@doludoluyuz
|
öncelikle bu tayfaya selam, bu platformda ilk kitabım. normalde kitabın ortalarına geldiğimden kaynaklı bölümler hızlı bir şekilde elinize ulaşacak okuma sayısı nasıl olur bilmiyorum. En güzelleri sizin olsun, iyi okumalarrrrrr ^-^
Sen bana tutsak, ben sana Sensizlik bana yasak, bensizlik sana Mısralara dökülen her bir yazıda, Sen bana hasret, ben sana
Sevgi: Bir kişiye karşı duyulan bağlılık ve ilgi olarak dile getirilir. Evet. Herhangi bir arama programına sevgi ne demek diye araştırırsak bu çıkar. Peki sevgi gerçekten de bu mu? Bir kişiye duyulan bağlılık ve ilgi olarak mı? Hep karşımıza çıkar. Sevgi sadece tek kişilikten mi oluşur? Bu kadar soru hatta daha fazlasını neden hep cevapsız kalır ki daha doğrusu kendimiz neden doğru net cevabı bulamıyoruz. Hata biz demi ya da kelimenin anlamında mı? Hata tam olarak nerede ya da ortada bir hata var mı? Hepsinin önemli olduğu gibi bir cevapsız bir soru daha sevgi nerede öğrenilir? Aile demi yoksa aşk hayatında mı?
Ben, Alin ALKAN. Kendimi bildim bileli inatçı, duygusunu dışarıya belli edemeyen tuttuğunu koparmak isteyen ama sanırım sadece istemekle yetinen dış izdivacı sert gibi gözüken içine bakılırsa aşrının da aşırısı duygusallığı olan biriyim. Annem, Sultan ALKAN benim ismimi geleceğim aydınlık ve parlak olsun diye ismimi Alin koymuş, babam, Mehmet ALKAN bana daha farklı isimler koymak istese de o zamanlar annemin istediği olmuş. Tabi o sıralar aile büyükleri tarafından anlayış gösterilmese de annem ve babam bizim çocuğumuz diye kendi seçtikleri ismi koymuşlar daha doğrusu annemin seçtiği ve beğendiği ismimi. Adımı seviyorum tam olarak beni çok fazla yansıtmasa da onunla bütünlenmiş hissediyorum. Yani 19 senede bütünleşebildiği kadar ve evet 19 yaşındayım ilk sene de istediğim bölüm olmadığı için mezuna kaldım bu sene tekrardan sınava hazırlanıyorum zaman azaldıkça stres ve heyecanda kat safa ya çıkıyor. Bugün 1 Mart Cuma günündeyim. Pazar günü MSÜ sınavı olduğu için son bir haftadır eski çıkmış soruları çözüyorum bu alandan tercih de bulunmayacağım daha doğrusu en iyi dereceyi yapsam bile göz numaram buna müsaade etmiyor. Sadece denemek için giriyorum. Asıl hedef YKS 1 senemi daha feda etmek istemiyorum. Dershanenin dönüş yolundayım yürüme mesafesini yürüdüm ve eve gitmek için dolmuş bekliyorum kısa bir süre sonra dolmuş geldi ve evin yolunu tuttum markete girmek için bir durak önce indim ihtiyaçlarımı temin ettikten sonra parayı verip çıktım. Eve gelir gelmez ayakkabılarımı fırlattıktan sonra odama doğru koştum lensi çıkarmak için elimi yıkayıp kuruladım aynanın karşısına geçtim 3 ay olmuştu başlayalı ama bir türlü gözümde olmasını kabullenemiyordum alışamamıştım. Batıyor gibi oluyor takmak istemiyordum takmadığımda da başım sanki çekiçle vuruyorlar gibi ağrıyordu. İşimi hallettikten sonra duşa girip çıktım saçlarım belimin aşağısına kadar geldiği için kurutmak zor geliyor o yüzden tarayıp hemen uyku moduna geçiyorum. Bugün sınav olacağım yere bakmaya gidecektik sabah kalktığımda dünden kalan yapamadığım sorulara baktım öğleden sonra okula gidecektik daha doğrusu benim sınav olacağım yer üniversitede çıktığı için daha da uğraştırıcı bir işti. Fakülteyi bulamam diye önlem almak istedim. Bakıp gelmemiz bir buçuk saat falan sürdüğü için yorulmamıştım eve gelince biraz vakit geçirip, yarın için hazırlık yapmaya başladım, kimliğimi ve giriş belgemi vestiyere koyduktan sonra kıyafetime de karar verdim uyumak için yatakta bir sağa bir sola dönüp durdum başlayan kafam ağrım ve bilinç altımdaki düşüncelerden sıyrılıp 12:00 gibi uykuya anca dalabildim.
