Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Ölüm kadar hızlı

@dogacetin

Bazen hayatınızın ölümden dönüm noktası vardır ya, şu an o dönüm noktasındayım. Önümde korumam, karşımızda kadir babamla canın babası çaresizce Allah'a dua ediyordum, kimseye zarar gelmesin diye. Başka çarem yoktu, 5 kere ateş edilmişti, 3'ü Baran'ındı.

 

Baran'a döndüm, "Kim vuruldu?" dedim titreyen bir sesle. Telefon çaldı, Baran elimden aldı ve açtı.

 

"Patron, çatışmadayız, hızlıca kaçacağız şimdi," dedi. "Doğa Hanım, yavaş yavaş geriye doğru gidiyoruz, arka taraftan çıkacağız," dedi.

 

"Tamam, hızlı olalım," dedim. "Tamam Can Bey, çıkıyoruz, kapatmam lazım," dedi ve telefonu kapatıp uzattı. Yavaş yavaş geriye çıkarak arka kapıdan çıktık, hızlıca Neco Dayı'nın arabasına atladık ve gitmeye başladık. Bir baktım ki okulun önünden geçmeye başladık.

 

"Lan, nereye?" dedim ki Baran silah çıkarıp onların arabasına ateş etmeye başladı. Tekerlerinin ikisini patlattı ve devam ettik.

 

Yol boyunca ağzımı açmadım ki sessizliği Baran bozdu, "Bir yerinde bir şey var mı, vurulmadın değil mi?" dedi.

 

Döndüm, "Bilmiyorum, sanırım vurulmadım," dedim ve sustum. Çubuk'taki dağ evine varmıştık. Arabadan indiğimde bacağımda ağrı hissettim.

 

"Off," dedim bacağımı tutarak. Baran döndü, telaşla bacağıma baktı, eline kan geldi. Beni kucağına alıp içeri doğru koşmaya başladı ve ben de tedirgin oldum.

 

"Can Bey, Doğa Hanım vuruldu sanırım," dedi. Can ve Eyüp telaşla geldi.

 

"Yatır şu koltuğa," dedi. Eşofmanımı yukarı sıyırdı, bakmaya başladı.

 

"Bir şey yok, sıyrılmış. Baran, şurada ilk yardım çantası var, onu getir hemen," dedi. Baran koştur koştur ilk yardım çantasını getirdi. Oradan bayağı gazlı bez aldı. "Ağzına koy bunları, dişinle sık, bağırma sakın," dedi. Korkuyla ağzımı kapattım. Batokinu bir anda sürünce bacağımı acıyla çektim.

 

"Sakin ol, yapmam lazım pansumanı, enfeksiyon kapacak," dedi. Kafamı salladım. "Baran, kollarını tut, Eyüp, sen de bacakları," dedi. Tuttular beni, pansumanı yaptı.

 

"Bitti, kalkabilirsin," dedi.

 

kalktım topallaya topallaya.

 

"ben aşağıya iniyorum üstümü değiştiremeye" dedim ve merdivenlerden inmeye çalışırken inemeyeceğimi fark edip yere oturdum.

 

"can aşağıdan kıyafet getirsenize inemiyorum" dedim

 

"baran indirsin seni pes atıyoruz biz" dedi barana git işareti yaptı. baran bana doğru geldi kucağına alıp aşağı indirdi ve odada yatağın üzerine indirip çıktı.

 

 

 

 

BİR ÖNCEKİ BÖLÜM KADİR NASIL KURTULDU

 

Bu doğanın babasımı tam aradığım adam. mermi sesi geldi vurdular. aha doğa bayıldı. hepsi arabaya doğru gider.

 

peşlerinden takip etmem lazım. arabaya bindim ve takip etmeye başladım bi 30 dakika sonra tarla gibi bir yerdeydik tarlaya atıp gittiler. arabadan indim bizim adamlara

 

"arabaya götürün" dedim kaldırıp arabaya bindirdiler.

 

arabaya bindim hızla eve gittim.

 

"osman bizim doktoru çağır gelsin napıp ne edip kurtarıyorsunuz adamı!" dedim sinirle ve odama gittim

 

biraz dinlendim saat 8 civarı kalktım. Aşağı indim bir baktım oturuyor o şahıs

 

"yaşıyorsun bakıyorumda" dedim

 

"sen kimsin?" Dedi şaşkınlıkla

 

"seni vuran çocuğun babası." Dedim kahkaha atarak "omzundan vurulmuşsun şanslısın" dedim

 

"ne istiyorsunuz benden" dedi sinirle

 

"anlatayım oğlumdan intikam istiyorum sende bana lazımsın" dedim gülerek

 

Sonra kalkıp yukarı çıktım hazırlandım hizmetçilerede söyledim onuda hazırlıyorlardı. Doğanın okul çıkışına gidicektik. En hassas noktalarından vurmamız lazımdı. İlk doğa sonra eyüp. Eyüp en hassas noktasıydı. Çocukluktan beri beraber büyümüşlerdi. O yüzden ilk kızdan kurtulmam lazımdı. Çıktım evden kadir arabadaydı çıkmalarına bi 30 dakika vardı.

