ve üniversite kampüsüne çok yakın olması da bir artıydı. Ben evimden buraya gelebilmek için uzun yol yürüyordum zaten çoğu zamanda yetişemez geç kalırdım. Beni düşüncelerimden arındıran şey kapının çalmasıydı . Dila anahtarı içerde unutmuştur diyerek kapıyı açtım. 3 tane kız ellerinde villada el bezi ve bir sürü temizlik malzemesi ile karşımdaydı. Önce şaşırsam da sonra aklıma Dila nın arkadaşlarıma haber verip geliyorum demesi geldi. Kenara çekilip içeri davet ettim. 10 dk. bile geçmeden kızlarla tanışmış ve arkadaş olmuştum. Ne kadar değişik bir durum olsa da kendimi sanki buraya aitmiş gibi hissediyordum. Sanki bu insanlarla senelerdir tanışıyormuşuz gibiydi. Sıla orta boylu kızıl dalgalı saçlara sahipti. Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiymiş. Biraz soğuk ve sert bir ifadesi olsa da iyi kalpli biriydi. Öyle olmasa bana yardım etmek için buraya gelmezdi. Buse kısa boylu düz sarı saçlıydı. Güzel sanatlar fakültesi tiyatro ve oyunculuk son sınıf öğrencisiydi grubun en şapşalıydı. Soğuk espirileri ile herkesi kahkahaya boğuyordu. Yasemin uzun boyu ile diğer kızlardan daha ön plandaydı sarı uzun dalgalı saçları vardı. Neşeli ve güven veren bir yüzü vardı. Dila ise siyah kısa dalgalı saçlara sahipti. Kısa boyu olmasına rağmen grubun en güzeliydi . Mavi gözleri ile bir inci gibiydi. Belki de ben öyle görüyordum çünkü beni o hayattan kurtaran ve tanıştığımız günden beri yani 2 gündür bana yardım eden oydu 😂 Dila biraz sonra elinde rutubet için ilaç ,boya ve fırça ile geldi. Dört beş saat içinde kızlar ile bütün evi elden geçirmiştik. Önce küflenmiş eşyaları çöpe taşıdık sonra duvarları ilaçladık ve güzelce boyadık . Evin tozunu aldık , yerleri süpürüp sildik. Ben kendi evime dönmek istesem de kızlar izin vermedi. Birlikte onların evine geçtik kızlar hemen yemek hazırladılar . Bir şey yapmama izin vermediler birlikte yemek yedik . Eğlenceli bir yemek olmuştu çünkü buse sürekli dila ve sıla ile uğraşıyordu. En sonunda sıla sinirlenmiş ve onu salonda kovalamaya başlamıştı. Hem onların haline gülüyor hem de Yasemin ile sohbet ediyordum. Benimle moda defileleri hakkında konuşuyordu. İlk defa biri bana okuduğum bölüm hakkında soru soruyordu. Çok mutlu olsam da heyecanımı bastırarak onunla sohbet ediyordum. Yemekler yenmişti şimdi ise birlikte çay içiyorduk . Bu sırada kapı çaldı ve içeri uzun boylu mavi gözlü sarı saçlı bir kız girdi. İsmi melekmiş adının hakkını veren güzel bir kızdı. İçimden bu kızdan çok iyi manken olur demiştim. Mimarlık fakültesi 3.sınıf öğrencisiymiş. Sevecen ve eğlenceli bir kızdı. Hepsini hayranlıkla izlemiştim ne kadar iyilerdi daha bir kaç saat önce tanıştıkları birini evlerine aldılar. Sofralarını açtılar yemeklerini bölüştüler. Bu dünyada iyi insanların varlığını bilmezdim. Onlar ile tanıştığım için özellikle Dila ile tanıştığım için Allah'a şükrettim. 