Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@dilos_mavi

Bazı anlar olur ya hani. Böyle kendinizi asla ifade edemezsiniz. Boğazınıza bir yumru oturur da yutkunamazsınız. Sanki bir el yüreğinizi avuçlayıp sıkar. Tam olarak öyle olduğum bir andayım. Aslında şuan böyle hissetmem için hiçbir neden yok. Sadece çok yoruldum galiba. Dizlerimdeki dermansızlık bu yaşın alameti olamaz. Olmamalı. Nedendir bilmem, yaptığım hiçbir şey yolunda gitmez. Resmen elimi altına atacak olsam taş kesilecek. Her kalbin gömülü olduğu bir yer vardır ya, benim kalbim nereye gömülü hiç bilmiyorum.

Canımı sıkan düşünceleri bir kenara bırakıp artık hazırlanmam gerektiğine kanaat getirip odama geçtim. Önce bir duş alsam daha iyi olacaktı sanırım. Çekmeceden iç çamaşırlarımı alıp banyoya geçtim. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulduktan sonra aynadaki yansımama takıldı gözlerim. Sanki zayıflamıştı yüzüm. Gözaltı torbalarım da şişmiş, dudaklarım kurumuş, çatlamış. Ne olmuş ya bana böyle? sanki çökmüşüm. Daha fazla kendimle oyalanmayıp sıcak suyun altına attım kendimi. Saçlarımı ve vücudumu iyice durulayıp çıktım duştan. Tabi ki ayaklarıma soğuk su dökmeyi ihmal etmedim. Benim için bi alışkanlık haline gelmiş. İnması güç ama baş ağrısı çekmiyorum böyle yapınca. Havluyu hızla bedenime dolayıp saçımı fönle kurutmaya başladım. Saçım ne düzdü ne de kıvırcık. Ortası diyebilirim. Daha doğrusu dalgalı.
Saçımı da kuruladıktan sonra tacımı takıp makyaj masasının önüne geçip oturdum. Evet en sevdiğim kısma geldik.
Güzelce yüzümü nemlendirip makyajıma başladım.
Aynadan hafif toprak tonlarındaki makyajıma bakıp memnuniyetle gülümsedim.
Dolaba yönelip siyah takımı aldım. Takım dediğime asla aldanmayın o kadar güzel ki anlatamam. Biraz da balık etli olmanın faydaları diyelim.

Hazırdım işte. Aynadaki bana gülümseyip çantamı ve telefonumu alıp çıktım odadan. İş görüşmesine yetişmek için tam bir saatim vardı.
Taksi durağından taksi isteyip evden çıktım. Taksi beklerken telefonum çaldı.

'Efendim defocum?'

'O bugün erkenciyiz Yeşimcim' deyip kıkırdadı.

'Hayatım biliyorsun iş görüşmem var. Ve taksi de geldi ben seni daha sonra arasam olur mu?' deyip taksiye bindim, hemen adresi verip Defne'yi dinlemeye devam ettim.

'Kuzum güzel haberlerini bekliyorum. Çıkınca beni ara bişeyler yapalım içimdeki hiç uslu olmayan kız çılgınlık istiyor, bişeyler yapmalıyız.' Dedi.

Aslında benimde buna ihtiyacım vardı.

'Olur bebeğim haberleşiriz öpüyorum seni.'

'Bende seni çok öpüyorum cici bir kız ol ve bu işi almadan dönme!!' diye tehditvari bir ses tonuyla konuştu.
Tamam deyip telefonu kapadım. Yol boyu etrafı izledim. Hiç heyecanlı değildim, oldukça güçlü bir CV'im vardı ve ben kendime güveniyordum. Hayatım boyunca pısırık, çekingen biri olmadım. Ayaklarımın üstünde durmayı bilen özgür bi kadındım.
Ben düşüncelere dalmışken taksici tonton amcanın sesi ulaştı kulaklarıma.

'Geldik hanım kızım.' dedi.

Ücreti ödeyip teşekkür ederek indim taksiden.
İşte Başaran Holding'in önündeydim artık. Birden bire bi heyecan kapladı içimi. Derin bi nefes alıp yürüdüm. İçeri geçtim ve danışmadaki kadına doğru gidip,

'Merhaba, ben Yeşim Ulutaş. İş görüşmesi için gelmiştim.' deyip gülümsedim.

'Merhaba Yeşim Hanım. Beşinci kata çıkıp sola dönerseniz ikinci oda toplantı odası.' deyip gülümsememe karşılık verdi.

Teşekkür edip asansörlerin olduğu kısma yöneldim. Asansör bir üst kattan aşağıya doğru geliyordu. Kapı açıldığı gibi boş sanıp girdim girmesine de keşke girmeseydim.

'Çok özür dilerim' deyip mahcup bir şekilde karışmdaki adama baktım.
Evet ona çarpmıştım ve düşmemem için belimden tutmuştu. Kendimi hemen geri çekip gülümsemeye çalıştım.

