@diva_gma
|
Keyifli okumalarrr
Bu hikâye Hayatımın Işığına... Gittiğin yerde hep parla Güneş' im...
Yeni bir güne açtım gözlerimi. Güneş odamın penceresinden içeri sızmıştı. Gecenin bittiğini haber vermeye geleli pek bir zaman geçmemişti sanırım.
Annemin ve babamın mutfaktan gelen sesi bu güzel günü daha da huzurlu hale getiriyordu. Kalkıp onların yanına mutfağa gittim.
"Günaydın benim küçük Kırmızı Başlıklı Kızım." dedi annem
"Günaydın kızım." dedi babam
Annemin bana küçük kızım dediğine aldırmayın bu yıl üniversiteye başladım. Yani bence hiç de küçük sayılmam.
Kırmızı Başlıklı Kız demesinin sebebi de 7. Yaş günümde bana hediye olarak aldığı kırmızı bir montu çok sevip hâlâ her yıl aynı montun aynı renginden almamdı. Genellikle çevremdeki herkes benden Kırmızı Başlıklı Kız diye bahsederdi. Oysa benim bir ismim vardı. Asena. Anlamı dişi kurt demek. Adımı hep çok sevmişimdir.
Annem ve babam kahvaltı yapmak için yemek masanın oturdu fakat benim ilk önce yapmam gereken çok önemli bir işim vardı.
Zada' yı beslemek. Zada benim bu yılın başında sahiplendiğim minik kedim. Onu yağmurlu bir günde sokaktan alıp evime getirdiğimden sonra hayatım çok değişti. İstediğim üniversiteyi kazandım, en yakın arkadaşımla küslüğümüzü sonlandırdık, ailemin maddi durumu iyiye gitti... Ve dahası. Bana iyi şans getirdiği için adını Zada koymuştum.
Zada elimdeki mama kabını gördükten sonra hızla yanıma geldi. O karnını doyururken ben onun bembeyaz tüylerini okşadım. Ardından kahvaltı yapmak için mutfağa döndüm.
"Hiç iyi şeyler olmuyor." Babamın gözleri televizyondaydı. Dediği şeyi anlamadığım için kaşlarımı çatarak ben de televizyona baktım ve beni içten içe ürküten o başlığı gördüm.
KURT ADAMLARIN TOPLU KATLİAMI
"Kurt adamlar gerçek mi? Nasıl olabilir böyle bir şey?" annemin sesi şüphe doluydu.
Kurt adamlar sürü halinde şehirleri ele geçirmeye çalışıyormuş ve bunu yaparken kendilerinden başka hiçbir canlıyı yaşatmıyorlarmış. Katliama masum hayvanlardan başlamışlar ve bunun insanların başına da geleceğini söylemişler.
"Böyle bir şey mümkün olamaz. Nerede görülmüş kurt adamların gerçek olduğu. İnsanların kafasını karıştırmaktan başka bir amaçları yok bunların." dedim fakat haberlerde söylenen sözler hem kafamı karıştırmış hem de beni korkutmuştu.
"Sen yine de okula gidip gelirken dikkatli ol kızım." dedi babam. Kalkıp okula gitmek için hazırlandım. Annem ve babam da kendi işlerine gideceklerdi. Zada, annem ve babamla vedalaştım ve üniversitemin ağaçlarla kaplı yolunu tuttum.
Sonunda ağaçların arasındaki, bir ormandaymış gibi hissettiren okuluma varmıştım. Arkadaşım Eftalya ile kapının önünde karşılaştık ve selamlaştık.
"Her sabah otobüs durağının önünde sevdiğimiz köpek bugün ölü bulunmuş. Gerçekten çok kötü." Bahsettiği köpeğin kahve tonlarında tüyleri vardı belki de hayatımda gördüğüm en sevimli köpekti fakat artık yaşamıyordu. Neden yaşamıyordu? Nasıl ölmüştü?
Bu tatsız olay sebebiyle ikimizinde keyfi yoktu. Dersimiz başlayacaktı. Bugün sadece üç saatlik bir dersim vardı ardından eve dönebilecektim.
Dersim bittiğinde çıkışta Eftalya ile biraz sohbet ettik.
"Daha sonra görüşürüz Kırmızı Başlıklı Kız."
"Görüşürüz" dedim ve ağaçlı yolun başlangıcına varıp yürümeye devam ettim.
Beş ya da altı dakika sonra, tam hatırlamıyorum, ormanın derinliklerinden bir ses geldi. Başımı senin geldiği yöne doğru çevirdim. Ses gittikçe yaklaşıyor ve çoğalıyordu. Ardından her şey bir anda gerçekleşti. Sesin geldiği yönden onlarca kurt adam çıktı. O anki korkudan başım dönmeye başladı.
