@dincerkocabas2010
|
Elif, o gece Aras'ın ziyaretinden sonra uykusuz bir gecenin ardından sabaha karşı kendini gazetecilik mesleğinin verdiği içgüdüsel bir kararlılıkla hazırlamaya başladı. Duvardaki not tahtasını inceledi. Mehmet'in ölümü ile ilgili topladığı bilgiler, şimdi daha da anlam kazanmıştı. Aras'ın tehdit dolu varlığı, onun araştırmasının ne kadar yakıcı olduğunun bir kanıtıydı. Elindeki dosyaları yeniden gözden geçirirken, Mehmet'in son günlerini anlatan notları dikkatle inceledi. Market sahibi olan Mehmet, aslında çok daha büyük bir operasyonun küçük bir dişlisi gibi görünüyordu. İstanbul'un karanlık ticaret ağında, onun ölümü sadece bir başlangıç olabilirdi. Telefonunu açtı ve güvendiği bir meslektaşını aradı. "Murat, her şey değişti," dedi, sesi alçak ama kararlıydı. "Mehmet'in ölümü bir tesadüf değil. Ben tehlikedeyim." Murat'ın endişeli sesi hattın diğer ucundan geldi. "Elif, şimdi sakin ol. Ne olduğunu anlat." Elif, o gece yaşadıklarını kronolojik olarak anlattı. Aras'ın evine girmesi, tehditleri, o ürkütücü bakışları... Her kelime, onun için hem bir itiraf hem de bir meydan okuma gibiydi. "Beni öldürmek istediğini biliyorum," dedi Elif. "Ama henüz öldürmedi. Bu, bir şeylerin değiştiğini gösteriyor." Murat, bir süre sessiz kaldı. "Elif, şimdi polise gitmek zorundasın. Bu adam profesyonel bir katil. Senin için endişeleniyorum." Elif, hafif bir kahkaha attı. "Polis mi? Hangi polis? Bu adamın bağlantıları o kadar derin ki, polis bile onun gölgesinde kalır." Araştırmasının merkezinde duran kara para aklama operasyonu, artık sadece bir gazetecilik hikayesi değildi. Bu, onun hayatının merkezine oturmuş bir labirente dönüşmüştü. Mehmet'in ölümü, Aras'ın varlığı, her şey birbirine bağlanıyordu. O gün, Elif bilgisayarının başına geçtiğinde, daha önce topladığı tüm belgeleri yeniden incelemeye başladı. Mehmet'in ölümünden önce, hangi şirketlerle çalıştığını, hangi nakliye firmalarıyla bağlantısı olduğunu araştırdı. Her belge, her not, onun için küçük bir parçaydı. Öğleden sonra, şehrin merkezi bir kafesindeydı. Dizüstü bilgisayarı açık, etrafını gözlemleyerek çalışıyordu. Her gelen gidenden şüpheleniyordu. Aras'ın onu izlediğini biliyordu. Bu izleniş, artık onun hayatının bir parçası haline gelmişti. Telefonuna gelen bir mesaj dikkatini çekti. Bilinmeyen bir numaradan gelen mesajda sadece iki kelime yazılıydı: "DUR ELIF." Eller titreyen Elif, mesajı sildi. Ama bu tehdit, onun kararlılığını kırmak bir yana daha da artırmıştı. Akşam saatlerinde, evine dönerken her köşeyi kontrol ediyordu. Aras'ın gölgesi, onun zihninde artık somut bir varlığa dönüşmüştü. Tehlike, sadece fiziksel değildi; psikolojik bir kuşatma altındaydı. Evine girdiğinde, her zamanki rutin kontrollerini yaptı. Kapılar kilitli, pencereler kapalı. Ama bu güvenlik hissi, sahte geliyordu. Çünkü o biliyordu ki, Aras istediği an her yere girebilirdi. Bilgisayarını açtı ve Mehmet'in son günlerini araştırmaya devam etti. Nakliye şirketleri, banka hesapları, gizli transfer kayıtları... Her belge, onun için bir sonraki ipucuydu. Gece yarısına doğru, bir şey dikkatini çekti. Mehmet'in banka hesaplarında, son üç ayda beklenmedik büyük transferler vardı. Bu paralar, normal bir market sahibinin kazanabileceğinden çok daha fazlaydı. Elif, içgüdülerinin peşinden gidiyordu. Bu transferler, kara para aklama operasyonunun küçük ama önemli bir parçasıydı. Mehmet'in ölümü, bu operasyonun açığa çıkmasını engellemek için mi planlanmıştı? Sabaha karşı, yorgun ama kararlı bir şekilde çalışmasını sonlandırdı. Duvardaki not tahtasına bir not daha ekledi: "Mehmet = Kilit İsim. Neden öldürüldü?" Telefonunun ekranı yanıp söndü. Yeni bir mesaj: "Çok fazla biliyorsun, Elif." Bu kez mesaj, tanıdık bir numaradanydı. Aras'ın numarası... Elif, telefonunu masaya bıraktı. Artık oyunun kurallarını o belirleyecekti. Aras onu durdurmaya çalıştıkça, o daha da derine inecekti. Bu, sadece bir gazetecilik meselesi değildi artık. Bu, hayatta kalma mücadelesiydi. Ve Elif, asla pes etmeyecekti. |
0% |