'Önemi yok.' deyip indi asansörden.

Bende beşinci kata çıktım. Sola dönüp ikinci odayı bulup önünde durdum. Derin bi nefes alıp içimden alınmak için dua ettim. Boğazımı temizleyip kapıyı çaldım. Gel sesini duyup içeri geçtim.
40 yaşlarında hoş bi kadın, bir o kadar da sert yüz ifadesiyle bana bakıp ayaklandı.

'Merhaba, Yeşim Hanım değil mi?' dedi ve elini uzattı.

'Evet Yeşim Ulutaş.' deyip bende elini sıktım. Daha sonra oturduk.

'Bende Gül Odacı. Memnun oldum. Ne içersiniz?'

'Bende çok memnun oldum Gül Hanım. Su yeterli olur.' dedim.

Elindeki telefonla birini arayıp bi su bide acı kahve istedi. Daha sonra bana yönelip konuşmaya başladı.

'Yeşim Hanım CV'nizi inceledim. Açıkçası beni epey memnun etti. Fakat bu işi neden istiyorsunuz?' diye bi soru yöneltti.

'Açık olmak gerekirse bu işe parasal anlamda herhangi bir ihtiyacım yok. Benim tek amacım kendimi geliştirmek. Gerek kendime, gerek çalıştığım şirkete faydalı olmak. Ben ileri görüşlü biriyim. Evet geçmiş iş hayatım başarılı görünüyor ama benim için epey zordu. Yeni başlıyordum ve haliyle zorluk çektim. Şimdi burdayım daha gelişmiş ve daha da gelişmeye hazır bir mimar olarak.' deyip sustum.
Tatmin olmuş bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

'Evet bizim bir mimara ihtiyacımız var. Fakat şuan da patronumuzun asistana ihtiyacı var. Ve henüz bulamadık. Biz asistan bulana dek Aslan Bey'in asistanı olsanız daha sonra kendi bölümünüzde kendi işinize başlarsınız olur mu?' deyip cevabı bekledi.

'Açıkçası bunu beklemiyordum. Hayatım boyunca asistanlık yapmadım. Kaldı ki ben mimarım ne anlarım ki asistanlıktan? Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Ben buraya mimarlık için başvurmuştum.' dedim kendimden emin bir tavırla.

O sırada kapı çaldı. Gül Hanım'ın gel komutuyla içeriye; sarı saçlı, kısa çıtı pıtı gözlüklü bi kız girdi. Suyu ve kahveyi bıraktı. Gül Hanım teşekkür edip kızı yolladı.

Daha sonra yüzümü inceleyip devam etti.
'Yeşim Hanım patronumuz hem mükemmel hemde biraz zordur. Fazlasıyla disiplinli biridir. Bu yüzden asistan konusunda aşırı derecede seçicidir. İnanıyorum ki sizi memnuniyetle kabul edecektir. Bu konuda en önemli husus ise sizin kendinizden epey emin ve dik duruşunuz.'

Ya Allah'ım yarabbim ben kadına yapamam diyorum, o kalkmış bana patron zor biri diyor. Banene bundan yani. Ben asistan olmak için mi geldim buraya.
Biraz sakinleşip sert olduğunu düşünmediğim bir tonda,

'Teklifinizi değerlendireceğim Gül Hanım. Ben size en kısa zamanda geri dönüş sağlayacağım.'
Deyip ayaklandım. Benimle birlikte kendisi de ayaklanmıştı. Çözemediğim bir şekilde telaşlı duruyordu ya da bana öyle geldi bilemiyorum.

'Peki Yeşim Hanım, sizden haber bekliyor olacağım. Tekrardan memnun oldum. Birlikte çalışacağımızı umud ediyorum.' dedi.

'Umarım.' deyip zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Ve hızla odadan çıkıp asansöre doğru yürüdüm hızlı hızlı.
Şirketten çıkıp hemen Defne'nin numarasını tuşladım.

'Efedimmmm?' diye yaylana yaylana konuştu. Sabır çekip,

'Hazır mısın?' diye sordum.

'Ben hazırım da ne bu gerginlik? Bi sorun mu var?' dedi hemen.

'Yüz yüze konuşalım mı? Merak etme sorun yok.' deyip geçiştirmeye çalıştım ve devam ettim.

'Ee nerden buluşuyoruz?'

'Bebekte buluşalım yemek yeriz ondan sonra karar veririz ne yapacağımıza. Olur mu?'

'Tamam olur. Bir saate ordayım, sende çabuk ol.' deyip konuşmasına fırsat vermeden kapattım telefonu.