"Neden buradasınız? Ne işiniz var?" dedim korktuğumu belli etmemeye çalışarak.
"Sana bir haber vermeye geldik. Zada, minik kedin artık yok."
"Ne?" Bu yaratıklar ne anlatmaya çalışıyordu?
"Biz bu dünyanın tek güçlüleriyiz. Bizim olduğumuz yerde bir başka canlı olamaz. Sıra Zada' daydı ve artık o da yok. Dikkatli ol ya da olma bir gün sıra sana gelebileceği gibi diğerlerine de gelebilir."
Bu sözlerin ardından yapabildiğim tek şey bütün gücümü kullanarak evime doğru koşmak oldu. Gidip bakmalıydım. Onlar beni korkutmak için böyle söylemişlerdi. Zada vardı, olmalıydı, ölmemeliydi. Fakat kendi gözlerimle Zada' yı göremediğimde artık ikna olmuştum. O cani kurt adamlar benim masum kedimin canını sadece kendi isteklerini gerçekleştirmek için almışlardı. Zada yoktu, öldürülmüştü.
Bu olaydan sonra iki gün boyunca hiçbir şey yiyemedim. Hiçbir yere gitmedim. Odamdan çıkamadım. Zada' nın gidişine alışamadım.
Bu iki gün boyunca yapmak istediğim tek bir şey vardı.
İntikam almak.
Onlar benim canım yaktılar. Ben de onları yakacağım.
Birinin buna dur demesi gerekiyordu. Tepki göstermesi gerekiyordu. Bunu başlatan kişi ben olacaktım. Kırmızı Başlıklı Kız olacaktı. Asena olacaktı.
Kalkıp herkese haber verdim. Mesaj attım, aradım. Benimle birlikte olmalarını, kurt adamlara karşı savaşacağımızı söyledim. Bir gün sonra çok kalabalık olmasak da toplanıp ormana gittik. Savaşacaktık ve bu dünyayı canilerin eline bırakmayacaktık.
"Kurt adamlar siz yorulmayın diye biz size geldik. Bakın işte buradayız. Hani siz neredesiniz? Elma dersem çıkın armut dersem çıkmayın. Elmaaaaa" dedim ormanın derinliklerine doğru bağırarak. Çok değil kısa bir süre sonra bir bir ortaya çıktılar. En önde günler önce karşıma çıktıklarında benimle konuşan kurt adam vardı sanırım o liderleriydi.
"Ne kadar da hevesli gördüm sizi." dedi her birimizde göz gezdirerek.
"Evet" dedim "Buraya çok hevesli geldik çünkü hedefimizi gerçekleştirmeye inancımız tam. Canımızı yaktınız biz de sizi yakmaya geldik." dedim ve tam o an kurt adamlara doğru saldırıya geçtik. Her birimiz elimizden geleni yapıyorduk. Onlar bizden daha güçlü olabilirdi fakat biz de kendimizden emindik.
Benimle birlikte olanlardan ölenler oluyordu, amacımız için canımızı bile veriyorduk fakat beni bu durumda tek motive eden şey kurt adamların bir kaç kişi kalmasıydı.
Arkadan bir el ağzımı kapattı. Onu kendimden uzaklaştırmak için arkama doğru bir tekme attım ve yere düşürdüm. Dönüp baktığımda bunun lider kurt adam olduğunu gördüm. Hemen yanımda duran kalın ağaç dalıyla defalarca kez ona vurdum ve tam öldüğünden emin olduğumda son kalan kurt adamın da arkadaşım Eftalya sayesinde öldürüldüğünü gördüm.
Tam o an günler sonra huzurla bir nefes çektim içime.
Başarmıştık.
Masum canlarımızın intikamını almıştık. Zada' nın, kahverengi tüylü sevimli köpeğin intikamını almıştık.
Hayatta kalan kişilerle birlikte o ormandan çıktık ve geniş meydana doğru yol aldık. Geniş meydanda insanlar bizi sevgiyle ve mutluluk gözyaşlarıyla kucakladı. Hatta kıvırcık siyah saçlı, ela gözlü güzeller güzeli minik bir kız çocuğu bana gelerek kırmızı bir pelerin hediye etti ve dedi ki: "İşte şimdi bu pelerinle tam bir kahramansın Kırmızı Başlıklı Kız."
Hepimizle gurur duydum ve bakışlarımı gökyüzüne çevirip Zada' ya fısıldadım: Senin ve arkadaşlarının hakkını her zaman savunacağız minik kedim...
Sizce nasıl olmuş? Diğer kitaplarım Hiç Durmadan Yorulmadan' ı ve Sonsuza Kadar' ı da okursanız çok mutlu olurum lütfen bir şans verin. Hoşça kalın.
|
0% |