2 gün önce kimsem yoktu şimdi 5 tane arkadaşım olmuştu daha ne isterdim ki şu hayattan. Dila yatma vakti gelince bana salondaki koltukta yer yaptı. Kızlara iyi geceler diledikten sonra koltuğa uzanıp uykuya daldım. Vücudum aylardır ilk defa rahat bir yer görüyordu. Dün hastanede yatakta uyusam da bu kadar rahat değildi . Şimdi sanki bulutların üzerinde yatıyordum. Sabah gelen küçük tıkırtılar ile uyandım. Gözlerimi açıp nerede olduğumu ve dün olanları hatırladım. Mutfaktan çıkan buse ile göze göze geldik. Günaydın raman hadi kalk kahvaltı yapalım bunları beklersen açlıktan ölürsün kuşum. Günaydın hemen banyoya gidip işlerimi halledip geliyorum dedim. İşlerimi halledip busenin karşısındaki sandalyeye oturdum birlikte kahvaltı yaptık. Kızların dersi öğleden sonra olduğu için uyuyorlarmış. Yasemin akşamdan gitmişti zaten. Dila da koşuya gitmek için erkenden evden çıkmış. Güzelce kahvaltı ettikten sonra ben bulaşıkları topladım. Buse o sırada hazırlanıp üniversiteye gitmek için evden çıktı. Bende kızları uyandırmadan evden çıkmak istedim. Kendi evime gidecek oradan bir kaç eşya getirecektim. Usulca kapıya çıktığımda Dila ve yanında bir kaç kız ile karşılaştım. Ellerinde Tencere ,Ocak , Tabak gibi mutfak araç gereçleri vardı. Karşımdaki kızlar burada kalan öğrencilermiş. Dila sabah spordan sonra kızlar ile konuşup durumumu anlatmış. Onlarda evlerinde fazla ne varsa bana getirmişler. Birlikte getirilen eşyaları yerleştirdik. Aşağıda girişte bulunan iki tane tekli koltuğu asansör ile yukarı taşıdık. İkisini açıp birleştirip bana yatak yaptık. Üzerine battaniye ,yastık ,yorgan falan yerleştirdik. Yere bir kilim serdik. Salon en azından diğer odalara göre biraz dolu görünüyordu. Eski evimden bin kat daha iyiydi. Dila ile eski evime gittik eşyalarımı almak için. Dila beni bisikletine bindirdi. İlk defa bisiklete biniyordum çok güzel bir duyguymuş. Özgürce uçuyorum gibi bir his vardı içimde. Abimgil benim bisiklete binmeme izin vermezdi. Benim üç abim vardı ve tek bisikletimiz. Beni dışlar oyun oynamazlardı, bisiklete ne zaman binmek istesem bir iki pedal çevirmeme kalmadan düşürürlerdi. Şimdi ise Dila nın arkasında kollarımı yanlara açmış gidiyordum. Rüzgar saçlarımı savuruyor yüzümü gıdıklıyordu. Çocukluğunu yaşamamış içimdeki küçük çocuk kahkahalar atıyordu. Hiç yaşamadığım duygular ile harmanlanıyordum bir yandan da korkuyordum. Yaşadıklarım rüya gibiydi ya gözlerimi açtığımda kendimi o izbe yerde bulursam ne yaparım diye düşünüyordum. Düşüncelerimden aylardır yaşadığım izbe harabeye varınca kopabildim. Dila ile içeri girdiğimizde kaldığım odaya baktım . Yerde şilte battaniye ve eski yorganım vardı. Orta da kırılmış sehpam ve bir kaç tane kurumuş kan lekesi gördüm . Bunlar o günden kalma hatıralardı. Odanın kösesine gelince kat kat poşete koymuş olduğum bir kaç parça kıyafet ve kitaplarımı aldım . Sırt çantam ve içinde bir kaç tane elma bulunan poşeti aldım. Poşetin içindeki elmalar kemirilmişti. Sanırım sevgili fare kardeşler hepsini bitirmişti. Biraz üzülsem de poşeti geri bıraktım. Dila ya çaktırmamaya çalışsam da biraz üzülmüştüm hem imamın hediyesi olması hem de bir kaç gün onlarla idare ederek kızlara daha fazla yük olmama isteğim vardı. Ancak yine hayat bana bir tarafları ile gülmüştü. Dila yı daha fazla bekletmemek için elimdeki bir kaç parça eşya ile dışarı çıktık. Şu koskaca dünyada kapladığım yer bu kadardı. Ama nedense hiç bir yere sığdıramamışlardı beni hep fazlalık olarak görülmüştüm. Sanki benim yaşamaya hakkım yokmuş gibi davranmışlardı. Yani hep eksik yarım bir hayatım vardı. Şimdi ise kendimi tamamlanmış olarak hissediyordum. Bu insanlar beni hiç yadırgamadılar. Sanki yıllardır