Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Masal 8. Bölüm

@dileknars1

Gölge: Günaydın kır çiçeğim uyandın mı ?

Masal: Yok daha uyuyorum.

Gölge: Asfdss iyi uyanınca haber ver.

Masal: Ya gölge bir rahat ver.

Gölge: Tamam güzelim kızma. Ama sanki hazırlanmaya başlasam iyi olur. Malum akşam birbirimize kavuşacağız.

Masal: Ya öylemiymiş. Farkındaysan bana kendini göstermeyen sensin.

Gölge: Evet ama ben yıllardır bu anı bekliyordum. Ancak cesaret hapı içebildim.

Masal: Yıllardır derken .

Gölge: Kavuşunca her şey konuşacağız güzelim merak etme.

Masal: Hım bu durum beni biraz gerse de tamam. Sana güveniyorum.

Gölge: Ya buna sevindim. Bu gün mavi elbiseyi giyeceksin değil mi

Masal: Neden mavi seçtin ?

Gölge: Sana en çok yakışan renk Mavi o tapılası gözlerini ortaya çıkartıyor.

Masal: Hım belki canım isterse giyerim.

Gölge: Tamam anlaştık canın isterse giyersin.

Gölge ile konuşmaya ara verip hazırlanmaya koyuldum. Zaten herkes uyanmış gibiydi . Sesler buraya kadar geliyordu.

Direk duşa girerek hazırlanmaya başladım. Saçımla çok uğraşmadım tarayıp topuz yaptım zaten bu gün kuaföre gidecektik.

Üstüme yeni aldığım yeşil tulumumu giydim. ( Yazarımız tuluma aşık olmuş olabilir kesinlikle çaktırmıyoruz😂😉)

 

Çantama telefonumu ve makyajımı arada tazelemek için ayarladığım malzemelerimi de yerleştirdikten sonra aşağı indim. Keşke inmeseydim dediğim bir an yaşıyordum resmen bu ne kalabalıktı öyle.

Büyük bir curcunanın içinde insanlar kahvaltı yapmaya çalışıyordu kimi yemek masasında kimi tezgahta. Evimiz küçük değildi gelen kişi sayısı çoktu. Zorlu bir kahvaltı faslından sonra kendimizi kuaföre zor atabildik. 20 kişiden fazla insanı kuaföre sığdırmak hiç kolay değildi.

Herkes harıl harıl çalışıyor ve bizi yetiştirmeye çalışıyordu. Kuaförden sonra birde dış çekim vardı.

Herkes bizimle dış çekime gelmeyecek olsa da yetişmesi gerekiyordu. 4 saatlik kuaför maceramız dan sonra bir çok kişi hazır gibiydi zaten önemli olan Selinin hazır olmasıydı.
O da çok şükür her şeyi ile hazırdı. Ah onun mutlu olacağını görmek beni çok mutlu ediyordu. İnşallah kazasız belasız şu günü de atlatırsak şükür edeceğim.

Kuaförün önünden sesler gelmeye başlayınca Serkan abigilin geldiğini anladım.

Pencereden baktığımda Serkan abinin yanında sırası ile Mert, Erdem ve Emirde vardı. Daltonlar gibi kapıda dikilmiş bizi bekliyorlardı. Şaka şaka bu gün dünya yakışıklılar günüydü galiba.

Yeğenimin Şule kapıdan kafasını uzatıp kapı açılmıyor dedi. Serkan abi ilk başta anlamasa da sonradan anlayıp bir zarf dolusu para uzattı.

Şule parayı yeterli bulduğu için kenara çekildiğinde Selinin bir elinden ben bir elinden Şule tutarak dışarı çıktık.

Herkes Selinin güzelliği karşısında dili tutulmuştu.


 

~Resim Temsilidir ~

İlk kendine gelen Mert oldu
Selin abla çok güzel olmuşsun tebrik ederim oldu.

Bizim çocuklarda annelerini desteklerken.

Serkan abinin hala dilinin bağı çözülmemişti.

Silkelenip kendine geldiğinde bize doğru yaklaştı.

- Çok güzelsin Selin'im

- Serkan

Serkan abi Selinin elini bizden alıp küçük bir öpücük kondurdu. Bu görüntü bir şaheserdi doğrusu.

- Hadi bakalım sonra yaşayın romantizminizi önce dış çekim sonra düğün var.

Mert'in söyledikleri ile herkes kendine geldi ve arabalara yerleştik. 4 arabaya zar zor sığarak gelin arabası önde olmak üzere yola koyuldu.

Süslü gelin arabasını gören çocuklar önümüze atladığı için. Yolumuz baya uzun sürse de sonunda dış çekim yapılacak mekana varmıştık.

Denizin kenarında ve ağaçlık alanda bir sürü fotoğraf çekimi ile iki saattir buradaydık.

Çekimler biter bitmez düğüne yetişmek için yola koyulduk. Biraz daha dursak kendi düğünlerine geç kalan gelin ve damat olacaklardı. Düğünün yapılacağı mekana gelince hepimiz çok mutlu olduk. Süslemeleri ile bizi kendine hayran bırakmıştı.

 

Serkan abi ve Selinin gelişi ile dans müziği başladı. Hüsnü Arkan - Hoşgeldin (ft. Birsen Tezer)

Bugün dağların dumanı aralandı, hoş geldin

Ah ışıklar içinde kaldım, yandım efendim

Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar

Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar

Sen bana geç geldin, ben sana erken

Tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken

Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin

Ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim

Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar

Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar

Sen bana geç kaldın, ben sana erken

Soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken.

Düğün son hız devam ederken herhangi bir aksilik olmasın diye uğraşıyordum.

