Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Masal 1.Bölüm

@dileknars1

Otobüs yolculuklarından hep nefret etmişimdir ama nedense kader bana hep bir tarafları ile güldüğü için yine bir otobüs macerasında kendimi buldum. Aslında sabah ki sakarlık maceralarımdan anlamalıydım günümün kötü geçeceğini ama ne yapacaksın işte bu da benim aptallığımdı.

Sabah güne uykumu almış bir şekilde zinde başlayınca bu gün her şeyin iyi olacağına inandırmıştım kendimi ta ki mutfağa inip her yeri su içinde görene kadar. Dün sular kesik olduğu için çeşmeyi açık bırakan ben, resmen mutfağın su içinde kalmasına izin vermiştim.

O da hiç utanmadan yavaş yavaş bağımsızlığını ilan edip salona doğru yol alıyordu. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama tam bir saat boyunca mutfağı temizleyerek bu günkü sabah sporumu yapmıştım. Hayır, anlamıyorum neden hep böyle şeyler benim başıma geliyordu ,bir gariplik var bu işte ama bu yaşıma geldim bir türlü çözemedim.

Kahvaltı aşaması da tam bir işkenceydi çünkü temizlik yaparken hazırladığım tostu makinadan çıkarmayı unutunca bir tane kömür elde ettim. En sonunda evi yakmadan çıkmak istediğim için kahvaltıyı da es geçip direk üzerimi giyinmek için odama çıktım. Kumaş bej bir pantolon, kırmızı gömlek, beyaz kabanım ve siyah spor ayakkabılarımı giyerek odadan çıktım. Portmanto da bulunan siyah çantamı da aldıktan sonra arabamla şirkete doğru gitme hayaliyle yanıp tutuşuyordum ancak ortada bir arabam olsaydı.

Hayır, sanırım yanlış anladınız arabam var ama çok sevgili kardeşim Mert akşam aldığı arabayı maalesef ki getirmemiş.

Şimdi yaktım çıranı Mert, sen elbet eve gelirsin bak ben sana neler edeceğim. Arabayı alırken merak etme abla geç gelmem araban sabah kapıda olur der. Sabah şu oldu unutmuşum abla diye bahaneler sıralar. Ablası da otobüs köşelerinde sürünsün. Zaten ablan kim ki sözü dinlensin, o başçavuşun eşeği değil mi?

İçimde yatan yelloza hayali bir tokat atarak susturdum çünkü ben ne zaman onunla kavgaya tutuşsam insanlar bana garip garip bakıyor, sanırım bunda bir anda bağırıp çağırmamın da etkisi büyük. Onu susturacağım diye yakında deli ilan edileceğim. Sahi sizin de içinizde birer yelloz var mı? Varsa Allah aşkına cevap verin çünkü bazen kendimi deli zannediyorum.

Kendi kendime düşünürken şirketin olduğu sokağın durağını geçtiğimizi fark edip düğmeye basmak için önümde duran genç kadın ve erkek grubu yara yara düğmeye ulaştım. Bir sonraki durakta ancak durabilen otobüsten kendime saydıra saydıra indim.

Nihayet şirkete ulaşmayı başardığım için neredeyse kurban kesecektim. Girişte bekleyen asistanım Efe ile yukarı çıkmak için asansöre bindik. Şükür kazasız belasız asansörden indikten sonra doğruca toplantı odasına yöneldik çünkü yeterince toplantıya geç kalmıştık. Toplantı odasın da bulunan yeni inşaat projesini yapacağımız şirketin patronu Semih Bey ve oğlundan, geç kaldığım için özür diledikten sonra projenin tasarımını sunması için tasarımcımızı görevlendirdim.

Yaklaşık yarım saatlik sunumdan sonra hale hanım susunca söze ben girdim. Semih Bey bu büyük proje ile yaklaşık 200.000 aileyi ev sahibi yapmakla kalmayacağız Rüya Sitesiyle onları hayallerine kavuşturacağız. Biz onlara dört duvar değil, içinde her türlü sosyal tesislerinde olduğu bir huzur bahşediyoruz. Sizinle birlikte bu projeyi tamamlayabileceğimizi umuyoruz lütfen bizlerle bir olun ve teklifimizi değerlendirin.

Semih Bey söze girer, Masal hanım sizinle açık konuşacağım daha önce sizinle başka projelerde de omuz omuza çalıştık ama bu proje daha büyük olduğu için geldiğimizde tereddütlerimiz vardı. Ancak Hale Hanımın yaptığı bu harika sunum ve sizin sözleriniz bizi baya etkiledi. Bizde sizinle bu projeyi yapmak istiyoruz, imzalarımızı karşılıklı atalım ve bir an önce bu projeye başlayalım.

