Yeni Üyelik
1.
Bölüm

TANITIM

@dilhun

 

Merdivenin basamaklarını ağır ağır indi. Dün gece fazlasıyla hareketli geçmişti, yorgundu. Geniş salona girdiğinde babasının burnundan soluduğunu gördü. Dün gece yaptığı şeyin haberini çoktan almış olmalı diye düşündü.

Rasim Demirhan oğlunun yavaşlığına tahammül edemeyerek bağırdı. “Çalışma odama geç.” Emri duyan Yalçın yönünü babasına bakmadan değiştirdi. Rasim kahvaltı masasında oturan diğer oğullarına baktı göz ucuyla. “Sizde geçin.” Oturan Soner ve Zafer hemen ayaklanarak çalışma odasına doğru yürüdü. Birazdan Rasim Demirhan’ın öfkesinden hepsi nasibini alacaktı.

Rasim kısa bir telefon konuşmasının ardından öfkesi perçinlenmiş şekilde çalışma odasına girdi. Kapıyı öyle sert kapattı ki iki katlı evin tüm camları titredi. “Anlat Yalçın Demirhan.” Ellerini masaya sertçe vurdu. “Anlat , Taşkıranlara neden bulaştığını anlat. Neden yeni bir savaşın kıvılcımını çıkardığını anlat.” Ses tonu yüksekti ama sinirli bir hali yoktu.

“Baba, itleri bizim meskene dadanmış bende usulünce uyardım.” Yalçın’ın kendini açıklama girişimini elini kaldırarak engelledi. Bahane duymak istemiyordu. Oturduğu sandalyesinden kalkıp oğlunun yakasına yapıştı. “Adamların mekanını mı kurşunlattın? Senin usulün böyle mi? İki ay önce paçamızı kurtaran adamların mekanını mı kurşunlattın?” Önce dişlerini sıkarak konuştu ardından “CEVAP VER!” diye haykırdı. Sesini tüm ev ahalisi duymuştu ama alıştıkları için kimse bu durumu yadırgamadı.

“Baba ben gider hesabı kapatırım. Neyse hatamızın diyeti öderim.”

Başını kaldırıp Soner’e baktı bu kez. Oğulları sırayla sabrını sınıyordu. “Öyle mi Soner efendi? Bu hesap parayla kapanmaz artık. İş masadakilerin kulağına çoktan gitmiştir.” Oflayarak sandalyesine yeniden oturdu. “Haldun bu saate kadar aramadığına göre misilleme yapacak.”

Çalışma odasının kapısı üç kere tıklatıldı. Demirhan erkekleri odada toplandığında odaya girilmeyeceğini herkes bilirdi. Bu kapı çalma önemli bir durum olduğunun habercisiydi. Rasim arkasına yaslandıktan sonra kapının dışındakine gel emrini verdi. İçeri giren Sadi’nin ne söyleyeceğini çok iyi biliyordu bu yüzden “Hangi mekan?” diye sordu. Sadi Rasim’in beklediği misillemenin haberini verecekti.

“Tuzla’daki depo abi.” Oda buz kesti. Herkes bahsedilen deponun hangi depo olduğunu anlamıştı ama Soner teyit etmek için sordu. “İki gün sonra sevkiyatı yapılacak olan silahların olduğu depo mu?” Sadi Soner’in sorusuna baş eğip onaylamakla yetindi. Odada ölüm sessizliği hakim oldu anında. Rasim Demirhan bir sonraki hamlesini düşünüyordu. Ya bu savaşa son verecek ya da harlayıp kendisi de dahil herkesi yakacaktı.

“Baba bizde onların hapları sınırdan geçirmeyelim.” Diyen Zafer’i elini kaldırarak susturdu. Kanı deli akan oğlunun taşkınlıklarıyla uğraşamazdı. Başında başka belalar varken Haldun Taşkıran ile de arayı bozarak büyük riske girerdi. Uzlaşma yoluna gidecekti ama Haldun’un uzlaşma istemediği depoyu patlatmasından belliydi. Elini çenesine götürdü. Bir çıkış yolu arıyordu. Bakışları karşısında dikilen oğluna kaydı. “Sadi şu iti çıkar odadan. Çiftlik evine götür.” Yalçın’ın itirazlarını duymadı bile. Sadi Yalçın’ı yaka paça odadan çıkarırken kardeşleri sadece izlemekle yetindi. Rasim Demirhan’a karşı gelecek cesaretleri yoktu.

Aynı saniyelerde Rasim’in telefonu çaldı. Arayan ismi gördüğünde suratı asıldı. Masadakilere haber çok hızlı ulaşmıştı. Arayan Murat Karayılan’dı.Telefonu açmadan önce son emrini verdi. “Zafer sen mekana git. Soner sen benimle gel.”

Bundan sonra Rasim Demirhan için hesap sorma vakti bitmiş sıra hesap vermeye gelmişti.

Loading...
0%