Taksi çevirip bebeğe doğru yola koyuldum.
Ne yapmam gerektiğini düşünüp durdum bi süre. Paraya ihtiyacım var mı? Hayır. İşe ihtiyacım var mı? Evet. Çünkü hazır para değil de kendi paramı harcamak istiyorum. Kendimi geliştirmek, iyi yerlere gelmek istiyorum. Peki asistanlık yapabilir miyim? Sanmıyorum. Hiç tecrübem yok. Bi yandan eğlenceli olabilir ve ekstra bi tecrübe olabilir. Olamayabilirde. Ne yapmalıyım bilmiyorum. En iyisi Defneyle konuşup karar vermek diye geçirdim içimden.

Ve sonunda geldim. Taksiden inip mekana doğru geçerken aynı zamanda Defne'yi arıyordum ama cevap vermedi.
Mekanda oturup Defne'yi beklemeye başladım. 10 dakika geçti bu kız hala ortada yok. Acaba başına bişey mi geldi diye telefonumu elime almışken bana seslenen bi adet Defne bana doğru geliyordu. Bana bi güzel sarılıp karşıma oturdu. Parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Onu geç kaldığı için azarlayacağımı anlayıp hemen lafa girdi.

'Anlat bakalım neler oldu?' dedi.

'Açım ben, önce yemekleri söyleyelim.'

Yemeklerimizi sipariş ettikten sonra herşeyi en başından anlattım.

'Vay be koskoca Aslan Başaran'ın asistanı olmak öyle mi?' deyip güldü.

'Kızım dalga geçme yapamam ben asistanlık falan. Çok meraklıysan sen git.' deyip tersledim.

'Şaka bi yana da bence çok eğlenceli olur. Hem ne var ki en fazla bir ay yaparsın. Sonra bulurlar birini. Hem ondan sonra direk kendi işine başlayacaksın. Zaten şirket alanında çok başarılı diye istemedin mi orada çalışmayı? Al sana fırsat. İlk işini de büyük patronla yapacaksın. Gözüne girersen sırtın artık yere gelmez.' dedi.

Beni ikna etmeye çalışıyordu. Ediyordu da. Haklıydı yani söylediklerinde. Bu benim için güzel bi fırsat olabilirdi.

'Peki kabul edeceğim ama sorunlu bir adamsa eğer hemen işi bırakırım.' dedim ama hala kararsızdım.

Defne bunu anlamış olacak ki yine konuşmaya başlayacakken kurtarıcım olan yemekler geldi.
Kurt gibi acıkmıştım.

Yemekten sonra kahve eşliğinde biraz daha sohbet edip mekandan ayrıldık. Defne her ne kadar eğlence mekanlarına gitmeyi teklif etse dahi onu ustaca alt edip evime gelmiştim.
Önce üstümü değiştirip rahatladım. Epey bi düşünme faslını da atlatıp Gül Hanım'ı aradım.
Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...
Cevap veren olmadı. Önemsemeyip mutfağa geçtim. Paketten bi dal sigara alıp dudaklarımın arasına yerleştirdim ve yaktım. Sigara dumanını derince içime çekip tekrar dışarı üfledim.
Babaanemi özlemiştim. Kokusu burnumda tütüyordu. En kısa zamanda mezarına ziyarete gitmem gerektiğini biliyordum.
Ben derin düşüncelere dalmışken masanın üstündeki telefonum titremeye başladı. Gül Hanım arıyordu.
Biraz bekleyip cevapladım.

'Alo?'

'Yeşim Hanım?' dedi sorarcasına.

'Teklifiniz için aramıştım.' dedim biraz soğuk bi sesle.

'Ah evet sizi dinliyorum.'

'Kabul ediyorum. Fakat öncesinde bilmem gereken bişey var mı?' deyip sigaramdan bi nefes daha çektim.

'Yarın başlayabilir misiniz?'

'Evet, saat kaçta?'

'9 da şirkette olmanız gerekiyor. Detayları yüz yüze tekrardan konuşuruz.'

'Tamam, iyi akşamlar.' deyip cevap vermesini bile beklemeden kapattım. Nedense hazetmemiştim bu kadından.
Biten sigaramı söndürüp uyumak için odama geçtim. Yarın büyük gün. Bakalım görelim bu defa neler gelecek başıma acaba.

İlk bölümün sonuna geldik. Aslında çok aşırı heyecanlıyım. Bu kitabın ilk bölümü. İlerleyen zamanlarda ne olur bilemem. Belki yine pes ederim. Belki de çok güzel ve güçlü bir şekilde devam ederim bilemiyorum. Herşey size bağlı aslında. Bana güç verir misiniz? Destek olur musunuz? Umarım herşey yolunda gider. Eğer olursa herşey hayal ettiğim gibi. Kitabın ilk bölümünü burda paylaştığım gibi son bölümünü de paylaşabilirsem, size kitabın sonunda bir sürprizim olucak. Sizi kocaman öpüyorum, hiç güçlü olmayan kollarımla da sarıp sarmalıyorum. Göz bebeklerim benim.

 

Loading...
0%