tanışıyormuş gibi bana sahip çıktılar. Oturup saatlerce ağlamak istesem de artık yeni bir hayata başlıyordum o yüzden sakin olmak zorundaydım. Belki evimde yalnız kaldığımda ağlardım ama şimdi olmazdı. Son olarak camiye gidip imam ile vedalaştım. Bana kendi babamın yapmadığı babalığı. Abilerimin yapmadığı abiliği yapmıştı. Şu el memleketinde bana sahip çıkmış karnımı doyurmuş yatacak eşyalar vermişti. Ne yaparsam yapayım bu adamın hakkını ödeyemezdim. Teşekkür edip onun elini öptüm. Vedalaşırken cebime biraz para sıkıştırıp Allah'a emanet ol dedi. Dila ile tekrardan yola çıktığımızda çok mutluydum çünkü Allah bana yeni başlangıçlar yapmam için yeni bir hayat sunuyordu. Dila yı bana bu yüzden göndermişti. Bu son şansımdı bundan adım gibi emindim. Hayata tutunacak bir neden istiyordum verdi , bir kaç arkadaş istemiştim kat kat verdi . Başka ne dileyebilirdim ki her şeye sahiptim çok şükür. Dila ile eve döndüğümüzde eşyalarımı yerleştirdik. Mutfağa girdiğimde şok olmuştum çünkü kızlar biz yokken market alışverişi yapmışlar ve yerde poşetler vardı. Dila dün sildiğimiz mutfak dolaplarına bu eşyaları yerleştirirken bende kıyafetlerimi ve kitaplarımı bez dolaba yerleştirdim . Bunu yasemin kendi evinden bana getirmişti. Biraz yırtıkta olsa işime yarardı. Her şey toplama olsa da iyi kötü bir evim olmuştu. Hem kira ödemeyecektim sadece elektrik ve su bunu bursum ile karşılarım diye umuyordum. Hem de sınırsız internetim vardı, enstitü binası buraya yakın olduğu için oranın internetine bağlanıyordum😂 Harika bir evim ve arkadaşlarım olmuştu ancak büyük bir sorunum vardı ben dönem sonuna kadar ortalamamı nasıl yükseltecektim. Dila yı hayal kırıklığına uğratmamak istiyordum ancak hocalarımın beni geçireceğini hiç mi hiç düşünmüyordum. Dila ile birlikte öğlen yemeğine pilav ve salata yapıp birlikte kilimin üstüne oturup yedik. Yemekten sonra Dila spor salonuna gitmek için evden çıktı bende oturup ders çalışmaya karar verdim Dila nın yüzünü kara çıkaramazdım. Geçen gün çizimim ile düşük aldığım resmi çıkardım. Michael bu elbiseyi çok banal ve rüküş bulmuştu. Neymiş elbise tasarlarken ruhumu elbiseye katmalıymışım. Sanki resim çizmiyor edebiyat yapıyordum. 5-6 defa silip silip tekrar çizdim. O an da bir şeyler dank etti sanki , kağıt ve kalemlerimi alıp balkona çıktım. Yoldan geçen kadınları gözlemleyerek ne çizebilirim diye düşünmeye başladım. Gözüme uzun boylu yeşil saçlı değişik bir auraya sahip kadını kestirdim. Siyah balık model kadının bütün hatlarını ortaya çıkaracak ancak rahatsız edici derecede olmayacak bir elbise çizdim. Sırtında derin sırt dekoltesi ve ipler vardı. Öpücük yaka bir elbise olduğu için gerdanını boğmayan papatya şekli olan küçük bir kolye çizdim. Saçları topluydu ancak zülüfleri yüzünden omuzlarına doğru iniyordu. Dışarıdan erkeksi bir havası olsa da içinden bir prenses çıkarmak istedim. Belki de bana öyle geliyordu ama bu kızın naif biri olduğunu ancak hayatın onu farklı olmaya ittiğini söylüyordu. Çizimi bitirip altına imzamı attım. Umarım bu sefer Michael beğenirdi. Akşam için mutfağa girip kendime omlet yapacakken kapı çaldı. Açtığımda kızlar beni evlerine çağırıyorlardı . Ne kadar onlara yük olmak istemesem de ısrarlarına dayanamayıp kabul ettim. Birlikte tavuk ve ayran