@dincerkocabas2010
|
Kemal Bey'in evinden döndükten sonraki günler, sanki eski bir fotoğraf albümünün sayfaları gibi, yavaş yavaş açılmaya başladı. Ali artık her hafta sonu babasını ziyaret ediyordu. Bazen ben de onlara katılıyor, üç neslin hikayelerini dinliyordum. Bir cumartesi sabahı, Ali beni beklenmedik bir haberle uyandırdı. "Babam evi satmaya karar vermiş," dedi, sesi karışık duygularla doluydu. "Daha küçük bir eve geçmek istiyor. Diyor ki 'Bu kadar büyük bir ev, içinde sadece anılarla yaşayan bir adam için fazla.'" Ertesi gün Kemal Bey'in evine gittik. Salon, yarı boşaltılmış kutularla doluydu. Ali'nin çocukluk fotoğrafları, annesiyle çekilmiş resimleri, eski Galatasaray maç biletleri... Hepsi özenle paketlenmeyi bekliyordu. "Size bir şey göstermek istiyorum," dedi Kemal Bey, bizi evin arka bahçesine çıkararak. Bahçenin köşesinde, yıllar önce Ali'nin annesiyle birlikte diktikleri güller hala açıyordu. "Her bahar açarlar," dedi gülümseyerek. "Tıpkı onun gibi, inadına güzel, inadına dirençli..." Ali babasının yanına oturdu. "Bu gülleri yeni eve taşıyabilir miyiz?" "Düşündüm," dedi Kemal Bey. "Ama belki... belki sizin evinizin bahçesine diksek? Yeni bir başlangıç gibi olur." O an Ali'nin gözleri doldu. Bu sadece birkaç gül fidanı değil, ailesinin mirasının devamıydı. "Baba," dedi titrek bir sesle, "sen de bizimle yaşamak ister misin?" Kemal Bey şaşkınlıkla oğluna baktı. "Ama... sizin kendi hayatınız var..." "Ve o hayatta sana da yer var," dedim araya girerek. "Hem yakında bebeğimiz olacak. Onun da dedesinin hikayelerini dinlemeye ihtiyacı olacak." Kemal Bey'in gözleri büyüdü. "Bebek mi? Yani ben... ben dede mi oluyorum?" Ali başını salladı. "Evet baba. Üç ay oldu öğreneli. Sana söylemek için doğru zamanı bekliyorduk." Kemal Bey ayağa kalktı, bahçedeki güllere baktı. "Biliyor musunuz," dedi duyguyla, "anneniz hamile olduğunu öğrendiğimizde bu gülleri dikmiştik. 'Her bahar açtığında, ailemizin büyüdüğünü hatırlayalım,' demişti." O akşam geç saatlere kadar bahçede oturduk. Kemal Bey, Ali'nin annesinin hamilelik döneminden, Ali'nin ilk adımlarından, ilk kelimelerinden bahsetti. Her anı, şimdi bizim yaşayacağımız yeni anıların bir önsözü gibiydi. Ay ışığı güllerin üzerine düşerken, üç neslin hikayesi yeni bir sayfa açıyordu. Kemal Bey'in evi satılacaktı, ama içindeki anılar bizimle gelecekti. Güller yeni bahçemizde açacak, Ali'nin annesinin mirası, doğacak bebeğimizle devam edecekti. Eve dönerken Ali, "Bazen kaybettiklerimiz, bize farklı şekillerde geri dönüyor," dedi. "Annemin sevgisi şimdi bu bebekte yaşayacak." Elimi karnıma koydum. İçimde büyüyen can, sadece bizim değil, üç neslin sevgisiyle büyüyecekti. Galatasaray forması gibi, bahçedeki güller gibi, bu bebek de ailemizin devam eden hikayesinin yeni bir bölümü olacaktı. Kemal Bey'in evindeki son akşamımızda, güneş batarken, üç neslin kalpleri aynı ritimde atıyordu. Geçmiş, şimdi ve gelecek, aşkın zaman tanımaz gücüyle bir araya geliyordu. |
0% |