@dolen425
|
1. Bölüm:🌙
Merhaba.Bu ilk askeri kurgum.Umarım güzel gider ve beğenirsiniz.Aklımda bir sürü güzel fikir var ve bunları kitaba yansıtmaya çalışacağım.Bu ilk bölümümüz başlangıç tarihlerinizi isterseniz yazabilirsiniz.Bu arada yanında ay parçası emojisi olan bölümler geçmişten kesitler haberiniz olsun.Hata yapmamaya dikkat edeceğim,önerilerinizi bekliyorum bu arada...😘
Geçmişten... Aysun,ailesini görmeye memleketi Rize'ye gelmişti. Aslında gönlü pek razı gelmemişti. Normalde eşi ile birlikte Siirt'e yaşıyordu. Eşi asker idi. Astsubay Kıdemli Üstçavuş Erdem Karataş. Eşi çok ısrar etmişti. Aysun 7 buçuk aylık hamileydi. Aslında her an doğumu başlayabilirdi. Haberi yoktu ama Erdem kızının Siirt'te doğmasını istemiyordu çünkü korkuyordu kendisi yokken doğar,yetişemez diye ama Rize'de Aysunun abileri vardı onlar onun yanında olabilirler di. Ki zaten Aysunun kardeşi Melekte hamileydi sadece o 1 ay daha ilerdeydi. Aslında Meleğin hamileliği kolay geçiyordu. Tam tersine Aysunun hamileliği tam tersiydi kızları çok hareketliydi. Bu süreçte Aysun cidden çok yıpranmıştı. Erdem'de bu yüzden eşi'nin dinlenmesini istiyordu. Şimdi ise ailecek tahtadan eski ve loş ,fakat samimi ve sıcak evlerinde sobanın başına kurulmuşlardı. Bu ortamdan daha güzeli yoktu. Özellikle sobada kestane pişiriliyorsa vallahi tadından yenmezdi. Aysunun annesi Ayşe teyze kestanelerle uğraşıyordu. Cılız sesiyle oğlu Mehmete seslendi: - Bo Mehmet! Çestaneler yandı Allah belangi vermesun! Ayşe teyze sinirli bir kadındı. Damarlarında orijinal Karadeniz kanı dolaşırdı. Sinirlenince şivesi kayar bi anda Lazca konuşmaya başlardı.Mehmetten ses gelmeyince; - Dur anne abimin geleceği yok ben yaparım. - Ula asul sen dur! Ha o boh çuvali ahanda buraya gelec- Mehmet içeriye sonunda girebildi. - Si sorti Ha! (Neredeydin!) - Nana bi dur! İşim vardı. Eniştem ile konuştum ondan cevap veremedum. (anne) Aysun hemen ortaya atladı; - Enişten mi? Erdem mi? Nasılmış? Ne diyor? Niye aramış? Birşeyi var mı? Mehmet göz kırpıştırdı hangisine cevap vereceğini bilemedi. - Abla bi sakin ol da! Ne kocan varmiş. He Erdem eniştem,iyiymiş,seni sordi,seni sormak için aramış. Ula aynu şeyi niye tekrar söyled- Melek dalgınlıkla araya girdi; - Ay tamam bağırmayın! Mehmet yine araya daldı; - Ha birde diğer eniştem (vurgulayarak) Tunç olan bizi ayderde kahvaltıya çağırıyor bizimkiler daralmiştur diye. Ha ne deysunuz hanimlar çikalum mu? - Çıkalım çıkalım vallahi daraldım. Ama önce kestane! *** -Buralarda turist kaynıyor vallahi. Diyerek fikrini öne sürdü Aysun. Mehmetde onaylar anlamda önden başını salladı. Şuanda kahvaltı yapmaya ayder yaylasında çıkıyorlardı. Tunç herşeyi ayarlamış onlardan önce varmıştı. Meleğin eşi Tunç'ta asker idi. Fakat rütbesi daha düşük olduğu için izin alması daha kolay oluyordu Erdeme göre. Erdem ile aynı timdelerdi. Bu 2 kız kardeşin işlerine çok yarıyordu. Aynı şehirde yaşayıp çocuklarını birlikte büyütme gibi hayalleri vardı. Melek ve tunç'un da bir oğulları olacaktı. Birbirlerini koruyup kollamalarını istiyorlardı. Fakat tek bir sorun vardı bu iki baba da onların neslinden olan bu çocukları kendileri gibi asker yapmak istiyordu. Anneleri ise bu duruma pek iyi bakmıyorlardı özellikle Aysun... ***
Bu bölüm bu kadardı. Diğer bölümler daha uzun olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum... 🌙
|
0% |