@diva_gma
|
Bu doğan güneşte ne kadar güzel. Uçan kuşlar, hafifçe esen rüzgar, sokaktan geçen insanlar. Hepsinin sebebi bir kişi miydi, herkesin yaşayacağı bir olay mıydı?
Öyleyse çok güzeldi. Her gün yaşadığım şeyleri değiştiriyordu.
Adı neydi bunun sevgi miydi? Olamazdı, çünkü farklıydı. Başkalarına gösterdiğim sevgiyle aynı değildi. Babama, anneme, öğretmenlerime, sınıf arkadaşlarıma, en yakın arkadaşıma, Atakan' a ve Akgün' e gösterdiğim sevgiyle aynı değildi.
Adı aşk mıydı? Aşklı hayat mıydı? İnsan aşık olunca böyle olması normal miydi? Esen rüzgara bile tebessüm mü ederdi? Öyleyse ben aşık olmuştum, hem de çok fena. Benim hayatımda aşk mı vardı? O zaman hiç çıkmasın hayatımdan, benim hayatım hep aşklı hayat olsun.
Sadece kendimi yalnız hissetmeyeyim diye açtığım televizyonun sesi eşliğinde kitap okuyordum.
Şöyle diyordu kitapta.
"Ama ben, ruhumun bütünlüğünde huzur bulacağım, çünkü yaşamımın bir anlamı olacak. Günbatımına bakıp bunun Tanrı' nın işi olduğuna inanabileceğim."
Benim ruhum ve yaşamım huzur ile doluydu. Huzur İnanç' tı ve o benim hayatımdaydı. İnanç benim hayatımın molasıydı.
Kitap okumaya ara verip karşımda açık olan televizyona çevirdim bakışlarımı. Tam o anda birisi arayınca dikkatimi telefonuma verdim. Ayşin' in ismini görünce otomatikmen gülümseyip hemen telefonu açtım.
"Ne yapıyorsun? Dedi son harfi uzatarak.
"Oturuyordum, sen ne yapıyorsun?
"Sıkılmamı engelleyen bir şey bulmaya çalışıyorum. Bu arada, rahatsız etmedim değil mi?"
"Hayır tabiki de bende sıkılıyordum zaten."
"O zaman, bence buluşup birlikte sıkılabiliriz." Kıkırdadım. Aslında olabilirdi, zaten evde tektim.
"Olabilir aslında. Tamam buluşalım."
"Süper o zaman bir önceki buluşmamızda gittiğimiz kafeye gidelim mi? İkimizin evine de yakın. ikide buluşuruz."
"Olur"
"Tamam o zaman görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattım ve biraz daha oturma odasında oturduktan sonra odama çıktım. Yaz bugün itibariyle gelmişti. Havalar gerçekten de sıcaktı. Üstüme vücuda yapışan beyaz bir t-shirt ve altıma da lacivert kumaş bir pantolon giyip saçlarımı topladım. Ardından biraz daha onaylandıktan sonra evden çıktım ve kafeye doğru yürümeye başladım.
Ayşin ile birlikte aynı anda kafeye geldiğimizde selamlaşıp cam kenarı bir masaya oturduk. Sonra da yiyeceğimiz şeylerin siparişini vermek için de garsonu çağırdık.
"Senin siparişini ben verebilir miyim?"
Dedi Ayşin bana dönerek. Ne isteyeceğimi biliyordu zaten.
"Olur."
Ayşin garsona döndü ve siparişlerimizi verdi. Benim için tabii ki de çikolatalı süt ve kakaolu kurabiye söylemişti. Ne isteyeceğimi bilmesinin sebebi çikolatalı sütü sudan daha fazla tüketmemdi.
"Hadi anlat bana neler yapıyorsun, tatilde ne yapacaksın." Dedi Ayşin.
"Tek fark okula gitmeyecek olmam yoksa her şey aynı olacak."
Dedim fakat o an aklıma bir şey geldi her şey aynı olmayacaktı ki artık İnanç vardı. Belki de çok fazla değişecekti hayatım. Bu düşünce kalbimi huzurla doldurdu. Ayşin de bunu fark etmiş olacaktı ki bana meraklı gözlerle ve çatık kaşlarla bakmaya başladı.
"Ne oldu?"
Gülümseyerek başladım konuşmaya.
"Aslında artık hayatım eskisi gibi olmayacak. Yalnız değilim bundan sonra. İki dost ve bir…
Cümleyi nasıl devam ettireceğimi bilemiyordum. Tam o anda garson siparişlerimizi getirince biraz daha zaman kazandım. Derin bir nefes aldım.
"İki dost ve bir sevgili girdi hayatıma dün gece."
"Kim, kim çabuk söyle, anlat en başından başla."
En başından başlayıp her şeyi ona aktardım. Güvendim, güvenmek istedim bu yüzden her şeyi ona anlattım.
"O kadar güzel şeyler ki bu anlattıkların çok mutluyum senin için."
"Bende çok mutluyum ama üzgünüm de."
"Neden ki bir sorun mu var?"
"Annem hayatımda birinin olmasını istemiyor ama ben o teklifi kabul ettim."
"Başkalarının isteklerine göre yaşayamayız hayatımızı, bir kere geliyoruz bu hayata ve bu ömrün her saniyesinde kendimizle baş başayız bu yüzden senin kalbinden ne geçiyorsa onu yap. Gönlünce yaşa hayatını."