Sonunda o gün geldi sabah erkenden kalkıp, kahvaltı masasına oturup simit kemirmeye başladım, sınav ondaydı ama trafik çok fazla olduğundan dolayı erken çıkıp zamanında yetişmeye çalıştık ve geldik. Ortaokuldaki eski sınıf arkadaşlarımı gördüm daha doğrusu onlar beni tanımış dik dik bakıyordu, bir süre sonra anca anladım son senede başka bir şehre taşınmışlardı. İsmini hatırlamakta güçlük çekmiştim ama hatırladım Doruk ERTUNÇ. O ayrılmadan sonra ne ben onu ne de o beni görmemişti. Sınav saati yaklaştı ve içeri girdik benimki bodrum kat 8 numaralı sıraydı buldum ve sınav saatinin başlamasını bekledim. Sonunda, bismillah deyip Türkçeden başladım matematikte yarısını çözdükten sonra Fen’de bitti geometriye bakamadan süre bitti sınavdan verilen kalemleri alıp hızlı adımlarla kapıya doğru adımımı attım tuvaletim vardı her an altıma salabilirim. Herkes sanki yavru kuzu olup, koyun annesini bulmak için bir sağa bir sola doğru koşturuyordu. Annemi gördükten sonra kara göründü deyip o tarafa bir adım attım yaklaşınca da annem beni gördü ve yüzünde bir gülümseme belirdi. Nasıldı? Fas’ tını bitirdikten sonra arabaya yaklaşmıştık. O an bir şey oldu içimde bir şeyler kopup tekrardan bağlanmaya çalışıyordu sanki garip bir histi bu uzun zamandır bedenime uğramayan bir hissiyattı. Onu görmüştüm onu çocukluk aşkımı Güven KARAHAN, o muydu Güven miydi o yandan silüeti bile böyleyse tamamını düşünemiyorum bile yana doğru döndüğünde beni görmesin diye arkamı döndüm ama niye? Ben ondan mı kaçtım peki ama neden sebep ne sorgular ifademi bir kenara bırakıp annemin bana ne oldu bakışlarında kurtulmam gerekiyordu yanından geçtikten sonra arkama doğru bir bakış attım bana bakmıyordu görmemişti zaten nerden tanıyacaktı ki belki adımı bile hatırlamıyordur. Arabaya bindik ve eve yola koyulduk aklımda deli sorular dönüyordu bir daha görebilecek miydim onu? belirgin çene hatları halis miydi? Sigaraya başlamış ama neden bir derdimi vardı niye ona bağlanmıştı ki?
Eve geldim hava güzeldi o yüzden Elizanla beraber bahçede top oynadık. Elizan, benim yeğenim abimin kızı, biz 3 kardeşiz ben en küçükleriydim ortancamız ablam Zeynep YAMAN, 3 yıl önce evlendiği için soyadı değişmişti. En büyüğümüz Ali ALKAN, aramızda 12 yaş var ablam ile ise 8 yaş ben çok küçüğüm ya da onlar çok yaşlandılar. Hava hafiften soğurken günde kararmaya başlamıştı evlere dağıldık. Abimlerin evi hemen yukarı dairemiz olduğundan Elizanda kendi çıkmıştı. Yarın okul vardı o yüzden hemen eve girip Pazar banyosu yaptım birçok bakım ürününü saçıma uyguladım bekleyiş süresi durulama falan şükür bitmişti. Yatağa kendimi attıktan sonra telefona bir bildirim gelmiş yarım saat önce tanımadığım bir numaradan ‘Yanıma neden gelmedin.’ Kimdi bu yoksa o mu ama numaramı nerden bulabilirdi ki salak mısın kızım o seni görmedi bile hadi gördü numaramı nerden bulacak diye kendi içimde kavga ediyordum ta ki ikinci mesaja kadar şok içinde telefona bakmaya devam ettim ‘Neden cevap vermiyorsun?’ tekrardan görüldü atmakla yetindim. ‘Kimsin?’ yazdım oysa böylemi cevap verilir be adamı gelmeden kaçırdık telefonu baş ucuma koyup uykuya dalmaya çalışıyordum, bir dalınır artık ya of anlatamam yok çünkü neyi anlatabilirim ki? Bir bildirim sesi daha ‘Kim olmamı isterdin?’ Ne nasıl? kim olmanı isterdim tabi ki istediğim kişiyi ama bakın bakalım ben ne yazdım ; ‘Kimse.’ İnanamıyorum Alin sana adamı döv istersen ‘kız mı erkek mi o bile belli değil ki’ dedi sağ taraftaki melek, sağ ol ya içime su serptin diye söylendim aynı zamanda içimde garip bir hissiyat da vardı karışık ayıtlanılamamış pirincin arasındaki taş gibi hissediyorum normal mi? ‘Normal normal, daha sen dur’ dedi sol melek. Tabi duracağım adama kimse yazarsam yazar mı bir daha ben olsam yazmam herhalde bilmiyorum iyide yabancı kimseye yazmam ben eğer yazacaksam da yabancı değildir o kişi umursamadığım bilinmeyen kişiden mesaj beklerken derin bir uykuya kendimi bırakmışım.
