@diva_gma
|
Keyifli okumalar.
Bir altı nisan sabahı…
Çiçekçiden aldığım zambakların parasını ödeyip yoluma devam ettim. Bu çiçekler de aynı onun gibi çok zarifti… Yolun yarısından çoğu bitmişti ve kısa süre sonra hastaneye varmıştım. 3. kata çıkıp odasının olduğu koridora girdim. Doktoru kapısının önündeydi. Yanında hemşireler vardı onlarla konuşuyordu. O an doktor beni fark etti.
"Biz de seni arayacaktık." dedi
"Neden?"
Cevap vermedi.
"Neden?" dedim tekrardan.
Başını önüne eğdi. Hemşireler gitmişti sadece doktor kalmıştı.
"Üzgünüm."
"Neden ki?" anlamıyordum, anlamak istemiyordum belki de.
"Başın sağ olsun. Onu kaybettik."
Bu güne kadar çoğu şeyi düşünmüştüm. Yaşadıklarımı gözden geçirmiştim. Geleceği düşünmüştüm, ne olacak acaba demiştim. Ama bu anı hiç düşünmemiştim. Düşünmek istememiştim. Aklımdan dâhi geçirmemiştim. Geçirirsem gerçekleşir diye korkmuştum. Gerçekleşmişti…
Bir anda odasına doğru koştum ve kapısını açıp içeri daldım. Yatak boştu etrafta ona ait hiçbir şey yoktu.
“Yalan söylüyorsun. Nereye sakladınız onu. Onu bana gösterin lütfen. Ne oldu ona?”
“Öldü. Durumu iyiye gidiyordu fakat birden fenalaştı. Vefat etti.”
“Ona öldü deme.” diye bağırdım. Canım yanıyordu, acı çekiyordum. Ölmek istiyordum, onun yokluğuna katlanmak yerine ölmek istiyordum.
“Ona öldü deme bu onun masumluğuna yakışmıyor.”
Ağlıyordum, duvarları yumrukluyordum. Odadan çıkıp koridorda durdum.
“Nerede, onu nereye sakladınız?“ koridorda bir o yana bir bu yana koşuyordum ve onu arıyordum. Hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağlıyordum. İlk kez bu kadar çok canım acıyordu. Doktorun bana doğru geldiğini gördüm. Başımı tuttu ve ona bakmamı sağladı.
“O öldü. Aylarca acı çekti ve sonunda öldü. Ama seni daha fazla görebilmek için çektiği acıyı unutup daha çok yaşamak istedi. Ölmeden bir gün önce bile sana seni sevdiğini söyledi, bunun için onlarca kez şükret. Seni severek öldü. Ölüm aşkınıza engel değil."
Dizlerimin üstüne çöktüm ve orada dakikalarca ağladım. Doktor yanımda beni teselli ediyordu. Gelirken aldığım zambaklar hâlâ elimde duruyordu.
"Onu son kez görebilir miyim?" dedim bağırmaktan kısılan sesimle. Doktor yüzümü inceledi, gözlerimdeki acıyı ve çaresizliği fark etti. Başını aşağı yukarı salladı. Ağlaya ağlaya kalktım ve morga gittik. Doktor orada çalışan kişiyle konuştu ve görebileceğimi söyledi.
İçeri girdim, soğuktu.
"Acele et." dedi çalışan adam. Kapağı indirip içeriden sevgilimi çıkardı. O orada korkardı, üşürdü. Ama kimse bunları bilmiyordu. Üzerindeki beyaz çarşafı boynuna kadar indirdi. Yüzünü gördüm, saçlarını, burnunu, dudaklarını ne kadar güzel görünsede ölüm onun bedenine yakışmıyordu.
Ona doğru ilerledim. Ve hiç vakit kaybetmeden sarıldım ölü bedenine. Sondu bu, başka bir zamanımız yoktu. Ömrümüzde bedenlerimizin birbirine değdiği son andı bu…
"Sevgilim, seni çok seviyorum. Teşekkür ederim, sen beni ölürken bile sevdin. O kadar çok sevdin ki kendimi sevmemi bile sağladın. Ben de ölünceye kadar seni seveceğim. Kurduğumuz hayallerimiz imkansız olarak kalmasın diye hepsini gerçekleştireceğim. Bana yap dediğin o şeyi de yapacağım hayatımın anlamı. Her şeyimsin. Gittiğin yerde çok mutlu ol. Orada canın acımasın. Korkma sevgilim. Bedenim yanında olmasa bile aklım ve ruhum hep yanında. Toprak seni incitmesin küçük kızım."
Her tarafına öpücükler bıraktım ve en sevdiği çiçek olan zambağı başının yanına bıraktım. Çalışan adamın birazdan zambağı çöpe atacağını biliyordum ama son kez ona bedeni toprağın altında değilken çiçek vermek istemiştim. Bundan sonraki her çiçeği mezarında kalacaktı.
Yüzü tekrardan çarşafla kapandı ve o buz gibi yere geri girdi. Dışarı çıktım. Saatlerce orada oturup morgun kapısını izledim. Ve kulaklarımda her yalnız kaldığında mırıldandığı o şarkı çınladı. Onun sesiyle…
İçimde bir şey kanıyor Keskin bir vedanın yarası sızlıyor Yüzümde bir şey soluyor Aynı değil, umudun rengi kayboluyor
Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor Şiirler hep dargın, dualar şifasız Ömrüme mıhlanmış bir cümle
Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana, yana yana Yana yana, yana yana
Aslında benim güzel sevgilim yaşadığımız bu durumu önceden anlayıp bunu bir şarkıyla kabullenmeye çalışıyordu…
Görüşmek üzere.
|
0% |