"Haklısın ama çok ağır bir yük bu, anneme belli etmemem gereken bir şey. Zor olacak biliyorum, zaten iki insanın birbirini sevebilmesi kolay bir şey değil ki. Aşk sadece bir duygu değil tüm bedeninle yaşadığın bir şey. Üzüntüyü ve mutluluğu her şeyinle hissediyorsun. Ama ben yine de en güzeli için uğraşacağım."
"Ben hep senin yanındayım ne zaman istersen konuşabiliriz. Kendini sakın yalnız hissetme. Ben Atakan' ı tanıyorum çok kafa dengi birisi Akgün ve İnanç' da öyledir. Üzülme sakın ben inanıyorum çok mutlu olacaksın."
Saatler geçti biz konuşmaya devam ettik. O anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi. Sonra birbirimizle vedalaştık ardından evlerimize döndük.
Anahtarı çevirip kapıyı açtığımda endişem azalmıştı. Ev hala boştu saat yediye geliyordu annem birazdan gelecekti.
Üstümü değiştirirken kapı sesi duydum ve benim mesainin başladığını anladım, annem gelmişti hatta bugün garip bir şekilde babam da erken gelmişti. Odamdan çıkıp mutfağa gittim.
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk kızım." Dedi koruyucu meleğim olan babam bazı durumlarda beni annemden bile korurdu. Sımsıkı sarıldı bana, saçlarıma öpücükler kondurdu.
"Çok seviyorum seni." Diye devam etti babacığım. Cevap olarak ben de ona daha da sıkı sıkı sarıldım. Annem sadece bana gülümsemekle yetindi. Aslında bu gülümseme bile yeterdi bana bazı günler ya o işten eve geç gelirdi ya da ben o demeden saatlerce ders çalışırdım.
Konuşa konuşa birkaç saat geçmişti. Sonra ben onları orada bırakıp odama geri döndüm. Telefonumu masanın üzerine bırakmıştım ve bildirim sesleri geliyordu.
Ekrandaki isim kalbimin ritmini değiştirmeye yetiyordu. İnanç mesaj atmıştı, benim canım sevgilim bana mesaj atmıştı. Mesajları okumaya başladım.
Müsait misin?
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Ama seninle konuşmak istedim o yüzden mesaj attım sana.
Biraz konuşalım mı?
Özledim.
Nasıl bir duyguysa yan yanayken bile birbirimizi özlüyorduk. Bir gün boyunca konuşamamak bir ömür boyunca konuşamamak gibiydi bizim için. Bende mesaj attım ona.
Müsaitim ve tabii ki de rahatsız etmedin.
Konuşalım.
Keşke okullar daha geç kapanıyor olsaydı seni görememek zor geliyor.
Sevgi pıtırcığı oldum şuan.
Ne zaman istersen konuşuruz. Ben yanındaymışım gibi hissedersin.
Ama ben seni görmek istiyorum.
Görüntülü konuşuruz o zaman.
Elini tutmak istiyorum, sana sarılmak istiyorum.
Teknoloji o kadar gelişmedi onlar telefonla yapılmıyor maalesef.
Gerçekten mi Sadem, yemin et istersen. İnanç' ta sen açıklamasaydın bilmiyordu zaten telefondan birbirlerine dokunulmayacağını.
İnanç büyük ihtimalle bana o soruyu sorduğu için pişman olmuştu çünkü cevap yazamıyordu.
Telefon olmasına gerek yok ki. Buluşsak olmaz mı? Ben teknolojinin bu kadar gelişmesini bekleyemem.
Ama benim anksiyetem tutar adamım. Boşver sen buluşmayı telefon yeter. Fakat böyle bir şey yazmadım tabii ki de. Ne olursa olsun, ne kadar zor olacaksa kolaylaştıracağım ve sevgilimle buluşmaya gideceğim.
Tamam o zaman buluşalım.
Bence haftaya karne günü okul çıkışı buluşabiliriz.
Diye bir fikir sundu İnanç. Olabilirdi. Zaten okula gidecektim ve bu yüzden eve geç kalsam da sorun olmazdı. Hiç kimse bir şey anlamazdı. Benim de işime gelirdi.
Bence de o gün buluşalım. Zaten dışarı çıkacağız.
Tamam o zaman haftaya cuma okul çıkışı buluşuyoruz. Tamam mı? Uygun mu?
Tamam uygun.
Ay heyecanlandım ben şimdiden.
Bu mesaj İnanç' tan geldi. Gerçekten de ben yazmadım. Ama şuan yazdıkları çok şirindi.
Bir haftada anca heyecanımı düzene sokarım.
Ben de heyecanlıyım.
Ben biraz kendimi toparlayacağım o yüzden konuşmaya devam edemeyeceğim sorun olur mu senin için?
Hayır sorun olmaz.
Peki o zaman iyi gecelerin olsun güzelim.
Kalbime geldi İnanç. Dikkatli olur musun?
Her gecen iyi olsun sevgilim.
Aslında bu yoktu, içimden geldi.
Ve böylelikle bu muhteşem konuşmamız son buldu. Yatağıma yattım ve İnanç gibi heyecanımı düzene sokmaya çalıştım. Fakat işe yaramayacaktı biliyordum haftaya cuma günü İnanç' ı ilk gördüğüm an heyecandan hiçbir şeyi algılayamayacaktım.
Çok güzeldi bu duygu çok güzel hissettiriyordu.
|
0% |