Bir anda yataktan doğruldum bu olanlar rüyamı gerçek mi? Kısa bir ikilemde kalıp telefona baktım kayıt edilmemiş numaradan 3 mesaj gecenin yarısında ‘gerçekmiş rüya değil’ dedim dışımdan söylemiş olmalıyım ki Sultanım, ‘Ne gerçekmiş?’ diye bana soru yöneltti ‘Yok bir şey ya sabah sabah konuşuyorum işte mal gibi’ deyip geçiştirip hemen telefona baktım bu arada hangi ara girmişti annem de beni dinlemişti. Bilinmeyen numara: ‘Aferin hep böyle kimseye taviz verme’ bir saat sonra Bilinmeyen numara: ‘Kızım kimse dediysek de bize niye cevap son olmasını umduğum ‘Hoşça kalma MALL’ artık telefonu kapatabilirim içim rahatladı demek çok isterdim ama tabi ki hayır anında pişman olup silecektim ki Harun hocanın beni çağırmasıyla telefonu cebeme attım ve yanına gittim. Bir anda kendimi derste bulmuşken bir o kadar zaman geçmiyordu durmuştu zaman böyle bir şeyin imkanı olamazdı eee o zaman vermiyorsun?’ Bilinmeyen numara: ‘??’ ‘Sen kimse değil misin?’ Dershaneye az bir yol kaldı telefonu kapatıcağımm diye içim bir burkuldu ama neden? Kim olduğu bile belli değilken neden kafamda garip senaryolar dönüyor. İlk derste etüttü birebir hocayla soru çözümü vardı en az bir saat sürüyor ve telefona bakmak da yasaktı ama benim aklımda oralarda değil başka yerlerde takıldığı için tam adapte olamamıştım. Hoca da anlamış olmalı ki ‘diğer etütte daha enerjik bekliyorum Alin.’ Dedi ‘Tamam hocam.’ Deyip kantinden su almak için bir alt kata indim aynı anda telefona gelen mesajlara bakmak için telefona bakıyordum Burçe’den gelen mesajlara attığı reelslere de göz atıp, aynı biz, rondom atıp dönüş yaptıktan sonra bilinmeyen numaraya girip mesaj atmış mı? Diye bakacaktım ki telefonun elimden kayması bir olup son anda düşmesinden kurtardım çatlamış mı? Diye bakmak isterken kendimi görüp bir an duraksadım hayır olamaz, bu gerçek değil bu sefer değil, hayır şimdi olmaz hatta hiç olamaz niye olsun abi onu görüntülü arayamam. Az biraz olan şoku atlattıktan sonra aramayı o açmadan kapatabilmiştim. Açar mıydı? peki kim olduğu bile belli değil, belki yüzünü göstermek istemez. Madem istemiyor neden bana mesaj attı o zaman ne diyeceğim şimdi ‘Aman Alin engelle geç’ dedi sol melek ‘En azından kim olduğundan emin olsaydık’ dedi sağ melek, melek karmaşası bitti. Ekranda bir mesaj belirdi. ‘Bu kadar aceleci olma be güzelim’ ne güzelin mi? Güzelin miyim gerçekten bu sefer ki mesaj bendendi ‘KİM OLDUĞUNU SÖYLEMESSEN ENGELLEMEME RAMAK KALDI’ biter mi bitmez bir dolu, dolu mesaj daha ‘Ya da direk engelliyim’ ve neden bana öyle geliyordu. Zor bela dershaneden çıktım telefona bakmak istemediğim için cebimden çıkarmamıştım. Çıkışta babam ve arabayı gördüm beni almaya gelmiş büyük ihtimal beni aradı bende açmadığım için görmedim arabaya bindik ara sokaktan ana yola çıktıktan sonra babam ‘Bu sene olacak mı?’ dedi. Bilmiyordum elimden geleni fazlasıyla yapsam da bir şeyler eksikti tamamlanmıyordu, yarımdı. ‘Nasip’ demekle yetine bildim sonunda telefona bakmaya yelkendim ve 4 mesaj; Bilinmeyen numara: ‘Hemen engellenmediğime göre merak ediyorsun beni’ Bilinmeyen numara: ‘Ha bu arada saçların yine çok güzeldi’ Bilinmeyen numara: ‘Eski çocukluk aşkını şimdi kendi yetkinin altına aldın nasıl başardın bilmiyorum ama başardın’ Bilinmeyen numara: ‘Benim ben Güven KARAHAN’
Bölüm sonuuuu başta uyum sıkıntısı olabilir anlam karmaşası falan. Diğer bölümler çok güzelll, yani ben yazıyorum diye değil gercekten güzel mjsjfdmmzxcnxcjncj yeterli okuma sonrasında 2. bölümde görüşürüz.*-*
|
0% |