 

Bir 15 dakika sonra ordaydık. Okulun önünde beklemeye başladık. Zil çaldı herkes çıktı bir doğa kaldı onu bekliyordukki yanında biriyle çıktı.

 

"Ateş etmeye başla hemen" dedim ve sıkmaya başladık 2. Attığım mermiden biri denk gelmişti. Sonra hızlıca uzaklaştılar.

 

"Burda bitmedi" dedim kahkahayla arabaya binecektikki bir anda ateş sesi geldi ve eğildim. Tekerlere sıktı "yavş!k bitirdim sizin işinizi." Dedim sinirle bağırarak.

 

 

ŞİMDİKİ ZAMAN

 

Üstümü değiştirdim ve ayağa kalkmaya çalıştım ama beceremedim.

 

"Baran, yardım edebilir misin?" dedim. Kapı açıldı ve içeri girdi.

 

Beni kucağına aldı, yukarı çıkardı ve Canların yan koltuğuna oturttu.

 

"Ne yaptınız, hâlâ mı pes?" dedim gülerek.

 

"Evet, Eyüp'ü bir ağlatayım dedim ama yeniliyorum," dedi gülerek.

 

"İyi, canım çok sıkılıyor," dedim.

 

"Baran kardeşim, niye ayaktasın, otursana," dedi Eyüp. Eyüp'ün emriyle oturdu.

 

"Ee, 2'ye 2 atmayalım mı?" dedim.

 

"Olur, o zaman takımları ben seçiyorum: Ben ve Can, sen ve Baran," dedi Eyüp. Kafamı salladım, tamam şeklinde.

 

Oynamaya başladık. Can bir gol attı ve "GOOOOL! Hadi bakayım lan!" dedi bağırarak. Eyüp ve ben aşırı gülüyorduk.

 

2 dakika sonra tam kaleye yaklaşıyorduk. "Lan Can, kaleyi tut abi, geldiler abii!" dedi ve golü attım. "İşte bu be!" dedim ve Baran'la beşlik çaktık. "Helal size, Doğa Hanım," dedi.

 

Döndüm, "Doğa demen yeterli," dedim gülerek. Oyuna fena kapılmıştık; 1 buçuk saat oynamıştık.

 

"Oğlum, ben hayvan gibi acıktım," dedi Eyüp karnını tutarken.

 

"Ne yemek istersiniz, bakayım?" dedim ayağa kalkıp.

 

"Dolapta pizza var, buzlukta. Fırına at, 4 tane yeriz," dedi.

 

Mutfağa doğru ilerledim, buzluktan pizzaları çıkardım ve fırına attım. 30 dakika beklemesi gerekiyordu. Sayaç başlattım, telefonu salona bıraktım.

 

"Baran, aşağı indirir misin beni? Can, telefonumu buraya bıraktım. 30 dakika sonra pizzaları alın, ben duşa gireceğim," dedim. Baran beni kucağına aldı ve aşağı indirmeye başladı. Banyo kapısının önünde indirdi.

 

Kapıyı açtım, üstümdekileri çıkarıp duşa girdim. Suyu ayarladım, direkt liflendim, saçlarımı yıkadım ve çıktım. Üstüme salaş bir crop giyip altıma gri bir şort giymiştim. Saçlarımı da hafif kurutup saldım.

 

"Baran, gelebilirsin," dedim. Kapı açıldı, içeri girdi ve nazikçe kucağına aldı.

 

"Saçların çok ıslak, hasta olursun. Az daha kurut bence," dedi odadan çıkarken.

 

"Böyle iyi, hava sıcak ya," dedim ona bakarken. Yukarı çıktık. Pizzalar hazırdı, yemek masasına oturduk ve yemeye başladık.

 

Bitirdik ve dönüp, "Herkes tabak ve çatallarını makineye koysun," dedim.

 

"Size zahmet, benimkini de koyun," dedim. Kalktım, topallaya topallaya salona gittim.

 

Arkamdan geldiler, oturduk. Saat 11 olmuştu. "Ben yatıyorum, sabah okul var," dedim. Baran geldi, ayağa kalktı, kucağına alıp aşağı indirdi, odaya girdi ve beni yatağa oturttu. Kapıyı kapatıp çıktı. Direkt uyumuştum.

