@dincerkocabas2010
|
### 11. Bölüm: Yeni Bir Başlangıç Fabrikanın arkasında bıraktığımız geçmiş, üzerimizde biriken karanlık gölgelerden kurtulmuş gibiydi. Ali’yle birlikte o dev metal kapıdan adım attığımız an, güneşin ışıkları üzerimize vurdu. Bu ışıkların sıcaklığı, içimizi bir nebze olsun ısıtırken, yorgun ve kederli yüzlerimizde yeni bir günün umudunu taşıyordu. Ali’nin yüzüne baktım; bakışlarında hâlâ geçmişin izleri vardı, ama bu kez daha hafif, daha uzaktan, sanki geçmiş artık onun üzerindeki o ağırlığı bırakmış gibiydi. Bir süre yan yana, sessizce yürüdük. Sadece adımlarımızın toprakta bıraktığı izleri izliyorduk, ağır ama kararlı bir şekilde geleceğe doğru ilerliyorduk. O ana kadar ikimizin de bu kadar çok şey yaşayıp, birbirimizden bu denli güç alabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Ali’nin omzundan bir yük kalkmış gibiydi. Artık onunla göz göze gelmekten, bakışlarında dolaşan karmaşayı görmekten çekinmiyordum. Onunla yan yana, bir geleceğe yürüdüğümüzü hissetmek içimi tarifsiz bir huzurla dolduruyordu. Ali aniden durdu, yüzünde kararlı ama kırılgan bir ifade vardı. Gözleri bana baktığında o derin bakışın ardında yılların biriktirdiği acıyı, pişmanlığı ve minnettarlığı görebiliyordum. “Elif,” dedi, sesi titriyordu. “Bu yolculuk boyunca senin yanında olman… Bana her şeyden değerli bir şey kazandırdı.” Bir süre sessiz kaldı, sonra devam etti. “Eğer sen olmasaydın… belki de bu karanlık geçmişten asla kurtulamazdım.” O an, Ali’nin gözlerinde çocukluğundan beri peşinde olan o karanlığa rağmen, yeniden doğmak isteyen bir adamı gördüm. Yüzümde hafif bir tebessüm belirdi; içimde ona sarılmak, ona sıkı sıkı sarılıp “Artık yalnız değilsin” demek için güçlü bir istek vardı. Ve bu isteği daha fazla bastıramadım. Birkaç adım attım ve Ali’ye sıkıca sarıldım. Kalbim onun kalp atışlarına karıştı; bu yakınlık, ikimize de anlatılamaz bir huzur veriyordu. İkimiz de yorgunduk, ama bu yorgunluk, sonunda kazandığımız bir zaferin yorgunluğuydu. Ve o an, Ali’nin omzuna yaslanırken hissettiğim şey, bir daha asla yalnız olmayacağımıza dair sessiz bir sözdü. Bir süre sonra Ali’nin gözlerine baktım; o hüzünlü bakışların ardında artık bir rahatlama vardı. Onun yüzündeki hafif gülümsemeyi görmek, içimde kelebekler uçuruyordu. Bu gülümsemeyi, bu masum ve gerçek ifadeyi bir an olsun unutmak istemiyordum. Göz göze geldiğimizde, o yoğun bakışlar bizi daha da yakınlaştırdı. İçimdeki sevgi, her zamankinden daha yoğun bir şekilde yükseliyordu. Ali’nin gözleri, geçmişin gölgelerinden kurtulmuş, huzurlu ve bana minnettar bir şekilde bakıyordu. Ali yavaşça elimi tuttu, parmaklarımız birbirine kenetlendi. O an, ellerinin sıcaklığı tüm bedenime yayıldı. İkimiz de bir kelime dahi söylemeden, o anda hissettiğimiz tüm duyguları bir arada yaşıyorduk. Ali’nin elini sıkıca kavradım; bu, onun yanındayım, seninle her zaman burada olacağım demenin sessiz bir yoluydu. O an, Ali’nin gözlerinde geçmişin izlerinin silindiğini ve yerini güven dolu bir ifade aldığını gördüm. Zaman durmuş gibiydi; sadece birbirimizin varlığı, dokunuşlarımız ve derin bakışlarımızla o anı yaşıyorduk. Ali, bakışlarını gözlerimden ayırmadan, hafifçe bana doğru eğildi. Dudaklarımız birbirine yaklaştıkça, kalbim daha da hızlı çarpmaya başladı. İlk defa, onunla bu kadar yakındım; yaşadığımız her anı, her duyguyu derinlemesine hissediyordum. Ali’nin dudakları hafifçe dudaklarıma değdiğinde, dünyanın geri kalanı sessizliğe gömüldü. Bu, ikimizin de taşıdığı yüklerden kurtulduğumuz, sadece birbirimize ait olduğumuz bir andı. Öpüşmemiz, yıllardır beklenen, bastırılmış duyguların ifadesi gibiydi. Ali, yavaşça geri çekildiğinde, gözlerinde bana bakarken gördüğüm derin minnettarlık beni daha da yakınlaştırdı ona. “Elif,” dedi usulca, “Artık her şeyden özgürüm, ve bunun sebebi sensin.” Bu sözleri duyduğumda gözlerim doldu; bu yolculuk, sadece Ali’nin geçmişinden değil, aynı zamanda benim de geçmişimden arındığımız, birlikte yepyeni bir başlangıç yaptığımız bir yolculuktu. Bir süre daha sessizce oturduk, ellerimiz birbirine kenetli. Artık ne geçmişin gölgeleri ne de geleceğin korkusu vardı. Sadece o an, o huzur dolu an bizimdi. İkimiz de birbirimize güvenerek, yeni bir başlangıç yapmaya hazırdık. |
0% |