Sıra nikah merasimine geldiğinde herkes yerlerini aldı. Selinin nikah şahidi bendim. Serkan abinin ise Mertti. Nikah akdi başladığında herkes çok heyecanlıydı.

Siz Feyyaz oğlu Serkan Hanzadeyi hiç kimsenin baskısı altında kalmadan kendi hür iradeniz ile Eşref kızı Selin Bucağı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?

-Evettt

Siz Eşref kızı Selin Bucak Feyyaz oğlu Serkan Hanzadeyi hiç kimsenin baskısı altında kalmadan kendi hür iradeniz ile eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?

-Evet

Sizlerde şahitlik ediyor musunuz?

Mert & Masal: Evettt

Diye bağırdım ikimizde.

- Bende Sarıyer Belediyesi'nin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.

İmzalar atıldıktan sonra. Selin Serkan abinin ayağına bastı. Serkan abiden ufak bir ses çıkınca gülmeye başladık.

Bütün davetlilerin alkışlaması ile birlikte nikah akdi bitmiş oldu.

Gelin ve damadın oturmalarına izin vermeden düğün son hızıyla devam ediyordu.

Selinin ikinci gelinliği giymesi bütün kızlar toplanıp horon teptik.

Ardından Emir, Erdem , Mert ve Serkan abinin zeybeği hepimizi şoka uğrattı.

Her şey çok güzel giderken bu mutluluğu bozacak bir şeyler olmaması için ortalığı kolaçan ediyordum.

Bir de şu gölge meselesi vardı. Hiç bir yerde görünmüyordu. Bir de sözde buraya gelip benimle dans edecekti. Oysaki onun bana aldığı elbiseyi bile giymiştim. Ama ortada görünmüyordu.

Kapıdan gelen kişiyi görmem ile bir tatsızlık çıkmaması için ayaklandım.

Daha ben oraya ulaşmadan lacivert takım elbiseli uzun boylu bir adam abimi tutup düğün alanın dışına çıkardı. Arkalarında bende topuklu ayakkabının izin verdiği şekilde çıktım.

Abimgile ulaşamadan o adam abimi dövmeye başladı.

Normalde buna asla izin vermezken bu sefer bir şey demedim. Çünkü abim her şeyi hakkediyordu.

Biraz bekleyip onu abimin üzerinden çektim. Elimin tenine değmesi ile abimin üzerinden kalktı.

Bu adamın kim olduğunu biliyordum ben o gölgeydi bana mesaj atan kişi.

Gözlerini bana kenetlemiş bakıyordu.

- Gölge bırak onu dövdüğüne değmez dedim.

- Yetişmeseydim yine seni üzecekti kır çiçeğim.

- Evet ama bu güzel günü gereksiz insanlar için mahvetmeyelim. İlk tanışmamız böyle olmamalı gölge.

- Olur güzelim sen nasıl istersen dedi.

Abimi arkamızda bırakıp düğün yerine doğru hareketlendik. Kapıda duran korumalar işaret verip abimi buradan götürmelerini istedim.

Sanki yıllardır gölgeyi tanıyormuşum gibi geldi. Bakışları , ses tonu tüm zerresi ile çok tanıdıktı.

Düğün alanına gelince şansımıza dans müziği başlamıştı. Oturacak bir yer bulamadan kendimizi pistte bulduk.
Ayla çelik- Beyazıt Öztürk: Bağdat

Klibi burada açabilirsiniz.

Yine seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadım bugün
Enikonu çaldı telefonlarım boşver, bakmadım bugün
Ne gazete okudum ne de bir haber
Derdi yasakladım bugün
Kaç öpücük olmuş inanamazsın
Aşkı hesapladım bugün
Dün geceyle tam üç ay bi gün
Dün geceyle tam üç ay bi gün
Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda yüz sene bin sene durabilirim
Ben leyla'yı, mecnun'u, ferhat'ı, aslı'yı, kerem'i bilmem ama
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim
Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda yüz sene bin sene durabilirim
Ben leyla'yı, mecnun'u, ferhat'ı, aslı'yı, kerem'i bilmem ama
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim
Yine seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadım bugün
Enikonu çaldı telefonlarım boşver, bakmadım bugün
Ne gazete okudum ne de bir haber
Derdi yasakladım bugün
Kaç öpücük olmuş inanamazsın
Aşkı hesapladım bugün
Dün geceyle tam üç ay bi gün
Dün geceyle tam üç ay bi gün
Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda yüz sene bin sene durabilirim
Ben leyla'yı, mecnun'u, ferhat'ı, aslı'yı, kerem'i bilmem ama
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim
Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda yüz sene bin sene durabilirim
Ben leyla'yı, mecnun'u, ferhat'ı, aslı'yı, kerem'i bilmem ama
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim

Daha adını bile bilmediğim bu adamın kollarında dans ediyordum.

Akrabalarım da dahil herkes onu merak ediyordu. Ama bende onu henüz tanımıyordum ki.

Ama sanırım onu görünce anladım kalbim bu adamı tanıyordu bir yerden.

Aklım henüz onu çıkaramamıştı. Kendimi şu ana bırakıp ilk defa hiç bir şeyi düşünmeden huzurla dans ettim.

Boyu uzun olduğu için topuklu ayakkabıları ile birlikte ancak göğsüne yetişiyordum. Gölge kulağıma doğru sözler fısıldamaya başladı;

Kır çiçekleri bütün evreni sardığında ;

Sen bana koşarak geliyor olacaksın ,

Saçlarına takılan yıldızlar,

Gökyüzündeki maviler ile harmanlandığında ,

Kokun kokuma karışsın ,

Bütün evren şahit olsun ki,

Seni bütün benliğim ile seveceğim kır çiçeği .

Masal: Bu olamaz gölge oydu ...

🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼

Loading...
0%