 

Sabah alarmın sesiyle uyandım, söylene söylene ayağa kalktım. Lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Üstümü değiştirdim. Son 3 gün olduğu için serbest giyinebiliyordum. Altıma siyah bir şort çekip üstüme sıfır kollu beyaz bir crop geçirdim. Kapıyı açtım. Karşımda Baran'ı görünce korkudan çığlık attım.

 

"Manyak mısın, nasıl korktum biliyor musun sen?" dedim sinirle.

 

"Ben de korktum, çığlık atınca. Öyle çıkmanı bekliyordum, yukarı çıkarayım diye," dedi. Kucağına aldı, yukarı çıkardı. Tam çıkacaktık kapıdan.

 

"Okuldan çıktıktan sonra almaya geleceğiz seni. Demette işimiz var," dedi.

 

"Tamam, 3:15'te çıkıyorum, gelirsiniz," dedim ve arabaya doğru ilerlemeye devam etti. Arabaya bindirdi beni ve öne oturdu.

 

Bir 30 dakika sonra okulun önündeydik. İndik, dışarıda bir sigara yaktık, içmeye başladım. Taşa oturdum ve içmeye devam ettim. Karşıdan biri geliyordu, koştur koştur yanıma Burak geliyordu.

 

"Selam güzelim, ne yaptın?" dedi.

 

"İyi Burak, sen?" dedim. "İyiyim, ne yapayım?" dedi.

 

"Anıl okul değiştirmiş, haberin var mı?" dedi.

 

Hayır anlamında kafamı salladım. "Haberim yok, olmasın da," dedim.

 

Zil çaldı. "Hadi içeri girelim," dedim.

 

Kalktık, içeri doğru ilerledik, spor salonuna girdik. İlk dersimiz beden eğitimiydi, Burak da bizimle geldi. Şaşkın şaşkın ona baktım.

 

"Sizin sınıfa transfer oldum. Diğer bilişim sınıfında kavga ettim. Bir sonraki sene de sizinleyim, Leydim," dedi.

 

Sessizce Baran'a dönüp, "loydom," dedim, kıkırdadık. İkimiz de ders başladı, futbol oynuyorlardı. Ben de köşede kitap okuyordum.

 

Sıkılıp az dinlendim. Gözlerimi açtığımda sınıftaydık ve matematik dersindeydik. Ders boştu. Yanımda Baran oturuyordu ve kafam Baran'ın omzundaydı. Kalktım, etrafıma baktım. Son derse kadar uyumuş muyum?

 

"Son dersteyiz, kaç dakika kaldı?" dedim.

 

"5 dakika sonra çıkıyoruz," dedi. Ayağa kalktım, kapının önüne doğru giderken Baran kucağına aldı beni. Zil çaldı ve aşağı doğru indik.

 

Okuldan çıktık, Can'lar kornaya bastı. Arabaya bindirdi beni, kendisi de yanıma oturdu, ilerlemeye başladık. 10 dakika sonra Demetteydik. Bir sokağa girdik, bir yerde durduk. Tabelada "Yahyalar" yazıyordu. Arabadan indik, Baran gene kucağına aldı beni. Bir eve çıktık, koltuğa oturttular beni.

 

"Baran, her yeri ara. Eyüp, gel benimle, önemli eşyaları bir alalım," dedi Can. Herkes ayrıldı, evde bir şey arıyorlardı.

 

"Can, bilgisayarı ve diskleri buldum, aldım. Başka da bir şey yok," dedi Eyüp.

 

"Tamam, çıkıyoruz dikkatlice," dedi. Baran geldi, kucağına aldı beni, aşağı indik. Arabaya binecektik ki,

 

"Can Bey, bakıyorum da evime gelmişsiniz," dedi kalın bir ses. Baktım, Can'ın babasıydı bu. Silah tutuyordu Can'a. Baran beni indirip ona doğru silah doğrulttu. Derken arkadan biri geldi, tanımadığımız biri. Can'ın babasının kafasına pompalı tutuyordu.

 

"Oha," dedim direkt.

 

"O silahı bana ver, yoksa kafanı delik deşik ederim senin," dedi. Silahı ona verdi ve yanımıza bir araç geldi, durdu ve havaya silah sıktı. Hepimiz yere eğildik, Can'ın babası kaçmıştı.

 

"Allah kahretsin, kaçtı!" dedi.

 

Eyüp döndü, o çocuğun elini sıktı. "Teşekkürler Arda, hayatımızı kurtardın," dedi. "Ne demek," dedi çocuk. Adı Arda mıydı? Nereden tanışıyorlardı acaba diye düşünüyordum içimden.

 

"Arabaya binin hepiniz, sen de bizimle gel Arda," dedi Eyüp. Arabaya bindik, hiçbirimiz konuşmuyorduk. Eve doğru gitmeye başladık...

 

Sonra, "GERİZEKALI!" dedim bağırarak. Eyüp bana doğru silah doğrultmuştu.

Loading...
0%