Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Saat Yedide

@diva_gma

Sınıfa giren sınıf başkanı kız sene sonuna yaklaştığımız için birçok hocanın olmadığını ve boş derslerde bahçeye çıkabileceğimizi söyledi. Edebiyat dersini severdim ama okul bahçesinde kitap okumayı daha çok severdim.

 

Tüm sınıf dışarı çıkarken çantamdan okuyacağım kitabı yanıma aldım ve sınıftan çıktım. Tam o an bir şey hatırladım. Bugün günlerden perşembeydi. Ve İnançların beden dersi perşembe günü ilk iki dersti. Yani ben bir köşede kitap okumaya çalışırken İnanç dışarıda olduğu için hep dikkatim dağılacaktı.

 

Bahçeye çıktım ve en sakin görünen yere oturdum. Kitapta kaldığım son sayfayı açtım ve okumaya başladım. Okulda telefonlarımızı açmamız yasak olduğu için müzik dinleyemiyordum. Normalde duygusal sahnelerde duygusal müzikler dinlerdim ama şimdi sadece kitabım vardı.

 

Okuduğum bölümün en heyecanlı yerindeydim ki sınıfımdan biri bana seslenene kadar. Bu kişi Ayşin' di. Ayşin' i gerçekten severdim. Hayat dolu, cıvıl cıvıl, şirin bir kızdı o. Benimle hep sohbet etmeye çalışırdı, ne zaman beni görse nasıl olduğumu sorardı. Bende cevaplamaya çalışırdım.

 

"Sadem sen de bizim yanımıza gelmek ister misin?"

 

"Teşekkür ederim Ayşin ama ben böyle iyiyim."

  

"Bugün iyi görünmüyorsun her şey yolunda mı?"

 

Ne zaman iyi görünüyorum ki.

 

"Sadece iyi uyuyamadım başka bir şey değil."

 

"Ne zaman konuşmak istersen konuşabiliriz sana iyi okumalar."

 

"Teşekkür ederim."

 

İçimden bir ses Ayşin ile çok fazla şey yaşayacağımı söylüyordu. Sadece bir arkadaşım vardı. O da birinci sınıftan beri görüştüğüm Burçe' ydi. Şimdi 11 yıl sonra hayatıma yeni bir arkadaş girecekmiş gibi hissediyordum.

 

Bütün bu düşüncelerden uzaklaşıp kitap okumaya devam ettim. Dört bölüm okumuştum. Ve zil çalmıştı benim için bir değişiklik olmayacaktı diğer derste dışarda olacaktık. Ama şuan kitap okuyacak bir durumda değildim oturmaktan bacaklarım ağrımıştı kalkıp biraz dolaşacaktım. Kalktım ve ayaklarım nereye gidiyorsa oraya yöneldim.

 

Okul binasının arka tarafına gelmiştim normalde buraya pek gelmezdim çünkü burası sevgilerle dolardı. Ve ben onların birbirlerine sevgi dolu bakışlarını görmek istemezdim. Buradan çiftlere sesleniyorum lütfen etrafınızda yalnız kişiler varken birbirinize sarılmasanız olur mu birileri yalnızlığına üzülüyorda. Ben değil(!)

 

Çalan zili duyduğumda hızla arkamı döndüm ve daha arkamda kim olduğunu görmeden yürümeye başladığım için birisine çarptım. Manyak mısın Sadem gözlerini kullansana.

 

Arkamı dönmemle düşmem bir oluğu icin kendimi aniden yerde buldum. Kime çarptığını hala görmemiştim. Yerden kalkmadan kafamı sağa çevirdiğimde çarpıştığım kişiyi gördüm. Bu kişi Akgün' dü.

 

Gözlerim yanında ayakta duran İnanç' a kaydı. İfadesiz bir şekilde bizi izliyordu.

 

Hemen ayağa kalktım Akgün zaten çoktan kalkmıştı. Akgün' den özür dilemem gerekiyordu.

 

"Çok özür dilerim. Bugün biraz dalgınım kusura bakmayın."

 

"Sorun değil."

 

Akgün sözünü bitirdiği an İnanç konuşmaya başladı. "Zil çaldı siz gidin benim sınıfta bir işim var." Dedi Akgün ve Atakan' a doğru. Sonrasında okul binasının ön tarafına doğru yürüyüp gözden kayboldu. Atakan ve Akgün bana görüşürüz deyip sınıflarının toplandığı yere gitti. Ben bu ders kitap okumak yerine onları izleyecektim. İnanç bana hiçbir şey söylememişti. Ben olsaydım ne olursa olsun iyi olup olmadığını sorardım bu sabah yaptığım gibi.

 

Onları izlemek için bir ağacın yanına oturdum. İnanç ve sınıfındaki erkekler basketbol potasının orada basket maçı yapıyorlardı. Futbol yerine basketbolu tercih ederdim.

 

Gözlerim kumral dalgalı saçlarında, kahverengi gözlerinde, uzun boyunda dolaşıyordu. Ben onları izlerken o beni fark etmedi etrafına bile dönüp bakmadı. Düşüncelerimden birinin beni dürtmesiyle kurtuldum.

 

"İnanç sana bunu gönderdi."

 

Gözlerim Atakan' ın bana uzanan eline kaydığında elinde bir kağıt tuttuğunu gördüm.

Bu bir nottu. İnanç bana not mu göndermişti?

 

"Teşekkür ederim."

 

"Bir şey değil."

 

Atakan' ın elinden kağıdı aldım. Ve onun uzaklaşmasını izledim.

Atakan tekrardan İnanç' ın yanına gitmişti ama farklı bir şey yoktu.

 

Titreyen ellerimle elimde sıkıca tuttuğum kağıdı açtım. Sanırım gözlerim görmüyordu ve okumayı unutmuştum. Kafamı gökyüzüne kaldırdım, gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Ardından kağıtta yazılanları okumaya başladım.

 

"Bu akşam saat yedide sahilde buluşalım."

Loading...
0%