yedik. Yemeği Ece isimli kız hazırlamış. Masmavi saçları, siyah boncuk gibi gözleri ile orta boylu hoş bir kızdı. Gazetecilik son sınıf öğrencisiymiş. Birlikte yemek yedikten sonra çay içtik meyva yedik. Gece yarısına kadar sohbet ettikten sonra kendimi evime attım. Sahi artık yeni bir evim vardı duvarları yeni boyanmış olan güzel kokan bir ev. En önemlisi de acaba bir gün yıkılır mı demediğim bir ev. Mutluydum hem de hiç mutlu olmadığım kadar inşallah bu mutluluğumuza gölge düşmez dedim içimden. Çünkü ne zaman mutlu olsam mutluluğu mu ellerimden söküp almışlardı. 6 yaşımdayken annem bana ve abilerime pamuk şeker ve balon almıştı. O kadar mutlu oldum ki hemen yiyemedim. Patlar diye balonumla da oynamadım. Pamuk şekerimi ve balonumu alıp dolabıma saklamıştım. Dışarı çıkıp oyun oynayıp gelince yerim diyordum. O gece akşam yemeğine bile inmemiş bütün gece ağlamıştım. Bir ara annem gelmiş gitmiş o da odadaki askılıktan çamaşırları almıştı. Ne neden ağlıyorsun demişti ne de yemeğe neden gelmedin diye sormuştu. Gözümden düsen bir kaç damla yaş yastığımı ıslatırken kendimi frenleyip uykuya dalmam gerektiğine kanaat getirdim. Yarın sabah dersim vardı erken kalkmalıydım. Düşüncelerime son verip kendimi uykunun kollarına bıraktım . Dila yatağına yattığında bir kaç gündür yaptıklarını düşündü. Raman ile hemencecik arkadaş olmuşlardı . Normalde ilişkilerinde güven problemi yaşıyordu Dila ramandan ters bir duygu almamıştı. Aksine senelerdir arkadaş olduklarını ve güvende olduğunu hissetmişti. Sabah kızları toplamış ve onlara olanları anlatmıştı. Bir iki kız Ramanı burada istemese de çoğunluk kabul ettiği için bir şey diyememişlerdi. Onun için evlerinde fazla olan eşyalar getirmişlerdi. Birlikte giderek eski eşyalarını getirmeleri de iyi olmuştu. O arada kızlara haber verip market alışverişi de yaptırmıştı. Normalde Raman kendini kötü hissetmesin diye böyle şeyler yapmayacaktı ama onun durumu olmadığı için rezil olsun istemedi. Onu kırmadan yapabilmenin tek yolu da gizlice yapmaktı. Her şey istediği gibi eksiksiz gitmiş ve Ramana güzel bir ev kurmuşlardı. Spor salonuna gittiğinde Azra hoca yine canına okusa da bu gün mutluydu ve mutluluğu kimse bozamazdı. Salonun çıkışında antrenman yapan Poyrazı gördü . O da boks maçına Erkan hoca ile birlikte hazırlanıyordu. Henüz yeni başlamıştı ama baya iyi gidiyor kendini gün geçtikçe geliştiriyordu. Önünden geçerken başımla selam verdim . O da büyük bir gülümseme ile selam verdi. Spor salonundan çıkıp eve geldiğimde Ece zaten yemeği hazırlamıştı bende Ramanı da çağıralım dedim. Birlikte yemek yedik , meyve yedik çay içtik çok güzel bir gece oldu. Ben toplu halde bir şeyler yapmamızı çok seviyordum. Bedenim yorgun olduğu için daha fazla dayanamayarak uyumak istediğimde telefonumun ışığı yandı söndü. Biri mesaj atmıştı normalde bu saate beni kimse aramazdı. Telefonu elime alıp baktığımda mesajın Usta Hong un eşi Emine teyze den geldiğini fark ettim. Yarın akşam beni evinde akşam yemeğine davet ediyordu. Bir kaç buluşmamızda da söylemişti ama ben fazla üzerine duramamıştım. Ödevlerim ve antrenmanlarımı bahane ediyordum ancak şimdi aynı bahaneye sığınsam ayıp olacağını bildiğim için kabul ettim. *********************************************************************** |
0% |