İltifatlarınız için teşekkür ederiz Semih Bey güveninizi kesinlikle boşa çıkarmayacağız. Efeye bir işaret vererek sözleşmeyi getirmesini söyledim. Bir an önce bu oda dan çıkmam gerekiyordu. Semih Beyin oğlunun bakışları, hiç hoş değildi, öküzün trene baktığı gibi bakıyordu. İçimdeki yellozun kahkahaları kulağımda yankılanınca yüzümde istemeden bir gülümseme oldu. Ancak, Semih Beyin oğlu sanırım gülümsememin sebebinin kendisi olduğunu sanmış ki daha yayvan şekilde gülümsemeye başladı. Efenin toplantı odasına girdiğini görünce bir mutlu oldum. Efe benim bitse de gitsek bakışımı görünce Masal Hanım imzayı önce siz atın isterseniz çünkü şantiyede bir sorun çıkmış Mehmet Bey sizi telefona bekliyor dedi. İçimden Efeye minnetlerimi sunarken imzamı hızlıca atıp iyi günler dileyerek kendimi odadan attım.

Odama girer girmez koltuğuma kurularak kafamı geriye yasladım. Karnım aç olduğunu bana hatırlatarak seslenince, masamın üzerinde duran telefonuma uzanıp safiye hanımdan bir tost ve çay istedim. Sonra geri eski halime dönerek dinlenmeye koyuldum. Odanın kapısı çalınınca gelenin Safiye Hanım olduğunu bildiğim için istifimi bozmadan gel dedim.

Kafamı çevirdiğimde gelenin Semih Beyin oğlu olduğunu gördüm. Hemen toparlanıp;
-Buyurun bir şey mi istemiştiniz dedim.
-Evet, güzelim hiç lafı dolandırmayacağım ben seni daha yakından tanımak istiyorum, benimle öğlen yemeğine çıkar mısın ? dedi.
Sonra konuşmama izin vermeden, hemen cevap vermene gerek yok numaramı al istediğin zaman ararsın dedi ve elinde duran peçeteyi bana uzattı, ben almayınca peçeteyi masaya bırakıp çekip gitti.

İçimdeki yelloz dayanamayıp ulan pezevenge bak sanki istek parça yazıyor peçete ile numaramı verilir dedi.
Elimde olmadan bir anda kahkaha atmaya başladım bu sefer yelloz haklıydı böyle bir numara verme şekli görmedim, insan bir kart vizite bastırır.

Kapı yine çalınınca yellozu yine beynimin en ücra köşesine uğurladım ve yine gel diye bağırdım. Bu sefer Safiye Hanım gelmiştir derken Efe girdi içeri. Yüzüm bir anda düşerken Efe elinde dosyalarla sakladığı tostu ve meyve suyunu bana uzattı. Kusura bakma patron çay daha hazır olmamış tostla kahve içmediğini bildiğim için sana meyve suyu getirdim.

Sorun değil Efe tost biraz daha gelmeseydi beni ambulansla hastaneye taşıyacaktınız derken çoktan meyve suyunu açmış tostumu kemiriyordum. Evet, doğru duydunuz ben tostu kemirerek yiyorum, önce tost ekmeğinin kenarlarını kemiririm sonra yumuşak kısmını yerim çocukluktan kalma bir alışkanlık.
Anormal davranışları olan biri olduğumu söylememe gerek yok sanırım anlamışsınızdır siz.

Efe ile bu günkü planımız hakkında konuştuktan sonra o odadan çıktı, bende ilk planım olan arkadaşım Sılanın evinde yapacağımız yatak odasının çizimlerine başladım. Bir saatlik çizimden sonra belimi hissedemez duruma geldiğinde telefonum çalmaya başladı. Arayan küçük yeğenim erdemdi.

-Alo yeğenlerin paşası ile mi görüşüyorum.
-Ta kendisi hala, ben biliyorum abimden daha çok beni sevdiğini, ama bu kadar belli etme yoksa sana küser.
-Merak etme eşek sıpası ben onun küsmesine izin vermem çünkü ikinizi de eşit seviyorum.
-Tamam tamam benim adalet timsali halam, fazla uzatmadan söze gireceğim, bu gün babamla konuştum İstanbul'a kesin dönüş yapmış.
-Ne...
-Gelmemesini söyledim ama beni dinlemedi. Annemin Serkan Abi ile evleneceğini duymuş delirmiş bir haldeydi ben ne yapacağımı bilemedim. O yüzden sana sorayım dedim sence anneme söylemeli miyiz?
-Hayır söyleme Erdem, annen düğün hazırlığı ile uğraşıyor, bu mutlu günlerinde kimse onun mutluluğuna gölge düşüremez. Ben halledeceğim sen merak etme.
-Tamam hala o zaman ben seni daha fazla meşgul etmeyeyim, akşam eve gelince konuşuruz.
-Tamam balım hadi görüşürüz dedim ve telefonu kapattım. Ama ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.
Abim, o günden sonra hangi yüzle gelebilirdi ki, dile kolay 14 koca yıl boyunca arama sorma bir anda çık gel ne cesaret ama...
********************************

Loading...
0%